Inatcilik ve alttan almamak..

Rabbim dağına göre kar verirmiş..
Bizimki de öyle oldu..
Eşim ileri boyutta sabit fikirli, inatçı, nazlı, kaprisli, fevri, ruh okşamaktan zerre kadar anlamayan bir adamdır.. :1no2:
Gayet normal bir soru sor, eğer o kötü şekilde anlamak istediyse öyle anlar ve başlar söylenmeye, kaprise, uzatır da uzatır...
Haklı olan ben olduğum halde tavır alan, kızan taraf o olur..
Bi de acayip laf cambazıdır..
Ayaklarıma kapanıp salya sümük ağlayarak özür dilemesi gereken büyük hatalarında dahi laf kalabalıklığıyla zeytinyağı gibi üste çıkmaya bayılır..
Asla ve asla özür dilemez.. :kızgın:
Onun büyük hatalarında ben çok üzülüp ağlarsam şayet, karşıma geçip bi de dalga geçer.. Çok üzgünüm çoook
En son evlilik yıldönümümüzde hediyeden, çiçekten geçtim sözle kutlasa yeterdi, yapmadı özellikle..
Kırıldığımı, üzüldüğümü belirtince başladı benimle dalga geçmeye, sinirlenmeye..
Yine de haksız olduğu her konuda ilk adımı benden bekler veya hiçbir şey olmamış gibi davranmamı ister..
Üzgünsem eğer benden kötüsü olmaz, uzatıyor olurum..
Yani demem o ki böyle inatçı, sabit fikirli, nazlı, kaprisli insanlar gerçekten hayatlarındaki insana manen çok zarar veriyorlar, yıpratıyorlar.. :çok üzgünüm:
Ve işin en kötü tarafı ben böyleyim, bu saatten sonra değişemem deyip sevdiklerini üzmeye devam etmeleri..
İnsan ne kadar özveride bulunur, fedakarlık yapar ve alttan alırsa, o kadar tepesine çıkılıyor..
Ben artık bunu öğrendim ama geç oldu.. :çok üzgünüm:
 
Back