Diablo III Tanıtımı:)

Elossa .!.:

Veee aşkımın çok istediği ama bi türlü bulunduğumuz yere gelmeyen oyunu sonunda elimde evimizdeee ona süpriz yapıyorum bu akşam çıldırıcak eminim sevinçtennn:)
Taaa Ankara AnkaMall Alışveriş merkezinde bulunan D&R den bulabildim ve sağolsunlar her dediğimi yaptılar..
Dün tüm günüm telde geçti ve tüm işlemleri oturduğum yerden halledip kargolatmayı sağladım veeeee aranan kan bulundu! :))
Azıcık uğraştırdı ve pahalıya patladı ama Değer Kocişime๖ۣۜ♥...


Eki Görüntüle 505005 Eki Görüntüle 505006

Genişletmek için tıkla...

Sen mükemmel bir eşsin Elossa.

Canım teşekkür ederimmm,güzel gören gözlerin yüreğin seninn...
ama çoookk mutlu oldu kocişim görülmeye değerdii,defalarca teşekkür edip ne diceni şaşırdı kıyamam
kahroluyordu her hafta sonu AVM lerde oyunu aramaktan mahvolmuştuk bi yandan da rahatlık çöktü
şu anda gözleri tamamen açık (ağzıda) oyuna öyle adapte ki anlatamamm
oyun hakkında alıntı güzel bir yazı paylaşıcam oynayanlar,kocişleri oyun tutkunu olanlar için tanıtım amaçlı...
grafikler harika bende bayıldım oyunseverler için yardıma hazırım

Başlangıçta 5 farklı sınıftan bir karakter yaratıyoruz ve önceki oyunların aksine istediğimiz gibi cinsiyet seçimi de yapabiliyoruz. Görünüş olarak herhangi bir özelleştirme seçeneği ise bulunmuyor. Oyunun izometrik kamerayla oynandığını da hatırlarsak, pek de üzülmeyi gerektirecek bir durum değil diyebilirim.

Karakter sınıfları şu şekilde:

Witch Doctor:Necromancer’ı hatırlatan yeni Diablo karakteri. Skilleri Necro’nun aksine daha çok şamanizm ve Voodoo kültürlerini barındırıyor. Witch Doctor kendi yaratıklarını çıkarabiliyor, lanet büyüleri yapabiliyor, ruhları kullanabiliyor ve düşmanların üzerinde çeşitli bombalar kullanabiliyor. Büyüleri için kullandığı kaynak ise; Mana.

Barbarianiablo oyunlarının olmazsa olmazı, savaşçı sınıfımız. Hem tank – paladin, hem de daha çok atak ağırlıklı olarak kullanabileceğiniz Barbarian bu sefer “Fury” adlı bir kaynak kullanıyor. Strength statları ve kaba kuvvetiyle öne çıkan sınıfımız oldukça dayanıklı.

Wizardiablo’da Sorcerer, Diablo 2’de Sorceress ve son olarak üçüncü oyunda da Wizard. İsimler değişse de herkesin aşina olduğu bir karakter. Menzilli bir sınıf olan Wizard hem alan büyülerine hâkim oluyor, hem de elektrik, buz ve ateş elementlerini kullanarak “crowd control” yönünden başarılı oluyor. Ayrıca artık mana değil, Arcane Power kaynağını kullanıyor.

Monk:Bu karakter de tıpkı Barbarian gibi yakın dövüşçü ve dövüş sanatlarına hâkim. Paladin’le benzerlikleri de dikkat çekiyor.

Demon Hunter:Okçu sınıfında yer alan Demon Hunter önceki oyundan olan Amazon ve Assassin’in bir birleşimi halinde bize sunulmuş. Ana silah olarak crossbow kullanan karakter, bomba kullanımında da hayli etkin. Kullandığı kaynaklar ise Discipline ve Hatred.

Her ne kadar classlar az sayıda gözükse de gayet yeterli olmuşlar bana kalırsa ve aralarındaki denge başarıyla sağlanmış. Ayrıca item kullanımı konusunda da bir serbestlik söz konusu. Örneğin Wizard olduğunuz için staff veya wand almanız gerekmiyor. Daha iyi özelliklere sahip bir kılıç alıp kullanabiliyorsunuz ya da kalkan takabiliyorsunuz.

Bu sınıflar dışında duyurulan bir tane daha vardı; Archivist. Blizzard 1 Nisan 2009 tarihinde şaka amaçlı böyle bir karakter yaratmıştı. Ek olarak, Dervish de değerlendirilmişti fakat yapımcı Jay Wilson bu sınıfın daha sonra kaldırıldığını açıklamıştı.

Diablo 3 Ne Kadar Zor?

Normal zorluk seviyesinde bu sorunun cevabı “pek de değil” olacaktır sanırım. Solo oynarsanız dahi gayet rahat bir şekilde, çok az zorlanarak son bölüme kadar ilerleyip oyunu bitirebilirsiniz. Elbette dediğim gibi ufak tefek sıkıntılı bölümler oluyor hatta birkaç kere öldüm de ama genel olarak sorunsuz ilerliyor. Tabii tatmin etmezse oyunu her bitirdiğinizde yeni zorluk seviyeleri açılıyor; Nightmare, Hell ve Inferno. Git gide zorlaşıyorlar ve co-op oynamak şart haline geliyor. Şahsen normal seviyede oyunu tek başıma bitirdim ve Nightmare’e geçince epey zorlandım. Peki, bunların eksisi, artısı ne? Öncelikle normal difficulty’de birçok item düşmüyor, Nightmare ve diğerlerinde ise hem gold miktarı artıyor hem de düşen itemlerin sayısı. Ayrıca oyunda herhangi bir karakterle 10. seviyeye ulaştığınızda Hardcore modu açılıyor. Böyle oynarken ölürseniz, karakteriniz bir daha geri gelmiyor

Şeytan’la Yüzleşmek Hiç Bu Kadar Eğlenceli ve Kısa Olmamıştı!

Açıkçası muadillerine kıyasla Diablo 3’ün oyun süresi epey kısa geldi. İlk zorluk seviyesinde, yaklaşık 16 saat gibi bir sürede ve 31. seviyede oyunu tamamladım çünkü. Özellikle ilk Act oldukça uzun gelmişti ve ben en azından 20 saatin üzerinde bir süre bekliyordum. Diğerleri ise çok daha çabuk bitti. Bilmiyorum bunu oyunun eksiler hânesine yazabilir miyiz ama tadının damaklarda kaldığı bir gerçek. Neyse ki Diablo 3 öyle kısa ömürlü, bitirilip bir yere atılacak bir yapım değil.

Oyunun eleştirildiği noktalardan birisi de skill sayılarının azlığı ve özelleştirme seçeneklerinin olmamasıydı. Açıkçası bu eleştirilere hak vermiyorum. Birinci seviyeden son seviyeye kadar yeni yetenekler ve rune’lar açılıyor. Bu yetenekler de kendi aralarında sınıflara ayrılıyor ve hepsinin farklı etkileri mevcut. Bazen işinize yaramadığını düşündüğünüz bir skill, bir boss savaşına geldiğinizde çok önemli olabiliyor. “En iyi skill, en son açılandır” düşüncesi de Diablo 3’le birlikte tozlu sayfalara gömülüyor. Hepsi önemli, işlevleri farklı ve oyunun sonunda dahi ilk seviye yeteneklerinizi kullanıyorsunuz.

Farklılık katan rune sistemi ise gayet iyi düşünülmüş ve yeteneklerinizi başarılı bir biçimde özelleştirmenize olanak sağlıyorlar. Rune’lar da belirli seviyelerde açılıyorlar ve skillerinize farklı özellikler ekliyorlar, daha efektif olmalarına yarıyorlar.

“Unlock” edebileceğiniz şeyler bu kadarla sınırlı değil. Oyun boyunca bir sürü achievement (başarım) bulunuyor ve bunlarla kendinize özel flamanızı değiştirebiliyorsunuz. Ek olarak, sürekli yaratık keserek ilerlediğiniz ve tam bir Hack’n Slash olan Diablo 3’de ekstra tecrübe puanı kazanabileceğiniz çeşitli durumlar var. Örneğin; aynı anda fazla sayıda yaratık keserseniz daha fazla exp. elde ediyorsunuz veya oyun içinde bulduğunuz çeşitli hatıra defterleri ve mektupları açarak da tecrübe puanınızı arttırabiliyorsunuz. Bu hatıra defterlerinin bazısı dostlarınıza, bazısı düşmanlarınıza ait ama hikâyeyi ve karşılacaklarınızı anlamanız açısından okumanızı, en azından dinlemenizi tavsiye ederim.

Diablo 3’de az ama yeterli sayıda NPC karakter bulunuyor. Bunlardan bazıları iksir aldığınız, eşyalarınızı tamir edebildiğiniz ve satabildiğiniz merchant’lar. Diğerleri ise Artisan adı verilen, crafting konusunda işimize yarayacak olanlar. İki tane Artisan karakteri bulunuyor; birisi Demirci Haedrig Eamon, diğeriyse Mücevherci Covetous Shen. Haedrig’de zırh ve silah craft edebiliyoruz, magic item’ları salvage ederek crafting’de işimize yarayacak eşyalar çıkarabiliyoruz. Ayrıca Diablo 2’nin aksine, bu sefer sadece normal item’lar değil, magic ve rare olanları da yapabiliyoruz. Bunun için de zanaatkârlık alanında bol bol uzmanlaşmamız gerekiyor. Covetous’da ise socket kısmı bulunan itemlere takıp özelliklerini arttırdığımız gem’leri yapıyoruz.

Oldukça geniş bir item yelpazesi var ve geneli de özelleştirmeye yatkınlar. Rare itemların düşme olasılığı elbette daha zor ve onlar için ileri zorluk seviyelerinde oynamak daha mantıklı. Oyuna gelecek olan yeni yamalarla ise sayıları daha da artacaktır eminim.

Oyunu eğer tek başınıza oynamayı tercih ederseniz, ilerledikçe yanınıza yeni Follower yani yoldaşlar (Kormac the Templar, Lyndon the Scoundrel ve Eirena the Enchantress) katılıyor. Towna giderek istediğiniz zaman değiştirebileceğiniz bu NPC karakterleri iyi seçmeniz önemli. Örneğin menzilli bir sınıfla oynuyorsanız, Templar’ı almanız daha mantıklı olacaktır. Co-op oyunlarda ise kullanmanız mümkün olmuyor. Ayrıca Follower’lar oyun içinde karakterinizle sohbet halinde oluyorlar, her ne kadar genelde aynı şeyleri tekrar etseler de.

Diablo 3’e yöneltilen eleştirilere göz atalım yine. Bunlardan birisi oyunun karanlık atmosferinin yok edildiği, casual kitleye hitap ettiği ve basitleştirildiğiydi. Oysa Diablo 3 hala yeterince karanlık ve muhteşem bir atmosfere sahip. Arreat Crater’de gezip de, o havayı soluduktan sonra bana katılacağınızı düşünüyorum. Diğeriyse kamerayla ilgili yapılan eleştirilerdi. Bildiğiniz gibi eski usül izometrik görüntü devam ediyor ve gayet yerinde bir seçim olmuş. Eski RPG’ler ve Diablo oyunlarını yansıtan bu kamera açısı, bir Hack’n Slash için en ideal olanı kesinlikle. Çünkü harita kontrolü çok önemli ve geniş alanlara saldırı yapmak gerekiyor. Bu da ancak bu şekilde sağlanabilirdi.

Diablo 3’de Auction House adı altında, online bir pazar sistemi bulunuyor. İşinize yaramayan itemları burada açık arttırma yoluyla satabiliyorsunuz veya gerekli eşyaları alabiliyorsunuz. Ek olarak, bir de gerçek parayla alışveriş olayı söz konusu. Şu anda onun için erteleme geldi ve yakında devreye sokulacak. O sistemle de oyuncular Diablo 3’den para kazanabilecek. Tabii Blizzard tarafından yapılacak olan yüzde 15’lik bir kesintiyle!

PvP sistemi de beklediklerimiz arasındaydı ve çeşitli videolarda bol bol izlemiştik. Oyunun erken çıkarılması adına şimdilik ona da bir erteleme geldi ve aktif değil. Kısacası co-op moduyla idare etmek durumundayız. Co-op sistemi kesinlikle çok iyi oturtulmuş, dört kişiye kadar da destek veriyor. İstediğiniz zaman oyununuzu halka açık hâle getirebiliyorsunuz ve kısa sürede başkaları yanınızda beliriyor ya da menüden seçtiğiniz bir bölümde, ne kadar oyuncunun oynadığını görüp onlara otomatik olarak bağlanabiliyorsunuz. Bunların dışında arkadaşlarınızla beraber oynamanızı sağlayan sosyal bir ağ da mevcut.

Co-op modu herhangi bir kavgaya veya gold – item hırsızlığına mahal bırakmıyor. Çünkü tüm eşyalar ve altınlaroyunculara özel olarak çıkıyor, herkes kendi ganimetini topluyor. Yine de isterseniz eşya paylaşabiliyorsunuz.

“The servers are busy at this time. Please try again later (error 37)” desem belki size bir şey ifade etmeyecektir ama birçok kullanıcı ilk iki gün bu sorundan muzdarip oldu. Sunuculara aşırı yüklenme sonucu satın alanlar bağlanamadı ve Blizzard’a tepki gösterdi. Elbette bunda oyunun sürekli internet bağlantısı istemesinin payı var ama sunucuları iyileştirmediği için Blizzard’a topyekün saldırmak da gereksiz. Zira bu sunucular hiçbir zaman maksimum büyüklüğe göre kurulmaz, tahmin edilen ortalama oyuncu sayısına göre yapılır. Devasa sunucular yapmak ilk günleri kurtarsa da, devam eden tarihlerde yapımcı firmaya ekstra ve gereksiz masraf anlamına gelir. Ayrıca yapılan “stress testler” de böylesi bir yoğunluğu tahmin, simüle edemez çünkü tüm zamanların en büyük oyun açılışı gerçekleşti. Sonuçta şu anda sorunlar çözülmüş gibi gözüküyor ve oyun gayet rayında gidiyor. Ara sıra yaşanan lag sorunları da zaman içinde tamamen çözülecektir diye düşünüyorum.