- 17 Temmuz 2011
- 476
- 435
- 108
Belki tek bir cümle, belki bir paragraf, belki bir şiirden bir mısra...
Hani böyle tokat yemiş gibi çarpan, etkileyen, durup düşündüren...
Yazar - Kitap ismi ekleyerek alıntılarımızı paylaşalım... Kitap kısıtlaması yoktur.
Çok çok uzun olmaması sıkmaması açısından iyi olabilir.
Alıntılar üzerinde yorum yapmazsak polemiğe girmemiş ve sohbete çevirmemiş oluruz, sadece okumak isteyen konu ziyaretçisi de yorulmaz. Beğenileni "beğen" butonu ile zaten göstermiş oluyoruz.
Güzel paylaşımlar dileğiyle...
Yıllar önce okuduğum ve yüzümde çarpık bir gülümsemeyle dakikalarca düşündüren, yıllar boyu da zaman zaman kendini hatırlatan bir paragraf:
Necip Fazıl Kısakürek - Tanrı Kulundan Dinlediklerim:
"Sokakta, arkamdan kaldırıp önümden yere bıraktığım ayağımın iki hareketi arasındaki zaman atomlarını birbirine bağlıyamıyacak kadar yaman bir (metafizik) teri dökerken, ayağımın değdiği her noktada arz çökecekmiş gibi korkunç bir istinatsızlık vehmi çekiyordum. Vehim ve şüphe!. Beni ısıran vehim ve şüphe akrebini hiçbir insan gözü görmedi.
Bakınız:
- Sakın bu dünya, göze görünür ve görünmez her-şeyiyle, doğacak bir çocuğu kandırmak için bütün insanların birlik olup uydurduğu müthiş bir yalan olmasın? Ve sakın o çocuk ben olmıyayım?
...Ve belki de tımarhanedeki deliler, kursaklarındaki sırrı artık ağızlarından kaçıracak kadar ruhları zayıfladığı içindir ki, böyle demir parmaklıklı kümeslere kapatılmışlardı."
Hani böyle tokat yemiş gibi çarpan, etkileyen, durup düşündüren...
Yazar - Kitap ismi ekleyerek alıntılarımızı paylaşalım... Kitap kısıtlaması yoktur.
Çok çok uzun olmaması sıkmaması açısından iyi olabilir.
Alıntılar üzerinde yorum yapmazsak polemiğe girmemiş ve sohbete çevirmemiş oluruz, sadece okumak isteyen konu ziyaretçisi de yorulmaz. Beğenileni "beğen" butonu ile zaten göstermiş oluyoruz.
Güzel paylaşımlar dileğiyle...
Yıllar önce okuduğum ve yüzümde çarpık bir gülümsemeyle dakikalarca düşündüren, yıllar boyu da zaman zaman kendini hatırlatan bir paragraf:
Necip Fazıl Kısakürek - Tanrı Kulundan Dinlediklerim:
"Sokakta, arkamdan kaldırıp önümden yere bıraktığım ayağımın iki hareketi arasındaki zaman atomlarını birbirine bağlıyamıyacak kadar yaman bir (metafizik) teri dökerken, ayağımın değdiği her noktada arz çökecekmiş gibi korkunç bir istinatsızlık vehmi çekiyordum. Vehim ve şüphe!. Beni ısıran vehim ve şüphe akrebini hiçbir insan gözü görmedi.
Bakınız:
- Sakın bu dünya, göze görünür ve görünmez her-şeyiyle, doğacak bir çocuğu kandırmak için bütün insanların birlik olup uydurduğu müthiş bir yalan olmasın? Ve sakın o çocuk ben olmıyayım?
...Ve belki de tımarhanedeki deliler, kursaklarındaki sırrı artık ağızlarından kaçıracak kadar ruhları zayıfladığı içindir ki, böyle demir parmaklıklı kümeslere kapatılmışlardı."