Bayram değil, seyran değil: Almanya'nın sığınmacı sevgisi nereden geliyor?

ema1

Hayat, sen plan yaparken başına gelenlerdlr
Pro Üye
10 Ağustos 2009
26.199
18.342
823
haber.sol.org.tr/dunya/bayram-degil-seyran-degil-almanyanin-siginmaci-sevgisi-nereden-geliyor-129390
Bayram değil, seyran değil:
Almanya'nın sığınmacı sevgisi
nereden geliyor?
Her yıl sığınmacılara ve mültecilere
yönelik onlarca saldırıyla gündeme
gelen Almanya'da, hükümetin bir
anda "sığınmacı babası" konumuna
gelmesi ve Avrupa'ya önerileri
kamuyounda tartışılıyor. Peki
bayram değil, seyran değil,
Almanya sığınmacılara neden kucak
açtı?
Tevfik Taş
Cuma, 11 Eylül 2015 14:35



Nazizm geçmişinden dolayı uzun
süredir yerlerde sürünen Alman
imajı, nasıl olduysa son günlerde
büsbütün değişti. Daha düne kadar
Yunanistan'a karşı sert yaptırımları
savunduğu için Hitler bıyıklı
karikatürleri Avrupa basınında
dolaşan Angela Merkel, bugün
sığınmacıların kendisinden sevgiyle
söz ettikleri bir lidere dönüştü.
Enerji kaynakları ile stratejik önemi
olan bölgelerdeki emperyalist
savaşlardan kaçıp, canınını
kurtarmaya çalışan kitleler,
Avrupa'yı adeta Nuh'un gemisi
olarak görmeye başladılar. Açlığın,
sefaletin, savaş ve aşağılamanın
olmadığı adil bir toplum...
Oysa gerçekler çok farklı...
SIĞINMACI SORUNU ALMAN
SORUNU MU?
Bugüne dek Alman hükümetinin
mülteciler politikası, sığınmacı
sayısının olabilen az sayıda
tutulması üzerineydi. Kapılarına
dayanan 170 bin sığınmacıyı
görünce dili çözülen Macaristan
Başbakanı Viktor Orban, bu şokun
etkisiyle olsa gerek, ''Bu sorun,
Alman sorunudur'' dedi.
Sığınmacı düşmanı tutumunu
gizlemeyen Orban, ''Alman sorunu''
derken tümden haksız sayılabilir
mi? Mültecilerin ilk adım attığı
yerde kalması kararı (Dublin Kararı)
bir Alman icâdıdır. Bu kararın arka
planında yatan mantık ise açık: Kriz
bölgelerine sınırı olan Avrupa
ülkeleri (Yunanistan, Bulgaristan
vb) sığınmacılarla uğraşsın ama
merkez Avrupa ülkeleri her hangi
bir zarar görmesin...
DUBLİN KARARI'NDAN KOTA
USÜLÜNE
Dublin Kararı'nın mucidi Almanya,
''değişen koşullar gereği'' (siz bunu
çıkarı gereği diye okuyun)
Schengen'i de devre dışı bırakacak
yeni bir dolaşım/mülteci
politikasına yöneldi.
Bu radikal değişiklikten dolayı
Başbakan Angela Merkel,
sığınmacılara kapılarının açık
olduğunu söyledi. Başbakan
Yardımcısı Sigmar Gabriel daha da
ileri giderek somut sayılar telaffuz
etti: Almanya her yıl 500 bin
sığınmacı kabul edebilirdi. Hatta bu
yıl bu sayı 800 bine bile çıkabilirdi.
SAHILDEKI MÜLTECI ÇOCUK VE
INSANLIK: SADEDE GELIN!
AB Komisyonu, sığınmacıların kota
usülüyle üye ülkelere paylaşılması
planını öne sürdü. Plan ilk etapta
yalnızca ''merkez ülkeler''
tarafından alıcı buldu. Ancak AB'nin
yalnızca kağıt üzerinde eşit olan
Doğu Avrupa üyeleri bu plana çarşı
çıkıyorlar. Avrupa Parlementosu
dönem başkanı Martin Schulz,
Macaristan'ı kastederek ''egoistlerin
Avrupası'' diye çıkıştı. (10 Eylül
2015, Die Zeit)
AVRUPA BİRLİĞİ KRİZDE
AB Komisyon Başkanı Jean Claude
Junker dün yaptığı yaptığı
'duygusal' konuşmada, Avrupa
değerlerinden dem vurarak, birliğin
krizde olduğunu dolaylı da olsa dile
getirmiş oldu.
Buradaki amaç da, Doğu Avrupa
ülkelerini kota usülüne ikna
etmekten başka bir şey değil.
IRKÇI VE CİNSİYETÇİ GAZETEDEN
SIĞINMACILARA 'İNSANÎ' DESTEK
Ülkenin en etkili anaakım
medyasını temsil eden Axel
Springer Grubu'nun amiral gemisi
Bild gazetesi geçen hafta Arapça ek
yayınladı. Sığınmacılara destek
verilmesi için çağrı ve kampanyalar
örgütledi. Oysa aynı gazete, hem
sığınmacı düşmanlığında hem de
yabancı düşmanlığında nam
yapmış etkili bir yayın organıdır.
AVRUPA'DAN TÜRKIYE'YE: SIZ
MÜLTECILERI TUTUN, PARASI NEYSE
BIZ VERELIM
Koalisyon hükümetinin bileşenleri
dışındaki burjuva partilerinin
tamamı ''terörizme karşı savaş''
nakaratını dillendirip, şu an silah
satışında dünya üçüncüsü olan
Almanya'nın dış politikasına hep
destek veregeldiler.
Parlementoda grubu olan Sol Parti
tenzih edilmek koşuluyla (ki, bu
partinin 5 milletvekili de Akdenize
filo gönderilmesi lehinde oy
kullandılar), bütün partiler NATO ve
ABD'nin uluslararası haydutluğuna
onay vermişlerdir.
IRKÇILIK DİZ BOYU
Ülke içinde de durum daha parlak
değildir.
Irkçılık diz boyu: Amadeus Antonio
Vakfı ile Pro Asyl derneği, 2014
yılında toplam 35 kundaklama, 79
yaralama, 186 çok yönlü saldırı,
tehdit ve hakaret, 270 mülteci
karşıtı toplantı ve gösteri olduğunu
açıkladı. 2015'in ilk üç ayı için bu
sayılar ise sırasıyla şöyle: 3
kundaklama, 22 yaralama, 22 çok
yönlü saldırı, 21 mülteci karşıtı
toplantı ve yürüyüş olarak bildirildi.
Almanya'da mültecilere yönelik
2012'de 24 saldırı gerçekleşmişken
bu sayı 2013'de 58'e, 2014'de ise
150'ye ulaştı. 2015 yılının ilk
aylarında resmi raporlara işlenen
sayı daha şimdiden üç haneli
sayılara ulaştığı açıklandı.
Nazi geçmişiyle bağını gevşetmiş
ama asla kesmemiş Alman güvenlik
aygıtı, yabancıdan da, sığınmacıdan
da nefret eder. ''Küçük Adolf''
lakaplı istihbarat şefinin desteğiyle
8 T
 
Back