Bebek Beslenmesi Bebek bakımı hakkında bilmemiz gerekenler

Bebek Beslenmesi, Ek Besin Önerileri, Mamalar, Anne Sütü, 3 yaştan büyük çocukların çok yeme ya da yememe, obezlik, iştahsızlık, okulda beslenme, beslenirken dikkat edilecek konuların yani her türlü yeme problemlerinin paylaşıldığı alan.

lisbeth

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
18 Mart 2010
13
0
İnternetten edindiğim, bebek bakımı ile ilgili bazı bilgileri paylaşmak istedim..
BESLENME VE ANNE SÜTÜ
• İlk altı ay anne sütü haricinde su dahi verilmemelidir. Bebeklerin, çok giydirilip terletilmediği ya da ishal olmadığı sürece Afrika sıcağında dahi su içmesi gerekmez.
• Yeni doğmuş bebeğe şekerli su ya da su gibi herhangi bir şey vermek süt hücrelerini öldürür. Bebekte sarılık, alerji, egzama vs. yol açar.
• Bebek doğduğunda kolostrum memelerde hazırdır. Olgunlaşmış süt salgılana kadar kolostrum bebeğin tüm ihtiyaçlarını karşılar.
• Sağılan sütler, kapağı ve şişesi 5 dakika kaynatılarak mikroplardan arındırılmış cam kavanozlarda saklanmalıdır. Sağılmış anne sütü oda ısısında 6 saat, buzdolabı rafında 24 saat, buzlukta 3-4 ay, derin dondurucuda ise 6 ay değerini kaybetmeden bekletilebilir. Bu sütler kullanılmadan önce kavanoz içinde sıcak suda bekletilerek ısıtılmalıdır
• Emzirme genellikle ilk meme 8, ikinci meme için 10 dakikada tamamlanır. Ancak bebek asla memeyi bırakmaya zorlanmamalıdır.
• Bebekler iki yaşına kadar emzirilmelidir.
• Eğer annesi tenini kokutacak şekilde pastırma, çiğ soğan, çemen, sarımsak türü şeyler yerse, bu durumdan bebekler rahatsız olurlar. Böyle durumlarda çocuk memeyi reddedebilir.
• Anne sütü tatlıyla ve yediklerinizle değil bebeğin emmesi ve annenin psikolojisinin iyi olmasıyla artar. Şekerli gıda değil sıvı alımı uygundur. Bebek 24 saat içinde 5 kez altını ıslatırsa süt alımı yeterli demektir. Kakası ise sarı ve cıvıktır.
• Emme sırasında bebek kendini güvende hisseder ancak 3 aydan önce emzik, ağızdaki farklı kasları çalıştırdığından anne memesini kavramada zorluk yaşatır. Yalancı meme 3 aydan önce 2 yaştan sonra verilmemelidir. Tatlıya batırılmamalı ve uyuduğunda mutlaka ağzından alınmalıdır. Steril olduğundan da emin olunmalı. İki yaştan sonra parmak emme hem parmak hem ağızda deformasyona yol açar. Parmak emme ve emzik kulak enfeksiyonlarına neden olur. Anne ve babanın en çok dikkat etmesi gereken nokta; bebekleri gergin, sinirli ve huysuzken emziği onu susturmak için tek çare olarak görmemektir. Bebek ağladığında avutma amacıyla kullanılmamalı. Ağlayan bebeği susturmak için önce tatlılıkla yaklaşarak sakinleştirmeye çalışmak gerekir.
• Bebeklere ek vitamin ve flor uygulanması sakıncalı değildir. Ayrıca bebekler güneşe çıkarılmazsa D vitamini eksikliği görülür.
• Kızamıkçık, Hepatit B, AIDS ve herpes virüsleri emzirme ile anneden bebeğe geçer. Sigara anne sütündeki yağ oranını bozar. Uyuşturucu kullanan anne bebeğini emzirmemelidir.
• 1 yaşından önce inek sütü, yumurta beyazı, bal, şeker, tuz, baharat, bakla ve patlıcan verilmemelidir.
• Portakal, limon, çilek gibi asitli, gaz yapıcı veya alerji riski yüksek gıdalar verilirken çok dikkatli olunmalıdır. Elma, armut, havuç, patates, yoğurt tercih edilebilir.
• 6 aydan önce bebeklere yeni gıdaları tattırmaya gerek yoktur.
• Bir yaşından sonra da inek sütü tüketimi 400 CC’yi geçmemelidir. Ya da laktozsuz süt verilmelidir.
• Ek gıda verilirken 3N1N kuralına uyulmalı. Ne, nerede ve ne zaman yenilecek anne; ne kadar yenilecek bebek bilir. Ek gıda verilirken önce tattırarak başlamalı, miktarını yavaş yavaş arttırmalı, alerji kontrolünü zorlaştıracağından yeni başlanan gıdalar aynı anda verilmemeli, gıdaların önce suyu, sonra püresi (blenderdan geçirmeyin), sonra pütürlü hali (çatalla ezilmiş) verilmeli. Yeni bir gıdayı bebek reddediyorsa 10 gün ara verip tekrar denemek uygundur.
• 6 aydan sonra çocuklar, ekmek yemelidir. Beyaz da olabilir, kepekli de. Ama tam buğday ekmeğine 2 yaşından sonra geçilmelidir. Kilo almayı yavaşlatabilir.
• 6 aydan sonra pekmez yararlıdır.
• Yalanarak yenip ardından su içildiğinde dondurma zararsızdır. Hasta etmez.
TEMİZLİK VE BANYO
• Bebek doğumundan sonra ilk 12 saat yıkanmamalıdır. Vücudun yumuşak bir bezle kurulanması yeterlidir.
• Göbek bağının bakımı yapılan bebeğin göbeği düşmeden yıkanmasında sakınca yoktur. Göbek düşene kadar bebeğin cildinin yumuşak bir bezle ve uygun bir sabunla silebilir, ya da duş şeklinde banyo yaptırabilirsiniz. Hafif ılık suyu maşrapayla döküp, fazla ovalamadan bebeğinizi yıkayabilirsiniz. Arkasından hemen durulayınız. Bu şekilde yıkamak, sanıldığının aksine bebeğin göbeğine zarar vermez.
• Göbek düştükten sonra; yazları her gün, kışları ise haftada iki gün yıkayınız. Ancak banyo dışında bebeğin ağzını, çenesini ve genital bölgesini sık sık ıslak, sabunsuz, yumuşak bir bezle silmek gerekiyor. Bebeğin banyosunda içme suyu kullanmak gerekmemekle beraber, banyo suyunun iyice kaynatılıp ılıtıldıktan sonra kullanılması daha doğrudur.
• Yazın her gün, kışın haftada iki kez yıkanabilir. Ancak sabun ve şampuanı haftada 2 defadan fazla kullanmak doğru değildir. Ayrıca bebeğin cildi çok kuru ise çok sık banyo yaptırmamakta yarar var.
• Banyo gece yatarken ve ne tok ne açken yaptırılmalı. Beslenip uyutulmalıdır. Bebek yıkandığı için büyümez ama yıkandıktan sonra uyursa büyür. Büyüme hormonu uykuda artar.
• Mümkünse bebekler için özel üretilmiş 6.8 PH derecesine sahip ve gözleri yakmayan şampuan kullanılabilir.
• Banyo için ideal banyo ısısı 22-25 o C derecedir. Eğer su termometresi var ise suyun sıcaklığı 36 o C olmalıdır. Bebek cildi ince olduğu için çabuk üşür ve bariyer fonksiyonu tam gelişmediğinden çabuk nem kaybeder. Dolayısıyla banyo süresi en fazla 5-6 dakika olmalıdır.
• Suyun ısısını kontrol etmenin en iyi yöntemi, kolun iç kısmını suya daldırarak test etmek. Banyo sonrasında cildi durulamak ise son derece önemlidir. Çünkü ciltte kalan sabun artıkları bebeğin cildini tahriş edebiliyor.
• Banyodan sonra sadece çocuğun kulak deliğinin giriş kısmının suyunun uygun pamukla alınması gerekir.
• Bebeklerin tırnakları doğum sonrasında ve ne zaman uzarsa kesilebilir. Uzamış tırnaklar bebeğin, yüzünü ve gözünün kornea tabakasını çizmesine yol açabiliyor. Bu nedenle bebeğin tırnaklarını, ona özel bir bebek tırnak makası ile düzenli olarak kesmek gerekiyor. Tırnakların kesilmesinin ardından sivri köşelerin ince bir törpüyle yumuşatılmasında da yarar var. Tırnak keserken bir yardımcının olması bu işin daha kolay yapılmasını sağlıyor.
• Her banyo sonrası krem veya yağ sürmek gerekmiyor. Çünkü aşırı sürülen krem ve yağlar bebeğin cildinin terlemesini önleyerek, ufak sivilceler ve isilik tarzında döküntüler ortaya çıkmasına yol açabiliyor. Bebeğin cildinin kuruyup çatladığı durumlarda ise bir bebe losyonu veya nemlendiricisinin günde iki kez sürülmesi yeterli oluyor. Bu durumda banyonun suyuna bebe yağı eklemek de işe yarayabiliyor.
• Temizlik için yalnız su kullanımı cildi kurutur. Zeytinyağı ise cilt bariyerini ikiye ayırır. Sabun ve sıcak su kullanılmamalı, kaynamış ılık su ile özel temizleyiciler kullanılmalıdır.
• Banyoda üşümekle veya kulağa su kaçmasıyla kulak iltihabı olmaz. Bebeğin kulağına doğru su dökseniz dahi kulak iltihabı oluşmaz. Çocuklarda kulak iltihabı nezlenin, gribin sonucunda östaki borusunun tıkanmasıyla içerideki sıvının birikmesi sonucunda oluşur.
• Diş etleri bir bardak suda, bir çay kaşığı karbonat eritilerek, gazlı bezle bu su, diş etlerine uygulanır. 1 yaşından sonra bebekler için özel üretilmiş diş fırçaları ve özel diş kremleri kullanılabilir.
• Ter kokmaması için tuzlamak çok tehlikelidir. Ölümcül olabilir.
SİNDİRİM SİSTEMİ
• Bebeğin karın ağrısı ve gaz sancısı annenin üşütmesi ya da gazlı içecek tüketmesi ile alakalı değildir. Gaz sancısı varsa bebek hava yutuyor ve az hareket ediyor demektir. Asla bitki çayı verilmemelidir. Yalnızca çok duyarlı bebeklerde ve nadiren annenin aldığı kimyasal ve alerjik proteinler bebeğe geçip gaz yapabilir. Gazı olan bebek hıçkırır ve karnından sesler gelir. Hıçkırması hava yuttuğunun işareti olup asla su veya limonlu su verilmemelidir. Poponun hemen üzerine, belin altına avuç içinde hava bırakarak hafifçe vurmak, bebeğe masaj yapmak ve hareket ettirmek gerekir. Hıçkıran bir bebeğin kısa süreli emzirilmesi çoğu zaman hıçkırık nöbetini sona erdiriyor.
• Kabız bebeklerin poposuna zeytinyağı sürmek yararlı değildir. Esas olan bağırsak ritmini düzenlemektir. Çatlak varsa, ılık oturma banyoları ve ağrı kesiciler kullanılabilir. Kabız çocuklarda karın masajı yapılmalıdır.
• Yeşil kaka her zaman hastalık habercisi değildir. Nedeni bağırsak hareketlerindeki hızlanmadır. Fazla gıda alımı ile de alakalı olabilir.
• Bebeğin yer yemez kaka yapması doğaldır.
• İshal olan çocuğa bol sıvı anne sütü alıyorsa anne sütü çokça verilmelidir.
UYKU VE ORTAM
• Yeni doğan 16-18, 3 haftalık 15-18, 6 haftalık 15-16,
4 aylık 9-12 + 2-3’er saatlik iki kısa uyku,
6 aylık 10-11 + 2-3’er saatlik iki kısa uyku,
9 aylık 11-12 + 1-2’şer saatlik iki kısa uyku,
1 yaş 10-11 + 1-2’şer saatlik iki kısa uyku,
18 ay 10-12 + 1-2 saatlik bir kısa uyku,
2 yaş 11-12 + 1-2 saatlik bir kısa uyku,
3 yaş 10-11 saat + 2 saatlik bir kısa uyku uyumalıdır.
• Bebek ilk 6 ay anne baba ile aynı odada farklı yatakta uyumalıdır. Gündüzleri ise her türlü bakımını kendi odasında yapmak uygundur.
• Bebeklerin, gözetiminiz altındayken, yüzüstü yatması göğüs kafesi ve kafatası gelişimi açısından yararlıdır.
• Bebek ayakta sallanabilir. Küçük ritmik hareketler anne karnındaymış hissi verdiği için, huzur getirir, çocuk gevşeyip uyuyabilir. Ancak bebeği havaya atmayın ve sarsmayın.
• Bebekler sessizlikten hoşlanmazlar. Anne karnında gürültüye alışmışlardır. Sessizlik yalnızlık hissine yol açar. Gece gündüz farkına alışmaları için gündüzün olağan seslerini duymasını sağlamak, gece ise ortamdaki hareket, ses ve ışığı azaltmak gerekir.
• İlk yıl yastık ve yorgan kullanılmamalıdır. Üzerine örttüklerimiz bebeğin kolayca açabileceği nitelikte olmalıdır.
• Kuştüyü yorgan kullanmamak, yorganını göğüs hizasına kadar örtmek, bebeği fazlaca ısıtmamak, yatakta yumuşak oyuncaklar bırakmamak, emziğin kordonunu bebeğin boynunda bırakmamak; bebeği yatırırken dikkat edilmesi noktalardır.
GİYİM ve AKSESUARLAR
• Kundak bebeğin kalça kemiklerinin sıkıştırılmasına, ileride kalça gelişmesinin bozuk olmasına veya kalça çıkıklığına yol açabilir. Bu nedenle bebeğin hiçbir şekilde kundaklanmaması gerekir.
• Bebekler sıcaktan hoşlanmazlar. Çocuklar çok giydirilirse terleyip hasta olurlar. Ancak terlemesi korkusuyla hareketlerini kısıtlamak da yanlıştır. Eğer çocuğun giyimli yerleri sıcak fakat elleri soğuksa çocuğu çok giydirdiğiniz anlamına gelir. Çünkü vücut burada açık yerleri bir klima olarak kullanarak soğutma yapar.
• Bebekler evde çorap veya çıplak ayakla yürütülmelidir. 2 yaşından önce ayakkabı çok yumuşak olmalı ve aksesuar olarak kullanılmalıdır. 2 yaşından sonra ilk adım ayakkabısı kullanılabilir.
• Şişman bebeklerde yürüteç kullanımı kalça eklemlerinde yoğun basınç yapabilir.
• Bebeğin kendisini tırmalamasından korkarak giydirilen eldivenler artık kullanılmıyor, bebeğin kendisine dokunması tercih edilmeli. Dokunamazsa, annesiyle kuracağı bağda eksiklik olabilir.
• Çocuğa yazın tek, kışın 3 ince kat yeterlidir.
• Oyuncak alınırken de bebeğin yaşı dikkate alınmalıdır.
• Yolculukta emniyet standartlarına uygun bir emniyet koltuğu kullanılmalıdır. En az 9 kg olana ve 1 yaşına dek bebekleri arkaya bakacak şekilde yerleştirin. Daha sonra öne bakabilir. En güvenli yer arka koltuğun ortasıdır. Ön yolcu hava yastığı olan arabalarda bebek öne oturtulmamalıdır.
PSİKOLOJİ
• Çok bilen anne sendromu diye bir şey vardır.:KK34: Her şeyi didik didik okuyup, araştırıp kendi başına senteze gitmemek lazımdır. Kendini geliştirmesinde, genel kültürünü artırmasında bir mahzur yok ama güvendiği bir doktora danışmak uygun olur.
• Bebek annesinin memesini bulunca rahatlar Bebekleri hayata bağlayan, güçlü arama refleksleridir. Bu refleks sayesinde bebek, anne memesini arar, bulunca da emer. Böylece hem karnı doyar, hem de kendini güvende hisseder. Çünkü henüz görme yeteneği tam gelişmemiş bebeğin çevresinde olan biteni anlama algılama kapasitesi sınırlıdır. Tek bildiği sıcak anne kucağı ve anne memesidir. Ona kavuşunca doğru yerde olduğunu hisseder, rahatlar. Dolayısıyla karnı tok bile olsa yeni doğan bebek, sürekli doğru yeri bulana kadar aranmak durumundadır.
• Bebeğin ağlaması ciğerlerini geliştirmez. Bebek her ağladığında kucağa alınmalıdır.
• Erkek çocukların saçlarını çok uzatmamak, kadın kuaförüne götürmemek, tuvalet eğitimini babaya verdirmek en doğrusudur. Çocukların kimlik yapılanması dönemlerinde (0-5 yaş) her şeye dikkat etmek gerekiyor.
• Televizyon otizmi körükler bu nedenle uzak tutulmalıdır. Maksimum 1 saat olmak üzere Baby Einstein gibi uygun filmler izlenebilir.
• Bazı çocuklarda doğuştan şiddete yatkınlık olabiliyor. Tabii çocuğun hiperaktivite yönünden de değerlendirilmesi gerekiyor. Bir de "Terrible 2" diye bir şey var, "2 yaş sendromu" olarak adlandırılıyor. 6 ay kadar aksi, geçimsiz, her şeye itiraz eden çocuklar haline geliyorlar. Ama geçiyor.
• Çocuğunuzun bırakmasını istediğiniz şeyi kötülemeyin. Çocuklarla büyük insanmış gibi konuşun. "Bu emziği bırakman senin için iyi olacak!" gibi.
• İki yaş bezi bırakma eğitimi için uygundur ancak henüz kesin olarak bırakma yaşı değildir. Bebek zorlanmamalı, altına yapması normal karşılanmalıdır. Erkek çocuk, tuvalete babayla gitmeli, ayakta ve oturarak tuvaletin nasıl kullanıldığını öğrenmeli.
• Çocukların 3 yaşından sonra yuvaya gitmeleri en uygunudur.

ODA ISISI VE ZİYARETLER
• Özellikle kış aylarında, kapalı ortamlarda, virüslerin neden olduğu üst solunum yolu enfeksiyonlarına çok sık rastlandığından ilk haftalarda yorucu ziyaretlerden kaçınmak ve bebeği kalabalık gurupların içerisine sokmamak gerekiyor. Ayrıca bebeğin hastalanmaması için kimseye öptürmemek ve özellikle de ufak çocuklardan uzak tutmak da alınması gereken diğer önlemler. Annenin loğusa döneminde kendini çok iyi koruması ise bebeğin sağlıklı olmasında oldukça etkili bir diğer noktadır.
• Yetişkinlerin rahat ettiği oda ısısında bebekler de rahat eder. Zamanında doğan bebekler için en uygun oda ısısı 23°C. Bebeğin üzerine üflememek koşuluyla, bebeğin bulunduğu odanın ısısının klima ile belirlenmesinde bir sakınca yok. Gündüz 20-240C Gece 16-18 0C olabilir.
• Diğer yandan bebeklerin, kapı veya pencerenin aralanmasıyla, çok soğuk olmayan bir ortamda hemen üşümediğini de hatırlatmak gerekiyor. Üşüseler de hasta olmuyorlar. Bebeğin aşırı ısıtılması ise beslenmede isteksizlik ve uyku haline neden oluyor.
• Bebeğin elleri ve burnunun soğuk olması ortamın ısısının yetersiz olduğunun bir işareti olabilir. Bu durumda vücut ısısına da bakılması, beraberinde üzerine bir battaniye örtülerek bebeğin ısıtılması gerekiyor. Devamlı soğuk olan bebeklerin iyi büyüyemedikleri ise bilinmesi gereken bir diğer noktadır.
SAĞLIK
• Bebeğe ilk 3 yılda en az 9 kez sağlık kontrolü yapılmalıdır.
1, 2, 4, 6, 9, 12, 18. ay, 2. ve 3. yaşta doktor kontrolünden geçmesi uygundur.
• Pişik kremi olarak  çinko oksit, parafin içerenleri kullanınız.
• Bebeğin memesinde süt toplanırsa geçmesini bekleyin Anneden geçen hormonların etkisiyle yenidoğan bebeğin memelerinde bazen süt toplanabilir, buna hiç el sürmemek en iyisidir. Bu, birkaç hafta içinde zaten kendiliğinden geçecektir. Masaj, memede enfeksiyon ve apseyle sonuçlanabildiğinden önerilmemektedir.
• Bazı bebeklerde, göbek düştükten sonra, göbek bölgesinde granülom olarak adlandırılan yumrular oluşur. Böylesi bir oluşum varsa, göbek kordonu bölgesi açık kırmızı ya da pembe bir renk alır, nemli bir görünüm kazanır ve kötü kokulu bir akıntı olur. Çocuk doktorunuz, granülomları gümüş nitratla yakarak temizler.
• Göbeği düşmüyorsa göbek tozu kullanılmamalıdır. Mikrop kırıcıyla (antiseptik solüsyon) silip, açıkta bırakmak lazımdır.
• Bebeklerde göbek fıtığına, portakal büyüklüğünde dahi olsa, müdahale edilmemelidir. Genellikle kendiliğinden geçerler.
• Diş çıkarırken ateş yükselmez ancak ateşlenmek metabolizmayı hızlandırıp dişlerin çabuk çıkmasına neden olabilir
• Bebeğin gözündeki çapağa anne sütü damlatmayın. Anne sütü içindeki antimikrobial maddeler yüzeysel göz enfeksiyonlarında işe yarayabilir. Ancak en doğrusu hekimin görüp karar vermesidir.
• 6 aya kadar görülen şaşılık geçicidir. Ancak bir yaşından önce görülen Nistagmus (göz küresinin istemsiz titremesi) mutlaka doktor kontrolü gerektirir.
• Bebeğin göz yaşarması çoğunlukla mikrobik, alerjik ya da fiziksel bir etkenin göz zarını tahriş etmesine tepkisel olarak ortaya çıkar. Bazen de gözyaşı kanallarının doğuştan tıkalı olması nedeniyle gözyaşının buruna drenajındaki zorluk nedeniyle olur.
• Yeni doğan bebek yaklaşık 20 cm mesafeyi görür. Yakınlaşın. İlk önce siyah ve beyaz, sonrasında parlak yeşil ve kırmızıyı ayırt eder.
• Yeni doğanın hapşırması normaldir.
• Bebekler altı aylıktan önce de oturabilir. Sakıncalı değildir.
• Gürbüz çocuk sağlıklı inanışı yanlıştır. Yeterli beslenen çocuk sıska da olsa sağlıklıdır. Doğum sonrası bebekler günde 20-50 gram arasında kilo almalıdır. Boyu ayda 3,5 cm uzamalı ve baş çevresi ayda 2 cm artmalıdır.
• Bebek, üşüdüğü, teri üstünde kuruduğu veya taşa bastığı için hastalanmaz. Hastalıklar sadece ve sadece mikropla olur. Çocuk mikrobu alırsa hastalanacaktır.
• Çocuğunuzu doğada özgür bırakın, bağışıklık sistemi gelişsin, toprak yesin, çim ısırsın, mikroplarla tanışsın. Görüşü yanlıştır. Çocuğa parazit geçebilir.
• Enfeksiyon hastalıklarında çocukları kat kat giydirmek yanlıştır. Ateşi varsa iç çamaşırı dahi çıkarılmalı ve ılık suyla yıkanmalı, asla soğuk veya buzlu su kullanılmamalıdır.
• Nezle, grip gibi viral enfeksiyonlarda antibiyotiğin yararı yoktur
• Ateş düşürücü fitil yerine şurup tercih edilmeli
• ATEŞ: Vücut sıcaklığı sabah 5.00 – 6.00 sıralarında en düşük, 17.00 – 18.00’ de ise en yüksek değerlere ulaşır. Bebeklerde vücut sıcaklığı daha yüksektir ve 1 yaş civarında erişkin düzeylerine gelir. Koltuk altından ve ağızdan 37,5 derece, makattan ve kulaktan ölçümlerde 38 derece, üzerindeki değerler ateş olarak kabul edilir. (Kulaktan ölçümlerde her iki kulaktan, birkaç kez ölçüm yapılmalı ve en yüksek değer doğru kabul edilmeli, önce koltukaltı kurulanmalı sonra ölçüm yapılmalıdır.)
Ateş bir hastalık değil, vücudun enfeksiyonlara karşı verdiği normal bir reaksiyondur. Aileler özellikle ateşli havale korkusundan dolayı; normal sıcaklıklarda bile ateş düşürücü vermek, çok sık ve yüksek dozlarda ateş düşürücü vermek, alkol veya sirke uygulamak, soğuk su ile ateş düşürmeye çalışmak gibi yanlışlar yapılabilmektedir.
Ateşin yararlı olduğunu iddia eden görüşler, bazı bakteriyel ve viral enfeksiyonlar için uygun olmayan bir ortam sağladığını antibiyotiklere karşı bakterilerin daha duyarlı hale getirdiğini savunmaktadırlar.
Ancak ateş çocuğu rahatsız eder, tedaviye uyumunu zorlaştırır. Sıvı kaybı, huzursuzluk ve havaleye neden olabilir. Ayrıca metabolizma hızını ve doku oksijen ihtiyacını buna bağlı olarak da kalbin iş yükünü arttırır.

Bu bilgiler ışığı altında ateşin düşürülmesinin gerekli olduğu hastalar;
• Özellikle 6 ay – 6 yaş arasındaki çocuklarda ateş havaleye yol açabilmekte, ayrıca çocuklarda irritabilite, delirium, oryantasyon bozukluğu ve halüsinasyon gibi diğer nörolojik bulgular da görülebilmektedir.
• Buna göre, ateşe bağlı huzursuzluğu olan, ateşli havale geçiren veya gerekse daha önceki hikâyesi ile geçirme riski taşıyan, sepsis veya septik şok düşünülen, kalp ve solunum yetmezliği riski olan, nörolojik hastalığı olan veya sıvı, elektrolit ya da metabolik dengesi bozulmuş olan hastalarda ateş düşürücü ilaç kullanılmalıdır.
• Ateşi 40 derece’nin üstünde olan çocuklarda ateşin düşürülmesi gereklidir.
• Altta yatan kalp veya akciğer hastalığı olan çocuklarda özellikle titremeyle yükselen ateş sırasında ateş düşürülmeye çalışılmalıdır.
 
X