Bende böyleydim ne hakkımı savunabilirdim, ne de fikrimi söyleyebilirdim. Okulda mesela bildiğim birşey dahi olsa parmağımı kaldırıp cevap veremezdim, 1. sınıftayım öğretmene tuvalete gidicem diyemiyordum tam masaya yaklaşıyor geri dönüyordum, ağlamaya başlamıştım sonra altıma kaçırıcam çünkü, öğretmende görmüş gidip geri döndüğümü gelip tuvalete göndermişti beni.
Sınıfa babam beni götürene kadar öğretmen girmiş, 1. sınıftayım yine tenefüs olana kadar ağlamıştım sınıfın kapısında..
Ortaokul, Lise hep böyle geçti, biyoloji dersinde öğretmen kaldırıp soru sormuştu cevap verememiştim öğretmende zannediyor ki artistlik yapıyorum..

Hatırlıyorum da hani şu başkanlar olur ya sınıfın kontrolünü sağlamak için sustururlar sınıf arkadaşlarını, konuşanların adını yazarlar bir kere birine bişey demiştim de, smuwila inanmıyorum ilk defa konuştun demişti, 2. dönemin ortalarındayız yalnız.
Benimkisi yapısaldı duygusal içine kapanık biriydim.
Sosyalleşmesi ve açılmasının tamamen çevreyle alakalı olduğuna düşünüyorum, ben bu noktaya geldiysem staj yaptığım yerin etkisi olduğuna inanıyorum kalabalık bir yerdi biri gidiyo biri geliyo ister istemez alışıyorsun ortama, çekingenlik, utangaçlık gidiyo.