Mazeretim Var! Lohusayım

Huy Meselesi

🌜🌚🌛
Kayıtlı Üye
29 Şubat 2012
61.512
62.451
898
Kimi anneler, yeni hayatın neresinde olduğunu anlamaya, ne yapacağınızı bulmaya ve yaptıklarının en iyisi olduğundan emin olmaya çalışırken hatta yalnızca bu düşüncelerle boğuşurken büyük bir sarsıntının merkezi oluverirler. Bu noktada lohusalık sendromu dediğimiz durum kaçınılmaz olur. Ancak çözüm yollarını sorarsanız, anneliği anlamak ve onu keşfetmek için çok da geç kalmazsınız. Unutmayın er ya da geç herkes anneliği sever ve ömür boyu yaşar…

lohusalik-Kopya.jpg


SORUN “İyi bir anne olmazsam ve onu mutsuz edersem?”

Çözüm “İyi bir anne olmak” tüm dünyada üzerine çokça konuşulan, tartışılan, önemi vurgulanan ve aynı zamanda bütün anne ve anne adaylarının üzerinde baskı ve stres oluşturan bir konudur. Peki, kimdir iyi anne? İyi anne nasıl olunur? Bu sorulara cevap vermeden önce toplumda yapılan büyük yanlışa değiniyor Esra Başöz; “Herkes, her yerde, anne olmanın doğuştan bilinen bir görev ya da özellik olduğunu söylüyor. Acaba gerçekten öyle mi?” Doğduğumuz andan itibaren çevremizde sürekli anneliğin öğrenilmeyecek, zaten bilinmesi gereken, bize verilmiş bir yetenek olduğu mesajlarını alarak büyüyoruz. Fakat annelik konuşulan ya da bilinenlerin aksine, nasıl yapacağımızı bilmediğimiz ve öğrenmemiz gereken bir yeti. Kimse doğduğunda ya da büyürken ya da anne olmadan önce anne olmuyor. Anne olmak, insanlara, kitaplara, uzmanlara danışılarak ve yaşanılarak öğrenilebilecek bir meziyet. Öncelikle bu bilgiyi öğrenmemiz, kabul etmemiz ve içselleştirmemiz gerekiyor. İyi anne olmayı bir meslek, beceri gibi düşünmeliyiz. Nasıl yeni bir dil öğrenmek istediğimizde dil kursuna gidiyorsak öyleyse iyi anne olmak için de çalışmalı, danışmalı ve çabalamalıyız. İyi bir annenin nasıl olması gerektiğine gelince; iyi anne çocuğunun bedensel ve psikolojik gereksinimlerini yeterli bir şekilde doyurabilendir. Çocuğun en temel bedensel gereksinimleri; temizlik, beslenme ve okşanmaktır. İngiltere’de yapılan bir araştırmada anneleri tarafından daha yoğun okşanarak büyütülen çocukların diğerlerinden daha sağlıklı ve huzurlu oldukları bulunmuştur. Çocuğun en temel psikolojik gereksinimleri ise sevilmek, benimsenmek, kabul, değer ve ilgi görmektir.



SORUN “Kendimi dış dünyaya kapattım. Hiçbir şey yapmak istemiyorum. Tüm heyecanımı, neşemi kaybetmiş gibiyim. Bu genç yaşta böyle mi olacağım?”

Çözüm Gelelim doğum sonrasında anneleri bekleyen zorlu döneme: Lohusalık! Doğumdan sonraki altı hafta yani 40 günlük süreyi kapsayan bu süreçte; hormonal, biyokimyasal, metabolik ve ruhsal değişimler yaşanabilir. Doğum olduktan sonra kadının bedeninde birçok hormonal değişim olur. Bu değişiklikler sonucunda annede depresif bir ruh hali görülebilir. Anneler daha mutsuz, isteksiz ve alıngan olup kendilerini yorgun hissedebilirler. Pek çok şey onları kolayca ağlatabilir. Bebeği emzirirken geceleri sık sık uyanmak da annelerin psikolojik durumunu olumsuz yönde etkileyebilir. Bazı kadınlarda bu davranışlar lohusalık döneminden sonra da devam etmektedir. Böyle durumlarda doğum sonrası depresyondan şüphelenilmelidir. Doğumdan sonraki 2. ya da 3. haftalarda başlayan depresyon bir yıla kadar devam edebilir. Depresyona dair belirtilerin gözlenmesi sonucu annelerin uzman bir psikologla görüştürülmesi ve tedavi almaları zorunludur. Lohusalık dönemindeki mutsuzluk geçici bir durumken, doğum sonrası depresyon profesyonel yardım alınmadan atlatılamayacak bir rahatsızlıktır.
 
SORUN “Bebeğimi ve anneliğimi kabullenemiyorum. Anne gibi hissedemiyorum kendimi ve bebeğime karşı ilgim de azalıyor.”


Çözüm Bu şekilde hissediyorsanız, konusunda uzman bir psikologla görüşmelisiniz çünkü doğum sonrası depresyon sinsice gelir ve bu durumun ağır bir psikiyatrik tabloya dönüşmeden tedavi edilmesi gerekir.



SORUN “Uyku düzenimi geri istiyorum! Gün içinde daha yorgun ve bitkin hissediyorum kendimi.”

Çözüm Lohusalık döneminde vücuttaki büyük değişikliklerin sonucunda annelerin kendilerini halsiz ve yorgun hissetmeleri çok doğaldır. Buna ek olarak, geceleri sık sık uyanmak da annelerin daha huzursuz ve yorgun hissetmelerine neden olmaktadır. Bu durumu hafifletebilmek ve kolaylaştırabilmek için eşlerden destek almakta fayda var. Lohusalık döneminden sonra halsizlik, yorgunluk devam ediyorsa annenin doğum sonrası depresyonda olup olmadığı da bir uzman psikolog tarafından değerlendirilmelidir.
 
SORUN “Bu kiloları nasıl vereceğim. Eşim beni beğenmeyecek. Şimdi onun gözünde eve tıkılan çocuklu bir kadın mı olacağım?”


Çözüm Evet doğum sürecinde kilo aldınız ve şimdi de kilo vermek isteyeceksiniz fakat diyet için doğru zamanı beklemeniz ve sağlıklı bir diyet yapmanız hem sizin hem de bebeğiniz için çok önemlidir. Emzirirken annelerin kalori ihtiyacı artar bu yüzden de emziren annelerin günlük besin alımı ve öğün sayısı artırılmalıdır. Bu dönemde yapacağınız yanlış bir diyet sizin ve bebeğinizin sağlığını etkileyebilir. Sağlıklı bir diyet yapmak için bir diyetisyene başvurabilirsiniz.
 
SORUN “Şimdi koca bir aile olduk. Hem eşime hem çocuklarıma karşı görevlerim arttı. Düşünmek bile beni korkutuyor. Bu hayat hep böyle yorucu mu geçecek?”


Çözüm Çocuk sahibi olmak evde yeni bir düzenin başlaması demektir. Anne olmakla birlikte hayatınıza yeni bir rol eklenir, dolayısıyla da sorumluluklarınız artar. Size önerim mükemmeliyetçilikten vazgeçip, işlerinizi planlayarak yapmaya çalışmanız. Tabi bu süreçte birilerinden destek almak gerekebilir!



SORUN “Eşim eve gelir gelmez bebekle ilgileniyor. Büyük oğlum ise babası ile oynamak için can attığından onu odasına çağırıyor. Tüm ilgi ve alaka benim üzerimden alınmış gibi. Kendimi yalnız ve sevgiye muhtaç hissediyorum.”


Çözüm Bebekler bakımınıza muhtaç ve çok tatlı oldukları için genellikle eşinizin birinci sırasına yerleşirler ama bu durum sizin için de geçerli değil mi? Siz de bu aralar eşinizden çok bebeğinizi düşünmüyor musunuz? İtiraf edin! Bu durum pek çok çiftin karşılaştığı doğal bir durumdur. Belli bir süre tahtınızdan inmeniz, o tahtı kaybettiğiniz anlamına gelmez. Bebeğiniz biraz büyüdüğünde eski düzeninize dönmek sizin elinizde! Çoğunlukla altı yaşından sonra çocuk kendi hemcinsinden olan ebeveynine yakınlaşma çabası içine girer. Bu durum onun psikolojik gelişimi içinde beklediğimiz bir süreçtir. Kendinizi bu tür durumlarda yalnız hissetmeye başlamanız mümkün ama eşinizle açık bir iletişim kurarak size de vakit ayırmasını sağlayabilirsiniz. İhtiyaçlarınızı eşinizle paylaşmanız ilişkinizi olumlu yönde etkileyecektir

kaynak:marieclaire
 
Back
X