Hakka giren siz değilsiniz ki kendileriTarafsız bir bakış açısına ihtiyacım olduğu için her şeyi net bir şekilde anlatacağım. Bu yüzden biraz uzun bir konu olacak arkadaşlar özür diliyorum bu yüzden. Fakültenin ilk dönemlerinden beri dört kişilik bir arkadaş grubum var. Bir de sonradan eklenen bir kız var. Yani aslında beş yakın arkadaş. Ben insanlara karşı biraz daha mesafeli biri olduğum için habire buluşmaya gitmem, diğer kız grupları gibi zırt pırt mesajlaşmayız. Ama iyi arkadaşlarız.
Her şey pediatri stajına başlamam ile başladı. İki aylık bir staj ve bir ay bir yerde bir ay başka bir yerde olmak üzere dönüyoruz. Temel olarak 4 görev yeri var. Birisi pediatri acil, birisi pediatri polleri, birisi servisleri, diğeri de yoğun bakımlar ve yenidoğan yoğun bakımları. Pol grupları ve yoğun bakım grupları 36 saat çalışıyor. Acil ve servis grupları 24 saat. Yani nöbetçi oldukları zaman bir günlük izinleri oluyor. Sorun da tam olarak bu noktada başlıyor. Çünkü bizim görev yerlerimi ayarlayan asistan pol ve yoğun bakımlar, servis ile de acil grupları sonraki ay yer değiştirecek dedi. Yani 24 e dönenler diğer ayda 24 e dönerken 36 ya dönenler diğer ay da 36 ya dönecek. Benim görev yerim de malesef bu 36 lık grup. Diğer arkadaşlarımın hepsi 24 lük dönen yerlerde.
Başladım polcü olarak görev yerime. İlk 8 saat normal mesaim oluyor polde. Akşam 5 te nöbete başlıyorum gece saat 12 ye kadar. Gece 12 den 4 e bir arkadaşım, 4 ten 8 e ben duruyorum. Sabah 8 de arkadaşım evine dinlenmeye giderken ben akşam 5 e kadar mesaime devam ediyorum. Sonra eve gidiyorum. Ertesi gün sabah 8 te tekrar ikimizin mesaisi başlıyor.
Yakın arkadaşımla eşleştim. Beraber nöbet tutuyorduk. İki nöbetten sonrasına benim bünyem dayanmamaya başladı. Arkadaşımı arayıp dedim ki asistanla konuşalım siz sonraki ay yoğum bakımlara biz servislere geçelim. Böylece şartlar eşitlenir. Arkadaşım dedi ki evet haklısın size haksızlık oluyor. Bir yarım saat sonra beni aradı. Kendi acil grubu ile konuşmuş bu şekilde onlara haksızlık oluyormuş. Baştan bu şekilde ayarlanmış şimdi bozgunluk çıkarma dedi. Ben de hani bize haksızlık yapılıyordu ucu size dokununca mı vazgeçiyorsun, haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır dedim. Arkadaşım acil grubuna bunu söylemiş. Bana karşı herkesi kışkırtmış. Ben de bu kadar tepki alınca konuşmaktan vazgeçtim. Bir gün bir hoca acile geldi benim nöbetimde hocam çok yoruluyoruz böyle haksızlık dedim. Arkadaşım bana dönüp bağırmaya başladı. Hoca da tartışamıza sinirlendi. Ertesi gün görev yerlerini benim istediğim şekilde düzenlendi. Hocaya bu şekilde olsun diye ben söylemedim. Hoca kendisi bu çok basit bir çözüm böyle olsun konu kapansın dedi. Ama arkadaşım acil grubuna benim hocaya söylediğimi söylemiş. Görev yerleri de değişince herkes bana cephe aldı. Arkadaşım artık arkadaşım değilsin dedi. Diğer arkadaşlarım da benimle konuşmamaya başladı. Yapmadığım söylemediğim bir şey yüzünden insanlar bana kötü davranmaya başladı. Arkadaşım sana hakkımı helal etmiyorum dedi. Ben haktan korkarım. Birinin vebalini almaktan çekinirim. Ne yapacağımı şaşırdım. Bİr yanım onlar seni hiç düşünmediler sen neden düşünüyorsun diyor diğer yanım ya gerçekten hakkı varsa. Tarafsız fikirlerinize ihtiyacım var arkadaşlar. Biraz fazla uzattım hakkınızı helal edin.
Fakültedeyken aynılarını o kadar çok yaşadım ki. Bu arkadaş grupları çok unstabil oluşumlar, devamlı bozulup tekrar farklı farklı yeniden oluşacak.Tarafsız bir bakış açısına ihtiyacım olduğu için her şeyi net bir şekilde anlatacağım. Bu yüzden biraz uzun bir konu olacak arkadaşlar özür diliyorum bu yüzden. Fakültenin ilk dönemlerinden beri dört kişilik bir arkadaş grubum var. Bir de sonradan eklenen bir kız var. Yani aslında beş yakın arkadaş. Ben insanlara karşı biraz daha mesafeli biri olduğum için habire buluşmaya gitmem, diğer kız grupları gibi zırt pırt mesajlaşmayız. Ama iyi arkadaşlarız.
Her şey pediatri stajına başlamam ile başladı. İki aylık bir staj ve bir ay bir yerde bir ay başka bir yerde olmak üzere dönüyoruz. Temel olarak 4 görev yeri var. Birisi pediatri acil, birisi pediatri polleri, birisi servisleri, diğeri de yoğun bakımlar ve yenidoğan yoğun bakımları. Pol grupları ve yoğun bakım grupları 36 saat çalışıyor. Acil ve servis grupları 24 saat. Yani nöbetçi oldukları zaman bir günlük izinleri oluyor. Sorun da tam olarak bu noktada başlıyor. Çünkü bizim görev yerlerimi ayarlayan asistan pol ve yoğun bakımlar, servis ile de acil grupları sonraki ay yer değiştirecek dedi. Yani 24 e dönenler diğer ayda 24 e dönerken 36 ya dönenler diğer ay da 36 ya dönecek. Benim görev yerim de malesef bu 36 lık grup. Diğer arkadaşlarımın hepsi 24 lük dönen yerlerde.
Başladım polcü olarak görev yerime. İlk 8 saat normal mesaim oluyor polde. Akşam 5 te nöbete başlıyorum gece saat 12 ye kadar. Gece 12 den 4 e bir arkadaşım, 4 ten 8 e ben duruyorum. Sabah 8 de arkadaşım evine dinlenmeye giderken ben akşam 5 e kadar mesaime devam ediyorum. Sonra eve gidiyorum. Ertesi gün sabah 8 te tekrar ikimizin mesaisi başlıyor.
Yakın arkadaşımla eşleştim. Beraber nöbet tutuyorduk. İki nöbetten sonrasına benim bünyem dayanmamaya başladı. Arkadaşımı arayıp dedim ki asistanla konuşalım siz sonraki ay yoğum bakımlara biz servislere geçelim. Böylece şartlar eşitlenir. Arkadaşım dedi ki evet haklısın size haksızlık oluyor. Bir yarım saat sonra beni aradı. Kendi acil grubu ile konuşmuş bu şekilde onlara haksızlık oluyormuş. Baştan bu şekilde ayarlanmış şimdi bozgunluk çıkarma dedi. Ben de hani bize haksızlık yapılıyordu ucu size dokununca mı vazgeçiyorsun, haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır dedim. Arkadaşım acil grubuna bunu söylemiş. Bana karşı herkesi kışkırtmış. Ben de bu kadar tepki alınca konuşmaktan vazgeçtim. Bir gün bir hoca acile geldi benim nöbetimde hocam çok yoruluyoruz böyle haksızlık dedim. Arkadaşım bana dönüp bağırmaya başladı. Hoca da tartışamıza sinirlendi. Ertesi gün görev yerlerini benim istediğim şekilde düzenlendi. Hocaya bu şekilde olsun diye ben söylemedim. Hoca kendisi bu çok basit bir çözüm böyle olsun konu kapansın dedi. Ama arkadaşım acil grubuna benim hocaya söylediğimi söylemiş. Görev yerleri de değişince herkes bana cephe aldı. Arkadaşım artık arkadaşım değilsin dedi. Diğer arkadaşlarım da benimle konuşmamaya başladı. Yapmadığım söylemediğim bir şey yüzünden insanlar bana kötü davranmaya başladı. Arkadaşım sana hakkımı helal etmiyorum dedi. Ben haktan korkarım. Birinin vebalini almaktan çekinirim. Ne yapacağımı şaşırdım. Bİr yanım onlar seni hiç düşünmediler sen neden düşünüyorsun diyor diğer yanım ya gerçekten hakkı varsa. Tarafsız fikirlerinize ihtiyacım var arkadaşlar. Biraz fazla uzattım hakkınızı helal edin.
Evet sanırım haklısınız bu fevri bir söylem. Bunu söyledikten sonra da pasif agresif tavırlar devam etti zaten."hani bize haksızlık yapılıyordu ucu size dokununca mı vazgeçiyorsun, haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır"
Burası fazla ani ve sert bir çıkış olmuş. Bu yüzden hocaya sizin söylediğinizi sanmışlar. Yakın arkadaşınıza direkt böyle konuşmanız pek doğru olmasa da diğer konuda haklısınız tabi ki. Zira hocanız da öyle düşünmüş olmalı ki siz söylemeden istediğiniz şekilde düzenlemiş.
Konunun üzerinden vakit geçip herkes sakinleşince tekrar helallik istersiniz. Vermez ise de dinimizde bu konuda ne gerekliyse onu yaparsınız (hayır yapmak, tövbe etmek, dua etmek vs. bilmiyorum) hakkınızda hayırlısı olsun.
Ben de öyle görüyorum. Ama arkadaşlarının hepsi sana cephe alınca insan ne yapacağını şaşırıyor. Bazen susup 36 ya dönseydim de bunları yaşamasaydım diyorum. Şuan her şey cok sıcak o yuzden kafam karışık. Neyin doğru neyin yanlış olduğunu ayırt edemiyorumHakka giren siz değilsiniz ki kendileri
Gayet haklısın olayda senin ne günahın var 36 saat nöbet kolay mı. Hiç suçlama kendini.Tarafsız bir bakış açısına ihtiyacım olduğu için her şeyi net bir şekilde anlatacağım. Bu yüzden biraz uzun bir konu olacak arkadaşlar özür diliyorum bu yüzden. Fakültenin ilk dönemlerinden beri dört kişilik bir arkadaş grubum var. Bir de sonradan eklenen bir kız var. Yani aslında beş yakın arkadaş. Ben insanlara karşı biraz daha mesafeli biri olduğum için habire buluşmaya gitmem, diğer kız grupları gibi zırt pırt mesajlaşmayız. Ama iyi arkadaşlarız.
Her şey pediatri stajına başlamam ile başladı. İki aylık bir staj ve bir ay bir yerde bir ay başka bir yerde olmak üzere dönüyoruz. Temel olarak 4 görev yeri var. Birisi pediatri acil, birisi pediatri polleri, birisi servisleri, diğeri de yoğun bakımlar ve yenidoğan yoğun bakımları. Pol grupları ve yoğun bakım grupları 36 saat çalışıyor. Acil ve servis grupları 24 saat. Yani nöbetçi oldukları zaman bir günlük izinleri oluyor. Sorun da tam olarak bu noktada başlıyor. Çünkü bizim görev yerlerimi ayarlayan asistan pol ve yoğun bakımlar, servis ile de acil grupları sonraki ay yer değiştirecek dedi. Yani 24 e dönenler diğer ayda 24 e dönerken 36 ya dönenler diğer ay da 36 ya dönecek. Benim görev yerim de malesef bu 36 lık grup. Diğer arkadaşlarımın hepsi 24 lük dönen yerlerde.
Başladım polcü olarak görev yerime. İlk 8 saat normal mesaim oluyor polde. Akşam 5 te nöbete başlıyorum gece saat 12 ye kadar. Gece 12 den 4 e bir arkadaşım, 4 ten 8 e ben duruyorum. Sabah 8 de arkadaşım evine dinlenmeye giderken ben akşam 5 e kadar mesaime devam ediyorum. Sonra eve gidiyorum. Ertesi gün sabah 8 te tekrar ikimizin mesaisi başlıyor.
Yakın arkadaşımla eşleştim. Beraber nöbet tutuyorduk. İki nöbetten sonrasına benim bünyem dayanmamaya başladı. Arkadaşımı arayıp dedim ki asistanla konuşalım siz sonraki ay yoğum bakımlara biz servislere geçelim. Böylece şartlar eşitlenir. Arkadaşım dedi ki evet haklısın size haksızlık oluyor. Bir yarım saat sonra beni aradı. Kendi acil grubu ile konuşmuş bu şekilde onlara haksızlık oluyormuş. Baştan bu şekilde ayarlanmış şimdi bozgunluk çıkarma dedi. Ben de hani bize haksızlık yapılıyordu ucu size dokununca mı vazgeçiyorsun, haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır dedim. Arkadaşım acil grubuna bunu söylemiş. Bana karşı herkesi kışkırtmış. Ben de bu kadar tepki alınca konuşmaktan vazgeçtim. Bir gün bir hoca acile geldi benim nöbetimde hocam çok yoruluyoruz böyle haksızlık dedim. Arkadaşım bana dönüp bağırmaya başladı. Hoca da tartışamıza sinirlendi. Ertesi gün görev yerlerini benim istediğim şekilde düzenlendi. Hocaya bu şekilde olsun diye ben söylemedim. Hoca kendisi bu çok basit bir çözüm böyle olsun konu kapansın dedi. Ama arkadaşım acil grubuna benim hocaya söylediğimi söylemiş. Görev yerleri de değişince herkes bana cephe aldı. Arkadaşım artık arkadaşım değilsin dedi. Diğer arkadaşlarım da benimle konuşmamaya başladı. Yapmadığım söylemediğim bir şey yüzünden insanlar bana kötü davranmaya başladı. Arkadaşım sana hakkımı helal etmiyorum dedi. Ben haktan korkarım. Birinin vebalini almaktan çekinirim. Ne yapacağımı şaşırdım. Bİr yanım onlar seni hiç düşünmediler sen neden düşünüyorsun diyor diğer yanım ya gerçekten hakkı varsa. Tarafsız fikirlerinize ihtiyacım var arkadaşlar. Biraz fazla uzattım hakkınızı helal edin.
Olaylar biraz daha yatıştıktan sonra konuşup karar vermek en mantıklısı sanırım. Bu çıkara göre oluşan unstabil arkadaşlıklar artık beni çok yormaya başladı. Bu şekilde hatırlanmak istemezdim. Ben de onları böyle hatırlamak istemezdim.Fakültedeyken aynılarını o kadar çok yaşadım ki. Bu arkadaş grupları çok unstabil oluşumlar, devamlı bozulup tekrar farklı farklı yeniden oluşacak.
Tavsiyem, bencillik yapmadan, başkasının hakkına girmeden, kendin için en uygun olanı kollaman.
Eğitimine bak. Çünkü bu en güzel ve önemli senelerinde değmeyecek insanlar için fedakarlık yaptığını fark ettiğinde, üzüleceksin.
Kırıcı söylemlerin olmuş ama en başta söz verip sonradan ortada bırakılmak da çok kırıcı. Haklısın.
Üniversite arkadaşlarıklarına çabuk kanma.
Hatan varsa özür dile, sonra uygun mesafeyi koyarak yoluna bak derim.
Umarım şimdi kendileri de 36 ya başladıkları zaman neden yaptığımı anlarlarGayet haklısın olayda senin ne günahın var 36 saat nöbet kolay mı. Hiç suçlama kendini.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?