- 8 Haziran 2009
- 14.782
- 11.184
- 823
Okul Öğrencilerinin Kılık ve Kıyafetlerine Dair Yönetmelik Değişikliğine İlişkin Çocuğun İnsan Hakları Temelinde Değerlendirme
Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Okul Öğrencilerinin Kılık ve Kıyafetlerine Dair Yönetmelik değişikliği ile kız çocuklarına ortaokullarda ve liselerde başörtüsü serbestliği getirilmesi, çocukların yüksek yararının düşünülmediğini, aksine çocukların yine siyasetin malzemesi edildiğini gösteriyor!
Başörtüsü kullanımı elbette din ve vicdan özgürlüğünün bir parçası olabilir. Ancak çocuklar açısından başörtüsü kullanımının bir “özgürlük” ve “seçim alanı” mı yoksa bir “baskı unsuru” mu olduğu tartışmasında; çocuğun insan hakları açısından yaklaşılmadığı sürece doğru sonuçlara ulaşmak mümkün değildir.
Başörtüsü yetişkinler için bir özgürlük alanıyken ailenin isteği, dayatma, çocuk açısından dışlanma korkusu, bir öteki yaratma vb. durumlarda çocuk için bir baskı ve hak ihlali unsuru olabilir. Bu tür durumlarda, çocukları koruyacak herhangi bir mekanizma kurmadan başörtüsünü bir “özgürlük” olarak sunmak ve bu tür bir düzenleme yapmak çocukları ağır hak ihlallerine açık bırakabilir.
Hükümetin geçen hafta yaptığı ve çocukları koruyacak herhangi bir mekanizma öngörmeyen düzenleme, kız çocuklarını, kendilerini erkeklerden sakınmaları gereken birer “yetişkin kadın” haline getirmektedir. Bu da, çocukların –çocukluklarını yaşayamamalarından tutun da çocuk evliliklerine kadar– pek çok hak ihlaline uğramalarının önünü açmaktadır.
Elbette sadece başörtüsü, ya da farklı bir giysi veya siyasi bir sembol vb. kullanıyor diye bir çocuğun okula alınmaması, eğitim hakkından mahrum bırakılması ayrımcılıktır. Ancak ilgili yönetmelikte yapılan değişiklik, giyiminden/kendini ifade etme biçiminden dolayı bir çocuğun ayırımcılığa uğramasını ortadan kaldırır nitelikte değildir. Yapılan düzenleme, ayrımcılığı değil sadece başörtüsünün önündeki engeli ortadan kaldıran bir düzenlemedir. Sadece başörtüsüne olanak sağladığı; tek taraflı olduğu ve sadece tek bir dini, tek bir mezhep temel aldığı; diğer kılık-kıyafet kısıtlılıklarını kaldırmadığı için özgürlükçü bir yaklaşımın uzağındadır. Örneğin, çocukların dövme ile okula alınmayacak olması, bu düzenlemenin çocukların hak ve özgürlüklerini temel almadığına, hükümetin kendi ideolojisini yaymaya ilişkin bir uygulaması olduğuna işaret etmektedir İnsan hak ve özgürlükleri standartları açısından bu durum, devletin doğrudan ayrımcılığıdır.
Hatırlanacağı gibi hükümet kısa süre önce okullarda ibadethane açılması uygulamasını da başlatmıştır. Tek bir dinin ibadethanesinin okullarda açılması farklı din ve inanç sistemlerinin görmezden gelinmesidir. Bu, devletin tarafsız ve çoğulcu olmadığının bir göstergesidir.
Sonuç olarak yapılan değişiklik; çocuğun yüksek yararı ilkesi ihlal edilerek çocukları yine siyasetin malzemesi haline getirildiğini göstermekte; hükümetin daha önceki uygulamaları da göz önünde tutulduğunda ne yazık ki demokrasi, insan hakları ve özgürlükleri açısından duyduğumuz kaygıyı artmaktadır.
Gündem Çocuk Derneği olarak, çocukla ilgili tüm yasal ve idari düzenlemelerde, siyasal ideolojiler ve çıkarların değil çocukların odağa alınması gerektiğini ısrarla savunmakta; söz konusu yönetmelikteki yeni düzenlemenin geri çekilmesini talep etmekteyiz.
GÜNDEM ÇOCUK DERNEĞİ/ (01 Ekim 2014)
Çocuk Hakları Merkezi
Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Okul Öğrencilerinin Kılık ve Kıyafetlerine Dair Yönetmelik değişikliği ile kız çocuklarına ortaokullarda ve liselerde başörtüsü serbestliği getirilmesi, çocukların yüksek yararının düşünülmediğini, aksine çocukların yine siyasetin malzemesi edildiğini gösteriyor!
Başörtüsü kullanımı elbette din ve vicdan özgürlüğünün bir parçası olabilir. Ancak çocuklar açısından başörtüsü kullanımının bir “özgürlük” ve “seçim alanı” mı yoksa bir “baskı unsuru” mu olduğu tartışmasında; çocuğun insan hakları açısından yaklaşılmadığı sürece doğru sonuçlara ulaşmak mümkün değildir.
Başörtüsü yetişkinler için bir özgürlük alanıyken ailenin isteği, dayatma, çocuk açısından dışlanma korkusu, bir öteki yaratma vb. durumlarda çocuk için bir baskı ve hak ihlali unsuru olabilir. Bu tür durumlarda, çocukları koruyacak herhangi bir mekanizma kurmadan başörtüsünü bir “özgürlük” olarak sunmak ve bu tür bir düzenleme yapmak çocukları ağır hak ihlallerine açık bırakabilir.
Hükümetin geçen hafta yaptığı ve çocukları koruyacak herhangi bir mekanizma öngörmeyen düzenleme, kız çocuklarını, kendilerini erkeklerden sakınmaları gereken birer “yetişkin kadın” haline getirmektedir. Bu da, çocukların –çocukluklarını yaşayamamalarından tutun da çocuk evliliklerine kadar– pek çok hak ihlaline uğramalarının önünü açmaktadır.
Elbette sadece başörtüsü, ya da farklı bir giysi veya siyasi bir sembol vb. kullanıyor diye bir çocuğun okula alınmaması, eğitim hakkından mahrum bırakılması ayrımcılıktır. Ancak ilgili yönetmelikte yapılan değişiklik, giyiminden/kendini ifade etme biçiminden dolayı bir çocuğun ayırımcılığa uğramasını ortadan kaldırır nitelikte değildir. Yapılan düzenleme, ayrımcılığı değil sadece başörtüsünün önündeki engeli ortadan kaldıran bir düzenlemedir. Sadece başörtüsüne olanak sağladığı; tek taraflı olduğu ve sadece tek bir dini, tek bir mezhep temel aldığı; diğer kılık-kıyafet kısıtlılıklarını kaldırmadığı için özgürlükçü bir yaklaşımın uzağındadır. Örneğin, çocukların dövme ile okula alınmayacak olması, bu düzenlemenin çocukların hak ve özgürlüklerini temel almadığına, hükümetin kendi ideolojisini yaymaya ilişkin bir uygulaması olduğuna işaret etmektedir İnsan hak ve özgürlükleri standartları açısından bu durum, devletin doğrudan ayrımcılığıdır.
Hatırlanacağı gibi hükümet kısa süre önce okullarda ibadethane açılması uygulamasını da başlatmıştır. Tek bir dinin ibadethanesinin okullarda açılması farklı din ve inanç sistemlerinin görmezden gelinmesidir. Bu, devletin tarafsız ve çoğulcu olmadığının bir göstergesidir.
Sonuç olarak yapılan değişiklik; çocuğun yüksek yararı ilkesi ihlal edilerek çocukları yine siyasetin malzemesi haline getirildiğini göstermekte; hükümetin daha önceki uygulamaları da göz önünde tutulduğunda ne yazık ki demokrasi, insan hakları ve özgürlükleri açısından duyduğumuz kaygıyı artmaktadır.
Gündem Çocuk Derneği olarak, çocukla ilgili tüm yasal ve idari düzenlemelerde, siyasal ideolojiler ve çıkarların değil çocukların odağa alınması gerektiğini ısrarla savunmakta; söz konusu yönetmelikteki yeni düzenlemenin geri çekilmesini talep etmekteyiz.
GÜNDEM ÇOCUK DERNEĞİ/ (01 Ekim 2014)
Çocuk Hakları Merkezi