çok haklısın..Karşındakine değer duymayarak sadece 'rencide edilme' amacı ile sorulmuş bir soru...
Bir dine mensup insanlar hani ateistlere diyorlar ya, dinlerle alay ediyorlar diye saygı duymuyorlar diye, peki bu yapılan nedir?
çok haklısın..
resmen dalga geçmiş. yusuf yusuf falan. ne ayıp. yine saygısızca cevap vermemişler.
kendi inançlarına saygısızlık edildiğinde alay edildiğinde etmedikleri hakaret küfür kalmaz,ama başkalarının inançlarına rahatça alaycı yorumlar yapabilirler
bu ülke çiffe standartta guinness rekorlar kitabına grer...
çok güzel bir yazıymış....................................Türkiye'nin, hatta Orta Doğunun ilk ve tek resmi Ateizm Derneği kuruldu. Kurulduğu gibi İslamcılar tarafından hedef gösterildi. Milli Gazete'nin manşetten duyurduğu haberdeki ifadeler şöyle: "Zinanın suç sayılmadığı, domuz etinin kasap raflarından market reyonlarına indiği, eşcinselliğin legalleştirildiği, anne sütü bankalarının kurulmak istendiği "yeni" Türkiye'de bir ilk daha yaşandı. Ateizm Derneği resmi izinle kuruldu. Böylece, "Allah (c.c.)'ın varlığını inkâr" ve dini değerlerimizin tamamına hakaret devlet şemsiyesi altına alındı. Müslüman! Bunu da açıkla!"
Ateist olunca otomatikman 'dini değerlere hakaret eden kimse' mi olunuyor acaba? İslamcılara göre evet! Çünkü onların düşüncesinde ateizm kafirliktir ve ''Allah yok'' iddiası da küfürlerin en büyüğüdür. Suudi Arabistan'da hala bu ''suçu'' işleyenlerin başı kesiliyor. Bu insanlara göre ateistlerin varoluşu bile bir 'hakaret' ve 'ahlaksızlık' sayılıyor sanırım? Burada tahammül edilmeyen şey ateistin varlığıdır. Açıkça nefret suçu işlenmektedir. Bunun bir benzeri yabancı bir ülkede kurulan Müslüman Derneği için yapılsa anında ''İslamofobi'' yaftası yapıştırılıp kınanırdı. Mağduriyet ve mazlumiyet edebiyatı doruğa ulaşırdı. Yalan mı?
Acaba kim bu topraklarda gerçekten mağdur ve mazlumdur? Ateistler yüzyıllarca bu topraklarda kitap ehli bir dine geçmeleri için üç gün süre verilip uymayınca kellelerinden oldular. Bu zulme karşı adalet yerini buldu mu? Aksine, bir kuru özür bile gelmedi. Cumhuriyet döneminde bile Turan Dursun öldürüldü, Aziz Nesin yakılmak istendi. Öne çıkan ateistleri çeşitli araçlarla (tehdit ve hedef göstermekten katliama dek) sindiriyorlar ki toplumdaki görünmeyen ateistler daha da sinsin, görünmez olsun. Bunun adı psikolojik şiddettir. Dinci ideolojik hegemonya tam da bu zulüm sayesinde diri kalıyor. Ateistler tüm bunları yaşarken İslamcıların mağduriyet söylemlerinde bulunması ise insanı isyan ettiriyor. Yahu senin Diyanetinin parasını ve imamının maaşını bile ben ödüyorum vergilerimle! Ateistin vergisini alıyor ama bırak tek bir hizmet sunmayı, daha da onu karalamaya devam ediyorsunuz. Bunun haraca bağlamaktan farkı nedir? Zulüm değil midir? Üniversitelerde yıllarca başörtülülere dönük 'ikna odaları' kuruldu diyerek itiraz ettiniz. İyi de sizin zorunlu din dersleriniz de birer ikna odası değil mi? Ben mecbur muyum küçücük yaşta senin inancını öğrenmeye, cehennem tehditlerini duymaya?
Ateistler bu ülkede ''Var olduğum için çok özür dilerim'' ezikliği ile ''İnanmıyorum ama inancına saygım sonsuz'' riyakarlığı arasında yaşamaya zorlanıyor. Sanırım insanları 'artık yeter!' dedirterek dernekleşmeye götüren duygu da bu oldu. Milli Gazete'nin şu haberi bile böyle bir derneğe duyulan ihtiyacın göstergesi değil mi? Birileri bizleri hala 'zımmi' sanıyor!
Turan Dursun yalnız kaldığı için, onu öldürdüklerinde arkasının gelmeyeceğinden emin oldukları için hedef seçilebildi. Günümüzde de var tanınmış ateistler. Fazıl Say bir tweet attı ve mahkum oldu. Tekrarlarsa hapse girecek. Sevan Nişanyan başka bir sebepten ötürü hapiste ama herkes esas sebebin ne olduğunu tahmin edebiliyor. Verilen mesaj açıktır. Öne çıkanları öğütüyorlar ki arkası gelmesin. Tek amaç farklı olanı sindirmektir. Buna pabuç bırakılmamalı.
Başbakanın söyledikleri de ateistleri sindirme amacı taşımıyor mu? Aynı cümle içinde ateistle tinerciyi, hatta teröristi saymadı mı? Bu tür söylemlerle toplumdaki mevcut önyargı daha da pekiştirilmiş oluyor. Gerçi Sivas Katliamı sanıklarının avukatlarını kendi partisinden vekil yapan birinden bahsediyoruz. Dava zaman aşımından düşünce de (ki insanlığa karşı suçlarda zaman aşımı olmaması gerekirdi) çıkıp ''Hayırlı olsun!'' diyebilmişti! Başbakanı böyle olan bir toplumun kendisinden ne kadar duyarlılık bekleyebiliriz ki? İmam böyle derse cemaat ne demez?
Bu dernek tüm Müslümanlar için hem bir sınav hem de bir fırsat. Farklı fikirlere tahammül edildiğini, İslam'ın şiddet içeren bir din olmadığını tüm dünyaya göstermek için bir fırsat. Eski hataları tekrarlamamak, artık din adına zulümlere destekçi olmamak için bir fırsat. Bence dindarlar meseleye bu açıdan bakmalıdır. Ateizmi umursamamayı, görmezden gelmeyi, bazı şeylere gülüp geçmeyi artık öğrenmelidir. Çoğu inanır da din ile şiddeti yan yana görmek istemiyor. İslamcılar, neden dünyanın hiçbir yerinde ateistlerin olası şiddetinden korkan bir Müslüman Dernek yok ama hep tersi geçerli oluyor diye kendilerine sormalı, düşünmelidir.
Ateizmin görünürleşmesi, ateistlerin kendilerini anlatması bir gereklilikti. Hele ki kendilerine karşı bu kadar büyük önyargılar varken. Her inancın görünürleşmesi iyidir çünkü hepsini mümkün olduğunca tanıma ve daha iyi değerlendirme şansı yakalanır. Batı toplumu nasıl sekülerize oldu sanıyorsunuz? Her türlü inanç ve inançsızlık sivil toplumda görünürleşti, kendini anlattı. Böylece alışkanlık doğdu. Alışkanlık her türden fanatizmin panzehiridir. Zira dinsel fanatizm, diğer seçenekleri dikkate alınmayacak denli güçsüz ve kötü gösterip tek dini yegane hakikat olarak sunmaya dayanır. Bir insanın iradesinin ve vicdanının özerkliği ancak böyle teslim alınabilir. Ama farklı inançlar kendini anlatırsa, sen yine kendi inancına inanmaya devam eder fakat diğer inançların da güçlü argümanlar sunduğunu bilir, aklının bir köşesinde onlara da şans verirsin. Bu durum seni kendi iradeni dine teslim etmekten, fanatikleşmekten korur. Toplumlar bu şekilde sekülerize olur, normalleşir. Batı'da sivil toplum ve çeşitlilik o kadar gelişkin ki Batı insanı inançları market raflarındaki ürünlerden biri gibi görüyor. İstediği arasında tercih yapabilme hürriyetinin her zaman yanı başında olması onu hür kılıyor. Bu yüzden sadece ateizmin değil Hıristiyanlığın, Aleviliğin, Museviliğin ve diğer inançların da görünürleşip kendini anlatması fevkalade olumludur.
Ateizmin bugünden görünürleşmesi, ateizm ile sosyalizm arasında kurulan ve sosyalist mücadelenin önünü kesen önyargıların da aşılmasını sağlayacaktır. Ateizmin görünürleşmesi için illa sosyalizmin kurulması gerekmediği, bunun sosyalizm değil demokratikleşmenin konusu olduğu kavranırsa sola dönük olarak toplumdaki din temelli kaygı ve önyargılar aşılabilir. Sosyalist olmayan ateistlerin de görünürleşmesi, 'sosyalist = ateist' önyargısını kırmakta faydalı olabilir. Bu yüzden derneği hem sosyalist hem de ateist biri olarak destekliyorum.
Derneğin kuruluş bildirgesinden anladığım kadarıyla yegane amaç ülkedeki adı konmamış Atefobiye karşı mücadele etmek. Sanırım Atefobi tabirini kullanıma sokup bunun en az İslamofobi kadar gayrımeşru olduğu konusunda insanları bilinçlendirmenin vakti geldi (bu kişisel bir önerimdir sadece).
Milli Gazetenin, ''Allahın varlığını inkar'' etmenin sanki bir suçmuş gibi görülmesi gerektiği fikrine dair de bir şeyler yazmazsam olmaz. Soruyu direkt soralım: Allah'a inanmamak suç mudur? Soruyu genişletip soralım: İslam'a, onun peygamberine, kitabına inanmamak suç mudur? Eğer bunlar suç ise dünyada sayıları milyara yaklaşan bir suçlu kesim var demektir. Hatta Kuranı, Muhammed'i ve onun Allahını kabul etmeyen diğer din inanırlarını da dahil edersek dünyanın ezici çoğunluğu 'suçlu' demektir. Peki, bu sizce mantıklı mı? İslamcılara göre İslam'ı kabul etmeyen herkes (yani günümüz dünya nüfusunun beşte dördü!) cehennem adlı bir yerde diri diri yakılıp işkence görmeyi hak eden kafirlerden ibaret. Bunu biliyoruz. Bir insan grubunun yanmayı hak ettiğine iman ettikten sonra da bu dünyada onlara zarar vermek için ilaveten bir emir gerekmiyor, tarihte yaşananlardan bunu da biliyoruz. Burada sorun, cehennem inancının kendisindedir. Cehennem inancı ne demektir? Bizim dinimizden olmayan herkes sonsuza dek yanarak işkence görmeyi hak eder demek değil midir özetle? Bu inancın kendisi zaten farklı olana dönük bir nefret ifadesi içermiyor mu? Yanlışa anlamayın, yargı belirtmiyor sadece soruyorum. Ateistler, Müslümanların yanmayı hak eden kişiler olduğuna dönük bir inancı tebliğ etseydi nasıl bir tepki verirdiniz mesela? (Şu an fark ediyorum ki yazımdaki hitap şeklim karşımda müslüman varmış varsayımına dönüştü. Azınlık hissi böyle bir şey işte. Kendi kendine konuşurken bile oluyor).
Milli Gazetenin haberini yapan ve hak verenlere sormak lazım: İslam ahlakında, kendi için istemediği ne varsa gücü ele geçirince başkasına yapmak var mı? Başka ülkede senin kurduğun dernek böyle hedef gösterilse mutlu olur muydun? İnancına güvenin varsa ateistin varlığı seni neden korkutuyor, rahatsız ediyor?
Ateizm Derneğinin birkaç temsilcisi çeşitli TV kanallarına konuk olup soruları yanıtladılar. Belli ki iyi niyetle bu işe giren, tıpkı bizler gibi sıradan, pırlanta gibi insanlar. Fakat konuşmalarından dikkatimi çeken bir şey oldu, hepsi daha önce Hrant Dink'te gördüğümüz 'güvercin tedirginliğine' sahipti. Pek çok kez amaçlarının ateizmi yaymak olmadığını, sadece ateistlere dönük saldırılara karşı ses çıkarmak olduğunu vurguladılar. Vurgulamak zorunda hissettiler. Bu noktada düşünmeden edemiyorum: Bu insanlar ateizmi yaymaya çalışsa ne olacaktı ki? Suç mu bu? Sen dinini tebliğ edebiliyorsun, anlatıp yayabiliyorsun da benim böyle bir hakkım yok mu? Ahlakın en temel ilkelerinden biri kendin için istediğin hakkı başkasına da tanımak değil midir? Milli Gazetenin manşeti ahlaka uygun mudur?
İslamcıların şunu artık anlaması lazım: İnsanlara kendini var etme hakkı sunmazsanız, kendini var edemeyen insan varoluşunu sana karşıtlık üzerine kuracaktır. Ben kendimi anlatamazsam, o zaman kendimi senin de kendini anlatamaman üzerinden kurmaya başlarım. İnsan psikolojisidir, anlaşılır bir durumdur. Tarihten ders almak lazım. Bakın 2.Abdülhamid'in istbdadıyla ülkedeki seküler kesime kendini var etme hakkı verilmedi, 30 yıllık bir baskı rejimi kuruldu. Kuruldu da ne oldu? Yok mu oldu sekülerizm? Kemalizm size çeşitli yasaklar koydu diye kızdınız. Yasaklar sizi yok mu etti? Yıllar yılı Alevilerin ne ibadethanesi tanındı ne de okullardaki zorunlu din dersi kalktı. Ne oldu peki, yok mu Alevilik? Senin baskılarından ürken ve tepki duyan insanlar kendilerini senin başörtüne karşı çıkmak üzerinden var etmeye başladılar. Bu muydu istediğin sonuç? Bu çemberden çıkış yok mu? Ateistleri yüzyıllarca şeriat baskısında öldürdünüz, kelle kestiniz, sesini çıkarma hakkı tanımadınız. Ne oldu peki, yok mu oldular? Hayır. Yasaklamakla, saldırmakla, sindirmekle, yok saymakla hangi sorun çözülmüş ki siz hala bu tür yöntemlerden medet umuyorsunuz? Yoksa karşındaki dinsiz olunca vicdan rafa mı kalkıyor?
Sadece ateistler değil hiçbir azınlık 'güvercin tedirginliğiyle' yaşamak zorunda kalmayı hak etmez. Bu tedirginliği vermek egemene bir güç gösterisi veya üstünlük duygusu tattırıyorsa ortada patolojik bir durum var demektir. ''Dine saygı gösterin'' sözlerini işitmekten yoruldum. Neden İslamcıların en büyük beklentisi saygıdır? Bir kompleks mi var bunun derininde? Şahsen biri ateizme saygılı mı saygısız mı zerre umursamam. Saldırıya uğramayacak denli dikkate alınmamak, sıradan görünmektir tek istediğim. Ben saygı değil özgürlük peşindeyim. İslamcılar neden böyle değil? Derinlerde bir yerlerde, aslında saygı görmeyi hiç de hak etmediklerinin bastırılmış farkındalığı mı var yoksa? (Yine yanlış anlamayın, sadece soruyorum - Ve evet, bu parantezi güvercin tedirginliğiyle açtım!)
Sözün özü: Hak isteyen görünürleşecek, kendi gibilerle yan yana gelip dayanışacak. Bu memlekette ezilmeden yaşamanın başka yolu yok. Ateistler bu topraklarda en lanetli görülen kesim. Onlara alışılırsa ülke normalleşir. Bir düşünün; Aleviler, komünistler ve tüm azınlıklar hedef gösterildiğinde neyle suçlanırdı? Bir eylemde yakalanıp karakola düşünce sizi dövenler ağzından köpükler saçarak ne diyerek bağırırdı? ''Ulan Allahsız..!'' diye başlayan sıfatlar sıralanır değil mi? Hiç şaşmaz bu söylem! Herkes tecrübe etmiştir. Bu yüzden, ateizm sıradanlaşırsa herkes özgürleşir. Ateizm Derneği kurucu ve üyelerine başarılar dilerim. Toplumun ateistlere alışmasını sağlasalar bile büyük bir iş başarmış olurlar (ki var olmakta ısrarcı olurlarsa bunu sağlarlar; bakın LGBT'lere, onur yürüyüşlerinde artık binlerce kişi yürüyor). Sanırım derneğin ismini ''Atefobiyle Mücadele Derneği' gibi düşünmek derneğin amacını daha açıklayıcı kılacak. Yolları açık olsun.
http://blog.radikal.com.tr/Sayfa/ateizm-dernegi-ve-guvercin-tedirginligi-57532
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?