Minnak bir YGS öğrencisinin ızdırap ve dert dolu günleri..

Önce okulla başlayayım o zaman.Ben istanbul huk mezunuyum.Bizim zamanımızda çok zordu dersler şimdi ki sistemi bilmemekle üç aşağı beş yukarı aynıdır diye tahmin ediyorum.düzenli ders çalışmak ve güncel hukuki konuları takip etmek gerekiyor. Düzenli ders çalışmadan ve dersleri takip etmeden bir iki hafta çalışarak geçmek pek kolay değil.
Okul bittikten sonra, avukalık stajını yaparak hemen dilerseniz hemen büro açabilir yada başka bir avukata bağlı çalışabilirsiniz.bağlı olarak çalıştığınızda genel olarak ne yazık ki meslektaşlar tarafından yeni avukatlar sömürülür,

Dilerseniz hakimlik savcılık sınavına girerek sınavı kazanırsanız mülakatta referans bulursanız hakim savcı olursunuz.Torpilin adı referans olmuş o ayrı mesele:)

Avukatlık mesleğinin zorluğu genel olarak hep sorun ve sorunlu kişilerle uğraşmak aslında.
Çok da korkulacak yanı yok tabi ki mesleği sevmek kaydı ile.
Öğretmen yada doktor vs vs olsanız da Türkiyede aynı riski taşıyırsunuz. Maganda ve cahille karşılaşmamak için eve kendiniz kilitleseniz bile eve gelip sizi bulabilir. Yani belli bir yerden sonrası kader.
Başarılar dilerim bu arada.
Gerçekten çok haklısınız. İstemsizce son yazdıklarınıza gülümsedim. Ağlanacak halimize gülüyor olmamızda cabası gerçi. Peki büro açtıktan sonra işler nasıl ilerliyor ? Adımı duyurmam için ne yapmam gerekiyor ? Gerçekten *kısmet ise olursa* mesleğimde en iyisi olmak istiyorum bu yönden çok hırslıyım. Neler bekliyor beni ? İyi yönleri nelerdir bu mesleğin ? Eğitim durumunda iken kendimi epey yormam gerekiyor sanırım. Oysa ben şu son 4 senedir zaten çalışmaktan yorgun düşmüş bir haldeyim. Üniversitede rahatlarım diye düşünüyordum her lisesi ergen gibi :)
 
Çook haklısınız. Sanırım YGS ninde vermiş olduğu bir stres içerisinde kendime yeni yeni dertler bulma çabasına giriştim. Büyük yardımlarınız oldu gerçekten çok teşekkür ediyorum size ve diğer üyelere. Peki bir şey daha soracağım. Bir sözlükte okumuştum. Hukuk alanında olan kişiler hem meslek hayatında hemde eğitim hayatında çok sıkı bir program ile çalışıyorlarmış sanırım. Bu yüzden sosyal çevreden kendilerini epey kopardıklarını, insan ilişkileriniz zayıfladığı yazıyordu. Gerçi bu denli abartı bir biçimde yoğun olduğunu inanmadım ama sorma gereğinde hissettim kendimi.

Bu arada rica ederim, yardımcı olabildiysem mutlu olurum. :)
 
Diğerlerini bilemiyorum ama eşimden bahsedeyim. Kendisi güncel haberleri çok sıkı takip eder, gerek hukuki olanları gerek diğerlerini. Büroda evet yoğun çalışır ama eve asla taşımaz işini yani akşam 8de en geç gelir eve ve iş işyerinde kalır. Çok fazla sosyal biridir, yeni insanlarla tanışmaya bayılır eşi dostu çoktur. Ortamlara girip çevre yapmanın çok önemli olduğunu söyler. Bir yandan da yüksek lisans yapıyor bu sıralar.
Eşinizi tebrik ediyorum gerçekten. Çok teşekkür ederim gece gece vaktinizi bana ayırdığınız için. Aklımda bir şeyler oturdu sizlerin sayesinde. Gerçekten ne desem az. Geleceğim hakkında bir fikir almam sağladınız ve bu benim için en büyük iyilik.
 
Gerçekten çok haklısınız. İstemsizce son yazdıklarınıza gülümsedim. Ağlanacak halimize gülüyor olmamızda cabası gerçi. Peki büro açtıktan sonra işler nasıl ilerliyor ? Adımı duyurmam için ne yapmam gerekiyor ? Gerçekten *kısmet ise olursa* mesleğimde en iyisi olmak istiyorum bu yönden çok hırslıyım. Neler bekliyor beni ? İyi yönleri nelerdir bu mesleğin ? Eğitim durumunda iken kendimi epey yormam gerekiyor sanırım. Oysa ben şu son 4 senedir zaten çalışmaktan yorgun düşmüş bir haldeyim. Üniversitede rahatlarım diye düşünüyordum her lisesi ergen gibi :)
Üniversite lise gibi değil hem ortam hem de dersler olarak.Dersleri düzenli takip edip,çalışmak kaydı ile yeterince sosyalleşip ünşversiteden iyi anılarla ayrılabilirsin:)
Büro açtıktan sonra işler sizin ve ailenizin çevresinden gelir.Sosyal olmak büyük bir artıdır bizim meslekte.Ne kadar çevre o kadar iş yani.
Aldığınız en küçük davaya yada icra takibini çok iyi takip edip sonuçlandırırsanız ve müvekkilleri belirli periyotta bilgilendirirseniz bu sizin için bir artıdır.Çünkü en iyi reklam memnun ayrılmış müvekkildir:)

İmkanın varsa yurt dışı ya da yurt içinde yüksek lisansın da faydası dokunur.
 
Eşinizi tebrik ediyorum gerçekten. Çok teşekkür ederim gece gece vaktinizi bana ayırdığınız için. Aklımda bir şeyler oturdu sizlerin sayesinde. Gerçekten ne desem az. Geleceğim hakkında bir fikir almam sağladınız ve bu benim için en büyük iyilik.

Rica ederim ne demek. Kalbinizin sesini dinleyin sadece, yeter.
 
Üniversite lise gibi değil hem ortam hem de dersler olarak.Dersleri düzenli takip edip,çalışmak kaydı ile yeterince sosyalleşip ünşversiteden iyi anılarla ayrılabilirsin:)
Büro açtıktan sonra işler sizin ve ailenizin çevresinden gelir.Sosyal olmak büyük bir artıdır bizim meslekte.Ne kadar çevre o kadar iş yani.
Aldığınız en küçük davaya yada icra takibini çok iyi takip edip sonuçlandırırsanız ve müvekkilleri belirli periyotta bilgilendirirseniz bu sizin için bir artıdır.Çünkü en iyi reklam memnun ayrılmış müvekkildir:)

İmkanın varsa yurt dışı ya da yurt içinde yüksek lisansın da faydası dokunur.
Öncelikle gerçekten binlerce kez herkese teşekkür etmek istiyorum şuanda :) Kafamdaki tüm soru işaretleri bir bir çözüme ulaştı. Yurt dışına lisans yapma gibi bir şansım var evet. Aklıma gelmişken bir şey daha sormak istiyorum. Bir yakınım burada hukuk oku yurt dışına mesleğini yap demişti. Ancak hukuken farklılar yüzünden burada okuduğum 4 sene orada hiç sayılmıyor mu ? Yanlış mı biliyorum yoksa. Tekrar tekrar teşekkür ederim.
 
Öncelikle gerçekten binlerce kez herkese teşekkür etmek istiyorum şuanda :) Kafamdaki tüm soru işaretleri bir bir çözüme ulaştı. Yurt dışına lisans yapma gibi bir şansım var evet. Aklıma gelmişken bir şey daha sormak istiyorum. Bir yakınım burada hukuk oku yurt dışına mesleğini yap demişti. Ancak hukuken farklılar yüzünden burada okuduğum 4 sene orada hiç sayılmıyor mu ? Yanlış mı biliyorum yoksa. Tekrar tekrar teşekkür ederim.
Çoğu ülke bizim ülkemizin diplomasına denklik vermiyor.Yani burada hukuk okuyup orada mesleği devam ettiremiyorsunuz.
Yurt dışında avukatlık yapabilecek olsaydık ülke bu kadar karışıkken eşim ve ben çoktan giderdik:)
Umarım herşey gönlüne göre olur.
 
Son düzenleme:
Öncelikle herkese merhaba :) Aranıza yeni katılmış bulunmaktayım. Konuyu yanlış yere açtım ise affola. Ablalarım ben lise son öğrencisiyim. YGS ye tabiri caiz ise köpek gibi çalıştım adam akıllı bir hedefim olmadığı halde. Lakin artık bir seçim yapmam gerekiyor sanırım. TM öğrencisiyim. Hep Hukuk okuyayım savcı olayım hiç olmadı avukat olurum hayali içindeydim. Ancak açık konuşmak gerekirse korkak bir insanım. Ağzım çok iyi laf yapar, çok güzel savunurum fakat bu meslek için bunlar yeterli olmuyor sanırım. Ya çok film izlemiş olmanın *özellikle Behzat Ç . :) * verdiği gerekçe ile öldürülürüm bir bela gelir başıma falan diye korkuyorum. Böyle diyince çok komik oluyor ben bile kendime gülüyorum ama korkuyorum yani yüzleşmek gerek bir noktadan sonra :KK70: Hukuk okuyanınız veya iyi bir bilgiye sahip olanınız var ise beni bilgilendirirse çok müteşekkir olurum. Ayrıca başka hangi bölümleri seçebilirim geleceği iyi olan ?

Hukuk 2.sınıf öğrencisiyim sorularını alabilirim
 
Öğretmenlik istersen özel eğitim şu an için iyi bir bölüm talep fazla. Ama mülakat vs var atanmak için
 
Derslerin yoğunluğu nasıl ilerliyor ? Çalışırken falan çok zorlanıyor musunuz ? Eğer ben bu bölümü kazanır isem dikkat etmem gereken şeyler nelerdir ?

Dersler oldukça yoğun bunu söyleyebilirim.Çalışırken zorlandığım noktalar oluyor ama aşılmayacak gibi değil.Abartıldığı gibi zor bir bölüm değil.

Ve önerim bolum hakkında bu kadar bilgi edinmeye odaklanmak yerine sınava çalışıp hukuku kazanacak puanı alman ben de senin gibiydim ama Boğaziçi istiyordum şükür şu an hukuk okuyorum ama içimde kaldı Boğaziçi..okulum istanbul hukuk.1.sınıf çok zor değildi ama benim alttan 1.dersim var o da medeni hukuk.bu yıl da ceza hukuku biraz sıkıntı. Bunun haricinde aklıma gelen aşırı zor bir ders yok 1 de hukuk baslangici var roma hukuku var medeni hukuk var anayasa hukuku var bir de iktisat görüyordük en sevdiğim ders anayasaydi 1.sınıfta
 


Üç hukuk öğrencisiyle ayrı zamanlarda, bir avukatla ayrı zamanda ev arkadaşlığı yaptım. Üçü İstanbul Hukuk öğrencisi diğeri Konya Hukuk mezunuydu. Anlattıkları ise hemen hemen aynıydı. Ben bunarkadaşlarla bizzat okuyor kadar olduğum için elimden geldiğince anlatmaya çalışayım.

Ben diliyle anlatacağım lakin avukat değilim yanlış anlaşılmasın.
Birinci sınıf kektir. Çay demle ye, o kadar. Bizimkilerin 'hukuk bumuymuş yaa' tripleri boğazında düğümlenene dek bir yıl lay lay lom modunda geçti. Çerez gibi yer bitirirsin. Tabi şu da var. İstanbul Üniversitesinde her yarıyılda bir sınav var. Yani sene boyunca toplamda iki kez sımavlara giriyorsun -diye hatırımda kaldı- rhangi bir üniversitede her dersinir vizesi bir finali olur istanbul üniversitesinde vize yok, direk finale giriyorsun.

Neyse birinci sınıfı geçtin farzediyorum.
Bu beş arkadaştan bir tanesi bildiğin zehirin tekiydi. Gider dersleri takip ederdi. -derste yüzlerce kişi olur sınıflar klasik üniversite sınıfı gibi değildir.imza falan alınmaz o kalabalığa imza da yetişmez. İster sene boyu yatar sene sonunda sadecensınavlara gidersin ister her derse gider not alır dinlersin vs sana kalmış- fakat süper bir not akışı var. Hocalar ve anlatım şekilleri soru stilleri vs üç aşağı beş yukarı aynı. Adı neydi hatırlamıyorum Ahmet olsun. Ahmetin notları diye birşey var. Adamın biri zamanında deli not tutmuş. Şimdi çoğaltılıp çoğaltılıp o satılıyor. Girmediğin derslerin ses kayıtları, notları vs hepsi mevcut. Derse gidersen bizzat denetim yaşayacağın için senin artın olur.

Bu beş arkadaştan biri zehirin tekiydi demiştim. Dünyanın en saçma cümlesini söyle. Sana bir yıl sonra aynı cümleyi hatırlatır, öyle bir hafıza. Ben bu kızla iki yıl ev arkadaşlığı yaptım. Üçüncü ve dördüncü sınıfta bu arkadaşımın canının çıktığına bizzat şahit oldum. Deli gibi kanun ezberliyordu. Ellerindeki kitapları yalıyor yutuyordu adeta. Sabahları okul için çok erken kalkmak gerekiyordu o yıllar. Ben tuvaletten çıkardım bakardım bizim hukukçu eve yeni giriyor. Nereden geliyor? Kütüphanede sabahlamış! Sınav döneminde kütüphaneler hukukçuların mabedi gibi oluyor. Sabaha kadar deli gibi ezber yapıyorlar. Sallana sallana yüksek sesle koca kitabı baştan sona kadar okuduğuna bizzat defalarca şahit oldum. Sonuç? 'Aaaaa 40 almışıııım!' Bu sevinç nidası yanlış anlama. Adam zehir küpünün teki. Sabahlara kadar uyumamış kırk aldığına seviniyor. Ama kırkla geçiyorlar, o da var. Bildiğimiz A4 kağıdının neredeyse beş katı büyüklüğünde çarşaf denen kağıtlar var. Hocanın sorduğu sorular çarşafları doldurup taşırıyor. Süre yetmezdi benim arkadaşa. Sınavdan sonra yazı yazmaktan kolu uyuşurdu çoğu zaman da onu ovalamakla baya zaman harcardı.

Sosyal hayatlarına gelecek olursak bunların hemen hepsi sosyal hayatı olan gayet sosyal insanlardı. Elinde kitap gözünde gözlük hayal etme. Afedersin üç ay eşşek gibi çalışırsan derslerini geçersin. Kalan zaman sana kalır, gönlün nasıl dilerse öyle zaman geçir. Bir de bana kalırsa insan kalitesi okuduğu bölümle biraz paralel olarak değişiyor. Bunların hepsi ve onların arkadaşları da gerçekten oturmuş kişilikler ve hoş insanlardı. Yani hukuk okumak sosyal hayata engel değil. Durup durup kanun değişikliklerinden dert yanarlardı. Kanun değişirse soru değişir. Soru değişirse cevap değişir. Son sınıf arkadaşlar kanun şakırdı resmen. Ev adeta bir siyaset meydanına dönerdi.

Okul bitti farzediyorum. Sen artık kahrolası bir stajyersin. İntörnler doktorlar için ayak altında kalmış pis bir böcek muamelesi görür. Hah işte sende mezun bir avukat olarak diğerleri için öylesin. Sırf stajyerlik yapabilmek için para ödeyenleri bile çok duydum. Yanında çalıştığın adam insaflıysa üç beş kuruş verir tabi ona birşey demiyorum. Ama ellerinde evraklar o semt senin bu semt benim koşturur adeta bir hamal görevi görürlerdi stajyer olduklarında. Öyle vay efendim ben avukat oldum vay efendim ne forslu iş falan hepsi trişka. Resmen bir tarafından kan alıyorlar. Buna bir iki yıl katlanmak zorundasın. Çünkü hiçbirşey kitap okumakla bitmiyor. İşlerin nasıl yürüdüğünü öğrenmek istiyorsan buna katlanmak zorundasın. Ve sende avukat olursan seve seve katlanacaksın. Çünkü işini bilen bir avukat bulup yanına girmek bile çok büyük bir nimet. Ne zaman şad olur harbi para kazanmaya başlarım dersen stajını iyi yapmış işi iyi öğrenmişsen beş yıl sonra çok ihi paralar kazanmaya başlarsın. Ama iki yıldan sonra da artık geçimini sağlayacak maaş miktarına ulaşmış olursun.

Uykum kaçtı çenem düştü valla. Benim aklıma gelenler bunlar başka bir sorun varsa sor anlatayım.
 
Dersler oldukça yoğun bunu söyleyebilirim.Çalışırken zorlandığım noktalar oluyor ama aşılmayacak gibi değil.Abartıldığı gibi zor bir bölüm değil.

Ve önerim bolum hakkında bu kadar bilgi edinmeye odaklanmak yerine sınava çalışıp hukuku kazanacak puanı alman ben de senin gibiydim ama Boğaziçi istiyordum şükür şu an hukuk okuyorum ama içimde kaldı Boğaziçi..okulum istanbul hukuk.1.sınıf çok zor değildi ama benim alttan 1.dersim var o da medeni hukuk.bu yıl da ceza hukuku biraz sıkıntı. Bunun haricinde aklıma gelen aşırı zor bir ders yok 1 de hukuk baslangici var roma hukuku var medeni hukuk var anayasa hukuku var bir de iktisat görüyordük en sevdiğim ders anayasaydi 1.sınıfta
Derslerime gerçekten çok büyük önem verdim şu 4 sene içinde. Dediğim gibi hedefim olmadığı halde çok çalıştım. Eğer YGS günü ölmez isem kazanmayı planlıyorum :) Bu arada teşekkür ederim bilgilendirdiğiniz için. Genelde sözlükte falan okuduğum kadarıyla çok zor, çok sıkıcı, insanı yaşlandırıyor gibi abartı cümleleri kurulmuş. Bu beni bir miktar korkutmuştu.
 

Üç hukuk öğrencisiyle ayrı zamanlarda, bir avukatla ayrı zamanda ev arkadaşlığı yaptım. Üçü İstanbul Hukuk öğrencisi diğeri Konya Hukuk mezunuydu. Anlattıkları ise hemen hemen aynıydı. Ben bunarkadaşlarla bizzat okuyor kadar olduğum için elimden geldiğince anlatmaya çalışayım.

Ben diliyle anlatacağım lakin avukat değilim yanlış anlaşılmasın.
Birinci sınıf kektir. Çay demle ye, o kadar. Bizimkilerin 'hukuk bumuymuş yaa' tripleri boğazında düğümlenene dek bir yıl lay lay lom modunda geçti. Çerez gibi yer bitirirsin. Tabi şu da var. İstanbul Üniversitesinde her yarıyılda bir sınav var. Yani sene boyunca toplamda iki kez sımavlara giriyorsun -diye hatırımda kaldı- rhangi bir üniversitede her dersinir vizesi bir finali olur istanbul üniversitesinde vize yok, direk finale giriyorsun.

Neyse birinci sınıfı geçtin farzediyorum.
Bu beş arkadaştan bir tanesi bildiğin zehirin tekiydi. Gider dersleri takip ederdi. -derste yüzlerce kişi olur sınıflar klasik üniversite sınıfı gibi değildir.imza falan alınmaz o kalabalığa imza da yetişmez. İster sene boyu yatar sene sonunda sadecensınavlara gidersin ister her derse gider not alır dinlersin vs sana kalmış- fakat süper bir not akışı var. Hocalar ve anlatım şekilleri soru stilleri vs üç aşağı beş yukarı aynı. Adı neydi hatırlamıyorum Ahmet olsun. Ahmetin notları diye birşey var. Adamın biri zamanında deli not tutmuş. Şimdi çoğaltılıp çoğaltılıp o satılıyor. Girmediğin derslerin ses kayıtları, notları vs hepsi mevcut. Derse gidersen bizzat denetim yaşayacağın için senin artın olur.

Bu beş arkadaştan biri zehirin tekiydi demiştim. Dünyanın en saçma cümlesini söyle. Sana bir yıl sonra aynı cümleyi hatırlatır, öyle bir hafıza. Ben bu kızla iki yıl ev arkadaşlığı yaptım. Üçüncü ve dördüncü sınıfta bu arkadaşımın canının çıktığına bizzat şahit oldum. Deli gibi kanun ezberliyordu. Ellerindeki kitapları yalıyor yutuyordu adeta. Sabahları okul için çok erken kalkmak gerekiyordu o yıllar. Ben tuvaletten çıkardım bakardım bizim hukukçu eve yeni giriyor. Nereden geliyor? Kütüphanede sabahlamış! Sınav döneminde kütüphaneler hukukçuların mabedi gibi oluyor. Sabaha kadar deli gibi ezber yapıyorlar. Sallana sallana yüksek sesle koca kitabı baştan sona kadar okuduğuna bizzat defalarca şahit oldum. Sonuç? 'Aaaaa 40 almışıııım!' Bu sevinç nidası yanlış anlama. Adam zehir küpünün teki. Sabahlara kadar uyumamış kırk aldığına seviniyor. Ama kırkla geçiyorlar, o da var. Bildiğimiz A4 kağıdının neredeyse beş katı büyüklüğünde çarşaf denen kağıtlar var. Hocanın sorduğu sorular çarşafları doldurup taşırıyor. Süre yetmezdi benim arkadaşa. Sınavdan sonra yazı yazmaktan kolu uyuşurdu çoğu zaman da onu ovalamakla baya zaman harcardı.

Sosyal hayatlarına gelecek olursak bunların hemen hepsi sosyal hayatı olan gayet sosyal insanlardı. Elinde kitap gözünde gözlük hayal etme. Afedersin üç ay eşşek gibi çalışırsan derslerini geçersin. Kalan zaman sana kalır, gönlün nasıl dilerse öyle zaman geçir. Bir de bana kalırsa insan kalitesi okuduğu bölümle biraz paralel olarak değişiyor. Bunların hepsi ve onların arkadaşları da gerçekten oturmuş kişilikler ve hoş insanlardı. Yani hukuk okumak sosyal hayata engel değil. Durup durup kanun değişikliklerinden dert yanarlardı. Kanun değişirse soru değişir. Soru değişirse cevap değişir. Son sınıf arkadaşlar kanun şakırdı resmen. Ev adeta bir siyaset meydanına dönerdi.

Okul bitti farzediyorum. Sen artık kahrolası bir stajyersin. İntörnler doktorlar için ayak altında kalmış pis bir böcek muamelesi görür. Hah işte sende mezun bir avukat olarak diğerleri için öylesin. Sırf stajyerlik yapabilmek için para ödeyenleri bile çok duydum. Yanında çalıştığın adam insaflıysa üç beş kuruş verir tabi ona birşey demiyorum. Ama ellerinde evraklar o semt senin bu semt benim koşturur adeta bir hamal görevi görürlerdi stajyer olduklarında. Öyle vay efendim ben avukat oldum vay efendim ne forslu iş falan hepsi trişka. Resmen bir tarafından kan alıyorlar. Buna bir iki yıl katlanmak zorundasın. Çünkü hiçbirşey kitap okumakla bitmiyor. İşlerin nasıl yürüdüğünü öğrenmek istiyorsan buna katlanmak zorundasın. Ve sende avukat olursan seve seve katlanacaksın. Çünkü işini bilen bir avukat bulup yanına girmek bile çok büyük bir nimet. Ne zaman şad olur harbi para kazanmaya başlarım dersen stajını iyi yapmış işi iyi öğrenmişsen beş yıl sonra çok ihi paralar kazanmaya başlarsın. Ama iki yıldan sonra da artık geçimini sağlayacak maaş miktarına ulaşmış olursun.

Uykum kaçtı çenem düştü valla. Benim aklıma gelenler bunlar başka bir sorun varsa sor anlatayım.
Vallahi hiç erinmeden anlatıp yardımcı olmuşsunuz çok teşekkür ediyorum size. Aslında bakarsanız hayatın her döneminde başarıya ulaşmak için bir şeylere katlanıp sabah akşam çalışmak gerekiyor. Kurallar böyle sanırım. Mecbur kazanırsam eğer katlanacağım. Sonunda iyi bir gelecek beni bekliyor ise tabii ki. Sorulabilecek tüm soruların cevaplarını siz kendiliğinden vermişsiniz zaten :) Geriye bir şey kalmamış. Tekrardan teşekkür ederim.
 
Back
X