- 15 Aralık 2015
- 1.823
- 4.607
- 133
- Konu Sahibi Esrin mine
- #1
Selam kızlar. Bebeğim doğmadan önce onun için özel bir kitaplık çalışmalarına başlamıştım. Boyuna uygun, rengarenk, ince eleyip sık dokuyarak edindiğim kitaplardan bir kütüphane oluşturdum. Tahmin edersiniz ki çocuk kitapları hem baskı kalitesi hem içerik sebebiyle biraz tuzludur. Buna rağmen kendim için harcamayıp çocuğuma kitap aldım bol bol. Ama şu an kitaplığımız o kadar çıplak o kadar boş ki. Çünkü her gelen çocuklu aile birkaç kitap ve dergiyle evlerine dönüyor. Ayy bu çok güzelmiş deyip keyiflerine göre seçip biz bunları alıp okuyalım diyorlar. Çok kitap görünce halk kütüphanesi falan sanıyorlar galiba. Ama onlara ciddi bir bütçe ve emek harcandığını düşünmüyorlar. Giden kitaplar geri dönse yine amenna. Giden tapusuyla alınıp kişiye zimmetleniyor. Dün bir arkadaşım aylar önce aldığı iki kitap ve üç dergiden iki dergi getirmiş çok güzeldi çocuklar çok sevdi deyip elime tutuşturdu. Ama o da ne? Sinirden ağlamamak için kendimi zor tuttum. Benim çocuğum için seçtiğim etkinlikler yapılmış, resimler boyanmış, sayfalar yıpratılmış ve karalanmış. Diğer kitaplardan haber bile yok (ki bütçemin üzerinde olmasına rağmen içindeki etkinlikleri yapma hayaliyle mutlu mutlu aldığım kitaplar) dergileri aldığım gibi çöpe attım sinirden.
Ben insanlar kırılmasın, alınmasın diye hayır diyemezken onların bu düşüncesizliği beni hem üzüyor hem de kendimi enayi gibi hissediyorum. Ama işte hayır diyememe hastalığı sebebiyle kendim çalıp kendim söylüyorum. Yok mu bunun bir çaresi?
Ben insanlar kırılmasın, alınmasın diye hayır diyemezken onların bu düşüncesizliği beni hem üzüyor hem de kendimi enayi gibi hissediyorum. Ama işte hayır diyememe hastalığı sebebiyle kendim çalıp kendim söylüyorum. Yok mu bunun bir çaresi?