bugün farklı bir konuya daha değinmek istiyorum.
20 li yaşların ortasındaki arkadaşlar ve daha büyük jenerasyon çok iyi bilir bahsedeceğim konuyu.
dün bir yerlerde bir çizgi film adı gördüm.
söz konusu çizgi film Türkiyede yayınlandı ama sonu hiç getirilmedi.
ara ara aklıma gelirdi.
acaba sonu nasıl oldu yada bir sonu var mıydı?
google ın nimetlerinden de yararlanarak benim 49. bölümüne kadar izleyebildiğim çizgifilmin 115 bölüm olduğunu öğrendim.
evet artık söylemek gerek değil mi filmin adını.
çizgifilmimiz Şeker Kız Candy.
karşılıksız iyilik yapmanın güzelliği,güzel dostluklar,geldiği yeri asla unutmaması ponye duyduğu vefa, aşkın saflığı.....
daha birçok güzel şey anlatıyordu bize.
küçükken deliler gibi izlerdim.
candyle sevinir candyle üzülürdüm.
ilayzaya fitil olurdum ve onun haydut kardeşine.
candye çaktırmasmada terrye bende aşıktım

onun o cool tavırları...
bazıları da antonye aşıktı.
ben daha o yaşlardan karar vermişim demekki sarışınlar yerine esmerlerden hoşlaşmaya.
terry 49. bölümde gemiye binip candyi terkederken benide terketti tabiki.
bende oturdum araştırdım. türkçe altyazılı bölümlerini buldum.
dün 63. bölüme kadar geldim. 115e tamamlayacağım inşallah.
candymiz artık 15 yaşında hala o garip saçı kullanıyor. ağaçlara tırmanıp kement atıyor.gayet güzel yemek yapıyor.
şu kıza bir fön çektirmediler arkadaş yada şöyle bir güzel topuz.
yanlarda iki kocaman kıvırcık kulakçık.
genç kız oğlum bu aaaaa.
çizen arkadaşa bilmem yaşıyormudur teessüflerimi bildiriciim.
eğer sizde benim kaldığım yerden izleyecekseniz bundan sonrasını okumayın. kısaca geldiğim bölüme kadarki olayları anlatacağım.
ama izlemeyeceğim ama olaylarıda merak ediyorum diyorsanız tabiki okuyabilirsiniz..
spoiler içerir .
terrynin gidişi candyi oldukça kötü etkilemiştir.
artık o okulda geçen günler gittikçe zorlaşmaktadır. bunda ilayza ve onun haydut kardeşinin etkisinide unutmayalım.
candy artık kendine bir yol çizmesi gerektiğini düşünmeye başlar.
gittiği lady okulunu sorgular kendi içinde. insan lady olmak için illa okula mı gitmelidir.
ve okuldan kaçmaya karar verir.
bir gece arkadaşlarına mektup bırakıp kurini de alarak okulu terkeder.
amerikaya gidip pony nin evine yani kendi evine gitmelidir.
ancak parası yoktur. bir süre temizlik işleri yaparak para kazanır.
iyi insanlarla karşılaşır geride güzel dostluklar bırakır.
tabi kötülerlerde karşılaşır.bir adam onu satmaya kalkar ama ağaçlara tırmanma huyu onu bu beladan kurtarır.
e tabi biraz da şansı.
tanıştığı iyi insanlardan biri (ki candy onun kızamık olan kızının hastalığını atlatmasına yardım etmiştir)onu limandaki bir adam yönlendirir.
limanda cookie diye bir çocukla karşılaşır ve arkadaş olur.
cookie ona limandaki adamı bulmasına yardım eder.
cookienin bir özelliği daha vardır oda terryi tanıyordur.
limandaki adam önce nazlansada onu kaçak olarak yük gemisine bindirir.
ancak gemide candyden başka bir kaçak yolcu daha vardır. oda cookiedir.
cookie ve candy kaptana yakalanırlar.
kaptan onları tekrar ingiltereye yollarken fırtına kopacağı haberi gelir ve onlarıda amerikaya götürmek zorunda kalır.
gemide fırtınadan dolayı cookienin bacağı kırılır ve candy ilk müdahaleyi yapar. ayrıca diğer yaralananlara da yardım eder.
cookieyi doktora götürürler. candy birkaç gün kaptanda kalır. ancak kaptanın kızı candyi kıskanır.
zira kaptan 6 ayda bir evine gelen bir adamdır ancak kızıyla pek ilgilenememektedir.
bundan dolayı kaptanın kızı çeteye katılmıştır. çetedeki çocuklardan biri candye kafayı taka ayrıca bu çocukte terryi tanımaktadır.
bar gibi bir yere candyide zorla götürürler. bu sırada olayların farkında olan kaptan çıkagelir candy ve kızını alıp orayı terkeder.
e tabi çeteyide dağılın uleyn diyerek tehdit eder. bir daha sizi kızımın etrafında görmeyeceğim.
kaptan candyi trene bindirip ponynin eninde doğru yollar. candy burdada güzel arkadaşlıklar kurar kaptanın kızının bile gönlünü kazanır.
trenden indikten sonra yoldan geçen bir araba görür ona binip ponye gitme niyetindedir.
ancak malesef yetişemez.
gelin görün ki arabanın içinde terry vardır.
terry candynin yaşadığı yeri merak etmiş ve pony tepesini görmek istemiştir.
candy yürüyerek köye ulaşmaya çalışırken yolda jimmyle karşılaşır.
jimmy ona terrynin geldiğinden bahseder.
candy bağır çağır koşup ponynin evine ulaşır ancak ne yazıkki yarım saatlik farkla terryi kaçırmıştır.
candy ponynin evindeki çocuklara bakmaya onlara öğretmenlik yapmaya başlar.
bu arada komşu çiftlikteki hasta yaşlı adama da bakmaya çalışır.
birgün ponynin evindeki içekapanık küçük bir kızı ağaca tırmanması için ikna eder ancak bilemediği birşey vardırki küçük kız hemofilidir.
küçük kız kendi başına ağaca tırmanırken bacağını kanatır ve ölümden döner.
candy böylece dünyada ne kadar farklı hastalıklar olduğunun farkına varır.
bir gün köyün doktoru eşi akraba ziyaretine gittiği için candyden onun asistanı olmasını rica eder.
candyde bunu memnuniyetle kabul eder.
doktorla gittiği yerler gördüğü hastalardan sonra birazda doktorun yönlendirmesiyle hemşire olmya karar verir.
evettttttttt artık oda kendi yolunu bulmuştur. tıpkı terry gibi, albert gibi. hemşire olup insanlara yardım etmelidir.
bayan ponyninde yardımıyla hemşirelik okuluna başvurur ve kabul edilir.
hemşirelik okulunun müdürü ona küçük bir oyun oynayıp onun hemşireliğe uygun olup olmadığını sınar ve candy bu testi başarıyla geçer.
müdür asık suratlı olsa da aslında iyi bir kadındır.
candyi üst sınıflardaki bir hemşirenin sorumluluğuna verir.
bu üst sınıftaki hemşire şimdilik biraz suratsız.
evettt bu kadar. candymiz hemşire oluyor yani.
terry çok görünmedi şimdiye kadar. kısa birkaç sahne dışında.
bakalım ileriki bölümler bize neler getirecek.
sabır edip buraya kadar okuduysanız çok teşekkürler.