Evi duzenleyememe

Fosforbronz

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
30 Kasım 2017
89
45
88
38
Merhaba kizlar. Dogum yapali 15 ay oldu hala is yapamiyorum. Her tarafım daginik.supurulmeyi bekliyo.bir tembellik bir miskinlik anlatamam.mutfakta vay bardakları makinaya koyulmayi bekliyo odamda annemden gelmemeizden kalan ki 3 gun falan oldu posetler oturma odamda kaldirilmayi bekleyen vakumlu posetler ve oyuncaklar. Salonumda katlanmayi utulenmeyi bekleyen kiyafetler oglumun odasinda yine katlanmayi haftalardir bekleyen kiyafetler. Cok kotuyum.gunduz oglum uyumuyo gece uyudugunda da ben yapmak istemiyorum is fazlasiyla biriktiği için.duzenli tek bi odam yok. Karyolalari toplamiyorum carsaflar sarkmis etmis. Ufff valla yazarken daraldim tekrar. Cozum onerilerinizi bekliyorum. Tek tek yapayim dedim mutfagi yaparken benim minik oglum sagolsun geldi yapisti aglaya aglaya illa kucagina al. Sinirlerim tepeme geldi iyice
 
tam olarak bende böyleyim asla birşey yapmak istemiyorum heryer heryerde ve bir bardağı alıp mutfağa götürmek bile Zor geliyor aşırı bir halsizlik var
 
Birisinden yardım isteseniz, komple toparlayıp temizlik yapmak için.. İş çok olunca insanın gözünde büyüyor. Yanında olmasından zevk ve keyif aldığınız biriyle yaparsanız, o birikmiş işlerin nasıl bittiğini anlamazsınız bile.. Bütün işler bittikten sonra, düzeninizi de zamanla yoluna koyarsınız. Sonraki süreçte de işlerinizi düzenli yapacağınız için çok birikmeyeceğinden birikme ve gözünüzde büyüme sorunu da kalkar..
 
Arkadaş olsaydık gelip yardım ederdim bi önceki oturduğum yerde karşı komşumla hamilelikte doğumdan sonraki zamanlarimizda hep birbirimize yardım ettik iki kişi yapınca hem daha hızlı yapılıyor hem konuşurken nasıl iş yaptığını nasıl bittiğini anlamıyor insan.ben tek yapmak zorundayım artık canım istemezse temizlik avcıları programını açıyorum onu dinleyerek yapıyorum bütün bölümleri izledim insanda temizlik yapma isteği oluşturuyor.
 
Yatmadan önce odalarda bulasık bardak canak varsa topla at makıneye dolmussa calıstır.Odalarda kırlı kıyafet varsa banyoya at hatta hemen oracıkta bi makıne doldur sabah uyandıgın gibi çalıştır dönsün orda.Bu ıkısını her gün yap o bile farkeder, cok uykun bıle olsa bunu gorev edin.Sabah uyandıgında evi toplu gormek seni mutlu edecektir.Ben bir ara yapılacakları günlük liste halinde yazıp tik atıyordum.Benım oglum da senın bebegının yaslarında.Bir şekilde zamanla oturuyor.
 
Merhaba kizlar. Dogum yapali 15 ay oldu hala is yapamiyorum. Her tarafım daginik.supurulmeyi bekliyo.bir tembellik bir miskinlik anlatamam.mutfakta vay bardakları makinaya koyulmayi bekliyo odamda annemden gelmemeizden kalan ki 3 gun falan oldu posetler oturma odamda kaldirilmayi bekleyen vakumlu posetler ve oyuncaklar. Salonumda katlanmayi utulenmeyi bekleyen kiyafetler oglumun odasinda yine katlanmayi haftalardir bekleyen kiyafetler. Cok kotuyum.gunduz oglum uyumuyo gece uyudugunda da ben yapmak istemiyorum is fazlasiyla biriktiği için.duzenli tek bi odam yok. Karyolalari toplamiyorum carsaflar sarkmis etmis. Ufff valla yazarken daraldim tekrar. Cozum onerilerinizi bekliyorum. Tek tek yapayim dedim mutfagi yaparken benim minik oglum sagolsun geldi yapisti aglaya aglaya illa kucagina al. Sinirlerim tepeme geldi iyice
Inanın bu normal bi durum benim çocuklarım küçük değil ama bende çoğu zaman aynı duyguda buluyorum kendimi gün içinde kafa yoğun ve yorgun oluyor akşam da doğal olarak dinlenmek istiyorsunuz yavaş yavaş yapmaya çalışmak en iyisi
 
Bende çocuk yok ben de çoğu zaman aynı ruh halindeyim. Buna Atalet hali deniyomuş kızlar ve ben o halden çıkamıyorum😂
 
Sizi durduran “atalet”tir.
Atalet fizik biliminde “eylemsizlik hali”, kişisel gelişim terminolojisinde “amaca yönelik eyleme geçmeme” demektir. Onlarca kişisel gelişim kitabı okuduğu halde, o kitaplarda anlatılanları uygulamayanların sorunu atalet içerisinde olmalarıdır. Yıllardır başarılı olmak için hayalller kuran, hedefler koyan, planlar yapan ama bir türlü ilk adımı atamayan kişilerin sorunu da atalet halinde yaşıyor olmalarıdır.
 
Kısa boylu ve zayıf bir genç yanında duran uzun boylu ve iri yapılı kuzenine dönerek “ben senin yerinde olsam, dünya ağır siklet boks şampiyonu olurdum” dedi.
Bunu duyan kuzeni dönerek şu cevabı verdi: “Seni dünya hafif siklet boks şampiyonu olmaktan alıkoyan ne?”
Hepimizin, fıkradaki genç gibi, kendi şartlarımızda elimizden gelenin en iyisini yapmak yerine, “başkalarının yerinde olsaydık” neler yapacağımıza odaklandığımız zamanlar olmuştur. Bizi böyle düşünmeye yönlendiren nedir?
Başarmak istediğiniz bir hedefi düşünün. Bu hedef ayda 3 kitap okumak, sigarayı bırakmak, aylık faaliyetlerinizi raporlamak ya da üniversite sınavını kazanmak olabilir. Hedefinize ulaşabilmek için neler yapmanız gerektiğini biliyorsunuz. Bu yapmanız gerekenleri niçin yapmanız gerektiğini de biliyorsunuz. Isterseniz nereden başlayabileceğinizi ve işleri nasıl yapabileceğinizi de biliyorsunuz. Yapmamakla neler kaybettiğinizi, yaparsanız neler kazanacağınızı da biliyorsunuz. O işi yapmayı istediğinizi de düşünüyorsunuz. Ama yine de yapmıyorsunuz. Bir türlü ilk adımı atamıyor, eyleme geçemiyorsunuz. Yada eyleme geçtikten sonra yarı yoldan vazgeçiyorsunuz.
Hiç düşündünüz mü; sizi durduran ne?
Sizi durduran “atalet”tir.
Atalet fizik biliminde “eylemsizlik hali”, kişisel gelişim terminolojisinde “amaca yönelik eyleme geçmeme” demektir. Onlarca kişisel gelişim kitabı okuduğu halde, o kitaplarda anlatılanları uygulamayanların sorunu atalet içerisinde olmalarıdır. Yıllardır başarılı olmak için hayalller kuran, hedefler koyan, planlar yapan ama bir türlü ilk adımı atamayan kişilerin sorunu da atalet halinde yaşıyor olmalarıdır.
“Ataletli” insanları nereden tanıyabilirsiniz? Atalet halinde yaşayan kişiler genellikle yavaş hareket ederler. Tembellik, yılgınlık, yeis, miskinlik, üzerine ölü toprağı serpilmiş gibi hareket etmek, yumurta kapıya gelmeden harekete geçmemek, bezginlik, sevksizlik karakteristik özellikleridir. Görevlerini yaparken sık sık işleri erteler, mazeret beyan ederler. Hayata bakışları sitemkar, umursamaz, reaktif, kötümser, eleştirel ve kaygılıdır. Bu nedenle de yaşama seviçleri ve hayat enerjileri çok düşüktür. Onları çağırdığınızda genelde başlarını kaldırmadan kaşlarını kaldırarak size bakarlar!
Türkiyede en yaygın kişisel atalet örnekleri nelerdir? Yaptığımız bir ankette katılımcılardan “yapmamanız gerektiği halde yaptığınız ya da yapmanız gerektiği halde yapmadığınız 3 şeyi yazar mısınız?” diye sorduk. En çok gelen 10 cevap şunlard: Yabacı dil öğrenmemek, kitap okumamak, sigarayı bırakmamak, düzenli spor yapmamak, ailesine ve coçuklarına yeterince zaman ayırmamak, deprem önlemleri almamak, TV’ aşırı düzeyde seyretmek, tasarrup yapmamak veya çok israf yapmak, fazla kilolardan kurtulmamak, yaptığı günlük veya yıllık planlara uymamak.
Insanlar neden eyleme geçemezler? Neden atalet halinde yaşarlar?
Bu sorunun cevabı kişilere göre değişmektedir.
Bununla birlikte temel nedenler şunlardır:
hedef yokluğu, iç disiplin (irade) zayıflığı, kısa vadeli düşünmek ya da uzağı görememek, alınganlık ve pasif direnç duygusu içerisinde yaşamak, motivasyon yetersizliği, negatif kurum kültürü, konformist ve hedonist bir dünya görüşüne sahip olmak, başarısızlık korkusu, standart ve kriter algısının olmaması, öğrenilmiş çaresizlik duygusu, hedefin gerektirdiği asgari yeterliliklere sahip olmamak, zaman kullanma bilincinin olmaması, objektif bir performans değerlendirme sisteminin olmaması, yanlış yorumlanmış kadercilik anlayışı, açık değil imalı iletişim kültürüne sahip olmak, sert gerçeklerle yüzleşme cesaretine sahip olmadığı için bu tür verileri görmezden gelmek vb.
Atalet halinde yaşayan kişiler ikiye ayrılır:
1. Iç disiplini ve motivasyonu zayıf olduğu için hedeflerinin gereklerini yada görev tanımlarında yazanları yapmak için harekete geçemeyenler.
2. Aşırı iş yükü altında boğuşmaktan önemli işlere öncelik veremeyenler. Bu kişilerin sorunu kişisel organizasyon sistemlerinin yetersiz olmasıdır.
Ilk grup tembel ve iradesiz, ikinci grup gayretli ama metotsuzdur. Ataletin sonuçlarını yaşama açısından iki grup eşit durumdadır.
Insanlar ataletten neden kurtulamıyor? Birinci neden, kişilerin atalet halinde yaşadıklarının farkında olmamalarıdır. Ikinci neden, kişilerin ataletin nedenini kendi içlerinde değil dışlarında arama eğilimine sahip olmasıdır. Üçüncü neden ataleti yenmek için de ataletten kurtulmuş olmanın gerekmesidir.
Ataletin ataletin oluşumu iki aşamada gerçekleşir. Birinci aşama, çevredeki değişiklikleri görmemek ya da yapması gerekenleri görememek (körlük) İkinci aşama, yapması gerekenleri gördüğü halde hiçbir şey yapmamak, ihmal etmek, üşenmek, ertelemek ve eyleme geçmemektir.
Ataleti ve kanseri tehlikeli yapan aşamalı şekilde oluşmalarıdır.
Şok değişimlere karşı kişiler, kurumlar yada toplumlar reflekslerini kullanarak harekete geçebilirler. Oysa tedricen (kademeli) oluşan değişimleri bünye tam algılayamaz. Bu durumun tipik örneği meşhur ” suyu ısınan kurbağa” deneyidir. Bir kurbağa sıcak suya direkt atılır. Yaşadığı “şok değişim”in etkisiyle kurbağa zıplayarak atıldığı kaptan çıkar. Ikinci denemede kurbağamız bu defa içinde oda sıcaklığında su bulunan bir kaba konur.
Kap bir ısıtıcının üzerine konur ve kurbağanın suyu ısınmaya başlar! Su ısındıkça kurbağa gevşemeye, rehavete ve atalete düşmeye caşlar. Suyun sıcaklığı “yakıcı” seviyeye ulaştığında kurbağa zıplayıp kaptan dışarı çıkmaya çalışır ama artık bacak reflekslerinin “çalışmadığını” görür. Ataletin insanı etki altına alma şekli de yaklaşık olarak böyledir.
Insanların hayat karşısındaki “duruşları” da kurbağınki ile pek çok noktada benzerlik gösterir. Pek çok kişi, ya hiç eyleme geçmez yada ertık eyleme geçmenin dahi sorunu çözemeyeceği noktada birşeyler yapmaya başlar.
İnsanları eyleme geçme şekillerine göre 4 gruba ayırabiliriz:
1. Bilen ve yapanlar (profesyonelce başaranlar)
2. Bilen ama yapmayanlar (ataletliler)
3. Yapan ama bilmeyenler (amatörler)
4. Yapmayan ve bilmeyenler (baarısız kişiler)
Eğer 1. grupta yer almak istiyorsanız aşağıdaki “ipuçlarını” izleyebilirsiniz.
1. Ataletten kurtulmanın ilk adımı atalet halinde yaşadığını fark etmektir. Bu kadar yoğun ve yaygın olarak atalet içerisinde yaşadığımız halde atalet algılamamızın olmaması ataletlerimize kalıcılık kazandırmaktadır.
2. Prof. Dr. Ali Fuat Başgil’in deyişiyle “Üşenmeyin, Ertelemeyin, Vazgeçmeyin”. Atalet düşmek istiyorsanız önce hedefler belirleyip planlar yapın, sonra da üşenin, erteleyin, vazgeçin!
3. Umutlarınızı yüksek sabit giderlerinizi düşük tutun. Atalete düşmek istiyorsanız umutlarımız düşük, sabit giderlerinizi yüksek tutun!
4. Geniş düşünün, dar başlayın, çabuk bitirin. Atalete düşmek istiyorsanız “dar düşün, geniş başla, geç bitir” tarzında çalışın!
5. Her alanda birşeyler öğrenin, bir alandaki her şeyi öğrenin. Atalete düşmek istiyorsanız her alanda yüzeysel birşeyler (“televole bilgileri”) öğrenin.
6. Panonuza şu soruyu yazın: Bugün yapmadıklarımın gelecekteki sonuçları neler olacak?
7. Hayatta başınıza gelen olaylardan daha çok, o olaylara verdiğiniz anlamların sizi atalete düşürdüğünü unutmayın. Önemli olan size neler olduğundan daha çok sizin nasıl biri olduğunuzdur.
8. Eyleme geçmek için mükemmel hale gelmeyi beklemeyin. Özellikle küçük işlerde kervanı yolda düzeltecek şekilde harekete edin.
 
Back
X