Burada yazan herkesin sahip olmak istediği ortak duygu annelik. Müjdeli haber gelmeden geçen her ay da doktor kapılarına bizi daha çok mahkum ediyor. Kocaman umutlarla başlıyor herkesin hikayesi, hepimiz doktorlara ileride kahramanımız olacakmış gibi yürekten inanıyoruz. Başarılı süreçler hasta için cennet kadar paha biçilemezken doktor içinse kocaman bir özgüven, iyi bir reklam ve daha fazla hasta (ya da para) demek oluyor. Ya başarısızlık? Başarılarıyla birlikte maddi kaygılara önem veren doktor, çalışma sürelerine daha fazla hasta sıkıştırarak muayene sürelerini kısaltmaya, ve her hastasına aynı ilgiyi gösterememeye başlar. Doktor beyin polikliniği gerçekten kalabalıktı, fakat o klinikte kendisi gibi başarılı diğer doktorlar da var olup hiçbirinde kendisindeki kadar hasta yoğunluğu ve düzensizlik mevcut değildi. Bu düzensizliğin ileride hasta üzerinde ciddi ihmalkarlık boyutuna kadar gideceğini sanırım kendisi de tahmin edebiliyordur. Ağzı iyi laf yapan hastalarla içeride iyi vakit geçireceğinden ilgilenirken (tabi başarı durumunda yeni hastalar ve sosyal medya şöhreti olarak kendisine geri dönecek), geri kalan hastalarını da kendisine angarya olarak görebiliyor. "Bana soracağınız soruları kağıda yazın öyle gelin, bir sonraki hastam dışarıda bekliyor" diyen bir doktora; hastası beklentilerini ne kadar rahat sunabilir? Oysaki başarısız olduğu hasta da başarılı olduğu hasta kadar hayat standardını sunuyor doktorun. Yemek yediği pahalı lokantalarda, gittiği lüks tatillerde, çocuğunu okuttuğu özel okullarda başarılı olduğu kadar başarısız olduğu hastanın da ona güvenerek sunmakla pişman olduğu alınteri var. Hep fedakarlık yapan bizleriz; tedaviyi temin etmek için aylarca üstümüzden başımızdan kısarız, yetmediğinde mecbur yemeden içmeden bile kısarız. İşsizlik korkusu zaten had safhada. Anne olmak için kendisine emanet ettiğimiz bedenimiz uygulamamızı istediği pahalı ve ağır ilaçlarla sonuç alınmadığında ve doktorun deneme tahtasına döndüğünde hangi doktor emeğinden bahsedilebilir? Başarılı olduğu hasta için doktor "beni hamile bıraktı" denip yarı tanrı statüsüne girerken; başarısız olduğu hasta için "Doktor bu, Allah değil ya" denip suç gerçek tanrıya atılıyor, bu da hastanın kendini suçlamasına ve psikolojisinin de allak bullak olmasına kadar gidiyor. Başarıyı instagramda bHCG sonuçlarıyla ve videolarla paylaşan ve reklamını yapan doktor, bunları başarısız olduğu hastalarının da izlediğini biliyor mu? Evet. Başarısızlığı açıklayıp yol gösteriyor mu? Elbette hayır; asla anlaşılmayacak tıbbi cevaplarla sıyrılmanın ya da duygu sömürüsü sözcüklerle gönül almanın yollarını arıyor. Sorunun üzerine gidecek niyeti de yok cesareti de, çünkü gittiğinde ihmalkârlığının açığa çıkabileceğini ve sorgulanabileceğini çok iyi biliyor. O kadar değerli ki itibarı; onu araştıracak hastaların aklının çelinmemesi gerek. Kendisi asla hata yapmaz, sorumluluk almaz, "pardon" demez, "gelin birlikte çözelim şunu" demek zaten hiç işine gelmez; belki de bizden bekliyordur istatistiğini eksi yöne kaydırdığımız için özür dilememizi. Tedavi sürecinde benim için en doğrusunu (!) yapmaya çalışarak tedavim sonrası başarısızlığı yetmezmiş gibi 1 hafta şiş ayakla, düzensizleşen adetlerimle, ve bacağımda oluşan varisle ve emboli tehlikesiyle başbaşa kaldım (Östrojen?). İnşallah bu süreci de atlatır, yeniden başlarım. Başarısızlıkla birlikte çevredekilerin değişen tavırları bizi daha da yalnızlaştırıyor. Bundan sonraki süreçlerde başarısız olsam dahi nazikçe tartışabileceğim ve tedavimi sorgulayabileceğim, endişelerimi ve beklentilerimi anlayacak, oluşabilecek sorunları şeffaf ve cesur biçimde söyleyecek, empati ve vicdan sahibi doktorlarla inşallah karşılaşırım. Yaşadıklarımdan kısa zamanda çok yıprandım. Umarım Doktor bey de kendi şapkasını önüne koyup bizden aldığı ahı iyi düşünür, aynı hal ve hareketlere devam etmez ki ileride başka bir hastayla daha kötü hukuksal sonuçları olmasın, onu seven hastalarının hep yanında ama mümkünse benden uzakta olsun.