İzinsiz gösteri yürüyüşü diye bir suç yoktur, polis ihlalleri

ema1

Hayat, sen plan yaparken başına gelenlerdlr
Pro Üye
10 Ağustos 2009
26.012
18.153
Umur Talu
utalu@htgazete.com.tr
En çok okunan haber!
15 Haziran 2014 Pazar,
10:26:23 Güncelleme:
11:KK76:55
Dün Habertürk internet sitesinde “en çok
okunan haber”, ABD’deki “Hücrede
çırılçıplak işkence” olmuştu.
Herkes aynı saikle mi okudu, bilmiyorum da,
demek ki “İnsana devlet şiddeti”ne karşı
hassasız!
Öyle ya, yıllarca gözaltına alınanların yok
edildiği, 13 yaşında çocukların asit
kuyusuna atılmış cesetlerinden kemiklerin
19 yıl sonra çıktığı, 12 yaşında çocuğun 13
mermiyle delik deşik edildiği,
cezaevlerinde ve karakollarda (esas
önceki devirlerde işkence ölümlerinin vuku
bulduğu, cezaevlerinde insanların
kimyasalla yakıldığı, köylülere dışkı
yedirildiği, 14 yaşında vurulan çocuğun
15’inci yaş gününe komada girip son
nefesini verdiği, askeriyedeki günlük
olağan küfür, hakaret ve tokat dışında
dayak cinayetleri ile şüpheli ölümler ve
şüphesiz intiharların gırla gittiği, çıplak
aramaların mutat olduğu, devlet erkânının
tepeden tırnağa tekme tokat giriştiği bir
Amerika’yı yeni keşfetmişseniz, duygusal ve
hassas olmayacak da ne olacaksınız!
***
Polisler gözaltındaki kadını hücrede
çırılçıplak soymuş, bir de gaz sıkmışlar.
Şimdi haberin bir devamı olmalı.
Madem ortaya çıktı; madem avukat küçük
düşürme, aşağılama, gazla sağlığa zarar
verme, işkence gibi suçlamalarla bir dava
açtı; acaba o polislere ne olacak?
***
Madem böyle insani meselelere meraklıyız,
ilgimiz eksilmesin pencereden!
ABD’de peş peşe davalar sonucu, kimi zaman
mahkeme kararıyla, kimi zaman “Polisin
bağlı olduğu yerel yönetim”in uzlaşma
teklifiyle, “Occupy” hareketine katılanlara
tazminat ödenmeye başlandı.
Occupy dediğin, bildiğin işgal; adı Zucotti
olan, Wall Street’in ortasında bir “Gezi”
parkının işgaliyle başlayıp yayılmış.
New York Belediyesi, 14 “Oküpayzekâlı”nın
açtığı davada 600 bin dolara uzlaşmak
zorunda kaldı.
Sebep: Polisin yürüyüşe müdahalesi ve
“haksız” gözaltılar!
Gerekçe: Anayasa’nın temel hak ve
özgürlüklerinden, ifade özgürlüğü ile
toplantı, gösteri, yürüyüş hakkının polis
tarafından çiğnenmesi!
***
New York yönetiminin ödemek zorunda
olduğu tazminat şimdiden 1 milyon doları
buldu.
Polisin “Kaldırım işgali, esnafa zarar,
yasadışı yürüyüş” gibi gerekçeleri de
mahkum oluyor tabii!
Ayrıca, polisin Park baskınında
göstericilerin eşyalarına verdiği zarar
yüzünden mahkemenin verdiği bir 350 bin
dolarlık tazminat cezası daha var.
Kaliforniya Üniversitesi de, bir Oküpayzekâ
gösterisinde, insanların üzerine biber gazı
sıkıldığı için 1 milyon dolara mahkum oldu.
Oakland yerel yönetimi, bir protesto
gösterisinde, polisin kemiğini kırdığı “Irak
gazisi”ne 4.5 milyon dolar ödemek zorunda
kaldı.
Çekim yaparken polisin gözaltına aldığı bir
kişiye ödenecek miktar da 55 bin dolar.
Başkaları da var.
***
Tabii diyebilirsiniz ki…
Aha onlarda da şiddet var!
Kesinlikle.
Guantanomo ve Ebu Graib işkencecilerinden,
yıllarca Latin Amerika’dan Uzakdoğu’ya,
darbecileri, cuntacıları ve katliamlarını
desteklemiş bir “demokrasi”den söz
ediyoruz.
Mesele onlarda şiddet olmaması değil; bir
kez kanıtlandığında, ne olduğu, olacağı!
Diyebilirsiniz ki… Tabii onlarda ödeyecek
dolar da bol!
Haklısınız!
Bizdeki sorun, dolarlar ile avrolar
sıfırlanırken, insanların hırpalanması,
öldürülmesi, çırılçıplak aranması, gaza
boğulması, Anayasal hakları olan toplantı,
gösteri, yürüyüş haklarının iğfali; Anayasal
haklarından dolayı bir de terörist, darbeci,
hain, örgüt mensubu, geri zekâlı sayılmaları;
devlete canlarını, gözlerini, sağlıklarını
bilabedel teslim etmeleri…
Ve devletin, hükümetin bununla gurur
duyması!
***
Fakat öyle bir refaha alışanlar için küçük
pürüzler çıkıyor nadiren:
Belli ki baskı, tehdit, alay, küfürleri, terörize
etmeleri en azından içtihatta boşa çıkaracak
hukuk adacıkları da var ülkede.
Öyle ya; tarih boyunca ezilenler, vurulanlar
da boşuna ölmedi! Bir şeyler kaldı elimizde.
İşte Çanakkale’de, “İzinsiz gösteri yürüyüşü
diye bir suç yoktur. İzin gerekmez.
Güvenlik birimlerinin görevi gösteriyi
engellemek değil, düzenli ve güvenli
gerçekleşmesini sağlamaktır. Bu bilgi ve
fikir alma, kanaat sahibi olma, bilgi ve fikir
açıklama özgürlüğüdür” diyen hakim…
İşte Ankara’da “1 Mayıs bayramdır. Gösteri
haktır. Bu çocuklar bir hak ve özgürlüğü
kullandı” diyen hakim!
***
Yalnız, zaten çok açıklayıcı bir husus var:
Yukarıda bahsettiğim olaylarda, New York
Belediyesi (yani polisin bağlı olduğu kurum),
“Oküpayzekâlar” ile uzlaşıp tazminat
ödemeye, yeni Belediye Başkanı, Demokrat
Bill de Blasio göreve gelince razı oldu.
Yoksa o zaman esas “emri” veren önceki
belediye başkanı Michael Bloomberg idi.
Zaten Başbakan Erdoğan da, de Blasio’yu
değil, onun selefi(“Selefî” değil) Bloomberg
ile buluşup ağırlıyor.
Yani bir İtalyan-Alman kökenli, pek dindar
sayılmayan, babası “alkolik” olan, Alman
ismini İtalyan yapan, Nikaruga Devrimi’nde,
ABD’nin desteklediği kontr-gerillalarla
savaşan Sandinistalar’a yardıma giden,
kentçilik okumuş, azınlık hakları ve işçi sınıfı
üzerine ihtisas yapmış, gecekondular için
uğraşmış Belediye Başkanı’nı değil…
38 milyar dolarlık servetiyle ABD’nin en
zengin 7. kişisi; “Spekülatör… Rantiye…
Faiz lobisi” yahut “Yahudi lobisi” filan
diyecekse Başbakan yahut Havuz Medyası,
akla ilk gelecek olanlardan; sanki dünyadaki
kirlilik, toprağa, havaya ve suya pis tehditten
Sermaye sorumlu değilmiş gibi BM Çevre
Mevre Özel Temsilcisi tayin edilen
“hayırsever” selefini!
“Demokrat” değil, “Cumhuriyetçi” olan!
Irak’ın da canına okunmasından ve İslam
dünyasının bir bütün olarak
aşağılanmasından ilk derecede sorumlu
cenahtan.
***
Yoksa…
Çürümüş bir şeyler varsa da Danimarka
Krallığı’nda…
Kimse Irak’ı kaos içindeymiş gibi
göstermesin!
12
Paylaş
15 Haziran 2014 Pazar 15:52 Misafir
 
X