tourmaline,benim kimya YÜKSEK mühendisi ablam, bölümümden bir kez daha nefret etme sebebim!
öncelikle bunları okuyanların bilmediği bir şey var ki, güzel bir bölümde okudu bu kız, üstüne yüksek lisansını yaptı, teknik eğitimler aldı. mesleki yönden çok donanımlı, çok hırslı olduğuna inandığım, nasıl işe kabul edilmediğine anlam veremediğim biri o. ve bir gün iş bulduğunda, bu sahip olduklarıyla, güzel bir maaş alacak, kariyer sahibi bir bayan olacak. müdür hanım olacak ileride. lütfen burayı atlamayın! artık cevaplarınızı buna göre verin.
insanları yaptığı işle yargılamak çok yanlış. benim babam da lise mezunu ama siyasi suçlu olduğu için yıllarca ehliyet bile alamamış hiçbir işe kabul edilmemiş pazarcılık yapmış, sonra işçi olarak bir kuruma girmiş (çok ağır koşullarda çalıştı dev tütün balyalarını kamyona yüklemekti işi ağır amele yani!) ve şuan her şeyimiz var kimseye muhtaç değiliz. babamın mesleğinden asla utanmadım, her zaman da söylerim babam işçi ve bununla gurur duyarım. çok da modern bir adamdır. bizi hiç dövmedi, bir şeyimize karışmadı, hatta fazla özgür yetiştirdi. evet iyi güzel ama karşıma babam gibi biri çıksa, evlenmek istemem. o işçi olduğu için, ben mühendis olduğum için istemem. yanlış anlaşılmasın maaş değil burda önemli olan, sınıf farkı, sosyal hayat farkı, rütbe farkı, ego tatmini, kendini bi b.k sanma hepsi var ama doğru olan da bu bence.
bu durumu geçen yıl staj yaptığım firmada öyle bi gözlemledim ki... 24 yaşında 1 yıllık kimya mühendisi bir kız, kendine ait odası var, iyi kötü maaşı var ama en önemlisi ... hanım diye hitap ediyor ona tüm işçiler. ona bağlı çalışan 2 yıllık mezunu laborantlar, ondan daha fazla bilgiye sahipler, ama onlar işçiler. giydikleri tişörtten yemekhanede oturdukları masaya kadar işçiler, kimse onlara bey diye hitap etmiyor ''lan'' onların titri. bir genç kız ''ahmet gel'' deyince, ''buyrun ayşe hanım'' demek zorundalar!
kendimi senin yerine koydum tourmaline, 4 yıl sonra ben de işsiz kalsam ve hala koca adayı bulamamış olsam(ki ben şimdiden ümidi kestim), öyle birinden hoşlansam ben de tereddüt ederim, acaba olur mu diye düşünürüm. insan kestirip atamıyor, sonuçta talipler de kapıda sıralanmıyor. ama dediğim gibi iş bulduğunu ve o adamla evli olduğunu düşün. 10 yıl sonra senin odanın kapısında atıyorum ''kalite güvence uzmanı'' yazarken, o yine tezgahtar kalacaksa bu durum sana ne ifade edecek bunu düşün. insanları böyle sınıflandırmak çok ayıp farkındayım ama siz sınıflandırmasanız da insanlar sizin yerinize sizi o sıralamada bi yerlere yerleştiriyor. siz istemeseniz de o statü zorla yapışıyor üstünüze. okumakla kimse adam olmuyor o ayrı ama okumuş insan da egolarını tatmin etmek için yanına kendi ayarında birini istiyor. şu an okulda profesör olan bayan hocalarımı düşünüyorum. hepsinin eşi ya yine öğretim görevlisi ya da şu an bir yerlerde yüksek mevkide olmalı diye düşünüyorum. staj yaptığım yerdeki müdür, çok bilgili genç bir bayan kimya mühendisiydi. tüm kızlar ona hayran kalmıştık. kadın bizi odasına sohbet etmeye çağırmıştı ve biz mesleki konularda konuşucaz zannederken o bize bunlardan bahsetti; statüden, titrden, mevkiden... öf ne ukala kadın dedim, kendini göklerde sanıyor dedim ama bir yandan da çok haklı yaa dedim. inanın o kadının yanında kariyer sahibi olmamış bir adam düşünemiyorum. nitekim eşi de mühendismiş, kendi iş yeri yani mühendislik bürosu varmış.
ukalalık mı ettim? size göre belki evet bana göre de kısmen evet ama kariyer sahibi 40 yaşında bir bayana gidip soralım bakalım ne diyecek?