Ve bundan nefret ediyorum
Daha önce de konu açmıştım onunla ilgili. Mantığım tecrübelerime dayanarak sürekli reddettiğim insanı o kadar çok seviyorumkii.. her yaşadığı yere gidişimde onu arıyorum, gizlice takip ediyorum. Daha bu sabah bana seni seviyorum mesajı attı! Ama ben sadece kuru bir gülücük atmak zorundaydım... Oysa kalbim.. ben de seni çok seviyorum yazmamak için kendimi o kadar zor tutyorumki!
Bu kadar severken beni ondan uzaklaştıran ise lanet olası dengesizlik.. üzülerek söylüyorumki o ilkokul mezunu ve ben üniversiteye hazırlanıyorum.. bu belki benim için sorun olmayabilirdi.. ama malesef sorun! Annemler onu asla istemeyecekler.. Onu bana denk görmeyecekler.. "Mesleği bile olmayan adam" ve "okutulmak için var gücüyle çalışılmış kız".. bazen sırf bu denge meselesi yüzünden keşke ilkokul mezunu olsaydım bile diyorum. İnsanları bu şekilde sınıflandırmak zorunda bırakılmak....bu saçma sapan sistem. Üniversite okumayanların adamdan sayılmaması, işsiz kalması (her ne kadar iş bulmak şans işi olsa da), illa bir etiketin olmasının gerekmesi... çok kötü.
Ben onun kalbini gördüm halbuki.. okadar tatlı ki.. onu tanımadan önce önyargılarım vardı ama. Şu anda onu daha iyi tanıyorum.. belki de önyargılarım hep korkularımdandı.. onu ilk gördüğüm gün de öyle bir ateş yanmıştı ki içimde. Söndürdüğümü sandım bazen, ama aslında hep ilk günkü gibi.. söner mi, ne zaman söner? inanın bilemiyorum..
Tek bildiğim, "deniz gözlüm"ü çok ama çok sevdiğim.. ve bunu hiç bir zaman ona söyleyemeyecek olmam!!
Seni o kadar seviyorumki bitanem.. bir bilsen.. ama hiç bilmeyeceksin. Bu da beni kahreden şey işte..
[video=youtube;Ms6FWzSop8w]http://www.youtube.com/watch?v=Ms6FWzSop8w[/video]