Bir ara köpeğimizden rahatsız olan RAHATSIZ KOMŞULARIMIZA çoğaltıp dağıtmayı düşündüğüm yazıyı paylaşıyorum;
Evcil Hayvanlar ve Hukuksal Sorunlar (İstanbul Barosu Hayvan Hakları Komisyonu Başkanı Av. Ahmet Kemal Şenpolat)
Bu tip davalarda genelde karşımıza çıkan somut durum hayvanın varlığından çok aslında komşuları ile bir biçimde apartman yaşayışı içinde hayvan sahibi arasında geçimsizlik olmasıdır..."
Kimsenin sahip olduğu hayvanın ihtarname ile ya da site veya apartman olağan toplantısında alınan kararla ya da belediye zabıtasının kararı ile ya da imza toplanarak TAHLİYE EDİLMESİ mümkün değildir. Tahliye edilecek hayvan için mutlaka mahkemeden karar alınması şarttır...."
"TMK 737. maddesi; taşınmaz maliki ya da kullananını, komşusuna zarar verecek her türlü davranışlardan kaçınmakla yükümlü tutmuş ve komşular arasındaki birtakım çıkarları dengede tutabilmek için, her komşunun bazı davranışlardan kaçınma ve bazılarına katlanma ödevleri ile yükümlü kılmıştır. Aynı maddenin 2. fıkrası ile de, "özellikle taşınmazın durumuna, niteliğine ve yerel örf ve adete göre, komşular arasında hoş görülebilecek dereceyi aşan gürültü veya sarsıntı yaparak rahatsızlık verme"yi yasaklamıştır."
"Sorunun çözümsüzlüğüne neden olan apartman yönetim planı:
Mahkemelere ev hayvanlarının tahliyesi için davalarda adeta standarda dönüşmüş olan uygulama, tapudan apartman yönetim planını getirtilerek orada yasak hüküm olup olmasına göre değişmektedir. Apartmanda bulunan tüm kat malikleri toplanıp hayvandan şikayet etmediklerini yazılı olarak beyan etseler ya da tanık olarak ifade verseler bile yıllar önce tapuya bir şekilde derc edilmiş apartman yönetim planının bu yasağını aşamamaktadırlar. Bir diğer deyişle, apartman ya da site yönetim planında kimi durumlarda "kedi, köpek, tavuk, keçi vs. hayvan beslenemez" ibarelerinin bulunması mahkemelerin bu kadar kolay tahliyeye karar vermelerine neden olmaktadır.
Bu konudaki görüşüm mahkemelerin ve Yargıtay 18. HD nin doğrudan bu maddeye bakarak karar vermelerinin vicdani ve hakkaniyete uygun olup olmadığıdır. Çünkü orada belirtilen yasak maddesi ev ve süs hayvanı olmayan yabani ya da çiftlik hayvanları içindir. Düşünün ki evinde tavuk besleyenler, inek besleyenler hatta yabani hayvan besleyenler vardır. Bu maddeyi evinde kuş, kedi, akvaryum balığı besleyenlere kadar uygulamak isteyen ve bu nedenle komşusunu sırf bu "yumuşak karnı" nedeniyle tahliyeye zorlamak isteyenler kanunun arkasına dolanmaktadır..."
5199 numaralı Hayvanları Koruma Kanunu'nun beşinci fıkrasında bakıma muhtaç olan hayvanların evden atılamayacağına dair bir uyarı var. Yani, ev hayatına alışmış, yaşlı ya da sağlık sorunları olan hayvanları sokağa atmak suç. Ama bırakın hayvan besleyenleri, hálá bu yasadan haberdar olmayan hukukçular bile var! Hayvanın tahliyesine karar verilebiliyorlar ama bir yanda da böyle bir yasa var. Evde baktığı hayvanı sokağa bırakan birine karşı şahitler bulur ve fotoğraf ya da kamera görüntüsü alabilirseniz bu kişi ile ilgili suç duyurusunda bulunabilirsiniz.
Hayvan sahibinin şikayetlere karşı zor durumda kalmaması için alabileceği önlemler var mı?
- Kedi ya da köpekle ilgili bir şikayet söz konusu olduğu zaman şikayetçi olan komşu genellikle önce belediyeye telefon açar. Hayvan sahibi olan komşu bilinçsizse, zabıtanın gelip hayvana el koyacağı endişesi taşır. Böyle bir hak yok. Hijyen kurallarını ihlal ediyorsanız zabıtanın sizi uyarma hakkı var. Apartman dairesinde 10'un üzerinde hayvan besleyenlerin elinden bile hayvan öyle el kol sallanarak alınamaz. Normal sayıda hayvan besleyenler içinse zabıtanın eve girip hayvanı dışarıya çıkarması gibi bir şey söz konusu değil. Bu konut ihlaline girer ve cezası var. Zabıta uyarısı alanların yapması gereken tek şey, hayvan ya da hayvanların aşı karnelerini, varsa eğitim sertifikalarını alıp size ait olduklarını göstermek, hepsi bu. Bu yüzden hayvan sahiplerinin ihmal etmemesi gereken en önemli şey aşı karnesine sahip olmak.
Peki iş mahkeme boyutuna geldiğinde hayvan sahibinin aşama aşama ne yapması gerekiyor?
- Apartmanın diğer sakinlerinin hayvandan rahatsız olup olmadığına bakmalı. Sorun gürültüden kaynaklanıyorsa, gürültü tespiti için bilirkişi gelir. Burada köpek sahibinin dikkat etmesi gereken önemli ayrıntılar var. Gürültü tespiti, şikayetçi olanın dairesinden yapılır. Hayvanın havlaması sürekli olmadığı sürece, hayvan sahibi seyrek havlamalara itiraz etme hakkına sahip. Şikayetin geçerli olması için gürültünün sürekli ve belirli bir desibelin üzerinde olması gerekiyor.[/QU
gerçekten çok net ve açıklayıcı bir şekilde yazmışsınız teşekkürler. şayet bir daha geldiklerinde ki (eminim geleceklerine) bu kadar panik olmayacağım. keşke bu yazıyı çoğaltıp dağıtmak bu sevgi yoksunu bencillerin yaptıkları zulmü bi parça azaltsa.zulüm diyorum çünkü bugün benim köpeğime bu şikayetle gelenlerin sokaklardaki kediye köpeğe neler yaptığını düşünmek bile istemiyorum.