Ben 28 yaşım biterken evlendim üniversiteden sınıf arkadaşımla.
Öncelikle bekarken sonsuz özgür bir kızdım. Kısıtlama nedir bilmiyorum. Parasız kalmak nedir bilmiyorum. Iyi bir anne babanın çocuğuyum. Bunlar insanin evliliğini ve evliliğe bakışını etkileyebilir.
Evlilikte sorumluluk kavramına katılmıyorum. Hatta özgürlük alanım arttı. Mesela gece başım ağrımışsa mutlaktaki çay bardaklarını kaldırmadan yatabilirim. Toplanan çamaşırları katlamakta tembellik yapabilirim. Bunun gibi bir-çok konuda özgürlük alanım arttı.
Yemek de her zaman yapmam açıkçası. Eşim iştahlıdır ama arayışta değildir. Bugün ekmek arasi ekmek yiyeceğiz dersem çay koyar. Öyle bir adamdır.
Eve gidiş geliş konusunda aynı oranda özgürüm. Bu konuda evlilik bana yeni bir şey katmadı. Aksine eşim benim memleketime geldi evlenince. sıkılmasın diye sürekli onunlaydım. zaman zaman kendimi sıkışmış hissettiğimi hatırlıyorum. Arkadaş edinene kadar böyle sorunlarım olmuştu. Bu bi kayıptı evliliğin ilk seneleri icin.4 buçuk senedir evliyim.
Eşimin ailesi konusunda da. Hic sorunsuz değildi. Ilk zamanlar bana ters gelen şeyler yaşadım. Ama burda okuduklarımdan öğrendim ki benim eş ailesi kötü değiller.
Benden ve kimseden beklentisi olmayan, küsmeyen, trip atmayan, aramayan sormayan, gelmeyen ve gelinmesini beklemeyen kendi halinde kendi kendilerine yaşayan insanlar.
Ilk defa bu kadar birbirinden kopuk bir aile beni şaşırtmıştı. Ama galiba bu bir sorun değil.
Senede 2 veya 3 kere görüşmek, eşim yoluyla birbirimize selam söylemek, elimizde fazla olan şeylerden birbirimize yollamak haricinde bir ilişkimiz yok.
Eşim sık sık gidiyor. Annesiyle ve ablasıyla 2 saat telefonda konuştuğunu biliyorum. Bu kısımla ilgilenmiyorum.
Bu kısım önemli bakın. Eşim her ay ablasına para gönderiyor. Fakat benim evimin geçimi aksamiyorsa bu konuda söz söyleme hakkim yok. Ablasına yardim etmesi gerekiyorsa etmelidir. Üstümüze vazife olmayan şeylere karışmamalıyız. Elimiz daima vicdanimiz üzerinde olmalı.
Evde birbirimize seslerimiz hiç yükselmedi eşimle. Bazen çok çok öfkelendigim oluyor. Ama en ağır hakaretim; delirdin mi sen? Oluyor.
Saygıyı ve eşimle aramdaki mesafeyi iyi ayarladığımı düşünüyorum. Kapımı kapattıysam çalmadan girmez odaya eşim. Ve ben de dikkat ederim onun alanına.
Iyi evlilikte birkaç sır var bence;
1_ gerçekten eşini seven , sevme anlayışı eşinin sevme anlayışına benzeyen adamla evlililte sorun olmaz. Örneğin dayim sözde yengemi çok seviyor ama. Onun sevgisi yengemin sevgi anlayışına ters düşüyor. Seviyorsan evde kadının emeğini çar çur etme ekstra iş çıkarma , kadının heves ettiği bir buzdolabini al, her şeye muhalefet etme. Sevme anlayışının farklı olması ciddi bir sorun.
2_ gecinmeye gönlü olmayan adamla gecinmenin bir yolu yok. Zorlama ile olmaz. Gönlü yoksa geçim yok.
3_ anacı babacı erkek toplumumuzun kanayan yarası. Ve galiba en sık karşılaşılan sorun. Insan iliskilerinde denge tutturamayan, anne babası üzülmesin diye karısını paramparca eden erkekle evlilik ancak bir korku filmi olur.
Kv ile kp evliliklerde ciddi bir sorun değildir, sorun daima koca diye evlenilen adamdadır. Karısı ile ailesi arasında denge kurabilen adamLarı bulmak lazım.
Ama şuna inanin türk toplumunun erkekperest ,erkek evlat sapığı ebeveynleri sebebiyle normal adam bulmak neredeyse imkansız bir halde.
Evlendiğimden beri ev ile ilgili sorumluluklarım azaldi. Çünkü sorumluluk almaya niyeti olan bir adamla evliyim.
Bunun yanında zaman zaman küsen ve neye küstüğünü anlayamadığım bir insan. Beni elbette çok yorduğu oluyor.
Bazı şeyleri anlatmak gerekiyor. . Bebeği olan arkadaşına eli bos gitmesine engel olmak gerekiyor filan
Evlilik çok boyutlu bir kurum. Kumar diyemem, göz ve izan sahibi olmak önemli.
Evlenince düzelmeyeceğini bilMek önemli.
Çocuğum yok o konuda fikrim yok.
Evlenmeden önce de burda takılıyordum. Ve iyi evlilik yapmamda forumdaki arkadaşların gerçekten çok etkisi oldu. Ben çok şey öğrendim. Allah hepsinden razı olsun.
❤