Son kullanma tarihi geçmiş, bayatlamış bir tarayıcı kullanıyorsanız. Mercedes kullanmak yerine tosbaya binmek gibi... Websiteleri düzgün görüntüleyemiyorsanız eh, bi zahmet tarayıcınızı güncelleyiniz. Modern Web standartlarını karşılayan bir tarayıcı alternatifine göz atın.
Farkındalık oluşturma çabanız için kendi adıma teşekkür edeyim öncelikle bir kadın olarak.
Konuşsak ne olacak ? İki satır yazsak ne olacak , ne değişecek ? diye düşünmeyenlerdenim ben.
Toplumu değiştiremeyiz belki evet , kitleleri peşimizden sürükleyemeyiz buraya yazılan iki üç mesajla ama burası bir kadın platformu ve her gün derdim var bölümünde bu ve benzeri şiddet konuları açılıyor.Yani o kadınları gazetelerin 3. sayfalarında aramaya gerek yok aslında , buradalar.
Kim bilir belki onlardan biri burada yazılanlardan cesaret alsa ?
Ben neden bu fiziksel ya da psikolojik şiddete maruz kalıyorum ki ? diyerek hayatı için bir adım atsa ...
Daha öncede aynı içerikli konu Türkiye Gündeminde başlığında esin arkadaş tarafından açılmıştı , yürek acıtan hikayeler orada da paylaşılmıştı . Belki bu sefer bir adım daha öteye geçer , bahsedildiği gibi belki var olan bir kampanyaya destek olarak ya da yeni bir destek oluştururak yol alırız.
Hiçbir şey yapmamaktansa , bir şey yapmak yeğdir .
Kadesa , güzel bir alıntı yazmış ; bir anne değişirse dünya değişir diye...
Bende en büyük görevin biz annelerde olduğunu düşünenlerdenim.Kadın ve erkek farklı yaratılmıştır evet...Kiminin bir diğerinden daha üstün , daha güçlü olduğu özelliklerle gelmişlerdir dünyaya evet ... ama terazide denktirler .İnsandır sadece , ne kadındır ne erkek . BU bilinçle evlat yetiştirmek gerek .
Arkadaşlar en azından bu kampanyaya bir imza atın , sadece bir link tıklayacaksınız .
Kime:
Fatma Şahin, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı
Abdullah Gül, Cumhurbaşkanı
Türk Ceza Kanunu'na 'kadın cinayeti' tabirinin girmesini,
Kadın cinayetlerinin önünü açan haksız tahrik indirimi, gelecek indirimi, iyi hal indirimi gibi indirimlerin kadın katillerine uygulanmamasını,
Kadın katillerine ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesini,
6284 sayılı Koruma Yasasının etkin bir şekilde uygulanmasını, ilgili
birimlere yönetmelik konusunda eğitim verilmesini,
Görevini yerine getirmeyen savcıların, valilerin , kolluk kuvvetlerinin ve adaletin sağlanmasını geciktirenlerin cezalandırılmasını,
Kadın katillerinin yargılamada en çok başvurduğu, akli dengenin yerinde olmadığına dair rapor konusunda bu kadar çok kadın cinayetinin işlendiği bu coğrafyada nüfusun ciddi bir oranının akli dengesini yitirmiş olmasının gerçekçi olmadığı fikriyle yetkililerin değerlendirme yapmasını,
Şiddete uğrayan kadınların başvurdukları ilk yerin karakol olmasından kaynaklı, emniyetin kadını kocasına ya da ailesine teslim etmemesini, barıştırmak üzere aracı rol üstlenmemesini, kadını suçlayıcı herhangi bir davranış geliştirmeden, kadının güvende olmasını sağlayacak koşulları yaratmasını,
Kadınlara etkin koruma sağlanmasını, tahsis edilen korumanın yevmiye, yemek, yol gibi masrafların kadına yüklenmemesini, her türlü giderin devletin karşılamasını, dolayısıyla kadınlar için bütçe oluşturulmasını,
Günde ortalama beş kadının kadın cinayetine kurban gittiği bir ülkede kadına şiddet sebebiyle hüküm giyen suçluların denetimli serbestlikten faydalanmamasını,
Nüfusun yarıdan fazlasını oluşturan kadınlar için çalışacak Kadın
Bakanlığının kurulmasını,
Haberlerde, gazetelerde, TV programlarında kadına yönelik şiddeti, tacizi, cinsel saldırıyı normalleştiren, cinsiyetçi, nefret söylemi içeren yayıncılık anlayışının terk edilmesini,
Kadın cinayetleri konusunda ilgili birimlerin istatistiki verileri çıkartmasını,
Kadın cinayetlerinin durdurulması için devletin tüm olanaklarını
kullanmasını,
Kadın konuk evlerinin sayısının ve ekonomik ve sosyal olarak imkanlarının artırılmasını talep ediyoruz.
Toplanan imzalar bu maddelerin gerçekleşmesi içindir.
bence ilk önce bu konu ilk açııldığı yere yani bir derim var kısmına tekrar taşınarak başlanabilir bu farkındalığa..çoğu kadının bu bölümden haberi bile yok.diyeceksiniz ki ama konunun yeri burası,üstelil belki böylece kadınlar bu bölümden de haberdar olur..evet doğrudur ama bizim kadınlar olarak derdimiz bu değil mi zaten? o zaman konu ait olduğu yerde durmalı bence.
bilmiyorum arkadaşlar da benim gibi mi düşünür ama daha fazla insana ulaşmak istiyorsak daha fazla okuyucu kitlesinin olduğu bir alanda konuşulmalı bu konu.
-Risk altında olmadığınız dönemde dahi düzenli spor yapmanız önemli. Özellikle hızlı koşmaya yönelik spor ve savunma sporlarına, fiziksel güçlenme sporlarına ağırlık veriniz. Risk altındaki kadınlar daha iyi koşabilmek için spor ayakkabı kullanmalı, kesinlikle topuklu ayakkabı kullanmamalı. Kıyafetleriniz de hızlı koşmanıza müsait olmalıdır.
-Eşinizin yemeğine, içeceğine(çay, kahve, alkol) belli olmayacak şekilde düzenli olarak sakinleştirici ilaçlar katabilirsiniz.
-Hayati yönden risk altındaysanız bu tedbirlerin yanında silahlı eğitim çok önemli. Kadınlar daha eşi ya da birlikte olduğu kişiden sorun yaşamadığı dönemde de yasal olarak herkese açık olan atış poligonlarında silahlı eğitim almalı.
-Risk altındaki kadınlar ilk etapta taşıma ruhsatlı silah almalı, eğer ruhsat izninde sorun çıkarsa bulundurma ruhsatlı silah almalı. Hatta av tüfeği ruhsatı alması da iyi olur.
-Biber gazı, elektroşok aleti de bulundurulmalı ve kullanılması öğrenilmeli. Biber gazı her zaman çantanızda veya cebinizde kolay ulaşacağınız şekilde hazır olsun.
-Risk altındaki kadın dış kıyafetinin içerisinden kurşun geçirmez yelek de giymeli. Bu hem kurşunlanmaya hem de bıçaklanma riskine karşı faydalı olacaktır. Boğazından bıçaklanma ve boğulma riskine karşı da özel boyunluklar kullanılması düşünülmeli.
-Risk altında olan kadının potansiyel katilinden kaçtığı dönemlerde peruk kullanması, tanınmayacak şekilde gözlük, farklı renkte göz için lensler, yürüyüşünü değiştirmesi, kıyafetleri değiştirmesi hatta burun yüz estetiği ameliyatları düşünülmelidir.
-Yurt dışına gitme olanaklarını değerlendirin. Çocuğunun için gizli kayıt için Milli Eğitim Bakanlığı ve Aile Sosyal Politikalar Bakanlığı ile yazışmalar yapın.
-Eşinizden ayrılınca eğer sığınma evinde falan da değilseniz, yalnız yaşamayın. Başka bekar kadınlarla yaşamanız birlikte ev tutmanız iyi olur. Mümkünse bu ev arkadaşınız bekar kadın polis olsun.
-Kapı komşunuza eşinizle ilgili size yaptığı şiddetten bahsedin ve tartışma anında sesi duyduğunda hemen polisi aramasını ve kapının ziline basmasını isteyin.
-Evinizde acil durum için özellikle de dışarı da açılabilen bir camı olan bir odanın kapısının daha sağlam olması için ve arkasında girer girmez kilit olması için tedbirli bir oda ayarlayın.
-Hayati yönden tehdit altındayım beni koruyun diye savcılığa başvurduğunuzda asla ama asla yanınızda polis olmadan bir yere gitmeyin. Gidemem deyin.
-Potansiyel katil adayınız son kez görüşmek istiyorum derse asla görüşmeye ne yalnız ne de yakınınızla gitmeyin. Telefonda ya da internette görüşün. Yüz yüze görüşecekseniz polis karakolunda görüşün. Tatlı dillerine kanmayın. Bazı katiller eşleri şüphe etmesin diye çok farklı taktikler uyguluyor.
-Acil hastaneye gitmeniz gerekirse kendi kimliğinizi, eşinizden olan sigortayı kullanmayın. Kimliğimi kaybettim yok deyin. Acil müdahalede bulunmak zorundalar.
-Her türlü riske karşı 155 poliste adres kaydınız ve numara kaydınız olsun.
-Her şeye rağmen potansiyel katilinizle karşı karşıya gelirseniz ve yanınızda silahınız, kaçma durumunuz yoksa can güvenliğiniz için ne olur boşanmayalım, beni terk etme gibi sözlerine asla sert yanıt vermeyin. Potansiyel katilin durumuna göre cevaplar verin ve tekrar kurtulmak için planlar yapın."
-Risk altında olmadığınız dönemde dahi düzenli spor yapmanız önemli. Özellikle hızlı koşmaya yönelik spor ve savunma sporlarına, fiziksel güçlenme sporlarına ağırlık veriniz. Risk altındaki kadınlar daha iyi koşabilmek için spor ayakkabı kullanmalı, kesinlikle topuklu ayakkabı kullanmamalı. Kıyafetleriniz de hızlı koşmanıza müsait olmalıdır.
-Eşinizin yemeğine, içeceğine(çay, kahve, alkol) belli olmayacak şekilde düzenli olarak sakinleştirici ilaçlar katabilirsiniz.
-Hayati yönden risk altındaysanız bu tedbirlerin yanında silahlı eğitim çok önemli. Kadınlar daha eşi ya da birlikte olduğu kişiden sorun yaşamadığı dönemde de yasal olarak herkese açık olan atış poligonlarında silahlı eğitim almalı.
-Risk altındaki kadınlar ilk etapta taşıma ruhsatlı silah almalı, eğer ruhsat izninde sorun çıkarsa bulundurma ruhsatlı silah almalı. Hatta av tüfeği ruhsatı alması da iyi olur.
-Biber gazı, elektroşok aleti de bulundurulmalı ve kullanılması öğrenilmeli. Biber gazı her zaman çantanızda veya cebinizde kolay ulaşacağınız şekilde hazır olsun.
-Risk altındaki kadın dış kıyafetinin içerisinden kurşun geçirmez yelek de giymeli. Bu hem kurşunlanmaya hem de bıçaklanma riskine karşı faydalı olacaktır. Boğazından bıçaklanma ve boğulma riskine karşı da özel boyunluklar kullanılması düşünülmeli.
-Risk altında olan kadının potansiyel katilinden kaçtığı dönemlerde peruk kullanması, tanınmayacak şekilde gözlük, farklı renkte göz için lensler, yürüyüşünü değiştirmesi, kıyafetleri değiştirmesi hatta burun yüz estetiği ameliyatları düşünülmelidir.
-Yurt dışına gitme olanaklarını değerlendirin. Çocuğunun için gizli kayıt için Milli Eğitim Bakanlığı ve Aile Sosyal Politikalar Bakanlığı ile yazışmalar yapın.
-Eşinizden ayrılınca eğer sığınma evinde falan da değilseniz, yalnız yaşamayın. Başka bekar kadınlarla yaşamanız birlikte ev tutmanız iyi olur. Mümkünse bu ev arkadaşınız bekar kadın polis olsun.
-Kapı komşunuza eşinizle ilgili size yaptığı şiddetten bahsedin ve tartışma anında sesi duyduğunda hemen polisi aramasını ve kapının ziline basmasını isteyin.
-Evinizde acil durum için özellikle de dışarı da açılabilen bir camı olan bir odanın kapısının daha sağlam olması için ve arkasında girer girmez kilit olması için tedbirli bir oda ayarlayın.
-Hayati yönden tehdit altındayım beni koruyun diye savcılığa başvurduğunuzda asla ama asla yanınızda polis olmadan bir yere gitmeyin. Gidemem deyin.
-Potansiyel katil adayınız son kez görüşmek istiyorum derse asla görüşmeye ne yalnız ne de yakınınızla gitmeyin. Telefonda ya da internette görüşün. Yüz yüze görüşecekseniz polis karakolunda görüşün. Tatlı dillerine kanmayın. Bazı katiller eşleri şüphe etmesin diye çok farklı taktikler uyguluyor.
-Acil hastaneye gitmeniz gerekirse kendi kimliğinizi, eşinizden olan sigortayı kullanmayın. Kimliğimi kaybettim yok deyin. Acil müdahalede bulunmak zorundalar.
-Her türlü riske karşı 155 poliste adres kaydınız ve numara kaydınız olsun.
-Her şeye rağmen potansiyel katilinizle karşı karşıya gelirseniz ve yanınızda silahınız, kaçma durumunuz yoksa can güvenliğiniz için ne olur boşanmayalım, beni terk etme gibi sözlerine asla sert yanıt vermeyin. Potansiyel katilin durumuna göre cevaplar verin ve tekrar kurtulmak için planlar yapın."
Bu nedir böyle.Okurken kendimi kırmızı bültenle aranan bir suçlunun kaçış hikayesini okuyor gibi hissettim.
Allah bu savunmayı gerektirecek durumları yaşatmasın.
Bunu herkesin okuması lazım.
Gerçekten erkeklerin yapmayacağı yok.
Son birkez göreyim,gel anlaşarak ayrılalım vs. Gibi bahanelerle amaçlarına ulaşıyorlar.
Elleri kırılsın bu niyetleri taşıyanların.
Bayanlar Mor Çatı gönüllülük kabul ediyor artık.
İnternet sitesini yenilemiş. Neler yapabilirim
diye bir link mevcut. Gönüllülük formu doldurabilirsiniz.
Bir de sitede ihtiyaçlar belirtiliyor. Bu ihtiyaçlar için de
destek sağlanabilir.
Diğer sığınma evleri için araştırmalara devam ediyorum.
Ama bence sığınma evleri geçici çözüm. Kalıcı bir çözüm
için farkındalık oluşturmamız zorunlu. İyi evlatlar yetiştirmek
hepimizin önceliği olsun. Sorunun temelini başka türlü
değiştiremeyiz...
Kütahya'da 24 yaşındaki Semih Demir, kıskançlık yüzünden tartıştığı 31 yaşındaki konsomatris sevgilisi Ümit Zehra Aydar'ı av tüfeğiyle öldürdüğü iddiasıyla gözaltına alındı.
Kütahya'da 155 Polis İmdat hattını dün saat 20.00 sıralarında arayan bir kişi "Fatih Sultan Mehmet Bulvarı'nda eczanelerin önünde park halinde duran 43 NZ 961 plakalı arabanın arka koltuğunda ceset var, gidin alın" dedi. Hemen söylenen yere giden polis ekibi, otomobilin arka koltuğunda göğsünden av tüfeğiyle vurularak öldürülen Ümit Zehra Aydar'ın cesediyle karşılaştı.
Polis, içinde ceset bulunan otomobili incelerken Kütahya Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürü Ali Aygün cep telefonuyla konuşan 20 yaşındaki Yeliz Salkan'ın durumundan şüphelendi. Aygün'ün talimatıyla ekiplerin sorgulamaya aldığı Yeliz Saltan kendisini babası Orhan Saltan'ın gönderdiğini söyleyerek, "Babamın arkadaşı Semih Demir bir kadını öldürmüş. Şu an bizim evdeler. Bana da otomobilin yanına polislerin geleceğini belirtip gidip bakmamı söylediler. Ben de buraya geldim ve cep telefonuyla onlara durumu anlattım" dedi.
Polis ekipleri Yeliz Saltan'ın ifadesi doğrultusunda Semih Demir ile arkadaşı Orhan Saltan'ın kaldıkları Bahçelievler Mahallesi Yörünge Sokak'taki eve baskın düzenledi. Semih Demir cinayet, Orhan Saltan da onu sakladığı suçlamasıyla gözaltına alındı.
KISKANÇLIK YÜZÜNDEN ÖLDÜRMÜŞ
Emniyetteki ifadesinde suçunu itiraf ettiği ileri sürülen Semih Demir, Tavşanlı ilçesi yakınındaki bir gazinoda konsomatris olduğunu söylediği Ümit Zehra Aydar ile 3 yıldır birlikte olduğunu anlattı. Semih Demir'in, salı günü sabaha karşı, kıskançlık nedeniyle tartıştığı Ümit Zehra Aydar'ı av tüfeği ile öldürdükten sonra cesedi 43 NZ 961 plakalı otomobile koyup kent merkezine geldiği, 2 gün dolaştıktan sonra Fatih Sultan Mehmet Bulvarı'nda park edip polise cinayet ihbarında bulunduğu belirtildi.
SOSYAL PAYLAŞIM SİTESİNDEKİ ÖLÜM YAZISI
Bu arada öldürülen Ümit Zehra Aydar'ın sosyal paylaşım sitesinde yazdığı ölümle ilgili şu şekildeki yazısı dikkat çekti: "Öleyim ben artık anne. Yağmurlar yorgan olsun cesedime. Üstüm başım sigara kokuyor. Çekilmiyor yalnızlık be anne. Titrek ellerime aldırma ağlama anne. Damarlarımı parçalıyor yürek sızım bırak anne. Kuralsız olsun kitapsız olsun son satırlarım. Göz yaşlarım öpsün seni anne. Ölüyor hayırsızın ölüyor kara gözlün anne !!!!( otopsi istiyorum hayallerime çünkü hiç biri eceliyle ölmüş olamaz!)"
Ben de bir haber eklemek istiyorum sevgili ontsyumgui:
Haber: AYÇA ÖRER - ayca.orer@radikal.com.tr / Arşivi İstanbul Tarlabaşında yaşanan bir vahşet, olaydan on bir gün sonra açığa çıktı. Beyoğlu Tarlabaşı Bulvarında 10 Mart günü sabaha karşı gerçekleşen olayda altı kişilik bir erkek grubu, bir kadına sokak ortasında tecavüz etmeye kalkıştı. Duruma tanıklık eden hiç kimse gruba müdahale etmezken, bir kişi kadını kurtarmak için harekete geçti. İsminin İ. Olduğu öğrenilen kişi, tecavüz etmek isteyen beş kişilik grup tarafından darp edildi.
10 Mart gecesi sabah karşı 04:00 sularında Aksaray dolmuşlarının kalktığı noktada yaşanan olaya bir arkadaşıyla tanıklık eden İ. Yaşanan olayı şöyle anlattı:
Eve gitmek için dolmuşlara gidiyordum. Tarlabaşı Bulvarının üzerine denk gelen yerde, Mis Sokağın bitiminde bir kadının köşeye çekildiğini, altı adamın başında beklediğini, bir adamın kadının bacaklarının arasına elini koyduğunu gördüm. Kadın kurtulmaya çalışıyordu. Etrafta açık dükkanlar ve şahitler olmasına kimse müdahale etmiyordu. Önce Ne yapıyorsunuz? diye sordum. Benim üzerime de gelince, cep telefonumu çıkarıp polisi aramaya çalıştım. Beni kovalamaya başladılar. Ben de hem kaçtım hem polisi aramaya çalıştım. Beni de yakaladılar. Yumrukla gözüme vurdular, gözlüğüm kırıldı. Beni de dövmeye başlayınca yoldan geçen bir arabanın kaportasına vurdum, Niye yardım etmiyorsunuz? dedim. Kadın o sırada kendini kurtarmaya çalıştı. Dönüp ikisi kadını götürdüler. Polis 15 dakika sonra geldi.
İ., saldırganlardan şikayetçi olduğunu belirterek MOBESE görüntülerinin incelenmesini istedi, polislerden olayın gerçekleştiği yer kör bir nokta yanıtı aldı. Olayın açığa çıkması için kadın örgütleri harekete geçti.
KADIN DERNEKLERİ HAREKETE GEÇTİ
AKA-DER Kadın Faaliyeti, Anarşist Kadınlar, Bağımsız Feministler, Bilgi Gökkuşağı LGBT Kulübü, Boğaziçi luBUnya, Boğaziçi Üniversitesi Kadın Araştırmaları Kulübü, Cinsel Şiddete Karşı Kadın PlatformuCinsiyetçilikten Heteroseksizmden ve Eril Şiddetten Rahatsız Erkekler, Eğitim-sen İstanbul Üniversiteler Şubesi Kadın Komisyonu, Emekçi Hareket Partili Kadınlar, Emek Partisi'nden Kadınlar, Eşitlik İzleme Grubu, Feminist Yaklaşımlar Dergisi, Gökkuşağı Kadın Derneği, Halkevci Kadınlar, İllet, İMECE Kadın Sendikası, İMECE Toplumun Şehircilik Hareketi, İstanbul İHD Kadın Komisyonu, İstanbul LGBTT Dayanışma Derneği, Kadın Kapısı Derneği, Kadınlarla Dayanışma Vakfı, Kaos GL, Lambdaistanbul LGBTT Dayanışma Derneği, Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, MSGSÜ Flu Baykuş, ÖDP'li Kadınlar, Sosyalist Feminist Kolektif, Sosyalist Kadın Meclisleri, Sosyal Politikalar Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği, İlerici Kadınlar Dayanışma Derneği, RADAR- İstanbul Üniversitesi Eşcinsel Biseksüel ve Transgender Topluluğu, Yeni Demokrat Kadın, Yeşiller ve Sol Gelecek Partili Kadınlar olaydan sorumlu kişilerin bulunabilmesi için bir bildiri hazırladı.
Samsun’da ayrıldığı 19 yaşındaki sevgilisi Serpil Öztürk’ün boğazını kesip vücudunun 4 yerinden yaralayan 18 yaşındaki üniversite öğrencisi Mecit Özbaran tutuklandı. Özbaran ifadesinde, "Bana hakaret edip tokat attı" dedi.
Olay dün İlkadım İlçesi Sahil Yolu üzerinde meydana geldi. İddiaya göre Canik İlçesine bağlı Düzardıç Köyü’nde oturan Mecit Özbaran, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Yeşilyurt Demircilik Meslek Yüksek Okulu’nu kazandıktan sonra Samsun’a yerleşti. Özbaran dün sevgilisi Serpil Öztürk ile buluşarak sahil yoluna geldi. Öztürk ayrılmak istediğini söyleyince, iki sevgili arasında tartışma çıktı. Tartışma sırasında bir tokat yiyen Mecit Özbaran üzerinde bulunan bıçağı çıkartıp Serpil Öztürk’ün göğüs ve karın bölgesinin 4 bıçak darbesiyle yaraladı. Görgü tanıklarının ifadesine göre yere düşmek üzere olan kızın boğazını kesti.
Genç kız kanlar içinde yere düştükten sonra zanlı kaçmak istedi. Ancak izinli olan ve olay yerinde bulunan bir polis memuru Mecit Özbaran’ı yakalayıp karakol ekiplerine teslim etti. Ambulansla Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan genç kızın şah damarının kesildiği ve durumunun ağır olduğu belirtildi.
Emniyet Müdürlüğü’ne getirilen Mecit Özbaran ifadesinde, "Biz çocukluk arkadaşıyız. Daha sonra birbirimize aşık olduk ve aramızda söz kestik. Olay günü buluştuğumuzda benden ayrılmak istediğini söyleyip ’Sen adam mısın. Sana artık ihtiyacım yok’ dedikten sonra tokat attı. Ben de haftasonu köye gideceğim için üzerimde taşıdığım bıçağı çıkartıp bıçakladım. Çok pişmanım" dedi.
Polisteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından bugün geniş güvenlik önlemleri arasında adliyeye sevk edilen Mecit Özbaran savcılık ifadesinin ardından sevk edildiği nöbetçi mahkeme tarafından kasten adam öldürmeye teşebbüs suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Edirne'de, emekli polis memuru 45 yaşındaki Necip Dönmez, boşanmak isteyen hemşire eşi 38 yaşındaki Nurcan Dönmez'i, duruşmanın yapılmasına 12 saat kala, çalıştığı hastanenin bahçesine konuşmak için çağırıp tabancayla 4 kurşun sıkarak öldürdü. Necip Dönmez daha sonra tabancayı çenesinin altına dayayıp ateşleyerek intihar girişiminde bulundu.
Edirne Devlet Hastanesi Göğüs ve Kalp Damar Cerrahisi Servisi'nde hemşire olarak görev yapan Nurcan Dönmez, 13 Kasım 2012 günü polis memuru eşi Necip'in kendisini silahla öldürmekle tehdit ettiği gerekçesiyle savcılığa suç duyurusunda bulundu. Savcılık silahla tehdit suçlaması ile soruşturmayı yürütürken, Edirne Emniyet Müdürlüğü'ne talimat yazarak Necip Dönmez'in beylik tabancasına el koydu. Edirne Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil ve Denetleme Şube Müdürlüğü'nde görevli polis memuru olan Dönmez, bu gelişme üzerine Havsa İlçe Emniyet Müdürlüğü emrine tayin edildi. Ancak tabancası alınan ve tayini Havsa ilçesine çıkan Dönmez, 1,5 ay önce emekli oldu.
Çift arasındaki geçimsizlik artınca Nurcan Dönmez 4 Aralık 2012 tarihinde boşanma isteğiyle Edirne Aile Mahkemesi'ne dava açtı. Nurcan hemşire 18 yıllık evliliklerinden olan 17 yaşındaki oğlu Ahmet Utku ve 13 yaşında kızı Berfuğ Buğra'yı alarak başka bir eve taşındı. Edirne Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından polis memuru hakkında silahla tehdit suçundan 2'nci Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılan davanın 19 Şubat 2013 günü yapılan duruşmasında, Nurcan Dönmez, şikayetinden vazgeçti.
BOŞANMA DAVASINA 12 SAAT KALA
Edirne Aile Mahkemesi'nde bugün sabah saat 10.00'da görülecek boşanma davasından önce dün akşam saat 22.00 sıralarında Necip Dönmez, Edirne Devlet Hastanesi Göğüs ve Kalp Damar Cerrahisi Servisi'nde nöbetçi olan eşini telefonla arayarak bahçeye gelmesini istedi. Ardından da bugün Edirne Aile Mahkemesi'nde görülecek olan boşanma davasından vazgeçmesini istedi.
Nurcan hemşire boşanma davasından vazgeçmeyeceğini söyleyip çalıştığı servise gitmek istediği sırada, Necip Dönmez nereden temin ettiği henüz belirlenemeyen belindeki tabancayı çıkartan eşine arkadan 4 el ateş etti. Kurşunlardan biri Nurcan Dönmez'in başının ardından girip beynini parçaladı. Diğer üç kurşun ise vücuduna isabet etti. Çılgın eş daha sonra da tabancayı çenesinin altına dayayarak ateşleyip intihar girişiminde bulundu. Silah sesini duyan hastanedeki görevli doktorlar, olay yerine gittiklerinde mesai arkadaşlarını ve eşini kanlar içinde buldu. Çalışanlar mesai arkadaşlarını ve eşini hastanenin acil servise götürdü. Yapılan tüm müdahalelere rağmen Nurcan Dönmez hayatını kaybetti. Ağır yaralanan Necip Dönmez ise geçirdiği ameliyatın ardından yoğun bakım ünitesine alındı.
ÇOCUKLARI ARAYA GİRMİŞ
Geçtiğimiz Kasım ayında, çıkan bir tartışmanın ardından Necip Dönmez'in eşine tabanca çekerek öldürmek istediği, ancak araya giren çocukların tabancayı babalarının elinden aldığı öğrenildi. Necip Dönmez'in hastanedeki tedavisi sürerken, Nurcan Dönmez için bugün çalıştığı hastanenin bahçesinde tören düzenlenecek, ardından da cenazesi memleketi Nevşehir'e gönderilecek. Polisin olayla ilgili başlattığı soruşturma sürüyor.
Şanlıurfa'da bir uzman çavuş, yeni evlendiği eşini düğün yapılmadığı için çıkan tartışma sonucu yol ortasında silahla vurarak öldürdü.
ŞANLI Urfa'da, 27 yaşındaki H. E. caddede yürürken, uzman çavuş olarak görev yaptığı Şırnak'taki birliğinden izinsiz ayrılan henüz düğün yapmadıkları nikahlı eşi 30 yaşındaki İ. E. tarafından tabancayla başına 10 kurşun sıkılarak öldürüldü. Genç kadının ölüm haberi yakınları yasa boğarken, kaçan uzman çavuş polis tarafından yakalandı.
Olay, akşam saatlerinde Şair Nabi Mahallesi Köseoğlu Caddesi üzerinde meydana geldi. İddiaya göre, Karayolları 91'inci Şube Şefliği'nde memur olarak görev yapan H. E., mesai bitimi işyerinden çıktı ve servis ile kent merkezinde indikten sonra eve gitmek için yürümeye başladı.
10 EL ATEŞ ETTİ
H. E.'nin yürüdüğü sırada yanına Şırnak'ta görev yapan nikahlı eşi uzman çavuş İ. E. geldi. Bir süre önce nikah kıydıkları ve yaz mevsiminde düğün yapmayı planladıkları öğrenilen çift arasında tartışma çıktı. Kısa süren tartışmanın ardından Şırnak'taki birliğinden izinsiz olarak ayrıldığı öğrenilen uzman çavuş İ. E. beylik tabancasıyla eşinin başına peş peşe ateş etti. 10 el silah sesi duyanlar paniğe kapılarak durumu polise bildirirken, İ. E. ise eşinin kanlar içerisinde yere yığılmasının ardından olay yerinden kaçtı.
POLİS TARAFINDAN YAKALANDI
Çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine çok sayıda polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Polis çevre güvenliğini alarak, şüpheliyi yakalamak bölgede arama yaptı. Şüpheli İ. E., olay yerine yakın bir yerde polis tarafından suç aleti tabanca ile yakalanarak gözaltına alındı. Polislere, henüz düğün yapmadıkları ve resmi nikah kıydırdıkları H. E'nin kendisinden ayrılmak istediğini ve bu nedenle tartışarak cinayeti işlediğini söyleyen İ. E., sağlık kontrolünden geçirildikten sonra Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü.
YAKINLARI SİNİR KRİZİ GEÇİRDİ
Yaşananların ardından cinayeti haber alan H. E'nin yakınları olay yerinde sinir krizi geçirdi. Olay yerine gelen ve yerdeki cesedi gören yakınlarını polis ve sağlık görevlileri teselli etmeye çalıştı. H. E'nin cesedi, olay yerinde yapılan incelemenin ardından otopsi için Şanlıurfa Eğitim Araştırma Hastanesi morguna götürüldü. Cinayetle ilgili soruşturma sürdürülüyor.
SAMSUN’da erkek arkadaşı 18 yaşındaki Mecit Özbaran tarafından 9 yerinden bıçaklandıktan sonra boğazı kesilen 19 yaşındaki Serpil Öztürk, yoğun bakımdan çıktı. Yaşadığı korku dolu anları anlatan Öztürk, "Aldığım bıçak darbelerinin ardından yere düştüğümde, kurbanlık gibi başımın önüne çömelip boğazımı kesti. O an öldüğümü sandım" dedi.
Olay, 10 gün önce İlkadım İlçesi Sahil Yolu üzerinde meydana geldi. Canik İlçesi’ne bağlı Çamalan Köyü’nde oturan Ondokuz Mayıs Üniversitesi Yeşilyurt Demirçelik Meslek Yüksekokulu öğrencisi Mecit Özbaran, duygusal ilişki yaşadığı Serpil Öztürk’le buluştu. İddiaya göre, çıkan tartışma sırasında genç kızın kendisine tokat atması üzerine öfkeye kapılan Özbaran, üzerinde bulunan bıçağı Öztürk’ün göğüs, karın ve sırt bölgesine 9 kez sapladı. Mecit Özbaran, ardından da yere düşen Serpil Öztürk’ün boğazını kesti. Kanlar içinde kalan Öztürk, çevredekilerin haber vermesi üzerine gelen ambulansla Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Özbaran ise olay sırasında çevrede bulunan bir polis tarafından yakalandı. Polis soruşturmasının ardından nöbetçi mahkemeye çıkarılan Mecit Özbaran, ’kasten adam öldürmeye teşebbüs’ suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.
’ÖLDÜĞÜMÜ SANDIM’
Boğazına aldığı bıçak darbesi sonucu ağır yaralanan Serpil Öztürk ise Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne ameliyat edildi. Hayati tehlikesi bulunan ve tedavisi yoğun bakım servisinde yapılan Öztürk, iki gün önce Genel cerrahi servisine alındı.
Yaşadığı korku dolu anları anlatan Öztürk, Özbaran’la ortaokulu aynı okulda okuduklarını belirterek, "Kendisiyle duygusal bir arkadaşlığımız vardı, ancak ciddi bir ilişkimiz yoktu. Ben tekstil atölyesinde çalışıyordum. Olaydan 3 gün önce işten çıkmıştım. Olay günü de iş aramak için şehir içindeydim. Beni aradı, nerede olduğumu sordu. Şehir merkezinde olduğumu söyleyince ‘Ben de oradayım görüşelim’ dedi. Sahilde buluştuk. İş meselesi yüzünden tartışmaya başladık. Ben ona tokat attım, tam giderken, sırtımdan ilk bıçak darbesini aldım. Sonra art arda bıçağı saplamaya başladı. Ben yere düştüm. O anda başımın önüne çömelip sanki kurban keser gibi boğazımı kesti. Boğazıma darbeyi alınca o anda öldüğümü sandım. Zaten sonra bayıldım. Başka bir şey hatırlamıyorum" dedi.
’DAHA ÖNCE DE TEHDİT ETMİŞTİ’
Mecit Özbaran’ı daha önce bıçak taşırken gördüğünü ama kendisine böyle bir şey yapabileceğini hiç aklına getirmediğini anlatan Serpil Öztürk, "Çok kötü günler geçirdim. Olaydan 3 gün sonra kendime geldim. Bu kişi beni öldürmeye çalıştı. İnşallah cezaevinden hiçbir zaman çıkamaz. Bu kişi insan olamaz. İnsan nasıl bu hale gelir, anlamış değilim. Daha önce de beni tahdit etmişti, ‘Ben seni burada doğrarım kimsenin haberi olmaz’ demişti. Birincisinde tehdit etti. İkincisinde beni bıçakladı. Üçüncüsünde hapishaneden çıkarsa beni kesin öldürür. En ağır cezanın verilmesini istiyorum" diye konuştu.
’KIZIM İKİNCİ HAYATINI YAŞAYACAK’
İstanbul’da inşaat işçisi olarak çalışırken, olayı öğrenince Samsun’a gelen 43 yaşındaki Orhan Öztürk, kızının ikinci hayatı yaşadığını belirterek, "Kızım ölümden döndü. Neler yaşadığımızı biz biliriz. Bunu yapan kişinin en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyoruz" dedi.
4 çocuk annesi Pamuk Öztürk de kızının çok ağır bıçak darbeleri aldığını ve ölmekten sonra anda kurtulduğunu söyledi. Anne Öztürk, "Kızımı bu hale getiren kesinlikle bir insan olamaz. Bu bir cani ve katildir. Allah’a şükrediyoruz; evladımızı bize bağışladı. Onun için bundan sonra yeni bir hayat başladı. Şimdi ikinci bir hayat yaşayacak" diye konuştu.
Karaman’da yol kenarında yanmış cesedi bulunan 41 yaşındaki Emine Uysal’ı öldürdüğü iddia edilen eşi 55 yaşındaki Erdoğan Uysal, dün Eskişehir’de yakalandı. Suçunu itiraf eden şüpheli, ’takoz’ denilen tahtayla eşinin başına defalarca vurduğunu, öldüğünü anlayınca da benzin döküp cesedini yaktığını söyledi.
25 Mart Pazartesi günü, kent merkezine yaklaşık 1 kilometre uzaklıkta Dereköyü yakınlarında yolun kenarında yanmış kadın cesedi görenler jandarmaya haber verdi. Jandarmanın yaptığı incelemenin ardından kadının cesedi otopsi yapılmak üzere Karaman Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Kadının kimliğini belirlemek için çalışma başlatan jandarma, yaklaşık 3 kilometre ileride yoldan çıkıp kaya parçalarına çarptığı sanılan 70 FS 456 plakalı otomobili terk edilmiş halde buldu. Demir ustası Erdoğan Uysal’a ait olduğu saptanan otomobilde yapılan aramada, koltukta kan izleri, bagajda da kadın ayakkabısı ve küpe bulundu. İki olayın birbiriyle bağlantılı olabileceği üzerinde duran jandarma, Erdoğan Uslu’ya ulaşmaya çalıştı. Ancak Erdoğan Uysal ve eşi Emine Uysal’ın pazar günü evden ayrıldıktan sonra dönmediği saptandı.
Bunun üzerine jandarma, Erdoğan Uysal ve eşi Emine Uysal’ın yakınlarını, bulunan cesedin teşhisi için morga götürdü. Emine Uysal’ın annesi, yanmış cesedin kızına ait olduğunu teşhis etti. Olay yerinde yapılan incelemede ve Emine Uysal’ın otopsisinde, kadının başına sert bir cisimle vurularak öldürüldükten sonra cesedinin yakıldığı belirlendi.
Jandarma tarafından aranan Erdoğan Uysal, dün Eskişehir’de bir yakınının evine girmek isterken polis tarafından yakalandı. Gözaltına alınan ve ardından jandarmaya teslim edilen Uysal, gece yarısı Karaman’a getirildi.
EVE GİDİP ELBİSELERİNİ DEĞİŞTİRMİŞ
Sorgusunda, eşi Emine Uysal’ı öldürdüğünü itiraf eden Erdoğan Uysal, olaydan sonra yürüyerek eve gittikten sonra kanlı elbiselerini değiştirip otostopla Kahramanmaraş, Mersin ve Antalya üçgeninde dolaştıktan sonra Eskişehir’e gittiğini söyledi.
’ÖLDÜĞÜNÜ ANLAYINCA CESEDİ YAKTIM’
Bugün olay yerinde Cumhuriyet savcısına cinayeti nasıl işlediğini soğukkanlılıkla anlatan Erdoğan Uysal, Emine Uysal ile 9 ay önce evlendiğini ve her ikisinin de ikinci evlilikleri olduğunu belirtti. İlk eşinden 2 çocuğunun olduğunu kaydeden şüpheli Uysal, eşinin şizofreni hastası olduğunu öne sürdü. Eşiyle sürekli tartıştıkları iddia eden Erdoğan Uysal, ”Eşimin psikolojik sorunları vardı. Şizofreni hastasıydı. Son zamanlarda üzerime çok geliyordu. Ailevi sorunlarımız da büyüdü. Öldürdüğüm gece de bunalıma girdim. Takozla başına vurdum. Sonra araçtan indi, kaçmak için giderken 5-6 adım atıp yere yığıldı. Peşinden gidip defalarca yine takozla vurdum. Öldüğünü anlayınca da üzerine benzin döküp yaktım. Sonra da kaçtım” dedi.
Şüpheli Erdoğan Uysal, yapılan tatbikatın ardından adliyeye sevk edildi.
Firari katil zanlısı koca Karaman'a getirildi.
Karaman'da 7 ay önce evlendiği eşini, kafasına vurduğu sert cisimle öldürdükten sonra cesedini yakarak kayıplara karıştığı ileri sürülen koca, dün Eskişehir'de bir yakınının evine girerken yakalandı.
Olay, 25 Mart tarihinde meydana gelmiş; Elmaşehir Mahallesi Fisandun köyü yolunda yola yaklaşık 10 metre mesafede boş arazide yanmış bir kadın cesedi gören vatandaşlar, durumu jandarmaya haber vermişti. İhbar üzerine olay yerine gelen jandarma ekipleri ilk olarak yanmış cesedin kimliğini tespit etmeye çalışarak olay yerinde delil aradı. Daha sonra olay yerine 7 kilometre uzaklıktaki Gür mevkisinde, kaza yaptıktan sonra terk edilmiş 70 FS 456 plakalı bir otomobil bulundu. Ekipler otomobilde yaptıkları incelemede öldürülen kadına ait olduğu tahmin edilen bir çift küpe, bir çift ayakkabı ile palto ve kan izlerine rastladı. Otomobilin öldürülen kadının kocası Erdoğan U'ya ait olduğunu belirleyen jandarma, kayıplara karışan kocayı bulabilmek için geniş çaplı çalışma başlattı.
KATİL ZANLISI KOCAYI ESKİŞEHİR'DE POLİS YAKALADI
Kayıp olan Erdoğan U'nun Eskişehir'e gitmiş olabileceği yönünde duyum alan jandarma durumu Eskişehir Emniyetine bildirdi. Yapılan araştırma sonucu Odunpazarı İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı ekipler, Erdoğan U (52)'yu Uluönder Mahallesi'nde bulunan bir yakınının evine girdiği sırada yakaladı. Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından gözaltına alınan Erdoğan U, daha sonra Karaman'dan gelen jandarma ekibine teslim edildi. Erdoğan U, sabah saatlerinde Cumhuriyet Savcısına ifade vermek için adliyeye çıkarıldı. Burada savcıya 1 saate yakın ifade veren Erdoğan U, daha sonra jandarma ekipleri eşliğinde keşif yaptırılmak üzere olay yerine götürüldü.
ZANLI, ÖLDÜRDÜĞÜ İKİNCİ KARISI İLE 7 AY ÖNCE EVLENMİŞ
Katil zanlısı Erdoğan U'nun öldürdükten sonra tanınmaması için cesedini yaktığı,ikinci eşi Emine Uysal (41) ile 7 ay önce evlendiği, aralarında şiddetli geçimsizlik yaşanması nedeniyle sık sık kavga ettikleri ve bu yüzden de karakolluk oldukları öğrenildi.
Diğer taraftan savcılık olayın aydınlatılabilmesi için Emine Uysal'ın cesedini Karaman Devlet Hastanesi morgunda tutuyordu.
CESET ESKİŞEHİR'DEN KARAMAN'A GETİRİLDİ
Eşini öldürüp cesedini yaktığı iddia edilen ve Eskişehir'de yakalanan zanlı, Karaman'a getirildi.
Jandarma ekiplerince sağlık kontrolü için Karaman Devlet Hastanesine getirilen zanlı E.U. (55), adliyeye sevk edildi. Zanlıya, görevli Cumhuriyet Savcısının gözetiminde cesedin bulunduğu alanda yer gösterme yaptırıldı.
E.U'nun ifadesinde, ikinci eşi olan Emine Uysal (41) ile bir yıl önce evlendiği, son 6 aydır eşinin kendisine sürekli psikolojik baskı yaptığını öne sürdüğü öğrenildi.
Eşiyle aralarında zaman zaman tartışma yaşandığını belirten E.U'nun, ''Olay günü eşimle gezintiye çıktıkmıştık. Hadim ve Ermenek ilçelerine gittik. Karaman'a dönerken bana bağırmaya başladı. Kendimi kaybettim. Kafasına takozla vurdum. Kafasından kan akmaya başladı, arabadan inerek kaçtı. 10 metre sonra yakaladım. Takozla ve yerde bulduğum taşlarla vurmaya başladım. Hareket etmediğini görünce bıraktım. Cinayet anında cinnet getirdim, pişmanım'' dediği belirtildi.
Daha sonra, araçta bulunan benzini cesedin üzerine dökerek yaktığını, olay yerinden kaçarken otomobili ile kaza yaptığını anlatan E.U'nun, Karaman'daki evine gidip eşinin 2 bileziğini aldığını, Adana, Kayseri, Kahramanmaraş, Mersin ve Antalya'da gizlendiğini, en son gittiği Eskişehir'de ise yakalandığını söylediği öğrenildi.
Karaman'da, 25 Mart'ta Elmaşehir Mahallesi'nden Fisandun köyüne giden vatandaşlar tarafından yol kenarında yanmış bir kadın cesedi bulunmuş, jandarma ekiplerinin yaptığı inceleme sonucunda, üzerine yanıcı madde dökülerek yakılan cesedin Emine Uysal'a ait olduğu belirlenmişti. Uysal'ın katil zanlısı olarak aranan E.U, dün Eskişehir'de polis tarafından yakalanmıştı.
İzmir’in Karşıyaka semtinde yaşayan Hülya Aydın eski eşi tarafından eski patronu S.Ş ile ilişkisi olduğu düşüncesiyle öldürüldü. Aydın’ın cesedini elbise dolabına saklayan eski koca A.İ kayıplara karıştı.
Olay dün 15.00 sıralarında Karşıyaka 6002 sokakta meydana geldi. 36 yaşındaki Hülya Aydın A.İ’den boşandıktan sonra 18 yaşından küçük iki oğluyla beraber İzmir Karşıyaka’da bir ev kiralayarak buraya taşındı. Bir halı yıkama fabrikasında çalışmaya başlayan Aydın, iddiaya göre işyeri ortaklarından S.Ş’nin tacizine uğramaya başladı.
Ortaklıktan ayrılan S.Ş gene de Aydın’ın peşini bırakmadı ve tacizlerine devam etti. Bunun üzerine 1 Nisan’da İzmir Cumhuriyet Savcılığı’na koruma talebiyle başvuruda bulunan Aydın’a 2 Nisan günü polis tarafından eski patronu S.Ş’ye karşı korumaya alındığı bildirildi. İddiaya göre S.Ş. bunun üzerine Aydın’ın eski kocası A.İ’yi arayarak “ Eski eşin ile ilişkimiz vardı. Sen araya girmeseydin evlenecektik.” dedi. S.Ş. ile konuşmasından sonra İstanbul’da bulunan eski koca A.İ. 2 Nisan akşamı hemen İzmir’e geldi. İki oğlunun da şehir dışında olması sebebiyle eski eşiyle evde yalnız görüşen Aydın, A.İ tarafından 4 yerinden bıçaklanarak öldürüldü. Eski eşinin cesedini dolaba koyan A.İ, ardından kayıplara karıştı.
İki gün sonra A.İ Hülya Aydın’nın çalıştığı halı yıkama fabrikasının sahibi olan Rüstem Demiray’ı arayarak “Eski karım Hülya’yı öldürdüm. Cesedini elbise dolabına koydum “ dedi. Bunun üzerine Demiray polisi arayarak ihbarda bulundu. Belirtilen adrese giden Karşıyaka İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri elbise dolabında talihsiz kadının cesediyle karşılaştı. Polis firari A.İ’yi bulmak için geniş çaplı çalışma başlattı.