Eski mutlu günlerimi çok özlüyorum

Buraya gelmemizi o istedi simdi kabul etmiyor ben karadeniz istedim napıcaz orda annenlere yakın olalım dedi annemler iki sokak öteden kameralı arıyor gelmiyor bile uzaktayken ağlayıp zırlıyordu annem yakına gelince bitti canı istediğinde görüyor ben çağırırsam gel bi gece bak uyuyayım desem gelmiyor

Ama bu eşinizin değil annenizin tercihi. Eşiniz sizi düşünmüş ama onu bırakıp gitseniz ilk gideceğiniz kapı belli ediyor kendini. Biraz daha mantıklı bakın. Diğer iki yorumumu daha ayrıntılı okuyun.çünkü sadece aklınızdaki takılanları tekrarlıyorsunuz diğer yazılanlara da bakıyorum.
Kesinlikle sizi yargılamak için değil dediklerim ama bakış açınızı değiştiremezsiniz çok daha fazla şey kaybedeceksiniz.
Herkesin geçiş dönemi olur. Herkesin hayatında bitip tükendiği anlar olur. O beğenmediğiniz evde oturmak isteyen o evlada eşe sahip olmak isteyen kaç kişi vardır. İstifa etmek istediğiniz işe atanmak için senelerce çalışan sabahları gün ayöadan dersaneye giden gidemediği için sabahlayan kaç genç var ben de dahil...
Ve emin olun. Yer değil sizi mutsuz eden içinizdeki huzursuzluk. Siz eski evinize dönseniz bile aynı hissetmeyeceksiniz.
Son 4 senem ciddi sıkıntılar ile geçti tedavi sonrası kendi şartlarımı hale yola sokabilrn bir insan olabildim. Mutsuz oldum ailem beni anlamadı arkadaşlarımla kaldığım eski öğrenci evine taşındım ne oldu? Tüm yüküm benimle beraber geldi. Kendim sorunu kabul edip aşmaya karar verdikten sonra çözüldü.
 
Evliyim 8 ayını bitirmek üzere olan ikiz kızlarım var çok isteyerek hamile kaldım iyiki doğmuşlar onlara yalnız bakıyorum esim yoğun calısan biri coğu zaman geceleri yalnızım gündüzleri yalnızım vardiyalar değisken.
İstanbula atanarak geldim eylüldeki depremden bu yana toparlanamadım çok korkuyorum şuan ücretsiz izindeyim işe dönmek istemiyorum herşeyi bırakıp istanbuldan taşınmak istiyorum burayı sevemedim mutlu değilim evi benimseyemedim eski evimi deli gibi özlüyorum kızlara yemek yapmasam mutfağa girmek istemiyorum iştahım sıfır sekiz kilo verdm dört ayda. Yapayalnız sabahtan akşama kadar çok yoruluyorum bazen geceleri vücudum ağrıyo ağlıyorum esim bir iki saat baksa bakıyorum uyumus kızlar ağlıyor mecbur kalkıyorum biraz oynuyor geri yatıyorlar. Onları cok seviyorum ama bedenen ve ruhen bitik haldeyim bu şehiri neden sevemedim bilmiyorum işin içine depremde girince sanki öylece bekliyormuşum gibi hissediyorum yedinci kattan inemem ya onlara yetişemezsem beni emmiyorlar bişey olsa nasıl doyururum gibi düşünceler psikolojim bitik psikolojik destek almayı düşünüyorum ama herkesin olacak diye bağrındığı şeyi bilerek nasıl mutlu olucam onu bilmiyorum çanta vs hazırladım koydum
kafam çok karışık eşim anca eleştirmeyi ağlama konuşma kötü şeyleri demeyi biliyor senin sağlığın mutluluğun önemli demiyor gitmek istemiyor buradan napalım diyor benim kafamdaysa ciddi ciddi kızlarımı alıp gitmek var fakat tayin hakkım yok istifa etmem lazım elimdeki birikimde beni anca yarım sene idare eder sonra naparım kafayı yemek üzereyim sarılsa korkma burdayım dese yine yetecek koltukta horluyor
Ben de tedirginim doğrusu. 7. Kattan deprem esnasında bahçeye inmek imkansız. Üstelik o sırada kimbilir hangi durumda olacağız. Ama kendime ev içinde sığınılabilecek yerleri planladım. Deprem sırasında hayat üçgeni oluşturabilecek yerler, ezilmesi güç mobilyalar, kitap defter yığınları varsa, belki sağlam beyaz eşyalar. Ayna ve pencerelerden uzak durmak ama mümkün olduğunca dışarıya ve kurtarılmaya yakın. Hala da daha nasıl geliştirebilirim diye düşünüyorum. Mesela o bölgelere su veya erzak koymak olabilir. Baza altına kitap koysam mesela mobilyayı güçlendirmiş olur muyum? Hangi oda ve mobilya yanı daha güvenli deprem bitene kadar diye düşünüyorum sürekli.
 
deprem anında dışarı koşulmaz.
öncelikle hayat üçgeni kurmayı öğrenin
eşinizle yer belirleyin kızlarınızı da uygun bi pozisyonda duracak şekilde.
çantanızı zaten hazırlamışsınız.
gerisi Allahın takdiri..
istanbulu terketmek hiçbişiyi değiştirmez.. deprem her yerde... fransa da kaos var.. çin de salgın var.. elazığda deprem..
 
Back
X