Merhaba sevgili kadınlar, nasılsınız? Ben pek iyi değilim. Geçen haftalarda babannemi kaybettik. Zor oldu benim için, hepimiz için. Aynı gün yaşadığımız ilçede büyük bir felaket oldu, tarım arazileri yerle bir oldu, insanlar öldü, gök yarıldı sanki. O günden beri her gün aynı şekilde, sürekli fırtınalar, hortumlar, sürekli bir yağmur. Bir yandan gelen giden, eş dost, akrabalar, zaten çok yaşlıydılar, kurtuldu gittiler... Bugün aynaya bakarken dik duramadığımı hissettim, yaşlanmışım. Memleketin hali, kaybımızın acısı derken... Akşam üstü gelen giden ara verince uzanmıştım, bu sefer de depreme uyandım, iki üç saniye daha sürse akıl sağlığımı yekten yitirecektim. Bu arada yarın için de okullar tatil oldu yine burada, uçup gitmesin çocuklar diye herhalde... Kendimi sıkmaktan, omuzlarım kollarım tutmuyor artık. Ne biçim bir dünya oldu burası, düşük bütçeli Hollywood efektli ucuz bir distopyada yaşıyorum sanki. Öyle işte. Paylaşmak istedim. Yapılabilecek bir şey yok tabiki, beklemekten başka. Teşekkür ederim derdimi paylaşanlara.
Ek olarak, sürekli gündemde patlıcan biber fiyatları var ya.. İnanın buradaki çiftçilerin emeğini dahi karşılamıyor o fiyatlar. İnsanlar burada uyumuyor günlerdir. Başka geçim kaynağı arıyorlar, çünkü ekip dikebileceğimiz pek bir yer kalmadı...