Herkese selam.
Ben zeyno.
On senelik birlikteliğim, beş senelik evliliğim iki ay önce bitti.
Hem de öyle sessiz sakin, öyle olaysız bitti ki. Belki de bu forumun hiç şahit olmadığı bir şekilde bitmiştir...
Ailelerin asla kavga etmediği, paylaşılamayan tek bir şeyin olmadığı, tek bir hakaret kötü sözün olmadığı, ağlaşarak biten bir bitiş...
İkimizde çok iyi insanlardık ama beraber olamadık.
Olduramadım.
Onu değiştirmeye, iyileştirmeye çok çabaladım. Yaralarını sarayım istedim ama olmadı.
Beni bir kadın gibi görüp sevemedi. Onun için annesinden farklı bir kadın olamadım.
Yıllarımı, en güzel hayallerimi, umutlarımı ve onun eşyalarını bir günde topladım. Gelip eşyalarını yüklenip gitmesi otuz dakika tuttu tam olarak.
Bitti.
Belki de en başından beri yanlıştı, belki ben zaten hep boşuna kürek çektim.
Çocuk istemedi, çocuğumuz olmadı.
beş senede bir kere bile tedavi görmedim. Göremedim.
Ve işte böylece, otuz yaşımda tekrardan hayata tutunmaya çalışmak zorunda tek başımayım.
Günlerim anlamsız ve çok boş geçiyor.
Yalnızlıkla ve daha çok yalnızlıkla boğuluyorum.
Boğuluyorum.
İyileşemiyorum.
Her gün her saatimi keşke ölseydim diyerek geçiriyorum.
Nefes alamıyorum.
Herkes geçer diyor, zaman diyor.
Zamanla geçecek olan şey ne ki?
Yıkılan hayallerim, uğradığım haksızlıklar, giden yıllarım yada yaşadığım o aşk...
Zaman bana neyi verecek? Zamanla ne geçecek?
Aslında çok basitti.
Ben sadece bir yuvam olsun istemiştim. Başka hiç bir şey istememiştim.
Basit bi yuva.
İçimin ışıkları söndü. Ne yapmalıyım bilemiyorum.
Bu süreci nasıl geçirdiniz siz? Neler yapmalıyım?
Bu hayatı nasıl yeniden sevebilirim?
Ben zeyno.
On senelik birlikteliğim, beş senelik evliliğim iki ay önce bitti.
Hem de öyle sessiz sakin, öyle olaysız bitti ki. Belki de bu forumun hiç şahit olmadığı bir şekilde bitmiştir...
Ailelerin asla kavga etmediği, paylaşılamayan tek bir şeyin olmadığı, tek bir hakaret kötü sözün olmadığı, ağlaşarak biten bir bitiş...
İkimizde çok iyi insanlardık ama beraber olamadık.
Olduramadım.
Onu değiştirmeye, iyileştirmeye çok çabaladım. Yaralarını sarayım istedim ama olmadı.
Beni bir kadın gibi görüp sevemedi. Onun için annesinden farklı bir kadın olamadım.
Yıllarımı, en güzel hayallerimi, umutlarımı ve onun eşyalarını bir günde topladım. Gelip eşyalarını yüklenip gitmesi otuz dakika tuttu tam olarak.
Bitti.
Belki de en başından beri yanlıştı, belki ben zaten hep boşuna kürek çektim.
Çocuk istemedi, çocuğumuz olmadı.
beş senede bir kere bile tedavi görmedim. Göremedim.
Ve işte böylece, otuz yaşımda tekrardan hayata tutunmaya çalışmak zorunda tek başımayım.
Günlerim anlamsız ve çok boş geçiyor.
Yalnızlıkla ve daha çok yalnızlıkla boğuluyorum.
Boğuluyorum.
İyileşemiyorum.
Her gün her saatimi keşke ölseydim diyerek geçiriyorum.
Nefes alamıyorum.
Herkes geçer diyor, zaman diyor.
Zamanla geçecek olan şey ne ki?
Yıkılan hayallerim, uğradığım haksızlıklar, giden yıllarım yada yaşadığım o aşk...
Zaman bana neyi verecek? Zamanla ne geçecek?
Aslında çok basitti.
Ben sadece bir yuvam olsun istemiştim. Başka hiç bir şey istememiştim.
Basit bi yuva.
İçimin ışıkları söndü. Ne yapmalıyım bilemiyorum.
Bu süreci nasıl geçirdiniz siz? Neler yapmalıyım?
Bu hayatı nasıl yeniden sevebilirim?