Erkeklerin yüzde bilmem kaçı aldatır diye yüzdeye vurduğumuzda özellikle evli kadınların çoğu buna itiraz edip kendi eşlerini de bu yüzdeye kattığımızı sanarak kızıyorlar ama bir gerçek var ki erkeklerin malesef büyük bir kısmı aldatıyor, aldatmaların gerekçeleri eşlerinin çirkin olması, yetmemesi, bakımsız olması vs değil, o yüzden aldatılan kadınlar acaba ben çirkin miyim? Yetemedim mi? Eksiğim mi vardı gibi bir psikolojiye girmemesi gerekiyor.
Aldatmanın kadınla ilgili hiçbir gerekçesi yok, erkekler doğdukları andan itibaren sen erkeksin egosuyla büyütülüyor, erkek adam çapkın olur, erkek adam yapar, erkek adamın elinin kiri gibi pohpohlamalarla büyüyorlar, kulaklarına ve akıllarına yer etmiş bu düşüncelerle nefslerine, hormonlarına gem vuramayıp aldatıyorlar.
Kadınlar, eşleri söz konusu olunca nedense hep büyük konuşur, benim eşim yapmaz, benim eşim bakmaz, kendimden çok ona güvenirim.
Kimse kendinden başkasına yüzde yüz güvenmemeli, evet evlilik kurumunun temelinde güven ve saygı olmalı ama kadın önce kendine güvenmeli, özgüveni olmalı, eşine güvenmeli ama yüzde yüz değil, herzaman yüzde bir'lik bir pay bırakmalı.
Hepsi aldatır mı? Aldatmaz ama aldatanlar ne yazık ki çoğunluktadır lakin her an bende aldatılabilirim paranoyasıyla da yaşanmaz.
Biz kadınlar çok duygusalız, insan aldatılmaya hazır olabilir mi? Aldatıldığını öğrendiğinde bekliyordum bunu diyebilir mi?
Elbette diyemez, yıkılır, üzülür, acabalar, neden ve niçinler'i sorgular fakat şunu unutmamak lazım, Dünya eşlerin etrafında dönmüyor, dönmemeli, güvenmeli ama sonsuz güvenle değil, hayatı eşe göre programlamamalı, yaşamın merkezine erkeği koyarsanız o gidince dengeniz bozulur. Herzaman önce kendinize güvenin, kendinizi sevin ve hayatın eşten ibaret olmadığı gerçeğini kabullenin ve hayatın, birlikte geçirdiğiniz günlerin tadını çıkarın.