Etrafındaki insanlar, kim olursa olsunlar, eşin, hayat arkadaşın, çocukların, anne ve baban, kardeşlerin, komşuların, arkadaşların, hatta hiç tanımadıkların, fark etmez, kusurlarını inceleme, günahlarını ve ayıplarını görme.
Kapat gözlerini.
Görürsen, şâhid olursan, denk gelirsen, karşılaşırsan, tesadüfen yakalarsan bakma.
Kapat gözlerini.
Bakarsan illa ki görürsün. Baktığın için görüyorsun. Sen bakma, çevir bakışlarını.
Kapat gözlerini.
Kapatırsan görmezsin, görmezsen kötü düşünmezsin, güzel düşünürsen seversin.
Görsen bile, yakalasan bile, öğrensen bile yine de sevmeyi dene. İnsan kusurları ve ayıplarıyla insandır. Seveceksen öylece sev.
Ne kusursuz insan ara, ne de insanda kusur. Birincisini zaten bulamazsın, ikincisinde ise, bulduğun her kusur, öğrendiğin her ayıp sahibini değil, seni çirkinleştirir.
Her iki ayrışın da seni mutsuz eder, inan bana. Birincisini bulamadığın için, ikincisini ise bulduğun için mutsuz olursun.
Oysa sen mutluluğu arıyorsun, aslında. Arıyorsun ama yanlış yerde. Mutluluğun sırrını veriyorum, mutlu olmanın formülünü anlatıyorum sana:
Kapat gözlerini.
Ne kadar az görürsen o kadar mutlu olursun. Ne kadar az bilirsen o kadar huzurlu olur için.
Bakma, görme, arama. Kapat gözlerini
İlla da görmek istiyorsan etrafındaki adaletsizlikleri, haksızlıkları gör. Yaşadığın topraklarda halkın nasıl eziyet çektiğini, hırsızların her tarafta nasıl cirit attıklarını, alın terinin, emeğin, insan haysiyet ve onurunun nasıl ayaklar altında çiğnendiğini gör. Bakacaksan bunlara bak.
Şayet buraya kadar okudukların seni hiç etkilemedi ve sende hiç şimşek çaktırmadıysa, bu yazıyı da boşuna okuyorsun sen.
İstemiyorum, okuma bu yazıyı. Bakma bu yazıya.
Kapat gözlerini.
İnsanoğlu güzellik ve iyilik sahibi olduğu kadar kusur ve hata sahibidir de. İnsanlar yalnızca güzel amelleri, yetenekleri, becerileri, güzel eserleri ile değil, günahları, ayıpları, kötü âmelleri ve beceriksizlikleri ile insandırlar.
Nedense kendimize ait kusurları, beceriksizlikleri, kendi işlediğimiz günahları, ayıpları kolay kolay gör(mek iste)meyen bizler, aynı kusur ve beceriksizlikler başkalarında mevcut olduğunda, aynı günahları, ayıpları diğerleri işlediğinde bunu hemen görüyoruz, görebiliyoruz.
Düşünüyorum da, insanoğlu başka insanlardaki ayıpları ve kusurları keşfetmeye meraklı olduğu kadar, kendisindeki ayıp ve kusurların bilincinde olmaya, dünyayı, madde ve mânâyı, eşyanın tabiatını, yaratılış gayesini keşfetmeye meraklı olsaydı, bugün hangi konumda olurduk acaba?
Kapat gözlerini.
Görürsen, şâhid olursan, denk gelirsen, karşılaşırsan, tesadüfen yakalarsan bakma.
Kapat gözlerini.
Bakarsan illa ki görürsün. Baktığın için görüyorsun. Sen bakma, çevir bakışlarını.
Kapat gözlerini.
Kapatırsan görmezsin, görmezsen kötü düşünmezsin, güzel düşünürsen seversin.
Görsen bile, yakalasan bile, öğrensen bile yine de sevmeyi dene. İnsan kusurları ve ayıplarıyla insandır. Seveceksen öylece sev.
Ne kusursuz insan ara, ne de insanda kusur. Birincisini zaten bulamazsın, ikincisinde ise, bulduğun her kusur, öğrendiğin her ayıp sahibini değil, seni çirkinleştirir.
Her iki ayrışın da seni mutsuz eder, inan bana. Birincisini bulamadığın için, ikincisini ise bulduğun için mutsuz olursun.
Oysa sen mutluluğu arıyorsun, aslında. Arıyorsun ama yanlış yerde. Mutluluğun sırrını veriyorum, mutlu olmanın formülünü anlatıyorum sana:
Kapat gözlerini.
Ne kadar az görürsen o kadar mutlu olursun. Ne kadar az bilirsen o kadar huzurlu olur için.
Bakma, görme, arama. Kapat gözlerini
İlla da görmek istiyorsan etrafındaki adaletsizlikleri, haksızlıkları gör. Yaşadığın topraklarda halkın nasıl eziyet çektiğini, hırsızların her tarafta nasıl cirit attıklarını, alın terinin, emeğin, insan haysiyet ve onurunun nasıl ayaklar altında çiğnendiğini gör. Bakacaksan bunlara bak.
Şayet buraya kadar okudukların seni hiç etkilemedi ve sende hiç şimşek çaktırmadıysa, bu yazıyı da boşuna okuyorsun sen.
İstemiyorum, okuma bu yazıyı. Bakma bu yazıya.
Kapat gözlerini.
İnsanoğlu güzellik ve iyilik sahibi olduğu kadar kusur ve hata sahibidir de. İnsanlar yalnızca güzel amelleri, yetenekleri, becerileri, güzel eserleri ile değil, günahları, ayıpları, kötü âmelleri ve beceriksizlikleri ile insandırlar.
Nedense kendimize ait kusurları, beceriksizlikleri, kendi işlediğimiz günahları, ayıpları kolay kolay gör(mek iste)meyen bizler, aynı kusur ve beceriksizlikler başkalarında mevcut olduğunda, aynı günahları, ayıpları diğerleri işlediğinde bunu hemen görüyoruz, görebiliyoruz.
Düşünüyorum da, insanoğlu başka insanlardaki ayıpları ve kusurları keşfetmeye meraklı olduğu kadar, kendisindeki ayıp ve kusurların bilincinde olmaya, dünyayı, madde ve mânâyı, eşyanın tabiatını, yaratılış gayesini keşfetmeye meraklı olsaydı, bugün hangi konumda olurduk acaba?