O minik patilerine, boncuk gözlerine, pembiş pembiş tatlı dillerine, ölürüm ben ölürüm... Bundan 1 ay önce eşim çok sevdiğimi bildiği için alabiliriz bir tane dedi ve bir tane dünya tatlısı yavru bir sarman sahiplendik. Tabi eşim ile sadece 3 gün geçirdi ve hiç dokunmadı bile kediye. Kedi de inadına ona gitmeye çalıştı, bütün sevimliliğini kullandı ama gene de sevdiremedi kendini. Daha sonra annemlere 1 haftalık kalmaya kedişimle birlikte gittim ama ne yazık ki kedimiz hastalandı ve veteriner öküzlüğü yüzünden hayata veda etti. Nasıl üzüldük yıkıldık anlatamam. Neyse, eşim şimdi ben kesinlikle istemiyorum bir kediyle asla yaşayamayacağımı daha iyi anladım vs. diyor. Hakikaten de dokunamıyor bile. Sarmanı hiç mi sevmedin diye sorduğumda ise, koskoca bir ağız dolusu "HİÇ" diyor... Ama ben de şunu çok iyi anladım sarmanımdan sonra; ben kesinlikle kedi sahiplenmeli, onunla arkaşlık kurmalı ve onu çoooook sevmeliyim. İnanın hergün intten yüzlerce kedi bakıp seviyorum. Ne önerirsiniz?