İzmir… Henüz hiç aşık olmadıysanız kendinizi hazırlamanız gereken şehir. Ya Karşıyaka’da bir akşamüstü bir kadına, ya Kordon’da yağmur sonrası bir delikanlıya ya da Dario Moreno sokağından geçip Tarihi Asansör’e bindiğinizde İzmir’e aşık olacaksınız. Belki ilk ikisi için yeterli şansınız olmayabilir ama İzmir için aynısını söylemeyeceğiz.
Okuduğunuz şiirleri bile değiştirmeye başlayacak bu şehir çünkü. Yediğiniz yemekten aldığınız tadı arttıracak. İzmir’den hiç ayrılmak istemeyecek ya da İzmir’e taşınmak isteyeceksiniz.
İzmir’deyseniz, bayat midyenin tadının ne olduğunu bilmez…
Sevinç Pastanesi’nin ‘kup’larını, önünde buluştuğunuz arkadaşlarınız kadar çok seversiniz.
Ayaküstü kumru yemenin keyfini bilir…
Kahvaltıda boyoz yiyebildiğiniz için şükredersiniz
Hiç midye yemedim yiyesim de gelmiyor..
Şevketibostan yemedim, farklı otlarla aram pek yok.
Bir gün zengin olursam o sevincin kuplarından alırım belki
"Yengen"i ilk defa duyuyorum.
Kömürde sandviç, zeytinli(zeytini bolsa çok severim) ve pizzaya ketçap mayonez dökülmesinin bize has olduğunu da yeni öğrendim : )