Çok üzgündü..kavga ettiği kişi kalbini öyle kırmış ki,hıçkırıklarla ağlıyordu. Telefonun ucundan ona sarılmak imkansız..sözcüklerle nasıl sarılabilirim?
Nefes al,dedim..derin derin nefes al,burnundan..sakin ol. Üzülme..o öyle dedi diye,sen öyle değilsin..
Ama,diyordu..çok ağırıma gitti ve kelimesini bitiremeden hıçkırıklara boğuluyordu..
Biliyorum,kavga ettiği o kişi de mutlu değildi yaptığı yüzünden..o da o anda belki pişman,belki başı çatlıycak kadar ağrıyor ve belki de uykusuzluğun ilk saatleriyle başlayan bir gecenin bekçiliğini yapıyor,içini kemirecek kuruntular ve zindan üstüne zindan olmuş saplantılarla..bitmeyecek gecenin karanlığı,hoşgeldin diyor..
İkisi de mutsuz,ikisi de huzursuz..
Niye?
Bir kelime mi bu hale getiren..
beklenti mi?
Bak,dedim..sana bir resim çizicem şimdi;telefonun öbür ucundan..
Bu gerçek bir resim,bilesin..
Bir hastane burası;odalar var,belki 10 tane,sessiz ağlayışların dolu olduğu,küçük hasta çocukların yattığı odalar..onlar,ellerinde hiç çıkmayan serum iğneleri,saçları ve kaşları dökülmüş,kimisinin midesi şişmiş,kimisinin acısı dinmez ağız yaraları,ilaçların yan etkisinden oluşmuş binbir türlü yaranın ağrısına alışmış ya da alışamamış..
Yattıkları yataklarda bir ömre fazla gelecek kadar ağır bir yükle,nefes almaya çalışıyorlar..
Hele bir görüntü var gözlerimden hiç gitmeyen..camekanın ardında,kolunda serum şişeli 4 yaşında bir küçük kız..üstünde bir atlet,gözleri bitkin bakan..hangi dünya bu geldiğim,dercesine,sarılamadığım,iyi edemediğim bir küçük..artık yok!
Şimdi,dedim..lütfen nefes al..deriin ve değerini bildiğin dolu bir
nefes olsun bu! Sen,şimdi evindesin..senin çocuğun sağlıklı,rahat ve televizyon izliyor. Senin çocuğunun sıkılma lüksü var,canının sıkılma özgürlüğü...
10 odalı hastanede yaşayan çocukların sıkılma özgürlükleri yok..onların bir de anneleri var..
‘’çocuğum bugün de hayatta’’diyerek,seviniyorlar..onlar kimseyi takmıyorlar kafalarına,ama bana şunu dedi..neden dedi..niye demedi...demiyorlar!
Onlar;
Umut yüklü,hüzün yüklü,acı yüklü..
gerçek acı nedir,bilir misin?
Bildiğini zannedersin ,inan ki sadece zannedersin!
Şimdi nefes al!
Deriin ve huzur dolu bir nefes..kim ne dediyse,demiş olsun! Bırak ve şimdinin farkında,elindekilerin farkında,huzurun farkında ol.
Bak huzur yanıbaşında,hiç kimsede değil,hiç bişeyde değil!
Huzur sadece sende...
alıntı
Nefes al,dedim..derin derin nefes al,burnundan..sakin ol. Üzülme..o öyle dedi diye,sen öyle değilsin..
Ama,diyordu..çok ağırıma gitti ve kelimesini bitiremeden hıçkırıklara boğuluyordu..
Biliyorum,kavga ettiği o kişi de mutlu değildi yaptığı yüzünden..o da o anda belki pişman,belki başı çatlıycak kadar ağrıyor ve belki de uykusuzluğun ilk saatleriyle başlayan bir gecenin bekçiliğini yapıyor,içini kemirecek kuruntular ve zindan üstüne zindan olmuş saplantılarla..bitmeyecek gecenin karanlığı,hoşgeldin diyor..
İkisi de mutsuz,ikisi de huzursuz..
Niye?
Bir kelime mi bu hale getiren..
beklenti mi?
Bak,dedim..sana bir resim çizicem şimdi;telefonun öbür ucundan..
Bu gerçek bir resim,bilesin..
Bir hastane burası;odalar var,belki 10 tane,sessiz ağlayışların dolu olduğu,küçük hasta çocukların yattığı odalar..onlar,ellerinde hiç çıkmayan serum iğneleri,saçları ve kaşları dökülmüş,kimisinin midesi şişmiş,kimisinin acısı dinmez ağız yaraları,ilaçların yan etkisinden oluşmuş binbir türlü yaranın ağrısına alışmış ya da alışamamış..
Yattıkları yataklarda bir ömre fazla gelecek kadar ağır bir yükle,nefes almaya çalışıyorlar..
Hele bir görüntü var gözlerimden hiç gitmeyen..camekanın ardında,kolunda serum şişeli 4 yaşında bir küçük kız..üstünde bir atlet,gözleri bitkin bakan..hangi dünya bu geldiğim,dercesine,sarılamadığım,iyi edemediğim bir küçük..artık yok!
Şimdi,dedim..lütfen nefes al..deriin ve değerini bildiğin dolu bir
nefes olsun bu! Sen,şimdi evindesin..senin çocuğun sağlıklı,rahat ve televizyon izliyor. Senin çocuğunun sıkılma lüksü var,canının sıkılma özgürlüğü...
10 odalı hastanede yaşayan çocukların sıkılma özgürlükleri yok..onların bir de anneleri var..
‘’çocuğum bugün de hayatta’’diyerek,seviniyorlar..onlar kimseyi takmıyorlar kafalarına,ama bana şunu dedi..neden dedi..niye demedi...demiyorlar!
Onlar;
Umut yüklü,hüzün yüklü,acı yüklü..
gerçek acı nedir,bilir misin?
Bildiğini zannedersin ,inan ki sadece zannedersin!
Şimdi nefes al!
Deriin ve huzur dolu bir nefes..kim ne dediyse,demiş olsun! Bırak ve şimdinin farkında,elindekilerin farkında,huzurun farkında ol.
Bak huzur yanıbaşında,hiç kimsede değil,hiç bişeyde değil!
Huzur sadece sende...
alıntı