Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!
BEBEGIMI BIRAKMAM
Bundan iki yıl önce karlı bir tatil günüydü, arkadaşımla birlikte sıcak bir çay içip, camdan yağan karı seyretmek için pastamızı alıp onların evine gittik. Dışarısı oldukça soğuktu, bu yüzden evde olmaktan oldukça mutluyduk, hemen rahat koltukların üzerine oturduk derken, babası da geldi ve yanımıza oturdu başladık konuşmaya.
Arkadaşımın babası kimsesizler yurdunda yetişmiş bir çocuktu. Annesini doğumda yitirmiş, babasını ise bir iki yaşlarındayken kaybetmiş. Hayattaki tek tutanağı amcasıymış o günlerde, derken amcası da kendisini İstanbul´daki bir yetimhaneye yerleştirip, İsviçre´ye gitmiş, gidip o gidiş. Çaresiz küçük yıllarını o yetimhanede hüzün ve yalnızlık içerisinde geçirmiş, öyle bir hüzün ki kalbinin derinliklerine şarapnel parçaları gibi dağılmış. O günlerden kalbinin ta derinliklerinde yer eden bir olayı anlattı bize.
Zengin ailelerden bazıları çocuklarının doğumgünlerine, okuldan izin alarak bizi de getirirlerdi. Hepimiz bir örnek giyinmiş, mahçup yüzlerle bize gösterilen yerlere otururduk, mumlar söndürülür, pastalar kesilir ve hediyeler verilirdi, biz de öylece izlerdik o mutluluğu uzaktan. Sonra bize de pasta verirlerdi. Ben yiyemezdim o pastayı, gözlerim dolar, içimde korkunç bir soğuk hissederdim... O garip hüznü ne zaman kendisini hatırlasam yüreğimin ta derinliklerinde hissederim. Hala çocuk kalmış o gözlerini, buğulu bakışlarını...
Derken bizim küçük kahraman gelir 16 yaşına, kimilerine göre artık yetişkin bir erkek olmuş ve yetimhaneden ayrılma vakti gelmiştir. Çaresiz küçük, belki de onun en büyük şansı olan babasından kalma Samatya´daki iki katlı eve yerleşir. Gençlik yılları hep mücadeleler içerisinde geçer, çok mu farklıdır sanki yaşanmamış çocukluğu. Marangoz yanına çırak olur önce...Şans bizim küçüğün yüzüne güler ve Amerikan Ticaret Lisesi´ne kayıdını yaptırır...
Hayatı boyunca çektiği yalnızlıktan kurtulmak, sıcak bir yuvaya sahip olmak için evlenmeye karar verir, evleneceği kadın da tıpkı kendisi gibi kimsesizdir... Yıllar, yılları kovalar bizim küçüğün hayatına iki erkek çocuğu girer, onları yetiştirir büyütür iş sahibi eder. Bizim küçük artık emekli olmuş sıcacık evinde onca yorgunluğun acısını çıkarıyordur diye düşünüyorsunuzdur, yanıldınız o alışmış bir kere çalışıp didinmeye...
Gazeteden bir küpür kestim geçen hafta, başlığı "Bebeğimi Bırakmam''... Hayırseverler, kimsesiz çocuklar için yılbaşı hediyesi olarak hediyeler getirmişler İstanbul'daki yetimhanelerden birine. Çocuklar rengarek maskeler ve şapkalarla sevimli pozlar verirken, köşede duran 9 yaşındaki Feride kucağında iki bebeğe sarılıp "Ben bebeklerimi hiç bırakmayacağım'' demiş hüzün dolu gözlerle...
Keşke küçük kahramanlarımız kadar büyük yüreklere sahip olsak hiç bırakmasak bebeklerimizi hem de hiç, kalplerine keşke bu kadar büyük bombalar düşürüp talan etmesek...
Alinti