- 10 Ağustos 2009
- 26.199
- 18.341
- 823
Dingoların bilim
dünyasından acıklı
haberler
30.09.2014
Hükümetin açtığı en 'makbul'
üniversite yöneticisi
yarışmasında birinciliği şimdilik
bu rektör göğüslüyor. Ama
rakipleri bol. Ama rakipleri
güçlü.
Üniversite değil, Dingo’ların şahsi
ikametgahı. Tozu dumanı, otu
samanı gönlünce savuruyor, ne
hukuk ne etik, ne bilim ne fen
kriterini takıyorlar.
Türkiye’nin belli başlı
üniversiteleri böyle Dingo
rektörler, belli başlı fakülteler
böyle Dingo dekanlar tarafından
iç ediliyor.
Ne haller ne mikro iktidar
alanları var, ne Kemeraltı’nda
Kapalıçarşı’da bulunmayacak
kurnazlıkta esnaf hesapları
dönüyor, ah bir bilseniz…
Gücü elinde bulunduranlar
tarafından özenle seçilip
üniversitelere yerleştirilen ‘bilim’
dünyasının hükümet
komiserleri, ‘bilim’ dünyasının
‘Alo Fatih’leri, yani bu Dingolar…
İstiyorlar ki tüm araştırma
görevlileri, tüm asistanlar, tüm
yardımcı doçentler, tüm
doçentler onların eşleri dostları,
söz geçirebildiği ya da
hükümetin hoşuna gidecek
kişiler olsun.
Buna göre kadroları düzenlerken
de, takdir edersiniz ki, ne
bilimsel kriter ne de hukuki
hudut gözetiyorlar.
Akademik yetkinlik mi? Geçiniz.
‘Milliyetçilik’, ‘AKP’ye yakınlık’,
‘eskiden cemaate yakınlık şimdi
cemaate uzaklık’ , ‘Milli Görüş
geleneğine içten bağlılık’, ‘serde
İslamcılık’ türünden yetkinlik
alanları var ve asıl bu akçeler
tedavülde…
Ha bir de en önemlisi… ‘Haddini
aşarak(!)’ protesto hakkını
kullanan gençlere karşı devletin
tarafını tutmak… Evet üniversite
kadroları böyle hocalarla dolsun
isteniyor. Öğrencisinin değil,
devletinin hocaları!
**
Ben size yukarıda yaptığım
tarifin vücuda gelmiş halini
vakalar üzerinde göstereceğim
şimdi, az bekleyin.
-Öyle bir rektör düşünün ki…
Soma faciasından 1 hafta önce,
Soma Holding’in patronuna
plaket verdi.
-Öyle bir rektör düşünün ki…
Çocukların mezuniyet törenini
‘kapasite yetersiz’ diyerek iptal
etti. O kapasitesiz stadyum
Metallica konserine ev sahipliği
yapmıştı fakat öğrenciler için
uygun değildi. Çünkü bir sene
önce Gezi eylemleriyle ilgili
komik pankartlar açan
öğrencilerin bu sene de ‘şov’
yapmasından çekinilmişti.
-Öyle bir rektör düşünün ki…
Kampüs güvenlik görevlilerinin
sayısı 1.5 katına çıkarmak üzere
kaynak ayırdı ama sosyal
bilimler fakültesinin açılması için
kaynak bulamadı!
-Öyle bir rektör düşünün ki…
Yemedi, içmedi… Gezi’de
hayatını kaybeden gençlerin
anısına dikilen 30 fidanı bir
bayram tatili vakti söktürdü.
-Öyle bir rektör düşünün ki…
Pirinçler üzerinde (Mersin
Limanı’nda ele geçirilmişti)
araştırma yapan ve ‘GDO’ludur’
diye rapor veren Biyoteknoloji
ve Genetik Araştırmalar
Merkezi’nin itibarını sıfırladı.
Çünkü Tarım Bakanı ‘Hayır o
pirinçler GDO’lu değildir’ demişti.
Bu demeci en kıymetli bilimsel
veri kabul eden rektör
üniversitesinin merkezini
analizden çekti.
-Öyle bir rektör düşünün ki…
Onlarca idari personeli sürgün
etti, afiş asıyor diye öğretim
görevlileri hakkında soruşturma
başlattı.
-Öyle bir rektör düşünün ki…
Doktoraları biten bir çok
araştırma görevlisini işten attı.
İlgili bölümleri ve fakülteleri bu
araştırma görevlileri ile
çalışmaya devam etmek
istediğini söylemesine rağmen…
Bu akademisyenler İstanbul
idare mahkemesinde dava açtı
ve bir ay önce kazandı. O
mahkeme kararına göre
üniversitedeki kadrolarına geri
dönmeleri gerekiyordu. Evet bir
kısmı döndü. Fakat iki araştırma
görevlisi için mahkeme kararı
olmasına rağmen göreve iadeleri
yapılmıyor. Neden? Çünkü bu iki
araştırma görevlisi, Hüseyin
Mercan ve Aykut Tunç Kılıç
rektöre göre hiç ‘makbul’
kimseler değil. Çünkü bu iki
akademisyen rektörlüğün
yukarıda saydığım
uygulamalarını eleştiriyor ve
daima öğrencilerinin yanında
duruyor. O nedenle hukuksuz
biçimde işsiz bırakılıyorlar. Ceza
gibi, gözdağı gibi işsiz
bırakılıyorlar.
**
Bu müthiş icraatlara imza atan
rektör Prof. Mehmet Karaca’dır.
Türkiye’nin en kıymetli
üniversitelerinden biri olan
İstanbul Teknik Üniversitesi’ni
yönetiyor.
Ve hükümetin açtığı en ‘makbul’
üniversite yöneticisi
yarışmasında birinciliği
göğüslüyor.
Ama rakipleri bol. Ama rakipleri
güçlü. Bugün İTÜ’de yarın
ODTÜ’de. Yarın ODTÜ’de, öbür
gün Yıldız Teknik’te. O gün
Yıldız’da, diğer gün Ege’de…
Dingo’nun bilim dünyasından
haberleri dinlediniz, şimdi endişe
edebilirsiniz.
25.09.2014
m.radikal.com.tr/yazarlar/ezgi_basaran/dingolarin_bilim_dunyasindan_acikli_haberler-1215524
dünyasından acıklı
haberler
30.09.2014
Hükümetin açtığı en 'makbul'
üniversite yöneticisi
yarışmasında birinciliği şimdilik
bu rektör göğüslüyor. Ama
rakipleri bol. Ama rakipleri
güçlü.
Üniversite değil, Dingo’ların şahsi
ikametgahı. Tozu dumanı, otu
samanı gönlünce savuruyor, ne
hukuk ne etik, ne bilim ne fen
kriterini takıyorlar.
Türkiye’nin belli başlı
üniversiteleri böyle Dingo
rektörler, belli başlı fakülteler
böyle Dingo dekanlar tarafından
iç ediliyor.
Ne haller ne mikro iktidar
alanları var, ne Kemeraltı’nda
Kapalıçarşı’da bulunmayacak
kurnazlıkta esnaf hesapları
dönüyor, ah bir bilseniz…
Gücü elinde bulunduranlar
tarafından özenle seçilip
üniversitelere yerleştirilen ‘bilim’
dünyasının hükümet
komiserleri, ‘bilim’ dünyasının
‘Alo Fatih’leri, yani bu Dingolar…
İstiyorlar ki tüm araştırma
görevlileri, tüm asistanlar, tüm
yardımcı doçentler, tüm
doçentler onların eşleri dostları,
söz geçirebildiği ya da
hükümetin hoşuna gidecek
kişiler olsun.
Buna göre kadroları düzenlerken
de, takdir edersiniz ki, ne
bilimsel kriter ne de hukuki
hudut gözetiyorlar.
Akademik yetkinlik mi? Geçiniz.
‘Milliyetçilik’, ‘AKP’ye yakınlık’,
‘eskiden cemaate yakınlık şimdi
cemaate uzaklık’ , ‘Milli Görüş
geleneğine içten bağlılık’, ‘serde
İslamcılık’ türünden yetkinlik
alanları var ve asıl bu akçeler
tedavülde…
Ha bir de en önemlisi… ‘Haddini
aşarak(!)’ protesto hakkını
kullanan gençlere karşı devletin
tarafını tutmak… Evet üniversite
kadroları böyle hocalarla dolsun
isteniyor. Öğrencisinin değil,
devletinin hocaları!
**
Ben size yukarıda yaptığım
tarifin vücuda gelmiş halini
vakalar üzerinde göstereceğim
şimdi, az bekleyin.
-Öyle bir rektör düşünün ki…
Soma faciasından 1 hafta önce,
Soma Holding’in patronuna
plaket verdi.
-Öyle bir rektör düşünün ki…
Çocukların mezuniyet törenini
‘kapasite yetersiz’ diyerek iptal
etti. O kapasitesiz stadyum
Metallica konserine ev sahipliği
yapmıştı fakat öğrenciler için
uygun değildi. Çünkü bir sene
önce Gezi eylemleriyle ilgili
komik pankartlar açan
öğrencilerin bu sene de ‘şov’
yapmasından çekinilmişti.
-Öyle bir rektör düşünün ki…
Kampüs güvenlik görevlilerinin
sayısı 1.5 katına çıkarmak üzere
kaynak ayırdı ama sosyal
bilimler fakültesinin açılması için
kaynak bulamadı!
-Öyle bir rektör düşünün ki…
Yemedi, içmedi… Gezi’de
hayatını kaybeden gençlerin
anısına dikilen 30 fidanı bir
bayram tatili vakti söktürdü.
-Öyle bir rektör düşünün ki…
Pirinçler üzerinde (Mersin
Limanı’nda ele geçirilmişti)
araştırma yapan ve ‘GDO’ludur’
diye rapor veren Biyoteknoloji
ve Genetik Araştırmalar
Merkezi’nin itibarını sıfırladı.
Çünkü Tarım Bakanı ‘Hayır o
pirinçler GDO’lu değildir’ demişti.
Bu demeci en kıymetli bilimsel
veri kabul eden rektör
üniversitesinin merkezini
analizden çekti.
-Öyle bir rektör düşünün ki…
Onlarca idari personeli sürgün
etti, afiş asıyor diye öğretim
görevlileri hakkında soruşturma
başlattı.
-Öyle bir rektör düşünün ki…
Doktoraları biten bir çok
araştırma görevlisini işten attı.
İlgili bölümleri ve fakülteleri bu
araştırma görevlileri ile
çalışmaya devam etmek
istediğini söylemesine rağmen…
Bu akademisyenler İstanbul
idare mahkemesinde dava açtı
ve bir ay önce kazandı. O
mahkeme kararına göre
üniversitedeki kadrolarına geri
dönmeleri gerekiyordu. Evet bir
kısmı döndü. Fakat iki araştırma
görevlisi için mahkeme kararı
olmasına rağmen göreve iadeleri
yapılmıyor. Neden? Çünkü bu iki
araştırma görevlisi, Hüseyin
Mercan ve Aykut Tunç Kılıç
rektöre göre hiç ‘makbul’
kimseler değil. Çünkü bu iki
akademisyen rektörlüğün
yukarıda saydığım
uygulamalarını eleştiriyor ve
daima öğrencilerinin yanında
duruyor. O nedenle hukuksuz
biçimde işsiz bırakılıyorlar. Ceza
gibi, gözdağı gibi işsiz
bırakılıyorlar.
**
Bu müthiş icraatlara imza atan
rektör Prof. Mehmet Karaca’dır.
Türkiye’nin en kıymetli
üniversitelerinden biri olan
İstanbul Teknik Üniversitesi’ni
yönetiyor.
Ve hükümetin açtığı en ‘makbul’
üniversite yöneticisi
yarışmasında birinciliği
göğüslüyor.
Ama rakipleri bol. Ama rakipleri
güçlü. Bugün İTÜ’de yarın
ODTÜ’de. Yarın ODTÜ’de, öbür
gün Yıldız Teknik’te. O gün
Yıldız’da, diğer gün Ege’de…
Dingo’nun bilim dünyasından
haberleri dinlediniz, şimdi endişe
edebilirsiniz.
25.09.2014
m.radikal.com.tr/yazarlar/ezgi_basaran/dingolarin_bilim_dunyasindan_acikli_haberler-1215524