Bu tamamen hayattan ne beklediğinizle alakalı bir durum. Doktorlar çok yoğun çalışıyor ve yaşayacakları şehirleri kendileri seçemiyorlar, devlet baba nereye atarsa oradalar. Gözlemlerime göre doktorlara en ağır gelen şeyler bunlar.
Yakın sayılabilecek 2 doktor tanıdığım var. Bir tanesi hayatından gayet memnun. İyi kazanıyor, yiyor, içiyor, geziyor. Öğrenciliğinde de bölümüne aşıktı. Henüz genç, meslek hayatının başında yani ama ileride değişeceğini sanmam. Doktor olmak için doğmuş gibi bir şey. Yani mesleğin çok çalışmak gibi dezavantajlarını para için tolere edebiliyor. Diğer tanıdığım ise daha entelektüel, sanat düşkünü bir adam. Dolayısıyla uzun çalışma saatlerinden, bitmek bilmeyen nöbetlerden bıkmasının yanında doktorluk onu mesleki açıdan da tatmin etmiyor. İlk gençlik yıllarında iyi kazanmaktan, saygın bir meslek erbabı olmaktan mutluyken 30'lu yaşlarının başında ''Gençliğimi saçma bir Anadolu şehrinde, hastahane köşelerinde harcadım'' demeye başladı ve şu an ciddi bir depresyon yaşıyor.
Sevmeden yapılan her iş eziyettir aslında, doktorluk, öğretmenlik, şu bu fark etmez. Ama anladığım kadarıyla sizin gönlünüzde yatan bir aslan yok. Yani şu işe meraklıyım, keşke bu işe sahip olsaydım dediğiniz bir şey yok. O yüzden sizin yerinizde olsam bölümümü bitirirdim zaten yüzmüş yüzmüş kuyruğuna gelmişsiniz. Mesleğe başladıktan sonra gidişata bakardım ve kararımı öyle verirdim. Okumanın yaşı yok 30 yaşında da başka bir bölüm okuyabilirsiniz. Yıllarınızı çöpe atmayın. Tıbbı bırakıp mühendis olup 3000 lira maaş için nefret ede ede işe giderseniz bugünlerinizi arayabilirsiniz.
Yakın sayılabilecek 2 doktor tanıdığım var. Bir tanesi hayatından gayet memnun. İyi kazanıyor, yiyor, içiyor, geziyor. Öğrenciliğinde de bölümüne aşıktı. Henüz genç, meslek hayatının başında yani ama ileride değişeceğini sanmam. Doktor olmak için doğmuş gibi bir şey. Yani mesleğin çok çalışmak gibi dezavantajlarını para için tolere edebiliyor. Diğer tanıdığım ise daha entelektüel, sanat düşkünü bir adam. Dolayısıyla uzun çalışma saatlerinden, bitmek bilmeyen nöbetlerden bıkmasının yanında doktorluk onu mesleki açıdan da tatmin etmiyor. İlk gençlik yıllarında iyi kazanmaktan, saygın bir meslek erbabı olmaktan mutluyken 30'lu yaşlarının başında ''Gençliğimi saçma bir Anadolu şehrinde, hastahane köşelerinde harcadım'' demeye başladı ve şu an ciddi bir depresyon yaşıyor.
Sevmeden yapılan her iş eziyettir aslında, doktorluk, öğretmenlik, şu bu fark etmez. Ama anladığım kadarıyla sizin gönlünüzde yatan bir aslan yok. Yani şu işe meraklıyım, keşke bu işe sahip olsaydım dediğiniz bir şey yok. O yüzden sizin yerinizde olsam bölümümü bitirirdim zaten yüzmüş yüzmüş kuyruğuna gelmişsiniz. Mesleğe başladıktan sonra gidişata bakardım ve kararımı öyle verirdim. Okumanın yaşı yok 30 yaşında da başka bir bölüm okuyabilirsiniz. Yıllarınızı çöpe atmayın. Tıbbı bırakıp mühendis olup 3000 lira maaş için nefret ede ede işe giderseniz bugünlerinizi arayabilirsiniz.