Şu askerlik yapana da zor, bekleyene de zor. Özellikle elin telefona gidiyor da ulaşamıyorsun ya, en zoru o. Sabah kalktığında telefona bakıyorsun, ondan ne bir mesaj ne bir arama. Güne hep özlemle ve için buruk başlıyorsun. Onun arayacağı zamanı beklemeye koyuluyorsun. Aradığında kısa süreli bir mutluluk oluyor ama konuştuğun 2-3 dk yetmiyor ki... Yine özlemeye başlıyorsun. İçinde hep atamadığın bir kötü his duygusu. Senden uzakta ya o his dönene kadar da bitmez. Başın sıkıştığında sığındığın limanın, senden uzaklardadır. Ama şunu düşünüyorum ki, askerlik erkeği olgunlaştıran bir diğer adımdır. Benim sevgilimin askerde bugün 4.günü, ben ilk dün duyabildim sesini. Ama şimdiden bir olgunlaşma hissettim. Ve ben ona nasılsın nasılsın diye üst üste sorarken, o her iyiyimden sonra bana sen nasılsın dikkat et kendine, sana kıyamam üzme sakın kendini diyip durdu. Sesim gayet pozitif olmasına rağmen, orda daha şimdiden bana olan aşkı sevgisi katlanmıştı. Bu günler zor geçiyor ama geçiyor. Özellikle oyalanacak bir şey bulmak lazım. Ilk zamanlar aklın ondayken, başka bir şeye konsantre olamıyorsun ama zamanla o da oluyor. Örneğin ben bugünden itibaren vizelere çalışmaya başlayacağım. Vizelerden sonra da Ales' e çalışacağım. 10 Mayıs Ales sınavına Allah kısmet ederse sevgilimle birlikte gireceğiz. Bundan sonra yapmamız gereken, telefonumuzun sesini açık tutmak :) ve dua edip onlar için, sorumluluklarımıza devam etmek. Allah onları her türlü kötülükten, hastalıktan, huzursuzluktan, mutsuzluktan korusun. Inşallah en kısa zamanda, sapasağlam onlara kavuşmamızı nasip eder Allah.