19 Mayıs kutlu olsun! Zaferimiz süngü ile değil ilimle olacak

Chess

Nirvana
Kayıtlı Üye
14 Ağustos 2009
53.301
42.832
19 Mayıs 1919’da Atatürk’ün Samsun’a çıkmasıyla başlayan Milli Mücadele 30 Ağustos 1922’de zaferle sonuçlanacaktı. Atatürk, bu askeri zaferin ardından 1923’te yeni zaferi işaret edecekti: “Arkadaşlar, bundan sonra mühim zaferlere kavuşacağız. Bu zaferler, süngü ile değil, iktisat ve ilim zaferleri olacaktır”
Sitene Ekle
zaferimiz-sungu-ile-degil-ilimle-olacak-7056992.Jpeg

Aydın Hasan

9. Ordu Müfettişliği’ne atanan Mustafa Kemal Paşa, İngiliz savaş gemisinin takibindeki BandırmaVapuru ile dalgalı denizde zorlu bir yolculuğun ardından 19 Mayıs 1919’da bir pazartesi gününün sabahında Samsun’a ayak bastı.
Osmanlı yönetiminin kendisinden beklediği Samsun ve çevresinde asayişi tesis etmesiydi.
Ancak 38 yaşındaki genç Türk paşasının kafasında, milli mücadeleyi başlatmak vardı. Milli Mücadele ile birlikte modern bir devletin temelini atmak ve bu devleti ayakta tutacak yeni nesilleri yetiştirecek eğitim sistemini oluşturmak... 19 Mayıs 1919’da başlayan Milli Mücadele 30 Ağustos 1922’deki Büyük Taaruz ile zaferle sonuçlanacaktı.
Meşale ilimdir
Atatürk, bu askeri zaferin ardından 1923’te bilim alanındaki zaferi işaret edecekti:
“Arkadaşlar, bundan sonra pek mühim zaferlere kavuşacağız. Fakat, bu zaferler, süngü ile değil, iktisat ve ilim zaferleri olacaktır. Ordularımızın şimdiye kadar istihsal ettiği muzafferiyetler, memleketimizi halâs-ı hakikîye sevk etmiş sayılmaz. Bu zaferler ancak müstakbel zaferlerimiz için kıymetli bir zemin hazırlamıştır. Muzafferiyât-ı askeriyemizle mağrur olmaya bu yeni ilim ve iktisat zaferlerimize hazırlanalım.”
Atatürk, 30 Ağustos 1924’te yani büyük zaferin ikinci yıl dönümünde şunları diyecekti:
“Efendiler, medeniyet yolunda muvaffakiyet yenilenmeye bağlıdır. Sosyal hayatta, iktisadî hayatta, ilim ve fen sahasında muvaffak olmak için yegâne tekâmül ve terakki yolu budur. Medeniyetin buluşlarının, fennin harikalarının, cihanı değişmeden değişmeye sürüklediği bir devirde, asırlık köhne zihniyetlerle, maziperestlikle mevcudiyetin muhafazası mümkün değildir.”
Atatürk, Onuncu Yıl Nutku’nda ise hedefi şu sözleri ile çizdi:
Meşale ilimdir
“Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük medenî vasfı ve büyük medenî kabiliyeti, bundan sonraki inkişafıyla, atînin yüksek medeniyet ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır. Türk milletinin yürümekte olduğu terakkî ve medeniyet yolunda elinde ve kafasında tuttuğu meşale müspet ilimdir. Yurdumuzu dünyanın en mamur ve medenî milletleri seviyesine çıkaracağız, Milletimizi en geniş refah vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağız. Millî kültürümüzü muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız.”



İdman Bayramı

19 Mayıs ilk kez 1938 yılında Gençlik ve spor Bayramı olarak kutlandı. Daha önce kutlanan idman bayramı da, 19 Mayıs kutlamalarının içine alındı. 1981 yılında bayramın adı, Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı olarak değiştirildi.

Havza yolunda modern Türkiye hayali

İngiliz savaş gemilerinin tehdidi altında bulunan Samsun, Mustafa Kemal için güvenli bir yer değildir. Milli mücadele’nin ilk çıkışlarını yapmak için önce Havza ardından Amasya’ya geçmeye karar verir. Mustafa Kemal’in aklında milli mücadeleyle birlikte modern ve kalkınmış bir Türkiye hayali de vardır. Mustafa Kemal Paşa’nın maiyetinde yer alan subaylardan İbrahim Tali, yazısında, zorlu şartlar altında Samsun’dan Havza’ya yapılan ilk yolculukla ilgili şu anısını dile getirir:
“Samsun’dan Havza’ya geliyorduk. Altımızda 1. Dünya Savaşı’ndan kalma ve tekerleklerinin içi hava yerine lastik dolu eski bir Benz Otomobil vardı. Şoförümüz Türk değildi. Yolda durmadan arıza yapan otomobilimiz, bir an geldi ki iyice bozuldu. Bir müddet inerek bekledik. Fakat otomobil bir türlü tamir edilemiyor ve zaman geçtikçe Paşa sinirleniyordu. Şoför acemi; yollar berbattı ve otomobil eskiydi.
Nihayet, kendileri müdahale etmek istediler fakat bu köhne makineyi bir türlü işletemedik. Mecburen yolculuğa başka bir arabayla devam edebildik. Mustafa Kemal Paşa o gün bana şunları söylemişti:
‘Doktor, nihayet 20 yıl sonra bu yollar düzelecek. Türk şoförlerin kullandığı otomobillerimizle rahat rahat seyahat edeceğiz. Buralardan belki demir yolu da geçireceğiz.’
Aradan yıllar geçti. Ben 1. Genel Müfettiş olarak Diyarbakır’dayım. Bir seyahatte Atatürk Diyarbakır’a geldi. Altında yeni bir otomobil ve Türk şoför vardı. Birlikte bir ilçeye gidiyorduk. Tesadüf bu ya, yolda otomobil yine bozuldu. Fakat bu kez şoför birkaç dakika içinde aracı tamir etti. Ben 1919 olayını çoktan unutmuştum. Fakat O bana döndü; ‘Doktor, Havza yolunda size bir şey vaat etmiştim. O sözlerimden yapılanları hatırlatayım. Demiryolunu Samsun’a kadar döşedik. Görüyorsunuz ki, Türk çocukları bütün makine ve motorları da rahatlıkla kullanıyor. Şimdi size bir şey daha söyleyeyim; 20 yıla varmadan memleketimizde motor ve lokomotif yapacağız. Eğer yaşarsak, bu söylediklerimi de o zaman konuşuruz.’”
Ankara tehdit altındaydı
Mustafa Kemal Havza’dan Amasya’ya geçti. Amasya genelgesiyle milli mücadele başlatıldı. Önce Erzurum kongresi ardından da Sivas kongresi toplandı. Mustafa Kemal, 27 Aralık 1919’daAnkara’ya geldi. Sivas kongresinde oluşan Temsil Heyeti, milli mücadeleyi örgütlüyordu ve mücadelenin merkezi Ankara haline gelmişti. İstanbul işgal edilip Meclis-i Mebusan dağıtılınca 23 Nisan 1920’de Büyük Millet Meclisi Ankara’da açıldı. Meclis ordusu kuruldu. Yeni ordu, Yunan işgaline karşı direnişe geçti.
İnönü zaferleri, Ankara’daki milli mücadele yönetimini umutlandırmıştı. Ancak Yunan birlikleri, bu kez Afyon hattı üzerinden yeni saldırı başlattı. Yunan birlikleri, 17 Temmuz 1921’de İsmet Paşa komutasındaki Garp Cephesi kuvvetlerini yarıp Kütahya’yı ele geçirdi. Türk ordusu, kuşatma ve imha edilme tehdidi altındaydı. Ordu imha edilirse Yunan kuvvetleri için Ankara’yı işgal etmenin yolu açılacaktı. Mustafa Kemal Paşa, Fevzi Paşa ile birlikte cepheye giderek komutayı ele aldı. Türk ordusu, Sakarya Nehri’nin doğusuna ricat etti.
Muallimler Ankara’da
Kütahya-Eskişehir savaşları, 10-24 Temmuz tarihleri arasında yapıldı.
Ankara yani yeni devlet için kritik önemde olan bu ölüm kalım savaşlarının tam ortasında Ankara’da Maarif Kongresi toplandı. Mustafa Kemal Paşa, Maarif Kongresi için cepheyi bir günlüğüne bırakarak Ankara’ya geldi. Maarif Kongresi, işgal tehdidi altındaki Ankara’da 15-21 Temmuz 1921 tarihleri arasında yapıldı. Kongreye, aralarından kadınların da bulunduğu 250 dolayında muallim (öğretmen) katıldı.

Muallim cephesi
2015 Nobel Kimya Ödülü’nü kazanan Prof. Dr. Aziz Sancar, Nobel madalyasını bugünAnıtkabir’e bağışlayarak tarihi bir adım atacak. Sancar, Nobel kazandıktan sonra ilk açıklamalarından birinde, “Çok iyi öğretmenlerimiz vardı. Bu ödülü memleketime ve Cumhuriyet devrinin başlattığı eğitime borçluyum” demişti. Mustafa Kemal Paşa, 19 Mayıs’ta Samsun’a çıkarken, aklında milli mücadelenin yanı sıra bilime dayalı bir modernleşme ile eğitim reformunu hayata geçirme projesi vardı. Bunu da yaşama geçirmek için vakit harcamadı. Sadece 2 yıl sonra, Maarif Kongresi, dünya tarihinde örneği olmayan bir biçimde Yunan askerlerinin Sakarya Nehri kıyılarına dayandığı, Ankara’nın işgal tehditi altında olduğu 15 Temmuz 1921’de toplandı. 250 dolayında, aralarında kadınların da bulunduğu muallimin katılımı ile savaş koşulları içinde yapılan kongrede, modern eğitim sisteminin temelleri atıldı. Atatürk, zaferlerden sonra ise izleyecekleri yolu, “Arkadaşlar, bundan sonra pek mühim zaferlere kavuşacağız. Fakat, bu zaferler, süngü ile değil, iktisat ve ilim zaferleri olacaktır”, “Millî kültürümüzü muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız” sözleriyle gösterdi.

http://www.milliyet.com.tr/zaferimiz-sungu-ile-degil-ilimle-gundem-2247842/
 
Hayırdır, reiscilerin hic biri yok konuda? Zaten biliyorduk sizin derdinizin vatan olmadıgını ..


Tek dunya liderimiz Ataturk'un, milli mucadeleyi baslatmak icin, "saray"ın tum engellemelerine karsı, "memlekette guvenlik yok" diyerek sahaya indigi gunumuz;

Genclik ve spor bayramımız kutlu olsun..

Memleketteki hainlerin son cırpınısları Atam, senin yolundan yuruyenler, bu ulkeyi emperyalist usaklarına teslim etmeyecek..
 
Senin gibi über güçlü bir profille temellerini atan Türkiye Cumhuriyeti, senin kurtuluş mücadelesine adım attığın aynı günden tam 97 yıl sonra düşük profilli bir TC başbakanına teslim edilmiş olabilir Atam ama üzülme, gün gelir devran döner, bu ülke bir vatansever daha çıkarır Allah'ın izniyle.... En Büyük TÜRKİYE
 
X