Güzelim ahhh ahhh , 3,5 senelik evliyim , eşimin annesi ile de harikaydı aramız ta ki 1 ay öncesine kadar . Gelelim konuma ve bulduğum çözüme(!) . Evliliğimin ilk 2 senesi kendi anneme çok yakın (aramızda bir sokak olan) bir mesafede oturdum. Yapı olarak öyle devamlı görüşeyim , gidip geleyim durumlarını çok sevmem ezelden beridir , bu annem olmuş , arkadaşım olmuş , eltim olmuş hiç fark etmez dedim ya genel yapım öyledir. Annemle yakın oturmama rağmen 2 haftada bir ben genellikte tek giderim belki 1 saat (2 saat olduğu görülmez) kadar gidip kalkmışımdır çoğu zaman o da eşimle nadir gideriz hiçbir sorunu olmamasına rağmen aralarında , eşim de ben gibi çok sık gidip gelmeyi sevmiyor (!) diye düşündüm hep. Fakat konu kendi ailesine geldiğinde devamlı bir ısrar halleri , hadi kahvaltıya gidelim , hadi akşam yemeğe gidelim halleri tavırları olmaya başladı ki aslında başından beri böyleydi , ben biraz frenlemiştim. Bu arada annem babam ayrı ve annem ikinci evliliğini yapıp , (benim evliliğimin 2. senesinde) yaşadığımız şehre 2 saat uzaklıkta bir yere yerleşti. Eşimin sadece pazar günleri izni var , ben cumartesi ve pazar izinliyim. Cumartesi günleri işimi gücümü yemeğimi yapıp pazar günü için kendi anneme gitmek için plan yaptığım zamanlarda baktım eşim problem çıkarmaya başlıyor, uzak , günübirlik gidilmez , sen git vs. gibi bir çok şey dile getirmeye başladı. Tabi bunlar ben de birikiyor , bazen söylüyorum anlatıyorum , kendi ailesi orada yaşasa gitmeyecek misin diyorum ama maalesef anlaşamıyoruz. Bu arada benim onun annesi ile hiçbir problemim yok , benim anneme gelmiyorsun bak ben de senin annene gitmeyeceğim gibi bir yaklaşımım olmadı böyle bir söylemim ya da hal ve hareketlerimle dahi böyle bir ima da bulunmadım. Eşim geçen sene babasını kaybetti ve olaylar bundan sonra nasıl bir hal aldı ben bile inanamadım . Ben 3 aylık hamileydim eşim babasını kaybettiği zaman , çok severdim nurlar içinde yatsın , çok üzüldüm ve ağladım , riskli bir gebeliğim vardı ve hatta kanamalı giden bir gebelikti , zaten çok geçmeden de 5 aylıkken kaybettim yavrumu neyse konuyu dağıtmayayım , eşim 2 kardeş , abisi ve eşim , abisi de evli , ve genel olarak hepimiz yakın oturuyoruz birbirimize toplu taşıma ile 20 dakika mesafedeyiz. Vefat sırasında kanamalı halimle işe gittim ve akşam çıktım evlerine gittim 7 si okunana kadar , gelenine gidenine elimden ne geldiyse ağırlamasını da yaptım , gece 1 ler de evime gittim. Eltim evinde ve çalışmamasına rağmen , ilk 3 gün geldi ve gelmeme gerek yok , akşamları kalabalık değil deyip gelmedi , Vefat sonrasında hemen hemen her hafta sonu gider hale gelmiştik eşimin annesine , tek başına yaşıyor kendisi , yalnız kalmasın , o da bir anne , acısı var diye diye artık her pazar günlerimizi orada geçirir olmuştuk . Eltim ise kurban bayramı sonrası 6 ay sonra açmış kapısını kayınvalidemin , kendine de kayınvalidem de söyler bunu. Bu süreçleri yaşarken yavrumu kaybettim , kendi babam ağır bir hastalık geçirdi ve ben de babamın yanına 3 günde bir gidip geliyordum 10 dakika durup çıkıyordum (Evimizle babamın evi arası 2 durak) , hafta içi çok yoğun çalıyorum , babamın yanına gidiyorum oradan çıkıp hafta da en az 3 gün spora gidiyorum (spora da kendi sevdiğim için değil kiloluyum ve bu kilomdan ötürü eşim ve annesi çok istiyor diye başladım ) Bu sebeplerle Kasım ayı itibari ile inanılmaz yoğun tempolu günler yaşamaya başladım. Pazar günleri yine aynı şekilde devam ediyor , eşim annesi ve ben şeklinde , baktım artık sadece pazar günü ile de sınırlı kalmıyor bu durum , hafta içine sirayet etmeye başladı , Örneğin salı günü gittiysek , cuma gününe bir daha istedi ki gidelim , o gün de gittiysek pazar gününe bir daha istedi gidelim , artık istekleri 3 güne bir çıkmaya başladı , annesi memnun kendi memnun ama ben memnun değilim bu durumdan , çalışıyorum ve akşamları iş çıkışı saat 7 de annesine geçiyoruz akşam 10 a kadar . Ve ben artık son zamanlarda işim var , sporum var yorgunum der hale geldim o da bana hep böyle yapıyorsun demeye başladı .Baktım bu böyle gitmeyecek , yine bir pazar ve yine annesine gidelim dediğinde , dedim ki" biz bu konuyu oturup bir konuşalım " sana yemin ederim kollarının arasına almasıyla beni titretmesi bir oldu , ben nasıl öyle dermişim , o annesiymiş , babası ölmüş de babasının emanetiymiş annesi , daha neler neleeer , eşim tabi o gün annesine bensiz gitti ben de hemen eşimin annesini aradım , dedim ki anne bak durum böyle böyle , ben artık bir çözüm bulamadım , onu denedim yok bunu söyledim yok , bak ben her hafta gelemiyorum sana , hatta artık bak hafta içi bile ister oldu ama ben yapamıyorum dedim tamam kızım ben konuşurum dedi , o gün (pazar günü) kendi annem bana geldi rahatsızdı , aynı gün eşimin annesi de geldi bize hem durumu biraz yumuşatmaya hem de anneme geçmiş olsuna. Annem ben de 2 gün kaldı tabi anladı bir problem olduğunu , sordu birkaç kez ben anlatmadım , 2 gün sonunda annem eşimin annesini de çağırmış bize , bunlarda bir sıkıntı var gel biz bu işe al atalım demiş annem . Hafta içi gece 3.30 'a kadar konuştuk ve en son eşimin anladığı ne oldu biliyor musun ? Tamam kızım sen beni istemiyorsun :)) Gerçekten şaka gibiydi , her gün aradım eşimin annesini , kendi annemden vallahi de billahi de ayırmadım özellikle kayınpederin vefatından sonra , Ekim ayındaki 4 günlük resmi tatilimde aldım annesini kendi annemin yanına götürdüm (annemin yaşadığı yer tatil yeri) , evinin faturalarını kendi evimin faturası gibi banka sistemine kaydettim , her ay onları takip edip ödedim , bütün bunlardan sonra gelinine nokta bu oldu. O akşam konuşuyoruz , diyorum ki anne ben sana her hafta gelmeye mecbur muyum işim oluyor gücüm oluyor , zaten her gün telefonda en az 10 dakika konuşuyoruz , zaten 2 haftada 1 ben geliyorum , sen geliyorsun , e kızım gelmeyin zaten geliyorsunuz da taş mı taşıyorsunuz , 10 dakika oturup ( en az 2 saat ) gidiyorsunuz. Senin baban da hasta oldu , her gün gittin (3 günde bir , 10 dakika eşime bile gel demedim) eşin bir şey dedi mi sana , izin verdi gitmen için diyor , dedim ki birincisi izin almam ,ikincisi madem izin (!) verdi ise ben de ona izin verdim sana gelmesi için neden beni mecbur tutuyor sana gelmem konusunda ve işim var dediğimde de suratını asıyor dedim. Anne senin oğlun daha babamın hastalığının 30. gününde " yeter artık , beni de düşün , devamlı gidip geliyorsun " dedi dedim, ama kendisi 8 ay olmuş babasını kaybedeli hala gidip geliyor dedim , ve daha da gideceğim her hafta sonu , 10 ay mı olur 15 ay mı olur bilemem bu durum diyor dedim , sen de oğlunda bana hala sabret diyorsunuz dedim , senin oğlun neden sabredemedi de benim acımın içine daha da acı kattı beni strese soktu bıraktı dedim. 30 gün dayanamayan adam benden 8 ay olmuş gitgide artarak gelen baskılara ve zorlamalara dayanmamı hatta belki de bu durumun 10 ay , 15 ay bile sürebilecek olmasına dayanmamı istiyor ve sen de bunu destekliyorsun dedim . Konu sahibi şimdiki durum nedir biliyor musun , her gün arayan ben 2 hafta 1 kez arıyorum , her hafta giden ben ayda 1 bile ancak gidiyorum , eşim de zorlasın bakalım , boşanmak istiyorum bu şekilde giderse dedim , hiçbir zaman boyun eğme bu konularda , ben unuttum sen unutma , o senin ailen annen , baban değil . Onlar eşinin annesi ve babası ve o kadarla kalsın , kendi annen baban değiller asla unutma. Uzun oldu bütün bu yazdıklarım ama ne yaparsan yap , emin ol bir kulp bulunacak . Bazen anneme kızarım neden beni böyle yetiştirdin diye ama iyi ki yetiştirmiş. Benim annem dedi ki "kızım sen git , senin eşin bana gelmese de sen git , Allah'ın rızası her şeyden daha önemlidir."