Gençliği tehdit eden korkunç tablo

lacey

Nirvana
Pro Üye
18 Eylül 2008
2.372
176
688
Ankara
GENÇLİĞİ TEHDİT EDEN KORKUNÇ TABLO

Kanal A Genel Yayın Yönetmeni Alper Tan, son zamanların tartışma konusu olan öğrenci evleriyle ilgili çarpıcı bir analiz kaleme aldı. İşte Tan'ın o analizi:

Bir gazetede çıkan haber üzerine konuşan Başbakan Erdoğan’ın öğrenci evleri ve yurtlarıyla ilgili sözleri son günlerin en çok konuşulan tartışma konusu oldu. Bu konunun esası nedir ve hükümet ne yapmak istiyor? İlk bakışta özel hayata müdahale mi edilmek isteniyor kaygısı ve endişesine yol açan açıklamalarla ilgili işin esasını anlamak için İçişleri Bakanı Muammer Güler’in konuyla ilgili açıklamalarının iyi değerlendirilmesi gerekiyor. Yaptığımız araştırmalar ve edindiğimiz bilgiler gösteriyor ki, İçişleri Bakanı'nın da Başbakan'ın da açıklamadığı karanlık bir tablo ile karşı karşıyayız. Gelişmelerin arka planı açıklanmadığı için de yapılan konuşmalar “özel hayata müdahale mi edilecek” endişesine yol açtı?

Peki bu konunun temelinde neler var? 1980 öncesi ülkede sağ-sol çatışmalarını organize eden, laik-irtica, Alevi-Sünni çatışmaları için provokasyonlar tertip eden, 2006-2007 yıllarında sözüm ona “Cumhuriyet mitingleri” düzenleyerek ülkenin demokratikleşmesini ve gelişmesini engellemeye çalışan odaklar, çalışmaya devam ediyorlar. PKK konusunda “Çözüm Süreci” başlamasından sonra bu sene Haziran ayında adına “Gezi” denilen provokasyonlar yapılmıştı. Amaçlarına ulaşamadılar. Bu kesimler “Sonbahar sıcak geçecek” dediler ama deşifre oldukları için Gezi’deki gibi taraftar bulamadılar. Çırpınmaya devam ediyorlar.

Yukarıda sıraladığımız eylemleri organize eden odakların taraftar ve militan toplamak için kullandıkları çeşitli yöntemler var. Bunlardan biri de öğrencileri devşirerek militan ve taraftar olarak kullanmak. Şimdi bu yöntemi eskisinden daha fazla uygulamaya başladıkları anlaşılıyor.

Bazı çağdaş görünümlü vakıf ve dernekler evler ve yurtlar açıyorlar. Bu evlerde ve yurtlarda kalan öğrencilere burs veriyorlar. Bursu vermenin şartı olarak da gençleri kızlı-erkekli aynı evlerde veya yasadışı yurtlarda ya da apartlarda kalma şartını ileri sürüyorlar. Bu yöntemdeki maksat, gençlerin ve toplumun aile ve ahlak değerlerini aşındırmak sonra da gençleri ailelerinden koparmak. Bu mekanlarda gençler bu toplumun ahlak anlayışına mugayir hatalara düşürülüyor. Gençlerin bu halleri video veya fotoğrafla kaydediliyor. Sonra da bu görüntüler o gençlere şantaj olarak kullanılarak örgütün ağından uzaklaşması zorlaştırılıyor.

Örgütün ağına düşen gençler bir süre sonra kurtulmak isteseler bile kurtulamayabiliyorlar. Ülke çapında bu şekilde kullanılan bin 100'ün üzerinde öğrenci evinin tespit edildiği belirtiliyor. Çocuklarını okula gönderdiklerini ve onların okuduklarını düşünen aileler bir süre sonra kendi evlatlarını bir nevi kaybetmiş oluyorlar. Evlatlarını DHKP-C’ye kaptırmış ailelerin feryatlarını, çığlıklarını geçtiğimiz aylarda hep beraber seyrettik. Hatta bu konuda mücadele için dernekler bile kurulmuştu.

Kız-erkek birlikte bu şekilde yaşayan evlerdeki öğrencilerin yüzde 96’sının aileleri çocuklarının buralarda böyle yaşandığından habersiz durumdalar. Yapılan araştırmalar bunu gösteriyor.

Bazı karanlık yapıların burs vererek devşirmeye çalıştıkları onbinlerce genç mevcut. Bu örgütlü yapıların Türkiye genelinde şartlı burs verdikleri ve kullanmaya çalıştıkları öğrenci sayısının 47 binden fazla olduğu ifade ediliyor.

Son bir iki sene içinde üniversitede okuyan kız öğrencilerdeki kürtaj oranının büyük miktarda artış gösterdiğine dair ürkütücü istatistikler var. ODTܒde olay çıkarmaya çalışan öğrenci gruplarının çok önemli bir kısmı sözünü ettiğimiz karanlık grupların az önce anlatmaya çalıştığımız evlerinde ve diğer mekanlarda örgütlendirildikleri tespit edilmiş durumda.

Öte yandan 13 binden fazla öğrenci velisinin, emniyet, kaymakamlıklar ve valiliklere müracaat ederek, evlatlarının bu karanlık yapılardan kurtarılmasını istedikleri belirtiliyor. Şikayetçi olan ailelerin profiline bakıldığında büyük kısmının “Gezi” eylemlerinde başrol oynayan gruplara yakın kişiler olduğu anlaşılıyor. Bu da gösteriyor ki Gezi eylemlerinde istismar edilen toplum kesimleri, kendi üzerlerinden oynanan oyunları çözmüş durumdalar ve evlatlarının da bu örgütler tarafından heba edilmesini istemiyorlar.

PKK, DHKP-C ve TIKKO gibi terör örgütleri, anlatmaya çalıştığımız yöntemleri yaygın şekilde kullanıyorlar.

ÇYDD ve Aydınlık gibi örgütlerin muhatabı olan grupların de çok dikkatli olmaları gerekiyor. Bunlara terör örgütü demiyoruz. Ancak buralardaki yöntemlerin gençleri nerelere savuracağı konusunda ciddi endişeler var.

Bu noktada en büyük görev ve sorumluluk ailelere düşüyor. Anne babalar okula gönderdiklerini düşündükleri evlatlarının bir süre sonra yasa dışı bir örgütün militanı olduğunu duymak istemiyorlarsa, çocuklarının nerde kaldıklarını, nereden burs, yardım ve destek aldıklarını ve arkadaş çevrelerinin kimlerden oluştuğunu gözetmeleri gerekiyor.

Elbette devletin alması gereken tedbirler de vardır. Ama en etkili tedbir ailelerin alacağı tedbir olacaktır. Hiç kimse “çağdaşlık” ve “özgürlük” kılıfı altında gençlerin heba edilmesini savunmamalıdır. Hiç kimse gençliğin hatalardan korunması çabasını “özel hayata müdahale olarak” göstermeye çalışmamalıdır. Anayasanın 58. Maddesi bu sorumluluğu devlete dikte ediyor.

Devlet, gerçek manada özel hayata müdahale ederse hep beraber karşısına çıkarız. Bu olay nedeniyle “özel hayata müdahale ediliyor” yaygarasını koparanların kimler olduğuna dikkat edecek olursak hemen hemen hepsinin yakın tarihte, devletin gerçek manada, “özel hayata müdahalesini” savunanlar olduğunu görürüz.

Bize yutturmaya çalışmasınlar..

Gençliğimize sahip çıkmalıyız.

Alper TAN

08.11.2013
 
Gençliğin iradesi var çok şükür...:34:

Bu arada kızlı erkekli değil babalı oğullu revaçta artık.:21:
 
gençlerimize sahip cıkalım (suruden ayrılanı kurt yer)

bırakın genclerı tepkı vermeyı dogrusunu savunmayı öğrensin her gıcırdayan kagnıya bınmesın kendı dogrularını yasayabılsın dıyen yok ta genclerımızı suruden ayırmalım dıyenden gecılmıyo ortalık su sıyasete gırmekten nefret edıyorum ama bazen damarıma basıldıgını hıssedıyorum
bırakın gencler kendılerıne sahıp cıksınlar koyunlastırmayın genclerı oylekı onlardan korkunuz tavan yapmıs durumda bu kadar engel koymaya calıstıgınıza gore.:51:
 
Yaşanmışlıkla durumu özetlemek gerekirse;

Sene 1998...

Kızlı erkekli kalıyorduk öğrenci evlerinde...

Hatta bugünkü iletişim şartları mevcut olmadığından daha kolaydı istediğimiz gibi yaşamak o dönemde....

Ve dolayısıyla bu günün üniversite gençliğine kıyasla çeşitli söylemlerle daha kolay kandırılabilecek gençlerdik aslında...

Cep telefonum yoktu mesela benim....ailem istese de ulaşamazdı ben onları telefon kulübesinden arardım...

Herhangi bir doktorun özel muayenehanesinde çok düşük ücretlere kürtaj da yapılıyordu ayrıca...

Şu zamanın şartlarına göre neredeyse sınırsıza yakın bir özgürlüktü belki....

Ama aklım vardı ve fikrim vardı...

İnsanı insan yapan özellikler yani...

Ve belki inanmayacaksınız ama kendimce doğrularım bile vardı...

1998 üniversitelerde oldukça olaylı geçen YÖK protestolarına sahne olan bir yıldır (araştırırsanız ayrıntılarını da bulabilirsiniz nette)...

Tutuklanan, uzaklaştırma alan arkadaşlarımız da oldu o dönem...

Onlar içinde kızlı erkekli birlikte üzüldük maalesef...



Bir çoğumuz evlendik ve artık belediye başkanının onayı ile kızlı erkekli yaşıyoruz...

Hala kızlı erkekli görüştüğüm arkadaşlarım var o dönemden...

Hatta çoluklu çocuklu görüştüklerim de var...

Yani korkmayın artık iletişim çağındayız....bizim kadar özgür bir nesli bozmadıysa kızlı erkekli öğrenci evleri şimdiki nesil için endişelenmeye de gerek yok...Saat başı yer bildirimi istersiniz hiç olmadı :34:

Ama yok illa endişeleneceğim diyorsanız naçizane tavsiyem önceliğiniz onların genlerinin de etkisi ile şekillenecek olan kişiliği yerine ülkelerini yönetenlerin şekillendireceği gelecekleri olsun bence....
 
Bunlar kızlı erkekli bekar kişilerin özel hayatına karışacaklarına
Evli barklı insanların imam nikahı adı altında metreslerini bir incelesinler.
Yolsuzluk hırsızlık diz boyu bunlar çoluk çocuğun masum arkadaşlıklarına takmışlar.
Konuda o kadar bayat ki :6::6::6::6::6: yazmayacaktım aslında
Gündem değiştirme çabaları yemezler yazmış bir arkadaş öbür konuda evet yemezler.:42:
 
Son düzenleme:
Back
X