Doğum sonrası Anne & Bebek Hakkinda Herşey

Düzenli kontroller dışında bebeğin hemen doktora götürülmesini gerektiren durumlar nelerdir?

İyi bakılan bebekler de hasta olabilir. Bebeklerde görülen hastalıkların çoğu erken tanı ve tedavi ile düzelen hastalıklardır. Bunun için bazı belirtiler farkedildiğinde vakit geçirmeden bebek, bir sağlık kuruluşuna götürülmelidir. Ateşli durumlar ve ishal bunların başında gelir. Ateş çok yüksek (39°C) olmasa da öksürük ve hızlı solunum ile birlikte ise hemen doktor muayenesi gerektirir. Havale (istemsiz hareketler), bayılma (şuur kaybı), aşırı kusma (günde 3-4 kereden fazla ve bol), sürekli şiddetli ağlama, morarma ya da aşırı solgunluk, idrar yapamama, dışkıda kan bebeklerde sık olmasa da rastlanabilen ve acil değerlendirme gerektiren durumlardır.
 
Lohusalıkta anne kendisine nasıl bakmalıdır?

Doğum sonu kanamanın azalması için rahim, karından tutularak sıkıştırılmalı, karına masaj yapılmalıdır. Doğal olarak ilk günlerde kanlı, sonra pembe, daha sonra kahverengi akıntı olur. Birkaç haftadan sonra beyaz akıntı başlar. Doğumdan sonra olabilecek en erken zamanda ayağa kalkmak ve hareket etmek kan dolaşımı için olduğu kadar barsakların iyi çalışması için de yararlıdır. Ancak lohusa yine de çok yorulmamalıdır. İlk günlerde istirahat etmemek, kanamaya ve ağrıya yol açabilir. Doğumdan hemen sonra ağrı varsa, ağrı kesici ilaçlar kullanılabilir. Ateşlenme hissedilirse derece ile ölçülmelidir. Yüksek ateşte (38 derece) kesinlikle doktora danışmak gerekir. İlk iki gün içinde dışkılama olabilir. Olmazsa kabızlığı önleyici yöntemlere başvurulmalıdır.
Emzirme sırasında annenin rahat oturması için yardım edilmelidir. Oturmak istenmiyorsa yan yatarak da bebek emzirilebilir. Emzirmenin başlangıcında memeler acıyabilir. Bebek doğru emiyorsa bu acı giderek azalır ve bebek emdikçe tümüyle geçer. Bebek memelerdeki sütü boşaltacak şekilde sık sık emzirilirse, memelerde süt birikimine bağlı anneyi rahatsız edecek şişlikler kızarma ve ağrı olmaz. Olduğu takdirde sütü boşaltmak, emzirmeden önce sıcak su ile pansuman ya da banyo yapmak emzirdikten sonra memelere soğuk su ile pansuman yapmak şikayetleri azaltır.
 
Doğum sonu bel ağrısı olursa neler yapılmalı?

Gebelik sırasında fazla hareket yapılmaması sonucu zayıflayan kaslar doğum sonu bel ağrısının bir nedenidir. Jimnastik yapmakla bu ağrılar ortadan kalkabilir. Ayrıca fazla kilolar da ağrı nedenidir. Gebelikte ve doğum sonrasında aşırı kilo almamaya ve dengeli beslenmeye dikkat etmek gerekir. Bel ağrısını önlemek için ağır yük taşımamaya, yerden birşey alırken beli dik tutup dizleri kırarak çömelmeye özen gösterilmelidir. Bebeği kucağa alırken veya altını değiştirirken belden eğilmemek bunun için bebeğin altını ya da çamaşırını değiştirmek için uygun yükseklikte masa kullanmak ya da babadan yardım istemek gereklidir.
 
Lohusa doğum sonu kabızlıktan nasıl kurtulabilir?

Kabızlığı ortadan kaldırmak için jimnastik yapmak yararlıdır. Ayrıca 3 - 4 porsiyon sebze ve meyve yemek, kabukları ile yenebilecek sebze ve meyvaları kabuklarını soymadan yemek kabızlıktan kurtulmak için faydalıdır. Kuru baklagil (mercimek, fasulye, nohut) ve kepekli ekmek yemek, aç karnına 1 bardak ılık su veya kayısı suyu içmek de yararlıdır. Beyaz ekmek, makarna, pirinç, az yağlı besinler, yeterince sıvı içilmemesi, dengesiz beslenme, fazla çay ve kahve tüketimi kabızlığı arttırdığı için bunlardan kaçınılmalıdır.
 
Doğum sonrası dönemde anne nasıl beslenmelidir?

Doğumdan sonra anne bebeğini emzirirken gebelik öncesi döneme göre hergün en az 1 litre daha fazla su ve sulu gıdalar, 2 tane meyve ya da 2 tabak sebze yemeği, 3 dilim ekmek ya da 1 bardak süt ile beslenmesine ilave yapmalıdır. Gebelikte aldığı kan hapları doğumdan sonra bir ay daha kullanılır. Eski ağırlığa hemen dönmek için acele edilmemelidir. Annenin eski kilosuna kavuşması altı ay sürebilir. Anne şişmansa her ay iki kilogramlık bir ağırlık kaybı olabilir. Süt salgısı bundan etkilenmez. Ayda iki kilogramdan daha fazla zayıflama diyeti uygulanmamalıdır. Ancak unlu, yağlı besinlerden fazla yememeye dikkat edilmelidir.
 
Doğumdan sonra anne ne zaman yıkanabilir?

Anne, kendini yıkanabilecek gibi hissettiği her an yıkanabilir. İlk yıkanmalar ayakta ve duş şeklinde ya da su dökünerek olmalıdır. Su dolu leğene ve küvete oturmadan sık sık yıkanabilir. Normal bir doğumdan 24 saat sonra da banyo yapılabilir. Sezaryen doğumdan sonra genellikle dördüncü günde dikişler alınır ve ertesi günü yıkanabilir.
 
Anne Sütünü Arttırmanın Yolları

Anne sütünün üstünlüğü tartışılmaz.İlk 4-6 ayda anne sütü, bebek için gerekli tüm besinleri içerir ve beraberinde başkaca bir gıda verilmesi gereksizdir. Emzirme, anne ile bebek arasındaki ilişki kalitesinin en yüksek seviyede olmasını sağlayan psiko-sosyal ortamı yaratır. Anne sütü ile beslenen çocuklarda bulaşıcı hastalıklar daha seyrek görülür. Ayrıca anne açısından bakıldığında ise, annede meme ve yumurtalık kanseri gelişme olasılığını azalttığı saptanmıştır.
Bebeğinizin sağlıklı gelişmesini, büyümesini ve hastalıklardan en iyi şekilde korunmasını istiyorsanız; bebeğinize mutlaka anne sütü vermelisiniz, yani doğal beslenmeden uzaklaşmamalısınız. Ayrıca her annenin kendi sütü bebeğinin erken, zamanında veya geç olarak doğmuş olmasına bağlı olarak içeriği değişmekte; sonuçta: her annenin sütü özellikle kendi çocuğunun en ideal besin kaynağı olmakta ve başkaca hiç bir besin onun yerini dolduramamaktadır. Ancak annelerin büyük bir çoğunluğu, önemli bir yanılgıya düşmektedirler, bunun en büyük sebebinin annelerin bebeklerine karşı duydukları aşırı sevgi ve koruma isteğine bağlı olmasına karşın, sonuçta bebeklerine istemeden çok büyük bir zarar vermektedirler. Bu yanılgı, bebeğin doymadığı kanısıyla ek gıdalara başlanmasıdır. Unutulmamalıdır ki; ağlamanın tek sebebi acıkmak değildir, bunun birçok sebebi olabilir. Örneğin; bebek daha çok kucaklanmak ve sevilmek isteyebilir, bazı bebekler memeyi sırf keyif için emmek isterler veya bebeğin bir rahatsızlığı olabilir (gaz sancısı, ateş vs.). Bebeğinize kendi sütünüzün yetmediğine lütfen tek başınıza karar vermeyiniz, bu karar için bebeğinizin doktoru ile görüşmelisiniz.

Sütünüzün Yeterince Gelmesi İçin
Azami Dikkat Göstermeniz Gereken Konular:

• Kendinizi psikolojik olarak emzirmeye hazırlamak, ayrıca emzirme eğitimi ile birlikte meme başının süt vermeye hazır hale getirilmesi için gerekli egzersizleri öğrenmek ve uygulamak için doğumdan önce çocuk hekimi ile görüşebilirsiniz.
• Sütünüzün gelmesini beklemeden ve kesinlikle şekerli su vermeden, bebeğinizi doğar doğmaz ilk yarım saat içinde mutlaka emzirmelisiniz.
• Doğduğu andan itibaren istedikçe emzirilmelidir. Yeni doğan bebekler genellikle 8-10 öğün emmek isterler. Öğün sayısı daha sonra giderek azalır. Sık emzirme bol süt gelmesini sağladığı gibi, göğüslerin şişmesini ve acımasını da önler.
• Emzirmeden önce veya sonra ticari mama, inek sütü ya da başka gıdaların verilmesi, bebeğin aldığı süt miktarını azaltır. Bu durum da daha az süt gelmesine neden olur. Bu tür ek gıdaları, bebek 4-6 aylık olmadan başlamamak gereklidir.
• Başkaca sıvılar vermek için biberon kullanılmamalıdır, bebeğin meme emmesini tümüyle kesebilir. Biberonun gerektirdiği emme şekli meme emilmesinden daha farklı ve kolay olduğu için biberonu tercih etmelerine neden olabilir.
• Geceleri emmek isteyen bebeği annenin emzirmesi çok önemlidir. Bu durum hem bebeğin psikolojik dengesinin sarsılmaması hem de annenin süt veriminin artması açısından son derece önemlidir. Geceleri emzirmenin anne açısından güçlüğü ve nahoş durumu nedeniyle babanın ve aile büyüklerinin bu konuda anneye yardımcı ve destek olması çok yararlı olacaktır. Zaten bu durum 2. ayın sonuna doğru yavaş yavaş ortadan kalkacak ve geceleri emme ihtiyacı azalacaktır. Ancak bu konuda bazen aileler büyük bir yanlışlık yapmaktadırlar. Geceleri emzirmek yerine biberon ile beslemektedirler. Böylece hem annenin süt verimi azalmakta, hem çocuğa mikrop kaynağı olabilecek doğal olmayan beslenme yapılmakta, hem de bebek en yararlı olan anne sütünden mahrum bırakılmaktadır.
• Anne bebeğini emzirdiği dönemde kendi beslenmesine de özel bir önem göstermelidir. Emziren anne, günde en az iki litre sıvı, en az iki bardak süt içmeli veya yoğurt ve peynir gibi süt ürünlerini yemelidir. Protein gereksinimini karşılamak için kuru fasulye, nohut, mercimek gibi kuru baklagiller, et, tavuk, balık gibi yiyeceklerden her öğünde yemelidir. Bol bol sebze ve meyve ihmal edilmemelidir. Ayrıca sütünün az geldiği düşüncesinde olan annelerin şekerli gıdalardan ( pekmez, bal, reçel gibi...) daha fazla tüketmesi tıbben tam kanıtlanmış olmamakla birlikte faydalı olacaktır.
• Emziren annenin ruhsal yönden desteklenmesi, huzurlu bir ortam sağlanması ve mutlu edilmesi de son derecede önemlidir.
• Her emzirmede, bir önceki beslenmede en son verilmiş memeden başlanmalıdır.Bebeğin emme gücüne bağlı olmakla birlikte her emzirme yaklaşık 20-30 dakika sürmelidir.
 
Anne sütü nasıl saklanır?

Günümüzde çalışan annelerin sayısı artıyor. Anneler ise, bebeklerinin anne sütünün yararlarından mahrum kalmalarının istemiyor. Peki, anne sütünün nasıl saklanması gerektiğini biliyor musunuz?

Besleyici değerinin yanında, pek çok hastalığa karşı koruyucu özellik taşıyan anne sütünün nasıl saklanması gerektiğini biliyor musunuz?

Sema Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Arzu Gebeşçe anne sütünün bakteri üremesine dirençli olduğunu ve oda ısısında 10 saate kadar özelliklerinden kaybetmeden saklanabileceğini söylüyor. Buradaki önemli nokta anne sütünün saklanacağı kabın hijyen kurallarına uygun olması.

Anneler sütünü elle sağabileceği gibi süt sağma makineleriyle de sağabilirler. Ne şekilde yapılırsa yapılsın, süt sağılmadan önce eller iyice yıkanmalı diyen Dr. Arzu Gebeşçe sağılan sütün temiz bir plastik ya da cam saklama kabında saklanabilir dedi.

Ayrıca, sağılan sütler derin dondurucuda saklanma üzere süt saklama poşetlerinde de bekletilebiliyor.

Anne sütünün saklama süreleri

• Anne sütü dondurmadan 72 saat ve dondurulmuş sütü erittikten sonra 24 saat buzdolabında (+ 1 ile +4 °C arasında) saklanabilir.

• Süt, tek kapılı buzdolabının buzluğunda (-7 ile -2°C arasında) 3 haftaya kadar, iki kapılı buzdolaplarının buzluğunda 3 ay saklanabilir.

• Sütünüzü derin dondurucuda (-18 °C nin altında) 6 aya kadar saklanabilir.

• Kolostrum olarak adlandırılan doğumdan sonraki ilk 7 gün üretilen anne sütü sağıldıktan sonra içerdiği antikorlar sayesinde oda sıcaklığında 12 saat, daha sonra ki anne sütü ise 6 saat besin değerini kaybetmeden saklanabilir.

Anne sütü bebeğe verilmeden önce ısıtılmamalı. Isı anne sütünün anti-mikrobik özelliğini yitirmesine sebep oluyor. Bunun yerine anne sütü, ılık akan suyun altına tutularak ısıtılabilir. Donmuş anne sütü ise ya buzdolabında yavaş yavaş eritilebilir. Ya da donmuş süt benmari usulü yani sıcak suyun içine oturtulmuş bir kabın içinde hızlıca hazırlanabilir.

Anne sütü ile ilgili diğer öneriler

• Eritilmiş sütü bir saatten fazla oda ısısında bırakmayın.

• İkinci kullanımdan sonra kalan sütü atın.

• Eritilmiş sütü tekrar dondurmayın.

• Sütü buzdolabının kapağına koymayın.
 
İşin sırrı bebeği emzirmede

Doğum sebebiyle alınan kiloları vermenin ve eski vücut formuna kavuşmanın yolu, annelerin bebeğini emzirmesinden geçiyor.

21652.jpg


Zübeydehanım Doğumevi Diyetisyeni Habibe Örenli, yeni doğum yapan anneleri gebelik sonrasında eski vücut ağırlığına dönmek için acele etmemeleri konusunda uyararak, "Bu süre 6 ay ya da daha fazla sürebilir. Bebeğinizi emziriyorsanız eski formunuza kolay dönebilirsiniz" dedi.

Örenli, çiçeği burnunda annelerin zayıflama diyeti uygulamaması ancak unlu, yağlı ve şekerli besinleri aşırı yememeye dikkat etmesi gerektiğini kaydederek şunları söyledi:
"Günde en az 12 su bardağı sıvı alın. Kalsiyumdan zengin süt, yoğurt, peynir tüketmeye önem gösterin. Demirden zengin olan kuru baklagiller ve eti, C vitamininden zengin olan domates, maydanoz, yeşil biber, taze soğan, portakal ve mandalina tüketin. Hazır besinler, salam, sucuk, sosis gibi gıdaları mümkün olduğunca almayın. D vitamini besinlerde bulunmaz. Güneş ışınlarının cilde temasıyla alındığı için güneşlenmeye özen gösterin. İyotlu tuz kullanın. Kuru meyveler ve kuru yemişler demir ve kalsiyum gibi mineraller yönünden zengindir.

Aşırıya kaçmadan bu besinleri tüketebilirsiniz. Yemeklerle birlikte çay içmeyin. Yemekten 1-2 saat sonra açık olarak için. İçecek olarak nane, papatya, kuşburnu gibi doğal bitki çaylarını tercih edin. Makarna ve sebzelerin haşlanma suyunu dökmeyin. Kuru baklagilleri iyice yıkayıp 12-24 saat ıslattıktan sonra pişirin. Sebze ve meyveleri iyice yıkadıktan sonra tüketin. Sigara ve alkol kullanmayın. Doktora danışmadan ilaç kullanmayın."
 
DOĞUM SONRASI ADET KANAMASI

Adetlerin Yeniden Başlaması
Adetin yeniden başlaması ve düzenli hale gelmesi emzirme süresi ve sıklığına bağlıdır.İlk adet kanaması ortalama 3. aydan sonra başlar. Bu dönemde yumurtalarınız da çalışmaya başlar. Yani emzirsenizde hamile kalma olasılığınız var. Bu nedenle hamilelikten korunmak için önlem almanız gerekir. Cinsel ilişkiye doğumdan 40. gün sonra başlayabilirsiniz.
Doğumdan sonraki ilk bir iki ayda kırk sonuda denilen adet kanamasına benzer bir kanama olabilir. Bu kanamanın olması artık adetlerin mutlaka düzene gireceğini göstermez. Bebek yalnız anne sütü ile besleniyorsa genellikle ilk altı ayda adetlerin başlaması ve düzenli olması beklenmez. Bu durumda telaşlanmamak gerekir, zamanla düzene girecektir. Uzun bir süre, 18 aya kadar adet görülmediği de olabilir. Daha da gecikirse veya anne emzirmediği halde adetleri düzensiz olursa doktora başvurmak doğru olur.
 
DOĞUM SONRASI YAPILMASI GEREKEN EGZERSİZLER

(Aşağıdaki egzersizler günde en az iki kez ve en az iki ay yapılmalıdır)

Diyagonel öne eğilme:
Bacaklarınız düz ve elleriniz yanda olarak yatın. Nefes verirken oturur konumda yavaşça öne eğilin. Her iki elinizle bir dizinizin dış tarafına uzanın. Nefesinizi 6 saniye tutun ve sonra normal nefes alın. Arkaya doğru yavaşça yatın. Aynısını, diğer tarafa doğru tekrarlayın. Bunları rahatça yapmaya başladığınızda, ellerinizi göğsünüzde tutarak dirseklerinizi dizlerinize getirerek devam edin.

Sırt kasları egzersizleri: Yüzükoyun uzanın ve kalçalar, omuzlar ve ayak bileklerinizin altına yastık koyun. Dizinizi büküp ayaklarınızı yerden 10 santim havaya kaldırın. 6 saniye tutup yavaşça gevşeyin. Sezaryen ameliyatı sonrasında hamilelikte yapıldığı şekilde, baş ve omuz altında birkaç yastık ile destekli olarak yapılabilir. İlk birkaç gün içinde derin nefes alma ve ayak egzersizleri yapılır.

Baldır germe: Yüzünüz duvara dönük, bir ayağınız diğerinin 1 metre önünde, kollarınızı duvara doğru uzatın. Vücudunuzun üst kısmını duvara doğru eğip başınızı ellerinizin üstüne koyun. Ön dizinizi öyle bükün ki arka bacağınız tüm ağırlığınızı alsın. Bir dakika tutun ve sonra bacak değiştirin.

Omuz çevirme: Bağdaş kurarak sırtınız duvara yaslı oturun. Parmaklarınızı omuzlarınıza koyup dirseğinizle arkaya doğru daireler çizin. Kolunuzu başınızın üzerinden gerip, üst sırtınıza doğru gerdirip göğüs kafesinizin altındaki basıncı rahatlatın.


Bacak germe: Dik oturun, bacaklarınızı ayırın, dizler düz ve elleriniz arkanızda bağlı olsun. Yavaşça öne doğru sağ dizinize eğilin. Bir dakika tutun, geriye gelip şimdi de sol bacağınıza doğru eğilin.

Kelebek oturuşu: Dik oturun, ayak tabanlarınız birbirine yapışık ve vücudunuza yakın olsun. Ellerinizle ayaklarınızı kavrayın, yavaşça dizlerinizi yere doğru itin. Bu pozisyonda bir süre kalın, sonra gevşeyin ve hareketi tekrar edin.


Japon oturuşu: Dizleriniz olabildiğince birbirinden uzak, yere diz çökün. Poponuzu, kaldırmadan kalçadan öne doğru eğilin. Elleriniz ya da dirseğiniz yere değdiğinde kasıkta gerilmeyi hissedersiniz.

Çömelme: Önceleri destek için bir şeye tutunmanız gerekebilir. Kalçanızın altına birkaç kitap koyun ve çömelmeniz geliştikçe kitapları birer birer azaltın. Belinizi desteklemek için duvara yaslanarak çömelin. Topuklarınızın altına sert bir yastık koyarak da çömelebilirsiniz.

Kegel egzersizleri nelerdir?
İdrar kaçıran kadınların çoğu öksürürken, hapşırırken, gülerken yada diğer zorlu işleri yaparken idrar kaçırma miktarını azaltmak için pelvik taban egzersizi yaparlar. Bu egzersizlere Kegel egzersizleri adı verilir.
Egzersiz yapmak için çalıştıracağınız kasları bulmak için vajeninizde bir tampon olduğunu hayal edin ve onun düşmesini engellemek için kaslarınızı sıkın. Kastığınız kaslar egzersiz yaptırmanız gereken kaslardır. Egzersiz yaptıracağınız kaslarınızı bulmanın bir diğer yolu da idrar yaparken idrarınızı durdurmak için yaptığınız haraket pelvis kaslarınızı kasan egzersiz yaptıran harekettir. Bu işlemi yalnız hareketi anlamak için yapınız. Doktorunuz muayene sırasında size egzersizi doğru yapıp yapmadığınızı gösterecektir. Egzersiz doğru yapılmazsa yarar yerine rahim ve idrar torbasının sarkmasını artırarak zarar verebilir.
Pelvik egazersizleri yaparken amaç hafif hareketlerle başlayıp dereceli bir biçimde artırarak etkili harekete ulaşmaktır.
Bu egzersizleri herhangi bir yerde ve zamanda yapabilirsiniz. Telefonda konuşurken, kitap, gazete okurken, bulaşık yıkarken, ütü yaparken v.b.. önemli olan bu hareketleri yaşamınızın ayrılmaz bir parçası ve alışkanlığı haline getirmektir.

Başlangıç:
Günde 3 kez 25 kasma hareketini (toplam 75) yapınız. Her kasmayı 6’ya kadar (6 saniye) sayarak yapınız ve 6’ya kadar sayarak gevşetiniz.

1. hafta: Kasma sayısını 50’ye çıkarınız ve 3 kez aynı şekilde toplam 150 kez yapınız.

2. hafta: Kasma sayının 75’e çıkarınız her kastığınızda 6’ya kadar sayınız. Ve 3 kez tekrarlayınız (toplam 225 kez).

3. 4-24 hafta:Pelvik tabanınızı 20 dakika süreyle 100 kez 12 saniyede 6 saniye kasınız. Bunu 3 kez tekrarlayınız (toplam 300 kez)

24 haftadan sonra: Günde 3 kez 10 dakika süreyle dakikada 5 olmak üzere toplam 150 egzersiz yapınız.

Başlangıçta pelvis tabanda yorgunluk hissedilebilir. Bu zamanla geçecektir. Unutmayınız ki bu egzersizler etkisini 6 ayda gösterecektir.
 
Bebeğin Bezini Değiştirirken Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar


1 ) Bebeğinizin altını değiştirirken hijyen çok önemlidir. Önce geniş bir yüzey üzerine pamuklu bir kumaş ya da temiz bir havlu serin. Daha sonra altını silmek için temiz bez, kağıt havlu, ıslak mendil, merhem gibi kullanacağınız malzemeleri hazırlayın. Sonra ellerinizi mutlaka yıkayıp kurulayın ve bebeğinizi serdiğiniz örtünün üzerine yatırın. Gözünüzü bebeğinizden ayırmayın. Kirli bezi yanlardaki bantları açarak çıkardıktan sonra ıslak pamuk, mendil ya da bezle altını iyice silin ve kurulayın. Tahriş olmuşsa merhem ya da pudra sürebilirsiniz. Yeni bezi koymak için bir elinizle bebeğinizin ayak bileklerini tutup poposunu havaya kaldırın ve bezi altına yerleştirin.

2 ) Bacaklarını aşağıya indirin ve bezi bacaklarının arasından geçirerek beline kadar çekin. Erkek çocukların karnını ıslatmaması için penisini aşağıya doğru indirin.

3 ) Bezi karnının üzerinde düzleyin ve arka kenarını belinin ortasına getirin, yapışkan bandı açın ve yapıştırın. Bezin çok sıkı olmayacak şekilde üzerine oturduğundan emin olduktan sonra diğer kenarı da aynı şekilde yapıştırın. Eliniz kremliyse, bantlara dokunmadan önce elinizi silin, üzerinde krem olursa bantlar yapışmaz.
 
Bebekler Neden Ağlar?

Hiçbir anne ve baba bebeğinin ağlamasını istemez ama şu gerçeği de unutmamak gerekir ki bebek sadece ağlayarak isteğini ve derdini anlatabilir. Kendinizi ilk 3 ayda bebeğinizin günde ortalama 2-3 saat ağlayabileceğine alıştırmalısınız. Genelde bebekler karınları acıktığında, altlarının değişmesi gerektiğinde ve etraflarındaki kalabalıktan sıkıldığında ağlarlar. Önceleri bebeğin tüm ağlamaları size aynı gibi gelebilir ama zaman içinde ağlamalarının anlamını çözmeyi öğreneceksiniz. Örneğin ısrarlı ve sürekli ağlama, bebeğin acıktığını göstergesidir. Keskin ve tiz çığlık şeklindeki ağlama, bebeğin ağrısının olduğunu gösterir. Vızıldama şeklindeki ağlama yorgun olduğunun ya da etrafında olan her ne ise ondan sıkıldığını gösterir. Bebeğinizin uykusu geldiğinde de huysuzlanarak mırıltı şeklinde ağlayacaktır.
 
Bebek Gazını Nasıl Belli Eder?

Bebeğinizin gazı varsa, rahatsız olduğunu anlatan bazı hareketlerde bulunur. Gazını çıkarmak için bacaklarını uzatıp kendine çeker, ağlar ve huzursuz olur. Gaz sancısı olan bebek ani bir şekilde çığlık atar gibi uzun süre ağlar. Vücudu gerginleşir, sırtını geriye doğru büker, yüzü kızarır el ve ayakları hafifçe morarabilir.

Bebeğiniz günün herhangi bir saatinde gaz sancısıyla karşılaşabilir, ama daha çok akşam ve gece yarısı ortaya çıkar. Geceleri geç uyumasına ve uykusunun bölünmesine neden olur. Gazlı bebekler karakter olarak daha hassas, ilgi bekleyen ve kolay uyanan bebeklerdir.
 
Bebeğin Gazını Çıkartmak

Bebeklerin süt içerken hava yutması çok doğaldır. Bebek, yuttuğu havadan ya gaz çıkararak ya da geğirerek kurtulabilir. Biberonla beslenen bebeklerde çok sık görülmesine rağmen, anne sütüyle beslenen bebekler de hava yutabilir.

Bebeğinizi beslerken gaz çıkarması için arada ona fırsat verin; emziriyorsanız göğüs değiştirirken bebeğinizin gazını çıkarın. Yuttuğu hava ona tokluk hissi verebilir ve onu rahatsız ederek ihtiyacı olan besini almasını engelleyebilir. Ya da gaz midesine baskı yaparak, bebeğinizin kusmasına sebep olabilir. Bebeğiniz mutluysa, geğirecek kadar hava yutmamıştır; kıpırdanıp yüzünü buruşturuyorsa hava yutmuştur, bu yüzden bir süre daha deneyin. Ancak gazını hemen çıkarmasını beklemeyin.

Bebeğinizin yuttuğu havayı çıkarmak ve onu rahatlatmak için şunları deneyebilirsiniz;


Onu poposundan tutup, başı omzunuza gelecek şekilde kendinize yaslayın sırtını yavaşça sıvazlayın ve ritmik bir şekilde nazikçe vurun. Ağzından biraz süt gelme ihtimaline karşı omzunuza temiz bir havlu ya da bez örtebilirsiniz.
Bebeğinizi yüzüstü dizlerinize yatırarak ve nazikçe sırtını sıvazlayarak da bebeğinizin gazını çıkartabilirsiniz. Ağzından biraz süt gelme ihtimaline karşı dizlerinize temiz bir havlu ya da bez örtebilirsiniz.
Bebeğinizin 3. ayından sonra dizinize oturtup, bir elinizle göğsünden tutarak diğer elinizle sırtını sıvazlayarak gazını çıkartabilirsiniz.
 
Göbek Bağının Temizlenmesi

Göbek bağı, genelde doğumdan sonraki ikinci hafta içinde düşer. Hastaneden ayrılmadan önce size göbek bağına pansuman yapmanız için bir sıvı verilecektir. Göbek bağının kuru kalması, düşmesini çabuklaştıracaktır. Bu nedenle düşene kadar bebeğinizi küvette yıkamaya başlamamanız ya da bu bölgeyi ıslatmamanız, göbek bağının daha kolay düşmesini sağlar. Göbek bağının havayla temas etmesi de daha çabuk iyileşmesini sağlayacağı için bu bölgeyi bebek bezi ya da naylon külot ile kapatmamaya çalışın. Göbek bağının çevresinde iltihap sızıntısı ya da kanama olursa veya kızarıp şişerse, enfeksiyon belirtisi olabileceği için doktorunuza danışmalısınız.

Göbek bağı düştükten sonra bu bölgeyi her gün kaynamış ılık su ve pamukla silip iyice kurulamalısınız.
 
Saglikli bir sekilde bebeklerinizi kucaklariniza almaniz temennisiyle, hepinize hayirli dogumlar arkadaslar a.s.
 
X