Hanefi Avcı neden tutuklandı?
Hanefi Avcı Karargâh Örgütü''ne
yönelik operasyonlar kapsamında
tutuklandı.
Avcı''nın tutuklanması her yönüyle
izaha muhtaçtır.
Avcı iki ay önce, Gülen cemaatinin
emniyet ve yargı içinde etkili
biçimde yapılandığını iddia ettiği
“Haliç''te Yaşayan Simonlar” adlı
kitabıyla siyasi gündeme
oturmuştu.
Avcı''nın kitabında aktardığı olaylar
ve gelişmeler, bizce kitabın
iddiasını doğrulayacak güçte
değildi.
Ancak bu tutuklama kitapta
sunulan kanıtların yerine geçecek
kadar güçlüdür ve o iddialarla ilgili
yeni sorular sorduracak niteliktedir.
Bir emniyet müdürü “teşkilat
içinde, özellikle istihbaratta cemaat
örgütlenmesi var, beni bile
dinliyorlar” diyen bir kitap
yazmakta, bir süre sonra, “bir
kadınla ilişkisi olduğuna ve bu
yüzden izlendiğine dair bilgiler
gazetelere servis edilmekte”,
ardından “silahlı bir sol örgütle
dolaylı teması olduğu iddiasıyla
tutuklanmakta”dır.
Bu durumda doğal olarak
tutuklama işleminin bir rövanş
operasyonu ve bir itibarsızlaştırma
girişimi olduğu akla gelmez mi?
Avcı hakkında, herhangi bir kişiyle
ilgili ileri sürülebilecek pek çok
iddia ortaya atılabilir. İnsanların
birçok zaafı olabilir.
Ama mesleğinin 30''u aşkın yılını
emniyet içinde belli bir “tutarlık ve
dürüstlük seviyesi”nde geçirmiş,
emniyetin yaşayan efsanelerden
birisi olarak kabul görmüş bir polis
hakkında ortaya atılan sol örgüt
ilişkisi iddiası veya iması zihinlerde
bir “temizlik girişimi”ne işaret eder.
Hanefi Avcı''nın kitabı çıktığında
kanaatimi hem bu sütunda ve
Aksiyon Dergisi''nde yazdım, hem
TV24''teki Demokrasi Arşivi
programında dile getirdim.
Avcı''nın Dink dosyası gibi yakından
bildiğim bazı konularda yanıldığını
ve abarttığını düşünmüş, kitabın
referandumdan öncesine denk
gelen yayın zamanlamasını
sorgulamıştım. Zira Avcı''nın
iddiaları Türkiye''deki tüm siyasi
nitelik taşıyan Danıştay, Ergenekon
gibi dosyaların cemaat işi olduğunu
iddia ve ima edecek bir
zamanlamayla ortaya çıkmıştı.
Düşüncelerim hala aynı…
Bununla birlikte, Avcı''nın
dürüstlüğü konusundaki kanım da
değişmedi. Avcı''nın inanmadığı bir
şeyi yazmayacağını, en fazla bazı
konularda yanılıp, abartacağını
düşündüğümü dün söylemiştim,
bugün de söylüyorum.
Nitekim aradan geçen zaman,
kitabın zamanlamasının,
sonuçlarından bağımsız olarak,
Avcı''nın kendisini koruma
güdüsüyle ilgili olma ihtimalini
güçlendirdi.
Avcı''yı sürmekte olan başka
davaların sanık ve şüphelileriyle
karıştırmamak gerekir. Ona yönelik
şaibeyi de başka tür siyasi
şaibelerden ayırmak gerekir.
Tekrar vurgulayalım:
Avcı''nın kitabıyla Ergenekon davası
gibi süreçlere dair şüphe yarattığı,
kitabın objektif sonucunun bu
olduğu doğrudur. Ancak Avcı''nın
kendisini konumladığı yer de
önemlidir. Nitekim şöyle diyordu
kitabının bir yerinde:
“Demokrasi ve özgürlüklerin
sağlanmasında çok sorunlar
olmakla birlikte bu konuda ülkenin
önünde duran en önemli sorunun
ordunun Batıdaki gibi kendi asıl
sahasına çekilmemesi ve her zaman
demokratik hayata müdahaleyi
kendince haklı görmesi olduğu
kanaatindeyim. Bundan dolayı da
Deniz Kuvvetleri Komutanının
günlükleri, Jandarma Genel
Komutanlığının darbe planları,
Ergenekon, Balyoz gibi
soruşturmaların hukuka uygun
olarak yapılmasının çok önemli
olduğuna inanıyorum…”
Avcı ne o gün yapılan kişilik infazını
ne bugün başına gelenleri
hakediyor.
Avcı iddia ettiği gibi emniyet
içindeki bir yapının, ya da bir polis
grubunun gadrine uğruyorsa, o
yapı da, o grup da hukuk devleti
adına açığa çıkarılmak zorundadır.
Avcı bir nesil polisin, idealist
polislerin yaşayan efsanesi ve
modellerinden birisidir.
Onun başına gelenler emniyet
teşkilatı açısından derin izler
bırakır…
Dün kendisini tutuklama
kararından hemen sonra aradım ve
duygularımı ilettim…
Avcı''yla ilgili iddiaları tam olarak
bilmiyorum, ama vicdanım ve
mantığım beni bu satırları yazmaya
zorluyor
m.yenisafak.com/yazarlar/alibayramoglu/hanefi-avci-neden-tutuklandi-24231