Bir Derdim Var! Bir Mahmut olarak yardım istiyorum!

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

derdimedermanariyorum

Geçici Olarak Hesap Pasiftir !
tek ayak cezası
Kayıtlı Üye
8 Ağustos 2025
2
-3
1
25
Bir Mahmut olarak yazıyorum.

Öncelikle herkese merhaba. Böyle bir yola başvurmak zorunda olduğum için hepinizden özür diliyorum öncelikle.

Oldukça uzun bir konu olacak. Tüm gelişmeleri en başından itibaren paylaşmam gerektiğini düşünüyorum ki bana fikir verme noktasında doğru referanslarınız olsun.

İstanbulda yaşıyorum. Aslen Trakyalıyım. Ailem trakyada yaşıyor eşimin ailesi istanbulda. Eşimle 2013 Eylül’de tanıştırıldık ve 2014 Ağustosta evlendik. Tanıştığımızda ben 27 eşim 30 yaşındaydı. Yaş farkını ikimiz de hiçbir zaman sorun etmedik etmiyoruz da. Eşimle flört ettiğimiz sürede her ikimiz de bazı şeyleri yaşamış ve bilen insanlar olarak birbirimizin geçmişini sorgulamadan kabul ettik ve geriye dönük hiçbir şey sormadık birbirimize.

Evlilik öncesi flört dönemimizde birbirini tanımaya çalışan ve seven çiftler gibi bazı cinsel deneyimlerimiz oldu. Ayrı evlerde yaşayan insanlar olarak olabildiğince birbirimizi keşfetmeye çalışıyorduk.

Sonrasında güzel bir düğünle evlendik. Biz evlendikten yaklaşık 3 ay sonra ailem 1 haftalığına bize kalmaya geldi. Bunun akabinde yaklaşık 3 ay sonra bizim evimizde 3 ay süreyle haftaiçi her akşam olmak üzere kamp kurdu. Bu süreçte yeni evli bir çiftin evinde kayın peder varlığı bende yüz felci geçirmeye kadar gitti, neyse ki sonrasında durum değişti.

Evliliğimiz boyunca yani 10 yılı aşkın süredir eşim bir kez olsun bana sarılıp uyumamıştır boyun düzleşmesini sebep göstererek. Bir süre sonra takılmamaya başladım konuya.

Evliliğimizin ilk dönemlerinde nispeten flört dönemimiz gibi hareketli ve keyifli bir cinsel hayatımız olsa da zamanla bu durum eşimin isteksizliği ve sürekli uyku halinde olması sebebiyle değişmeye başladı. Eşim kronik tiroid hastası ve güne erken başladığı için (06:00-06:30) akşam işten geldikten sonra çoğunlukla 22:00 suları uykuya dalmış oluyor ilk zamanlardan bu yana.

Bir süre çocuk yapmadık. Sonrasında 2018 yılında kızımız dünyaya geldi. Kızımızı kucağımıza almadan önce normalde isteksiz olan eşim yumurtlama dönemlerini takip edip alarm kurmaya, saatini planlamaya varan bir cinsellik yaşattı. Sonrasında hamilelik sürecinde ben biraz uzaklaştım eşime ve bebeğe zarar veririm korkusuyla. Ama yine de bitme noktasında değildi.

Kızımızın doğumu, lohusalık , doğum izni vs derken kızımız 10 aylık olunca eşim işe başladı, o sırada çocuğun bakımında bize yardımcı olmaları için ailemi, yeni taşındığımız kayınpederlerin hemen yan binasında tuttuğum dubleks evin üst katına taşıdım. Yaklaşık 5 yıl boyunca ailem bizle birlikte yaşadı, kızımızın bakımı ve sonrasında 2021 yılında doğan oğlumuzun 2 yaşına kadar bakımı konusunda bize hep destek oldular. Her evde yaşanabilecek bazı tartışmaların kaçınılmazlığını ikimiz de biliyorduk bu süreçte. Nitekim yaşadık da dönem dönem. Ancak ailem evin temizliğinden çocukların bakımına, pişirilecek yemekten yapılacak günlük alışverişe kadar hemen herşeyi yaptı, ama yine de eşim bu konuda hiçbir zaman mutlu olmadı, doğru dürüst tatmin olmadı, oturup iki kelam sohbet etmedi ailemle. Neyse bu kısmı da geçtik. 2023 yılında oğlum 2 yaşındayken oldukça şiddetli bir tartışma sonrası ailemi kendi evlerine gönderdik ve 0 günden beri çocuklar ve evle ben ilgileniyorum. Eşim sabit bir çalışan olduğu için onun çalışma saatlerinde esneklik sağlama ya da çocuklarla ilgilenme şansı yok. Bunun bilincinde olarak ben kendi çalışma sistemimi değiştirerek serbest çalışabileceğim bir sistem kurdum. Çok rahat bir ekonomik durumumuz olmadı hiçbir zaman ama eşimin ve çocuklarımın ihtiyaçlarını her zaman kendi ihtiyaçlarımdan önde tuttum. Yeri geldi 5 yıl boyunca aynı ayakkabıyı giydim ama onlara ihtiyaç duydukları ne varsa almaya çalıştım. Tabiki sadece ben para kazanmıyorum eşimin çok büyük ve göz ardı edilemeyecek bir katkısı var maddi hayatımızda. Sürekli borç ödeyen bir maddi durumumuz var. Aksilikler peşimizi bırakmadı o konuda. Ticaretle uğraştığım için pandemi vs bir çok sorunla yüzleştik bu süreçte. Tüm ekonomik sorunların üstesinde de birlikte geldik. O konuda hiçbir zaman eşimin hakkını yiyemem ve kimseye de yedirtmem. Gelinlik takı setine kadar satmama razı olmuştur bu süreçte.

Neyse konumuz bu da değil aslında.

Son 2 yıldır artık hiçbir manevi sorunumuz kalmamış olmasına rağmen eşimle halen istediğim arzuladığım cinsel hayatı yaşayamıyorum. İşten yorgun geldiğini bildiğim için akşam yemeğinde elimden geldiği kadar yardımcı olmaya çalışıyorum. Bazı zamanlar akşam yemeğini bizzat hazırlıyorum çok komplike olmadığı sürece. Evin ağır temizliğini ben yapıyorum ona olduğunca basit şeyler bırakmaya çalışıyorum. Çamaşır, bulaşık işini olabildiğince hafifletmeye çalışıyorum. Çocukların hemen hemen tüm fiziksel aktivite gerektiren ihtiyaçlarını üstlenmeye çalışıyorum ki fiziki olarak yorulmasın. Ancak yine de akşam 22 sonrası onu uyanık göremiyorum ve dolayısıyla bırakın cinselliği çoğu günümüz iki kelime sohbet edemeden geçiyor.

Oğlumuzun yatağına ve arabada oto koltuğuna alışma süreçlerini annesinin aksine bizzat olması gerektiği gibi yöneterek sorunsuzca alışmasını sağladım. Gece çocuklar tuvalet ihtiyacı için uyandığında annelerini uyandırmasınlar diye gece 1 e 2 ye kadar ayakta kalıp hem onların tekrar uykuya dalmalarını hem de eşimin uyanmamasını sağlamaya varana kadar herşeyi olabildiğince kolaylaştırmaya çalıştım.

Eşimle dönem dönem çok şiddetli kavgalar ettik bu konuda. Hatta bir keresinde eski dubleks evimizdeyken gece oğlumun uyanacağını bildiğim halde evden çıkıp bir süre ortalarda olmadım. Gece bana ulaşmak için anne babasına varana kadar herkese beni aratarak ortalığı ayağa kaldırmasını bile sağladım bilerek be isteyerek. O gecenin ertesi sabahı burada yazdıklarımın o ana kadar yaşanmış olanlarını oldukça ciddi bir konuşmayla kendisine anlattım. O güne kadar yaklaşık 10 yılı devirmiştik ve kendisine 10 yılımı neredeyse her gece saat 10 dan sonra yalnız bıraktığı için yaşamadığımı, kendimi bekar saydığımı, çocuklar için evliliğe katlandığımı ve bir 10 yıl daha süreceğini sonrasında eğer hala düzelmemişse ayrılacağımızı ilettim. Bunu da çocuklarımızın ayrılık sürecine şahit olmalarının en azından biraz daha anlayabilecekleri bir çağda olması gerektiğine inandığım için söyledim.

Eski evimizi kastederek “bu evde kötü anılarım var, ev değişsin söz ben de değişeceğim, doktora gideceğim, kendime bakacağım, seni yalnız bırakmayacağım vs” bir sürü söz vaat. Sonrasında geçtiğimiz yaz evimizi taşıdık. Yine annesinin yanında bir ev bulduk ailesine yakın oldu. Benim de işime geliyordu. Çocukları okuldan aldıktan sonra eğer işim varsa kayınvalideye ya da erkek kardeşinin evine kuzenlerinin yanına bırakarak içim rahat bir şekilde işime odaklanabiliyorum.

Ancak eşimin durumu hala aynı. Saat 22 de çocukları uyutma sebebiyle yatak odasına geçtiğinde çoğu zaman çocuklardan önce sızmış oluyor. Akşam özellikle oğlumuzun uyku düzenini bozdu, çocuk şimdi annesiyle uyuyor. Bunu gören kızımız da ister istemez kıskançlık yapıp çoğunlukla annesiyle uyuyor.

Anlayacağınız ne yetişkin hayatımız ne karı koca hayatımız ne cinselliğimiz kaldı. Aynı evi, maddi sorumlulukları ve çocukların sorumluluklarını paylaşan iki yabancıya dönüştük. Ayda bir ya da iki defa (onlar da genellikle adet öncesi vidanjör muamelesi görüyorum, açılabilmesi için, diğeri de çoğunlukla adet dönemi sonrası ilk cinselliğimiz oluyor taaki bir sonraki adet dönemi gelene kadar) cinsel ilişkimiz ya oluyor ya olmuyor.

Bir erkek olarak üstüme düşen ne varsa yapmaya çalıştığım halde en basitinden bir karı koca sohbeti, en basitinden evliliğin temelinde olan cinselliği yaşayamıyor olmak artık beni bıktırdı. Her insan – kadın olsun erkek olsun farketmez- arzulanmak ister, evliyse eşi tarafından istendiğini görmek, onunla sohbet edebilmek ister.

Şöyle düşünün, eşimin cinsel isteğini belki artırır diye ona erotik ve pornografik içerikler dahil izlettim. Birlikte izledik. Yeterki isteği artsın dedim. Bir çok erkek için bu kolay değildir diye düşünüyorum, kendi cinsel kimliğinden başka insanları görmesini tanımasını istemez erkekler. Ama bunu bile yaptım ve maalesef bunun bile faydası olmadı.

Eşimin kronik yorgunluğunun temelinde bağırsak problemleri olabileceğini, bu sebeple endokrinolog ve iç hastalıkları uzmanlarıyla görüşmesi gerektiğini, - ki dönem dönem zorlamalarımla doktor kontrolüne girdiğimiz süreçler olmuştur- gerekirse çift terapisine bile başlayabileceğimizi söyledim.. hayatını kolaylaştırmak için herşeyi yaptım, yapmaya çalıştım. Yeterki benle de zaman geçirsin istedim.

Bu arada bu uyku düşkünlüğü mü denir, uyku problemi mi denir bilemiyorum, sadece bana özgü. Herhangi bir iş organizasyonu olduğunda, arkadaşlarıyla nadir de olsa gece dışarı çıktığında yeri geldiğinde gece saat 2 ye kadar ayakta kaldığı zamanlar oluyor. Ama aynı kadın karavanımızla tatile çıktığımızda çocukları uyuturken uyuklar, karavan parkından gelen konser sesine uyanıp aşağı konseri izlemeye mi gitsek der? Çocuklara kimin bakacağını sorduğumda da amaaan öyle aklıma geldi deyip dönüp tekrar uyur. Ben de o sırada karavanın önünde pineklerim tek başıma. Ama kalk konsere gidelim desem muhtemelen çocukları unutup basıp gidecekti.

Velhasıl durum böyle arkadaşlar. Şimdi bir çoğunuz boşan o zaman vs gibi bir sürü yorum yapacaksınız biliyorum. Ben çocuklarım belirli bir yaşa gelene kadar boşanmayı rafa kaldırdığım için bunları yazıyorum. Oğlum 12 yaşına gelmeden hiçbir şekilde boşanma alternatif bile değil benim için.

Sadece şuana kadar aklıma gelmeyen, uygulamayı atladığım herhangi bir çözüm olabilir mi acaba diye size sormak istedim.

Eğer dikkate alır ve çözüme yönelik yorumlar yaparsanız belki de bir evliliği kurtaracaksınız. Bu arada tüm bu yaşananlara rağmen eşimi hiçbir zaman aldatmadım. Linçlemeyin sakın.
 
Bu kadar uzatacağına bunları eşinle oturup konuşsana be adam.!
konuşmadığımı mı sanıyorsunuz? defalarca konuştum. hatta iletişim çağında kendisiyle iletişim kurabilmek için farklı olsun diye sayfalarca mektup bile yazdım. okudu. özür diledi, değişeceğini söyledi ancak sonuç değişmedi. sizce çaresiz olmasam bu kadar uğraşır mıyım?
 
konuşmadığımı mı sanıyorsunuz? defalarca konuştum. hatta iletişim çağında kendisiyle iletişim kurabilmek için farklı olsun diye sayfalarca mektup bile yazdım. okudu. özür diledi, değişeceğini söyledi ancak sonuç değişmedi. sizce çaresiz olmasam bu kadar uğraşır mıyım?
Bazen ayrılmayı da bilmek gerekiyor. Bazı şeyler olmuyorsa, yürümuyorsa zorlamanin anlamı yoktur.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Back
X