Merhaba Kızlar;
Verdiğiniz tepkileri az çok şimdiden tahmin edebiliyorum ama dertleşmeye ihtiyacım var.
Bundan seneler önce eşimle tanıştık. Önceden çok çapkın biriydi, beni çok aldattı, hiç unutamadığı eski sevgilisi vardı. Sonra herşey değişti. Evlendik, güzel bir yuva kurduk. Neden evlendin diceksiniz artık beni sevdiğine inandım ve eşi çok iyi bir aile. Mesela annesi beni kızı gibi görür. Neyse, evlendik ilk sene evlilik heyecanı falan güzel gitti. Eşim çok iyi birisi, tutumlu, çalışkan. Ama ne varki klasik erkek tipi işte. Evlenmeden önce en azından kampa filan gidiyorduk. Evlendik, klasik evlilik moduna girdik. Geçen sene iyice koptuk birbirimizden, yanyana iken konuşacak birşeyimiz yoktu. Sonra ben bunalıma girdim. Eşim bir müddet sonra artık noldu demeye başladı. Oturduk konuştuk. Nasıl bir eş istediğimi söyledim, evliliğimizdeki eksik yönleri anlattım. Dedim ya bir evlilik terapistine gidelim, ya da bir süre ayrı kalalım. Birbirimizi özleyelim. İkisini de kabul etmedi. Senden ayrı kalamam, ayrılırsam ben ölürüm. Ruhum ölür filan dedi. Bir süre elimden geleni yaptım. Tabi bu sürede ondan çaba bekler oldum ama değişen birşey olmadı. Geçtiğimiz yaz birazcık toplarlamıştık ama benim artık tüm hislerim bitmişti. Yani sadece etrafımdaki insanlar üzülmesin diye çabalıyordum, elimden geleni yapıyordum. Kadınlık görevlerimi bile (anladınız) mecburiyetten nadir olarak yerine getiriyordum. Annesi ve babası kışın yanımıza gelir. Daha doğrusu ben ısrarla çağırıyorum. Çünkü başka türlü hiç çekilmiyor ev. Tabi annemlerin yanında belli etmiyordum hiç. Yani onlar hala birşey olduğunu düşünmüyorlar. Ama ben de tükendim bu arada. Durumu kabullenmiştim. Dedim en azından düzenli bir hayatım ve beni seven birisi var. Ama kalbimdeki aşk açlığı beni yiyip bitiriyordu. (Bu arada eşim iki kez doğum günü unuttu ve son evlilik yıldönümümüzde evdeydik boş boş. Bense birşeyleri telafi eder diye umutlanmıştım) Hep içimden diyordum, Allahım benim hayatım hep böyle geçecek sanırım, benim istediğim aşk sadece hayallerimde olacak. Önceki erkek arkadaşlarımla olan ilişkilerim de hep sancılı geçtiği için tüm umutlarımı yitirmiştim.
Derken karşıma öyle birisi çıktıki, dedimki ben hayatımda hiç aşık olmamışım. Onun nasıl birisi olduğunu anlatsam bursa sayfalara sığmaz. Şimdi evliliğimi bitirmeye hazırlanıyorum şu an. Ama bunları düşünmek bile bende çok kötü bir suçluluk duygusu yarattı. Etrafımdaki beni seven insanları, özellikle eşimi ve eşimin ailesini çok üzeceğim için kendimden nefret eder oldum. O zaman vazgeç diyebilirsiniz. Bunu ben de dedim kendime. Ama hayatımda ilk defa yürekten bir aşk hissediyorum ve bu aşka bir şans vermek istiyorum. Ne yapmam gerektiği konusunda çok çaresizim. Tanıdık birisine de konuyu açıp fikrini soramıyorum.
Sormak istediğiniz bir soru varsa yanıtlayabilirim. Çok uzun olmasın diye kısa kısa geçtim.
Teşekkür ederim dinlediğiniz için.
Verdiğiniz tepkileri az çok şimdiden tahmin edebiliyorum ama dertleşmeye ihtiyacım var.
Bundan seneler önce eşimle tanıştık. Önceden çok çapkın biriydi, beni çok aldattı, hiç unutamadığı eski sevgilisi vardı. Sonra herşey değişti. Evlendik, güzel bir yuva kurduk. Neden evlendin diceksiniz artık beni sevdiğine inandım ve eşi çok iyi bir aile. Mesela annesi beni kızı gibi görür. Neyse, evlendik ilk sene evlilik heyecanı falan güzel gitti. Eşim çok iyi birisi, tutumlu, çalışkan. Ama ne varki klasik erkek tipi işte. Evlenmeden önce en azından kampa filan gidiyorduk. Evlendik, klasik evlilik moduna girdik. Geçen sene iyice koptuk birbirimizden, yanyana iken konuşacak birşeyimiz yoktu. Sonra ben bunalıma girdim. Eşim bir müddet sonra artık noldu demeye başladı. Oturduk konuştuk. Nasıl bir eş istediğimi söyledim, evliliğimizdeki eksik yönleri anlattım. Dedim ya bir evlilik terapistine gidelim, ya da bir süre ayrı kalalım. Birbirimizi özleyelim. İkisini de kabul etmedi. Senden ayrı kalamam, ayrılırsam ben ölürüm. Ruhum ölür filan dedi. Bir süre elimden geleni yaptım. Tabi bu sürede ondan çaba bekler oldum ama değişen birşey olmadı. Geçtiğimiz yaz birazcık toplarlamıştık ama benim artık tüm hislerim bitmişti. Yani sadece etrafımdaki insanlar üzülmesin diye çabalıyordum, elimden geleni yapıyordum. Kadınlık görevlerimi bile (anladınız) mecburiyetten nadir olarak yerine getiriyordum. Annesi ve babası kışın yanımıza gelir. Daha doğrusu ben ısrarla çağırıyorum. Çünkü başka türlü hiç çekilmiyor ev. Tabi annemlerin yanında belli etmiyordum hiç. Yani onlar hala birşey olduğunu düşünmüyorlar. Ama ben de tükendim bu arada. Durumu kabullenmiştim. Dedim en azından düzenli bir hayatım ve beni seven birisi var. Ama kalbimdeki aşk açlığı beni yiyip bitiriyordu. (Bu arada eşim iki kez doğum günü unuttu ve son evlilik yıldönümümüzde evdeydik boş boş. Bense birşeyleri telafi eder diye umutlanmıştım) Hep içimden diyordum, Allahım benim hayatım hep böyle geçecek sanırım, benim istediğim aşk sadece hayallerimde olacak. Önceki erkek arkadaşlarımla olan ilişkilerim de hep sancılı geçtiği için tüm umutlarımı yitirmiştim.
Derken karşıma öyle birisi çıktıki, dedimki ben hayatımda hiç aşık olmamışım. Onun nasıl birisi olduğunu anlatsam bursa sayfalara sığmaz. Şimdi evliliğimi bitirmeye hazırlanıyorum şu an. Ama bunları düşünmek bile bende çok kötü bir suçluluk duygusu yarattı. Etrafımdaki beni seven insanları, özellikle eşimi ve eşimin ailesini çok üzeceğim için kendimden nefret eder oldum. O zaman vazgeç diyebilirsiniz. Bunu ben de dedim kendime. Ama hayatımda ilk defa yürekten bir aşk hissediyorum ve bu aşka bir şans vermek istiyorum. Ne yapmam gerektiği konusunda çok çaresizim. Tanıdık birisine de konuyu açıp fikrini soramıyorum.
Sormak istediğiniz bir soru varsa yanıtlayabilirim. Çok uzun olmasın diye kısa kısa geçtim.
Teşekkür ederim dinlediğiniz için.