Canakkale///Gelibolu

**SU**

çocukta yaparım kariyerde
Kayıtlı Üye
12 Temmuz 2006
643
9
48
Eceabat

Kilye Bilgilendirme ve Danışma Merkezi
İstanbul yolu üzerinde ve Eceabat'a takriben bir kilometre uzaklıkdadır. Bu yıl Onsekiz Mart'ta Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılışı yapılacak olan bilgilendirme merkezinde Çanakkale Savaşı'yla ilgili birtakım görsel panolar ve canlandırmalar yapılması planlanmaktadır. Savaş alanlarına gitmeden önce buranın ziyaret edilmesi ön bilgi bakımından yararlı olacaktır.

Kabatepe Müzesi
1985 yılında açılan bu müze Kilye Bilgilendirme Merkezi'nden yaklaşık 10 kilometre kadar uzakta Kabatepe Limanı yolu üzerindedir. İçerisinde çok miktarda fotoğraf, haritalar ve savaş eserleri bulunmaktadır. Savaş alanlarından toplanan bu eserler ziyaretçiye Çanakkale Savaşı'yla ilgili iyi bir fikir vermektedir.

Arıburnu (Anzak)

Anzak Koyu
Kabatepe Müzesi'nden yaklaşık üç kilometre uzaklıkta olan bu koya 1985 yılında resmi olarak bu ad verilmiştir. 1915 yılında sabah 4.30 da Anzaklar'ın buraya ayak basmalarından dolayı büyük önem kazanmıştır. 600 metre uzunluğundadır ve savaş sırasında Anzaklar'ın üssü olarak kullanılmıştır.

Anzak Koyu Kitabesi
Anzak Koyu'nun kuzey ucundaki burunda (Arıburnu) bulunan bu kitabe Atatürk'ün 1934 yılında Anzaklar için zamanın içişleri bakanı Şükrü Kaya'ya okutturduğu mesajın sözlerini içermektedir. Oldukça etkili olan bu sözler birçok kişinin ağlamasına neden olmaktadır. Hemen yanında bir Anzak mezarlığı bulunmaktadır.

Anzak Tören Alanı
Anzak Koyu Kitabesi'nden 500 metre uzaklıkta bulunan bu alan 2000 yılında Avusturalya ve Yeni Zelanda Başbakanları tarafından açılışı yapılmıştır. Buranın gerçek adı Arıburnu Koyu'dur. Heryıl Anzak törenleri burada yapıldığı halde basında törenlerin Anzak Koyunda yapıldığı yazılmaktadır. Burada bulunan Anıt Duvar'da savaşla ilgili 10 adet yazıt bulunmaktadır. Okumaya değer savaşın kısa bir özetini içermektedir.

Kanlı Sırt (Lone Pine)
Anzak Tören Alanı'nı ziyaret etdikten sonra geri dönüp dört beş kilometre ilerleyince solda bir yol görürüz bu yolu takip ettiğimizde Arıburnu cephesinde bulunan bir çok Anıt ve mezarları görebiliriz. Bunlardan en önemlilerinden birisi Kanlı Sırt Türk Kitabesi ve Anzakların Anıt Mezarlığıdır. Türk Kitabesi hemen yolun sağında, Avusturalya Anıt mezarlığı ise biraz ileride yolun solundadır. Çanakkale Savaşın'da ölen 6000 kadar Avusturalya ve Yeni Zelanda askerleri anısına inşa edilmiştir.

İngilizce adını (Lone Pine) savaş sırasında türk siperlerinin yanında bulunan fakat daha sonra bombardımanlarda yıkılan bir çam ağacından almıştır. Türkçe adını ise ağustosta yapılan üç gün dört gece süren çok kanlı olan muhareben almıştır. İki alay komutanımız Tevfik bey ve İbrahim Şükrü bu muharebelerde şehit olmuşlardır. Bu muharebe sonunda Avustralyalılar'a yedi adet Viktoria madalyası verilmiştir.

57inci Alay Anıt Şehitliği
Kanlı Sırt anıtlarını ziyaret etdikten sonra yol boyunca birçok siper tünel ve mezarlıklar görebiliriz. İki kilometre sonra Atatürk'ün meşhur alayı olan 57inci Alay için 1993 yılında Kültür Bakanlığınca yaptırılan bu anıt mezarlığa geliriz. Sembolik olarak yapılan bu mezarlıkta Çanakkale Savaşı'nda şehit 628 askerin adları sembolik mezar taşlarında mevcuttur. Kapı girişinde 1994 yılında ölen son gazilerimizden Hüseyin Kaçmaz'ın bir heykeli gözünüze çarpar. Ayrıca bir Mehmetçik heykeli ve duvarlarda röliyefler mevcuttur.

Conkbayırı
57inci Alay Şehitliği'nden yukarıya doğru gittiğimizde birbuçuk kilometre sonra Conk Bayırı'na geliriz. Yol boyunca sola dönersek Mehmet Çavuş Anıtını (The Nek) görmek mümkündür. Conk Bayırı yolu üzerinde yolun solunda Mesudiye topunu görmek de mümkündür. Conk Bayırı'nda Yeni Zelanda Anıtı ve Mezarlığını, Atatürk'ün bir heykeli ve Fevzi Çakmak'ın kardeşi Nazif Çakmak'ın mezarını görebiliriz. Ayrıca Yeni Zelanda Anıtı'na varmadan yolun solunda Conk Bayırı Yazıtları'nı görebiliriz. Çok şiddetli geçen Conk Bayırı Muharebeleri üç gün sürmüş, her iki taraf da çok kayıp vermiştir. On Ağustos günü yapılan nihai muharebede Atatürk’ün göğsüne isabet eden bir şarapnel parçası saatini parçalamış fakat kendisine bir şey olmamıştı. Saatinin parçalandığı yer üç büyük taş gülle ile işaretlenmiştir. 1925 yılında açılışı yapılan Yeni Zelanda Anıtı ve mezarlığı da Conk Bayırı muharebelerinde ölen 850 kadar yeni Zelandalı’nın anısına yapılmıştır. Her yıl 25 Nisan günü yapılan Anzak anma törenlerinde burada da bir anma töreni yapılmaktadır. Buraya gelen her ziyaretçi buranın stratejik önemini çok kolayca anlar. Bir tarafta Çanakkale Boğazı diğer tarafta da Ege Denizi kolayca görülür. Sisli havalar hariç. Bazı günler Kaz Dağı’nıda (İda Dağı)görmek mümkündür.

Kemalyeri
Conk Bayırını ziyaret ettikden sonar trafik işaretlerini takip ederek sağadaki yoldan devam edersek bir iki kilometre sonra Kemal Yerine geliriz. Topçular sırtında bulunan bu Anıt Kitabe Atatürk’ün muharebeyle ilgili söylediği çok güzel sözleri içermektedir. Atatürk savaşın ilk günü buraya karargahını kurmuş daha sonra da Kolordu karargahı olmuştur. Atatürk (Mustafa Kemal bey) adına buraya Kemalyeri denmiştir. Buradan Arıburnu muharebe hattı çok güzel görünmektedir.

Seddülbahir ( Cape Helles) Cephesi

Şehitler Abidesi
Kemalyeri’nden ilerleyip tekrar Kabatepe müzesine geliriz. Müzeye girmeyip sola Ege Denizi boyunca giden yoldan devam edersek- güneye doğru otuz kilometre sonra Yarımada’nın uçundaki heybetli Mehmetçik Abidesine geliriz. Morto Koyu’na bakan hisarlık tepesine inşa edilen ve açılışı 1960 yılında yapılan bu Anıt Çanakkale Muharebeleri’nde kaybettiğimiz 200 bin kadar yaralı şehit ve esirler adına yapılmıştır. 41 metre yüksekliğindedir ve altında bir de müze bulunmaktadır. Etrafında röliyefler ve çeşitli kompozisyonlar bulunan diğer küçük anıtlar ve tarihi eserler de mevcuttur. Boğazın tam girişine inşa edilen ve geceleri aydınlatılan bu Anıt çok uzaklardan görülebilir.

Yahya Çavuş Anıtı
Şehitler Abidesi’ni ziyaret ettikden sonra sahil yolunu takip ederek Seddülbahir Köyü’nü geçip Ertuğrul Koyu’na hakim bir sırtta bulunan Yahya Çavuş Anıt Mezarı’na geliriz. Bu Anıt mezar Türk direnişinin bir sembölüdür. Buradaki muharebelerde çarpışan ve şehit düşen Yahya Çavuş ve takımındaki diğer arkadaşları anısına yapılan ilk Türk anıtlarından biridir. Truva tahta at hilesini tekrar uygulamaya çalışan Yunan hayranı İngiliz’lerden Türkler bir bakıma Truvalılar’ın öcünü almıştır. Plan sökmemiş ve İnglizlere çok pahalıya mal olmuştur. Muharebe sırasında dökülen İngiliz kanından koyun elli metresi kırmızımsı bir renk almıştır. Bunu ziyaret ettikden sonra hemen yanında bulunan İngilizlerin Helles Abidesi’ni ve Seddülbahir Kalesini de ziyaret edebiliriz.

Seyyit Onbaşı Heykeli
Yahya Çavuş ve Seddülbahir Anıt ve mezarlarını ziyaret ettikden sonra aynı yoldan geri döneriz Alçıtepe köyünü geçtikden sonra sola dönmeyip sağdaki yoldan devam edersek yirmi kilometre sonra Kilitbahir köyüne varmadan yolun hemen kenarında solda 215 okkalık mermiyi kaldıran Havran’lı Koca Seyyid heykelini görürüz. 18 Mart Deniz Savaşı sırasında büyük yararlık gösteren Koca Seyyid hemen heykelin üstünde bulunan Mecidiye Tabyası’nda görevliydi. Burayı ziyaret ettikden sonra Fatih’in 1462 yılında yaptırdığı Kilitbahir Kalesi’ni ve Namazgah Tabyasını da ziyaret edebiliriz.

Çanakkale

Çimenlik Kalesi Deniz Müzesi
Kilitbahir’den veya Eceabat’tan Boğazı geçip Çanakkale kentine gelirsek burada bulunan askeri müzeyi mutlaka ziyaret etmeliyiz. Boğaz Komutanlığı tarafından bakımı yapılan müzede Çanakkale Harbi’yle ilgili çok kiymetli eserler vardır. Ayrıca master ve doktora yapmak isteyenler için Çanakkale Harbiyle ilgili bin kadar kitap araştırmacıların hizmetine sunulmaktadır. Fatih’in yaptırdığı Çimenlik Kalesi’nde bulunan bu Deniz Müzesi ülkemizdeki Çanakkale harbiyle ilgili en önemli müzedir. Mutlaka görülmeli.

Gelibolu'nun Tarihçesi

Antik çağdan beri Avrupa ile Asya arasında bir geçiş noktası pozisyonundaki Gelibolu, 25 Nisan 1915 tarihinde itilaf devletlerinin İstanbul'a ulaşmak amacıyla gerçekleştirdikleri saldırılara karşı verilen savunma harbinin zaferle sonuçlanmasıyla GALLIPOLI 1915 adıyla tarihe geçmiş ve ÇANAKKALE GEÇİLMEZ destanının gerçekleştiği topraklar olmuştur.

Antik dönemlerde Khersonesos olarak adlandırılan yarımadadaki tüm olayların odak noktası olmuştur. Kent, tarihi antik adı Hellespont olan Çanakkale Boğazı'ndaki ve yine antik adı Khersonesos olan Gelibolu Yarımadası'ndaki ilk yerleşime değin uzanır. Kent, Traklar ve Yunan koloni hareketi sırasında eski Yunanlılar tarafından ele geçirilmiştir. Kentin adının bu koloniler tarafından Kallipolis olarak değiştirildiği varsayılmaktadır. Daha sonraları Miletos, Foça ve Midilli'den gelen halk tarafından iskan edildi.

Büyük İskender M.Ö 336 yılında kral olduktan sonra Anadolu'ya geçmek için M.Ö. 334 yılında Gelibolu güzergâhını kullanmıştır. Sırasıyla Eski Yunan, Pers, Makedonya, Bergama ve Romalılar'ın istilasına uğrayan kent, Romalılar ve Bizans döneminde çok önem kazanmış ve önemli bir liman ve geçit konumuna gelmiştir. Kent Bizans döneminde İmparator Jisitinianus zamanında bakımdan geçirilerek çevresindeki surlar onarılmış, kente erzak depoları yapılmıştır. Bu da bölgede bir merkez haline gelmesine neden olmuştur. 1190 yılındaki Haçlı Seferleri sırasında Alman İmparatoru Friederich komutasındaki Haçlı ordusu Anadolu'ya buradan geçmiştir. 1204 yılında kenti Venedikler, 1235 yılında Bizanslılar ve son alarak da 1311 yılında Osmanlılar ele geçirdi.

Bizans döneminde merkezi bir kent görünümüne kavuşan Gelibolu, Osmanlılar'ın fethinden sonra daha da önem kazanmış ve Türkler'in Avrupa ile ilişkilerinden bir merkez olarak kullanılmıştır. 1391 yılında Yıldırım Beyazıt buraya ilk tersaneyi kurdu ve başına Saruca Paşa'yı Boğaz Muhafızlığı Komutanı olarak atadı. İç kale onarıldı, harap durumdaki dış kale yıkıldı, iç liman elden geçirilerek girişine iki kule yapıldı ve bu kuleler arasına savunma amacıyla üç adet zincir gerildi.

Kanuni Sultan Süleyman'ın padişahlığı sırasında, bin Kaptan Paşalım Eyaleti konumunda olan Gelibolu, sınırları İnebahtı, Midilli, Kocaeli, Karireli, Rodos ve Mizistra sancaklarını içine alacak şekilde genişletildi ve merkez durumuna geldi.
I. Abdülhamit dönemine kadar süren durum, Boğaz Muhafızlığı'nın Çanakkale'ye alınmasıyla son buldu ve Gelibolu'nun önemi nispeten azaldı.

1854 yılındaki Kırım savaşı sırasında Osmanlı İmparatorluğu'nun müttefiki durumunda olan İngiliz ve Fransız askerleri, Kırım'a gitmek için çıktıkları Gelibolu'yu bir üs olarak kullandılar ve harap durumdaki Çimpe Kalesi'ni onarak burasını cephanelik olarak kullandılar. Bu dönemde hayatını kaybeden Frnasız Askerleri için Gelibolu'nun içinde bir Fransız Mezarlığı bulunmaktadır.

Gelibolu adının kaynağı
Kentin hangi yüzyılda ve kimler tarafından kurulduğu bilinmemektedir. Ancak Truva kenti kadar eski olduğu varsayılmaktadır. Önceleri Critote olan kentin adı, Yunan koloni hareketi sırasında güzelşehir anlamındaki Kallipolis olarak değiştirilmiştir. Daha sonra Avrupa'da M.Ö 1500 yıllarında Kelt kökenli bir göç hareketi başlar, bugünkü Fransa halkının temelini oluşturan Keltler, günümüzde Fransa, Belçika, İsviçre ve Ren kıyılarını içine alan bölgeyi ele geçirmişler ve Romalılar tarafından bu bölgeye Galya, halkına da Galler adı verilmiştir. Galler olarak adlandırılan bu savaşçı halk M.Ö 281 yıllarında Trakya Krallığı'nın içinde bulunduğu bocalama döneminde Balkanlara, Çanakkale ve İstanbul Boğazları üzerinden de Anadolu'ya geçmişlerdir. M.Ö 278 yıllında gerçekleşen bu olay sırasında İstanbul'da onarılan kuleye Galata Kulesi, Anadolu'da Sakarya ve Kızılırmak havzasını kapsayan bölgeye de Galatiya adı verilmiştir. O dönemde Roma İmparatoru olan Augustus, sürekli huzursuzluk çıkaran Galler'i Anadolu'dan sürer ve Gelibolu'ya yerleşen bu halka izafeten bu bölgenin adı Gal Ülkesi anlamına gelen Gallipolis olarak değiştirilir. Osmanlı döneminde de bu isim gelibolu olarak değiştirilmiştir. Günümüzde dünyanın 12 yerinde kökeni Gal halkına dayanan Gallipolis adında yerleşim merkezi bulunmaktadır.

Bunlar:
• Kiklat adalarından Neksos adasındaki Gallipolis kenti
• Bodrum yöresinde, Gökova'daki Gelibolu köyü
• Anapolis yöresinde
• Makedonya'da
• İzmit-Gemlik arasında eski bir kent
• İtalya'nın en güneyinde Pouilles bölgesindeki Gallipolis kenti
• Kalekarya'da
• Suriye'de
• Etolya'da
• Kıbrıs'ta
• ABD'nin Ohio eyaletinde bir nehir kıyısında
• Çanakkale Boğazı'ndaki bizim kentimiz
 
milli park
Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!
Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!

Çanakkkale Turuva Atı
Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!

Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!

Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!

Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!

Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!

Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!
 
Biliyorum, Gelibolu deyince çoğunuzun aklına Çanakkale Savaşları, Milli Park, savaş alanları ve müzeler geliyor. Haklısınız, Gelibolu hep bu olaylarla anılır. Çeşitli basın yayın organlarında, özellikle 18 Mart Çanakkale Şehitlerini Anma Günlerinde adı geçer Gelibolu'nun. Adına kitapların yazıldığı, filmlerin çekildiği bir yerleşim yeridir.
Ailesi Gelibolu'ya aşık ve doğma büyüme bir Gelibolulu olarak, size farklı bir bakış açısı oluşturmaya karar verdim. Umarım ilginizi çeker...


Önce kısa ve sıkıcı olmayan bir tarihçe ve ardından bilinmeyen yönleriyle Gelibolu...

Gelibolu'nun Tarihçesi

Antik çagdan beri Avrupa ile Asya arasinda bir geçis noktasi pozisyonundaki Gelibolu, 25 Nisan 1915 tarihinde itilaf devletlerinin Istanbul'a ulasmak amaciyla gerçeklestirdikleri saldirilara karsi verilen savunma harbinin zaferle sonuçlanmasiyla GALLIPOLI 1915 adiyla tarihe geçmis ve ÇANAKKALE GEÇILMEZ destaninin gerçeklestigi topraklar olmustur.Antik dönemlerde Khersonesos olarak adlandirilan yarimadadaki tüm olaylarin odak noktasi olmustur. Kent, tarihi antik adi Hellespont olan Çanakkale Bogazi'ndaki ve yine antik adi Khersonesos olan Gelibolu Yarimadasi'ndaki ilk yerlesime degin uzanir. Kent, Traklar ve Yunan koloni hareketi sirasinda eski Yunanlilar tarafindan ele geçirilmistir. Kentin adinin bu koloniler tarafindan Kallipolis olarak degistirildigi varsayilmaktadir. Daha sonralari Miletos, Foça ve Midilli'den gelen halk tarafindan iskan edildi. Büyük Iskender M.Ö 336 yilinda kral olduktan sonra Anadolu'ya geçmek için M.Ö. 334 yilinda Gelibolu güzergâhini kullanmistir. Sirasiyla Eski Yunan, Pers, Makedonya, Bergama ve Romalilar'in istilasina ugrayan kent, Romalilar ve Bizans döneminde çok önem kazanmis ve önemli bir liman ve geçit konumuna gelmistir. Kent Bizans döneminde Imparator Jisitinianus zamaninda bakimdan geçirilerek çevresindeki surlar onarilmis, kente erzak depolari yapilmistir. Bu da bölgede bir merkez haline gelmesine neden olmustur. 1190 yilindaki Haçli Seferleri sirasinda Alman Imparatoru Friederich komutasindaki Haçli ordusu Anadolu'ya buradan geçmistir. 1204 yilinda kenti Venedikler, 1235 yilinda Bizanslilar ve son alarak da 1311 yilinda Osmanlilar ele geçirdi. Bizans döneminde merkezi bir kent görünümüne kavusan Gelibolu, Osmanlilar'in fethinden sonra daha da önem kazanmis ve Türkler'in Avrupa ile iliskilerinden bir merkez olarak kullanilmistir. 1391 yilinda Yildirim Beyazit buraya ilk tersaneyi kurdu ve basina Saruca Pasa'yi Bogaz Muhafizligi Komutani olarak atadi. Iç kale onarildi, harap durumdaki dis kale yikildi, iç liman elden geçirilerek girisine iki kule yapildi ve bu kuleler arasina savunma amaciyla üç adet zincir gerildi. Kanuni Sultan Süleyman'in padisahligi sirasinda, bin Kaptan Pasalim Eyaleti konumunda olan Gelibolu, sinirlari Inebahti, Midilli, Kocaeli, Karireli, Rodos ve Mizistra sancaklarini içine alacak sekilde genisletildi ve merkez durumuna geldi. I. Abdülhamit dönemine kadar süren durum, Bogaz Muhafizligi'nin Çanakkale'ye alinmasiyla son buldu ve Gelibolu'nun önemi nispeten azaldi. 1854 yilindaki Kirim savasi sirasinda Osmanli Imparatorlugu'nun müttefiki durumunda olan Ingiliz ve Fransiz askerleri, Kirim'a gitmek için çiktiklari Gelibolu'yu bir üs olarak kullandilar ve harap durumdaki Çimpe Kalesi'ni onarak burasini cephanelik olarak kullandilar. Bu dönemde hayatini kaybeden Fransız Askerleri için Gelibolu'nun içinde bir Fransiz Mezarligi bulunmaktadir.

Kaynak:Gelibolu Yöresi ve Tarihi (Mehmet İrdesel)
 
Tarihi bir cennettir Gelibolu. Binlerce yıl boyunca bir çok uygarlığa ev sahipliği yapmış ve her birinden bugün bile izler taşıyan, küçük, şirin bir ilçesidir Çanakkale'nin...

İşte eşi benzeri olmayan Bayraklı Baba Türbesi.



bayrak2ks3ek0.jpg



Boğaza Marmara Denizinden giriş yapan gemilere yol gösteren ve adeta Gelibolu'nun simgesi olmuş Fener...


fenerhq6.jpg
 
İlçenin birçok yerinde sur kalıntıları bulunan, adeta zamana meydan okur gibi dimdik ayakta duran kale burcu. (İçinde şimdi bir müze bulunmaktadır.)

kaleld3bf6.jpg


İlk Dünya haritasını çizen Kaptan-ı Derya Gelibolulu Piri Reis'in büstü...

pirireisfb7.jpg
 
Fenerin bulunduğu yüksek kayalıkların üzerinde yer alan Namazgah...

namazgahii2.jpg


Gelibolu'nun Bolayır beldesinde bulunan, ünlü yazar ve şairimiz Namık Kemal'in mezarı...

namkkemalzo4.jpg


Gazi Süleyman Paşa'nın Türbesi...

gazipaayr7.jpg
 
Hallac-ı Mansur Türbesi...

hallacmansurqe0.jpg


Fenerin hemen altında, Boğaz'ın kıyısında yapılan Dumlupınar Anıtı...

dumlupnaron5.jpg
 
Bir tutkudur Gelibolu...

gelibolu1fn4.jpg


Yarımadanın diğer tarafı Saros Körfezi...(Bazı noktalarda bir tarafınızda Çanakkale Boğazı, diğer tarafınızda Ege Denizi'ni aynı anda görebilirsiniz.)

gelibolu2ub4.jpg
 
Günümüzde dünyanin 12 yerinde kökeni Gal halkina dayanan Gallipolis adinda yerlesim merkezi bulunmaktadir. Bunlar:


Kiklat adalarindan Neksos adasindaki Gallipolis kenti
Bodrum yöresinde, Gökova'daki Gelibolu köyü
Anapolis yöresinde
Makedonya'da
Izmit-Gemlik arasinda eski bir kent
Italya'nin en güneyinde Pouilles bölgesindeki Gallipolis kenti
Kalekarya'da
Suriye'de
Etolya'da
Kibris'ta
ABD'nin Ohio eyaletinde bir nehir kiyisinda
Çanakkale Bogazi'ndaki bizim kentimiz
 
UYARI!!!!begendikleriniz icin rep ve tesekkur butonlarini kullanalim bölümümüze resim ve bilgi harici paylasimlar yapmayalim lutfen
 
X