afrika gri papağanı ( jako ) besleyen varmı?

AquaBarbie

change your my life!!!
Kayıtlı Üye
6 Kasım 2008
4.458
4
116
37
Ankara
merhaba

evimize yeni bir birey katıldı ,2 yaşında jako.

netten hakkında epey bilgi edindim. ama deneyim daha önemli benim için. alışma süresi uzun oluyormuş.doğal ortamlarında insanlar tarafından yakalandıkları için güven duymuyorlar kolay kolay:(((

bu tür en konuşkan ve zeki türmüş. ama bazı jakolar bile konuşmaya biliyorlarmış.

jako besleyeniniz varsa aranızda benimle deneyimlerinizi paylaşın lütfen.bir an önce kaynaşmak istiyorum cabbarımla:))

bu arada evimde birde 2 buçuk yaşında kedim var. papağanla kedinin eynı evde yaşaması zormuş. ama bizimkiler ortama ayak uydurdu gibi. minnoş(kedim) ilk gün çok merak ediyordu misafirimizi. ama şimdi hiç oralı bile olmuyor. cabbarın kafesinden çıkacağı günlerde geelcek inşallah. o zaman bir aksilik çıkar mı acaba????
 
Jako beslemek bir kedi bir köpek beslemekle eşdeğerdir gözümde hep. Çünkü zahmetlidir, duygusaldır, küser, kıskanır, kıskançlıktan salona insan sokmayanını tanıyorum bunlardan:)

İletişimi kurmayı öğrendikten sonrası kolay olan jakolar genellikle 1 kişiye bağlanır ve onu sahiplenirler örneğin bu siz olduğunuz da, sizi başkalarından kıskanırlar v.b.

Hiç beslemedim çok istedim ama evim müsait değil. En güzeli papağanlara özel forumlarda direk jako besleyen bir çok kişi ile görüşüp bilgi edinmeniz sizin açınızdan daha sağlıklı olacaktır.


Kedinize ve jakonuza sağlıklı uzun ömürler dilerim.
 
Merhaba,

Siteyi readerdan takip ediyorum fırsat buldukça, tanıdık bir başlık görünce de hemen üye oldum:) Sanırım böyle bir konuydu beklediğim:)

İki papağanımız ve iki kara kaplumbağamızla yaşıyoruz biz de:) Papağanlarımın biri Kakadu(Pamuk - 3 senedir benimle), diğeri ise Jako(Büdü - onu aldığımda henüz gözleri griydi- bu da bir yaşından küçük oluyor demektir), şimdi 6 yaşını geçkin bir delikanlı oldu, ilk zamanlarındaki acemi ve savsak hallerine göre:) Daha önce cennet, sultan, muhabbet kuşu(o da bir papağan:)), küçük papağanlarım olmuştu; ama büyük papağanlara ilgim, herşeyden önce uzun ömürlü oldukları için başladı. Bundan 6 sene önce, hayvanlar hakkında doğru dürüst bilgi paylaşımı yapılabilecek bir iki site mevcuttu, uzun yıllar o sitelerde yazdım, birşeyler öğrendim, bildiklerimi aktardım ben de. Eğitimi, beslenmesi vb. size de eve seve yardımcı olmak isterim. Öncelikle papağanınızla aranız nasıl:) Cabbar bey anladığım kadarıyla şuan şüpheci ve mesafeli size. Bu çok olağan. Onu, çevreyi tanıması ve sizlere güvenmesi için bir süre ani hareketlerinizden ve güvenini hepten sarsacak fiziksel temastan sakınmalısınız. Fiziksel temastan kastım, onu sevmeye zorlamaktır. İkramlarla; yumuşak, sakin bir ses tonuyla sohbetler açarak, ona "herşey yolunda, seni yemek veya öldürmek gibi bir amacımız yok" mesajlarını iletmelisiniz. Güven, emek ve sevginin karışımı, bunu asla unutmayın. Bunlardan sadece birini ona vermeniz, yani sadece sevmeniz ama emek göstermemeniz, ya da emek gösterirken zorba ve hoşgörüsüz olmanız, hiçbir işinize yaramaz. Blogumda "Afrika'nın Gri Papağanları" ve "Papağan besleyenlere, beslemeyi düşünenlere" başlıklı yazılarımı okuyabilirsiniz bu arada, çok eski yazılarım olmakla beraber, biri gözlemlerimi, biri de yabancı kaynaklardan çevirimi içermekte, faydalı olmasını umuyorum.

Sevgilerimle
 
Son düzenleme:
benim de bi 'Eşkıya'm var :)yani jakom,bize geleli 6 ay oldu.ilk hafta sadece uzaktan sevdim.sonra kafesini açtım.oda kafesin kapağına çıktı hemen.yine yarım metreden fazla yaklaşmadan sevdim.onbeş gün sonra kendisi uzanarak beni öptü :)sonra daha ben kalkar kalkmaz kafesini açmam için çığlık atmaya başladı.yaniözgürlüğe çabuk alışdı.bir ay sonrada kucağıma gelip kendini sevdirmeye başladı.ben ilk hareketi hep ona bıraktım,hep o yaklaştı.onu hiç bir şeye zorlamayın.kedi meselesine gelince;evimize girip çıkan bi sokak kedim vardı,eşkıya gezerken onun burnunu gagaladı,kedide can havliyle onun boğazına sarıldı.çok şükür yanlarındaydımda ayırabildim.kuşunuzu açarsanız asla yanından ayrılmayın.çünkü ne yapıcaklarını asla kestiremezsiniz.haa bide özgürlüğe fazla alıştırmayın,kafese girmekten nefret ediolar sonra.yani ipleri ellerine almayı çabuk öğreniyorlar :)
 
Jako beslemek bir kedi bir köpek beslemekle eşdeğerdir gözümde hep. Çünkü zahmetlidir, duygusaldır, küser, kıskanır, kıskançlıktan salona insan sokmayanını tanıyorum bunlardan:)

İletişimi kurmayı öğrendikten sonrası kolay olan jakolar genellikle 1 kişiye bağlanır ve onu sahiplenirler örneğin bu siz olduğunuz da, sizi başkalarından kıskanırlar v.b.

Hiç beslemedim çok istedim ama evim müsait değil. En güzeli papağanlara özel forumlarda direk jako besleyen bir çok kişi ile görüşüp bilgi edinmeniz sizin açınızdan daha sağlıklı olacaktır.

Kedinize ve jakonuza sağlıklı uzun ömürler dilerim.


çok teşekkür ederim nevbahar. nette bir site buldum oradan öğreniyorum neler yaapbileceğimi çok faydası oldu. nasıl yaklaşmam gerektiğini vs oradan öğrendim.

çok özel bir hayvan benim gözümde.gerçekten hisleri var.(kediminde var ama onun ki farklı) inşalalh uzun yıllar beraber olucaz.
bu aarda ismini değiştirdim cinsiyeti belli olmadığı için cabbar demek yanlış geldi bana. ilk duyduğumda cabbar ismi sempatik gelmişti ama şimdi hoşlanmıyorum o isimden. çiko koydum adını, çiko dediğimde tepki veriyor cabbara vermiyordu. kim bilir kaç kez değişti garibimin ismi. zaten genelde yakup,cabbar konuyor papağan isimleri. yakıştıramıyorum nedense paapğana o ağır isimleri. en azında çiko unisex bir isim cinsiyeti yok:))

inşallah sizinde bir jakonuz olur. yaşlılığınızda size arkadaş olur.

Merhaba,

Siteyi readerdan takip ediyorum fırsat buldukça, tanıdık bir başlık görünce de hemen üye oldum:) Sanırım böyle bir konuydu beklediğim:)

İki papağanımız ve iki kara kaplumbağamızla yaşıyoruz biz de:) Papağanlarımın biri Kakadu(Pamuk - 3 senedir benimle), diğeri ise Jako(Büdü - onu aldığımda henüz gözleri griydi- bu da bir yaşından küçük oluyor demektir), şimdi 6 yaşını geçkin bir delikanlı oldu, ilk zamanlarındaki acemi ve savsak hallerine göre:) Daha önce cennet, sultan, muhabbet kuşu(o da bir papağan:)), küçük papağanlarım olmuştu; ama büyük papağanlara ilgim, herşeyden önce uzun ömürlü oldukları için başladı. Bundan 6 sene önce, hayvanlar hakkında doğru dürüst bilgi paylaşımı yapılabilecek bir iki site mevcuttu, uzun yıllar o sitelerde yazdım, birşeyler öğrendim, bildiklerimi aktardım ben de. Eğitimi, beslenmesi vb. size de eve seve yardımcı olmak isterim. Öncelikle papağanınızla aranız nasıl:) Cabbar bey anladığım kadarıyla şuan şüpheci ve mesafeli size. Bu çok olağan. Onu, çevreyi tanıması ve sizlere güvenmesi için bir süre ani hareketlerinizden ve güvenini hepten sarsacak fiziksel temastan sakınmalısınız. Fiziksel temastan kastım, onu sevmeye zorlamaktır. İkramlarla; yumuşak, sakin bir ses tonuyla sohbetler açarak, ona "herşey yolunda, seni yemek veya öldürmek gibi bir amacımız yok" mesajlarını iletmelisiniz. Güven, emek ve sevginin karışımı, bunu asla unutmayın. Bunlardan sadece birini ona vermeniz, yani sadece sevmeniz ama emek göstermemeniz, ya da emek gösterirken zorba ve hoşgörüsüz olmanız, hiçbir işinize yaramaz. Blogumda "Afrika'nın Gri Papağanları" ve "Papağan besleyenlere, beslemeyi düşünenlere" başlıklı yazılarımı okuyabilirsiniz bu arada, çok eski yazılarım olmakla beraber, biri gözlemlerimi, biri de yabancı kaynaklardan çevirimi içermekte, faydalı olmasını umuyorum.

Sevgilerimle


çok sevindim yazıyı gördüğünüze. deneyimli birinin tavsiyelerine ihtiyacım vardı:)

şimdiii
3 hafta oldu sanırım çikom geleli. ilk geldiği zaman kafesin yanına yaklaştırmıyordu kesinlikle. birde kafesi yüksek bir yere koymuştum ki sonra yanlış yaptığımı anlayım koltuk hizasına indirdim. koltuğa oturduğumda hemen yanımda. buradan cereyan alma ihtimalide kalmadı.
sadece suyunu yemini temizleiğim zaman yaklaşıyordum yanına,ona bile ciyak ciyak bağırıyordu sıpam:))

şimdi aramız çok iyi maaşallah. kafese ilk yaklaştığımda hafiften hırlıyor ama olsun. daha erken. yemini suyunu verdiğimde sesini çıkarmıyor,altlığını rahatça değiştirebiliyorum. kafesin etrafını elektrikli süpürge ile süpürüyorum çıtı çıkmıyor.
ilk başlarda göz temasından rahatsız oluyordu. simdi oda geçti.
başlarda elimle kabuklu yer fıstığı veriyordum ikiletmeden alıyordu. şimdi iyice alıştı bende korkmuyorum. yemi bittiğinde bir iki saat bişi vermiyorum sonra elimle çekirdek veriyorum çok güzel yiyor. ani hareket yaptığımda hemen ürküyor.ama ses tonumu yumuşatarak konuşuyorum anlıyor gibi bakıyor yüzüme:)

kafesin kapağını açmak için henüz erken olduğunu düşünüyorum. daha zamanı var.

hayvanalrım çocuklara karşı ayrı bir sempati duydukalrınıda kanıtlamış oldu çiko. kızıma asla hırlamıyor. onun etrafında olmasından rahatsızlık duymuyor. elinden çekirdek yiyor.
eşime bir türlü alışamadı... sabah ve akşam gördüğü için . yanına doğru yaklaştığında bağırıyor:))
minnoşla araları iyi şükür.arada bağırıyor onada ama olsun o kadar. etrafında vs gezerken oralı bile olmuyor:)
ama minnoş hala çikonun ne olduğunu kavrayamadı. çok şaşkın bakıyor ona. öttüğü zaman inceliyor falan:) gördüğü tek kuş güvercinler,onlarda yaklaşında uçuyor haliyle çözemedi henüz kuş dünyasını:)

sabahları müthiş bir enerjisi var. 7 de bir başlıyor allaaaaaaah.çalar saatten önce uyanıyoruz her sabah. başka bişi beni uykumdan etse sinir olurum. ama çikonun ötüşlerini hayran hayran dinliyorum. sanki evde bir düzine kuş besliyoruz. çeşit çeşit ötüş şekli var. bir tanesi varki sinir oluyorum ona karga sesi çıkarıyor avazı çıktığı kadar. allahtan arada yapıyor onu:))

çok sağlıklı bir kuş. ne gagasında, ne tüğlerinde, ne dışkısında birşey yok. yeni bir ortama girdi,ama tüğlerini dahi yolmadı en çok ona seviniyorum:)

ah birde konuşsa. sürekli aynı kelimeleri söylüyorum yanında ama şimdilik tık yok. öpücük ve ıslık atma dışında:) bazı jakoların konuşmadığını biliyorum inşallah benim jakom konuşur:((

bloğunuzu sık sık ziyaret edeceğim. çok teşekkürler.

benim de bi 'Eşkıya'm var :)yani jakom,bize geleli 6 ay oldu.ilk hafta sadece uzaktan sevdim.sonra kafesini açtım.oda kafesin kapağına çıktı hemen.yine yarım metreden fazla yaklaşmadan sevdim.onbeş gün sonra kendisi uzanarak beni öptü :)sonra daha ben kalkar kalkmaz kafesini açmam için çığlık atmaya başladı.yaniözgürlüğe çabuk alışdı.bir ay sonrada kucağıma gelip kendini sevdirmeye başladı.ben ilk hareketi hep ona bıraktım,hep o yaklaştı.onu hiç bir şeye zorlamayın.kedi meselesine gelince;evimize girip çıkan bi sokak kedim vardı,eşkıya gezerken onun burnunu gagaladı,kedide can havliyle onun boğazına sarıldı.çok şükür yanlarındaydımda ayırabildim.kuşunuzu açarsanız asla yanından ayrılmayın.çünkü ne yapıcaklarını asla kestiremezsiniz.haa bide özgürlüğe fazla alıştırmayın,kafese girmekten nefret ediolar sonra.yani ipleri ellerine almayı çabuk öğreniyorlar :)

ayyyyyyyy gözümün önüne geldide haliniz . :52:bizde o günleri görecek miyiz:31:

eşkıyaymış hakkatten:) kaç yaşında?

kediyle papağan cidden zor bir ikili. umarım bizimkiler bu zoru başarır. sizinkilere de bol muhabbet diliyorum:) öpün eşkıyanın gagasını benim yerime:16:
 
eşkıya(bu adı koymakla iyimi yaptım acaba die az düşünmedim ) sanırım 5 yaşından büyük.bize gelinceye kadar çok sahip değiştirmiş.önce bi çocuğa oyuncak olsun die alınmış ve bıkılmış.ordan oraya sürülmüş.bu yüzden insanlara pek güvenmiyordu.ama çok şükür biz çok iyi anlaştık.şimdi eşimi kıskanıyor.sürekli benim adımı sayıklıyor.beni gözünün önünden ayırmıyor.bende onu çocuğum yerine koydum ve çookkk seviyorum :)
 
bizim de esimle afrika gri papaganimiz var,ilk zamanlar istememistim ilgisiz kalmistim ki hayvanlari pek sevmezdim.suan hayatimdaki en onemli varliklardan birisi.insansi ozelliklere sahip kiskaniyor,kusuyor,sevdigini belli ediyor,sizi suzuyor cin cin:)cok pis bakimi cok zor ama yine de cok seviyorum,kiyamiyorum.
 
Back
X