Bir sigara molası için balkona çıkıyorum, gecelerden birkaç dakika çalıyorum geri vermek üzere.
Yağmur çiseliyor, gökyüzünde gecenin karanlığına inat beyaz bulutlar parça parça acelesi varmışçasına kayarak uzaklaşıyor yerine başka bulutlar geliyor
Etrafı bir güzel taze koku sarmış ...Özlemişim biraz üşümeyi, biraz serinliği.. Henüz havalar soğumadan tadını çıkarıyorum
Tam karşımızda, geceleri çalışan birkaç kadıncağız oturuyor
Şimdiye kadar sesleri solukları çıkmazdı, onlardan ilk defa yükselen argo sözcükler duyuyorum. Meraklılar da çıkmış onları dinliyorlar
Bir anda kendimi İzmir’de buluyorum..........
Suna abla......O semtin en güzel, en sayılan kadını... Suna
Yalnız yaşıyor, bizim apartmanın üst katlarında. Arada annemle, diğer sakinlerle merdivenlerde karşılarsa selâmlaşırdı, sadece merdivenler de...Annemin yanında babam varsa asla bakmaz görmez yoluna giderdi
Kimseye gitmez, kimseyi kabul etmezdi. Ben de şaşar anneme sorardım. “ Şimdi işim var bir gün anlatırım “ der hiç anlatmazdı.
Alışverişe gidince, bakkal manav kasap ayakta karşılarlardı Suna ablayı öyle sayarlardı işte. Yine bize bakmaz tanımıyor gibi davranırdı. Beni merdivenlerde seven okşayan Suna’ya şaşardım yine.
Bir gün annemin elini tutmuş caddenin karşısına geçip taksiye binmek üzereydik ki, Suna ablayı gördüm o da taksiye binecekti. Çocukluk işte hemen seslendim “ Suna ablaaaa” Döndü sese doğru, el salladım. Kaşlarını çatmış bana ve anneme öyle bir baktı ki ödüm koptu, taksiye bindi gitti. Çok üzülmüştüm anneme baktım o zaman anlattı
Geceleri bir pavyonda çalışıyormuş, herkes biliyormuş.
Suna, o kadar mesafe koyarmış ki insanlara... O kadar terbiyeliymiş ki, onu olduğu gibi kabul etmiş saymışlar. Dışarıda tanıdığı kimi görürse tanımamazlığa gelir, pavyondan birileri o tanıdığı görürse ondan biri sanmasınlar istermiş.
Çok etkilenmiştim Suna ablanın bu ince ruhundan
Daha sonraları oradan taşındık bir müddet sonra yolumuz o tarafa düştü. Apartman görevlisine Suna ablayı sordum nedensiz, öylesine ...
Amerika da okuyan bir kızı varmış onun ölüm haberini alınca bir daha geceleri çalışmamış sonunda memleketine dönmüş.
İçim ürperdi, üşüdüm balkonda sigaramda bitti... Söndürdüm içeri girdim. Karşı apartmandan hâla kavga sesleri geliyordu
Suna gibiler kalmadı, belki filmler de....Belki...
Geceden çaldığım şu birkaç dakikayı meğer Suna abla için çalmışım...
Yaşıyorsa Allah selâmet versin, vefat ettiyse Allah rahmet eylesin
Yeşilimin anılarından duyguları
Yağmur çiseliyor, gökyüzünde gecenin karanlığına inat beyaz bulutlar parça parça acelesi varmışçasına kayarak uzaklaşıyor yerine başka bulutlar geliyor
Etrafı bir güzel taze koku sarmış ...Özlemişim biraz üşümeyi, biraz serinliği.. Henüz havalar soğumadan tadını çıkarıyorum
Tam karşımızda, geceleri çalışan birkaç kadıncağız oturuyor
Şimdiye kadar sesleri solukları çıkmazdı, onlardan ilk defa yükselen argo sözcükler duyuyorum. Meraklılar da çıkmış onları dinliyorlar
Bir anda kendimi İzmir’de buluyorum..........
Suna abla......O semtin en güzel, en sayılan kadını... Suna
Yalnız yaşıyor, bizim apartmanın üst katlarında. Arada annemle, diğer sakinlerle merdivenlerde karşılarsa selâmlaşırdı, sadece merdivenler de...Annemin yanında babam varsa asla bakmaz görmez yoluna giderdi
Kimseye gitmez, kimseyi kabul etmezdi. Ben de şaşar anneme sorardım. “ Şimdi işim var bir gün anlatırım “ der hiç anlatmazdı.
Alışverişe gidince, bakkal manav kasap ayakta karşılarlardı Suna ablayı öyle sayarlardı işte. Yine bize bakmaz tanımıyor gibi davranırdı. Beni merdivenlerde seven okşayan Suna’ya şaşardım yine.
Bir gün annemin elini tutmuş caddenin karşısına geçip taksiye binmek üzereydik ki, Suna ablayı gördüm o da taksiye binecekti. Çocukluk işte hemen seslendim “ Suna ablaaaa” Döndü sese doğru, el salladım. Kaşlarını çatmış bana ve anneme öyle bir baktı ki ödüm koptu, taksiye bindi gitti. Çok üzülmüştüm anneme baktım o zaman anlattı
Geceleri bir pavyonda çalışıyormuş, herkes biliyormuş.
Suna, o kadar mesafe koyarmış ki insanlara... O kadar terbiyeliymiş ki, onu olduğu gibi kabul etmiş saymışlar. Dışarıda tanıdığı kimi görürse tanımamazlığa gelir, pavyondan birileri o tanıdığı görürse ondan biri sanmasınlar istermiş.
Çok etkilenmiştim Suna ablanın bu ince ruhundan
Daha sonraları oradan taşındık bir müddet sonra yolumuz o tarafa düştü. Apartman görevlisine Suna ablayı sordum nedensiz, öylesine ...
Amerika da okuyan bir kızı varmış onun ölüm haberini alınca bir daha geceleri çalışmamış sonunda memleketine dönmüş.
İçim ürperdi, üşüdüm balkonda sigaramda bitti... Söndürdüm içeri girdim. Karşı apartmandan hâla kavga sesleri geliyordu
Suna gibiler kalmadı, belki filmler de....Belki...
Geceden çaldığım şu birkaç dakikayı meğer Suna abla için çalmışım...
Yaşıyorsa Allah selâmet versin, vefat ettiyse Allah rahmet eylesin
Yeşilimin anılarından duyguları