• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Mücadele etmek, emek vermek..

kazulet

L'Etre et le Néant
Kayıtlı Üye
9 Temmuz 2008
1.426
320
163
a.s.:nazar:birçok konuda fikir alışverişimiz olduğu bir gerçek
fakat bu konuyu şuan okuyan arkadaşlarımızdan daha gerçekçi olmalarını bekliyorum..
gerçekçiliğimden kasıt şu arkadaşlar.. mesela okuyoruz,bir konu oluyor, bazı hanımefendiler hemen taaruza geçerek 'ayyy asla kabul etmem,boşan,kesinlikle olmaz vs.. ' gibi keskin cümleler kuruyorlar ya..başlarına gelmediği için böyle iddialı cümleler kurarken, bu kez bu konuyu okuduklarında empati yapmalarını istiyorum..
o kadar dikkatimi çekiyor ki olanlar..
herkes birbirine tahammülsüz,herkes kavga halinde ve birbirine birşeylerin bedelini ödetmek için çırpınıyor farkındaysanız
bir ilişkiye, bir evliliğe adım atarken sonsuza kadar olması için birbirimize söz veriyoruz değil mi..
birlikteykende öyle..
ama bu insan (burda okudugumuz bir örneklerde olduğu gibi)
-fevri
-küfür ediyor
-ailemizi önemsemiyor
-çileden çıkınca şiddet uyguluyor
-istemediğimiz şeyler yapıyor
vs.. gibi örneklerden birini sergiliyor..
bu anlatılan şeyer sizce psikolojik bir sorun değil mi..
yani bir birlikteliğe başladıysanız saygı ve emek gerkmiyor mu

tabiki yanlızca size kötü şeyler yaşatan bir adamla beraber olmazsınız,elbet çok büyük bir sevgi vardır aranızda
ve bu tarz sorunlardan biri sizin ilişkinize tebelleş oldu
ne vakit emek girer işin içine..
herşeye rağmen mucadele edip o insanı tedavi ettirmek mi gerekir, bırakmak mı..

herkes havalardan uçuyor ama birçok evli insanda adaptasyon dönemimde bintane sorun yaşadıklarını,ve herseye ragmen katlandıklarını yazıyor..
sizce nedir emek ve savaşmak..
sınır olmalımıdır
yoksa evet dediğiniz insan sizi anlayana dek yorlumamakmıdır sevgii..:uhm:
 
çok haklısın canım en ufak olayı büyütüyoruz ,sevgi için emek harcamıyoruz ,seneler süren evliliklere göz atsak hiçmi sorun yaşamadılar sanki,herşey güllük gülistanlıkmıydı.elbette onlarda çok sorunlar yaşadılar sorunlar aşa aşa sevgiler ve evlilikler güçleniyor sağlamlaşıyor bence
 
Yürümeyen bir ilişkiyi ,evliliği ittire ittire devam ettirmenin ne anlamı var ki?Evlilikte emek,hoşgörü iki temel kavram,ama bazen öyle şeyler yaşanıyor ki emek de hoşgörü de tek başına yeterli olmuyor.Sorunlu bir evliliği yürütmeye çalışmaktansa noktalamak daha mantıklı bu durumda.:1closedeyes:
 
bende son kararlar verilmeden öncee çok iyi düşünülmesi taraftarıyım...
sonuçta bu zamanlarada emek verilerek gelindi...
elbetteki gurur kırıcı seviyesizleşen bir ilişkinin devamı saçma olur ama sonuna kadar gider sonra karar verirdim ben..ileride pişmanlık duymamak için....
çünki son pişmanlık fayda etmez........
 
iyi niyetiniz suistimal edilmediği sürece savaşmalısınız, ama bu kullanılmaya başlanırsa saatler tersine işlemeye başlar.
 
umudun varsa gücünün,aşkının yettiği yere kadar savaşırsın.
özellikle evliliklerde insanlar savaş ve emek vermeliler bence.çünkü evlilik kararı ve evlilik sürecinde gerçekten çok emek var, sizi birleştiren çok şey var.yani aslında savaşırken hem kendiniz hem de sevdiğiniz insan için savaşıyorsunuz.
ama ilişkilerde eğer umut yoksa, evliliklerdeki kadar çaba vermeye gerek yok bence çünkü o kadar çaba verdiğin insan bir süre sonra seni yüzüstü bırakabiliyor, vaktin emeğin herşeyin heba oluyor,yıkıldığınla kalıyorsun.
 
Canim sorun var sorun var. Esini doven, cocujklarina bakmayan ya da aldatan bir kocayi neden savunalim ki? neyin emegi neyin kavgasi? karsi taraf coktan pes etmis ve seni aptal yerine koyarken. kime karsi neyin kavgasini vereceksin? hangi emek?

diger ufak tefek konularda ise ben yorum bile yapmam guler gecerim bu da sorun mu diye?
 
şimdi bu yazıyı okuyup geçen onca kişi " ne kadar da hoşgörülü,sıcak ve tatlı yaklaşmış" diye düşünebilir..

ama sizin mantığınıza göre erkeklerin yaptıkları bütün saçmalıklar onların psikolojik sorunlarından geliyor ve kadının ,elbette yuvasını ve eşini seviyorsan.. boşanmak,ayrılmak,bozuşmak yerine emek (!) vermesi gerekiyor..

nedir emek? ihanete uğramışsınız,yakalamışsınız,hamilesiniz,adama küfürler yağdırıyorsunuz o da size basmış yumruğu..?

hmmm bu adamın psikolojik sorunları var,bence de var.. ee o zaman hadi bu adamı kazanmaya çalışalım,doğacak yavrumuz adına öyle mi??

bence öyle değil.. bu tip başlıklar daha önce de açıldı,yorumları kısıtlayıcı,diğer insanların yorumlarına müdahele edici veya yaşamayan bilmez,senin tuzun kuru,bekara karı boşamak kolay türünden ifadelerle sıkla karışılaşıldı..

size göre bir adamın ailenize küfür etmesine "amannn psikolojik sorunları var yuvam için dayanırım anama-babama küfür edilmesine "diyebilir,adamı kazanmaya çalışabilir,tölerans gösterebilirsiz.. ama bir diğeri de çıkar "haddini bil,ben böyle adamla evli kalamam "der çeker gider..

kimi yıllarca dayak yer,sonra adam cidden sakinleşir,yuvamı kurtardım diye böbürlenir dayak yediği yıllar boyunca ruh hastası olmuş evlatlar yetiştirir,öteki de tek bir iteklemeye tahammül edemez,bitirir..


bu eğitime,yetiştirilme tarzına,karaktere ve eşler arasındaki ilişkiye bağlıdır..

erkekleri süslü cümlelerle korumaya karşıyım ben,yuva yıkılacaksa veya kurtulacaksa iki tarafında emeğiyle olur.. tek tarafın gayretiyle kurulmuş veya devam ettirilen yuva bence yuva değildir..
 
Son düzenleme:
Evlilik bir sandal gibidir....

Ancak iki taraftda ayni yöne kürek sallarsa o sandal yürür...

Yagmurlara, Firtinalara ugrasa bile yönünü kaybetmez...
Sallanir ama batmaz...a.s

O sandali ne zamana kadar tek basina yürütmeye calisabiliriz, bir zaman sonra kuvvetimiz bitmezmi? bir zaman sonra yorulmazmiyiz?, bir zaman sonra bitmezmiyiz?

Evet! a.s

Emek vermek tek tarafli olmaz yada bir noktaya kadar olur...emeginin karsiligini gördükce emek vermek istersin zaten, aksine emeginin bosa gittigni görmek kadar büyük bir hayal kirikligi yok..:delphin:
 
aranizda cemil tokpinar okuyanlari varmi bilmiyorum hanimlar ama size siddetle tavsiye ediyorum..

ömür boyu ask 1, 2 kitaplarini mutlaka okumaniz gerekir diye düsünüyorum..

evliliginizde mutlu iseniz mutlulugunuzu yükseklere tasiyabilirsiniz..

sayet sorunlariniz var ise bu kitaplarda eminim size bir yol gösteren olacaktir..

ben evli degilim ama gerek ailem gerek cevrem olsun cok seyler yasadigimiza inaniyorum..

ve evlilikten korkuyordum.. belkide hala korkuyorum..

ama bu kitap sayesinde cok seyler ögrendim diyebilirim..

hepinize mutluluklar dilerim..
 
şimdi bu yazıyı okuyup geçen onca kişi " ne kadar da hoşgörülü,sıcak ve tatlı yaklaşmış" diye düşünebilir..

ama sizin mantığınıza göre erkeklerin yaptıkları bütün saçmalıklar onların psikolojik sorunlarından geliyor ve kadının ,elbette yuvasını ve eşini seviyorsan.. boşanmak,ayrılmak,bozuşmak yerine emek (!) vermesi gerekiyor..

nedir emek? ihanete uğramışsınız,yakalamışsınız,hamilesiniz,adama küfürler yağdırıyorsunuz o da size basmış yumruğu..?

hmmm bu adamın psikolojik sorunları var,bence de var.. ee o zaman hadi bu adamı kazanmaya çalışalım,doğacak yavrumuz adına öyle mi??

bence öyle değil.. bu tip başlıklar daha önce de açıldı,yorumları kısıtlayıcı,diğer insanların yorumlarına müdahele edici veya yaşamayan bilmez,senin tuzun kuru,bekara karı boşamak kolay türünden ifadelerle sıkla karışılaşıldı..

size göre bir adamın ailenize küfür etmesine "amannn psikolojik sorunları var yuvam için dayanırım anama-babama küfür edilmesine "diyebilir,adamı kazanmaya çalışabilir,tölerans gösterebilirsiz.. ama bir diğeri de çıkar "haddini bil,ben böyle adamla evli kalamam "der çeker gider..

kimi yıllarca dayak yer,sonra adam cidden sakinleşir,yuvamı kurtardım diye böbürlenir dayak yediği yıllar boyunca ruh hastası olmuş evlatlar yetiştirir,öteki de tek bir iteklemeye tahammül edemez,bitirir..


bu eğitime,yetiştirilme tarzına,karaktere ve eşler arasındaki ilişkiye bağlıdır..

erkekleri süslü cümlelerle korumaya karşıyım ben,yuva yıkılacaksa veya kurtulacaksa iki tarafında emeğiyle olur.. tek tarafın gayretiyle kurulmuş veya devam ettirilen yuva bence yuva değildir..

yazı pembe panjurlu kalıplardan çıkartarak yazmadsım öncelikle ama yorumunuzu çok beğendim..zaten mutlu çocukla, gururlu kız oynanmaması için de baştan belirttim..benim anlatmaya çalıştığım şey senin tamda tersten algılamış olduğun aslında..
bu yanlızca erkek için geçerli değil
ikili ilişkisi olan her partner adına -emek ve çabanın- nereye kadar olduğunu bilmek adına yazılmış bir yazı..
bahsettiğiniz şekilde bir davranışı ruh hastası eşine katlanabilen bir ruh hastası partner sergiler..

ama şunu anlatmaya çalışıyorum

eşiniz gün geldi felç oldu
yürütmeye mi çabalarsınız..çabalarsanız bunun sınırı ne..

zaten bahsettiğimiz rahatsızlıklarıda fikirsel özürlülük kapsamında ele alırsak aynı noktada buluşuruz..
nereye kadar ve ne kadar..

ben burada erkekleri koruyan süslü cümleler kurmuyorum
okuduğum yazılara bakarak merak ediyorum
duyarlılığımı
farkındalığımı
belkide insanlığımı..
ama bahsettiğim şey iki kişi arasında kurulan dünyayı kapsayan bir duygu biçimi..
birinin devamlı sözlü yada temas halinde tacizi değil..

ayrıca aşkı analiz etmek yada yapısal deneyimler çıkartmak istiyorsak bence hayata bakalım..size birsürü kitap önerebilirim..(sizin bize önerdiğiniz gibi)

Frédéric BEİGBEDER okuyun dilerseniz..
mesela bende bu yazarın aşk söylemin çok büyük olduğunu düşünüyorum..çok geniş..çok affedici..
her birimiz şiddetle kendi bildiklerimizi savunursak ortaya farklı açılar çıkar..

sevgilera.s.
 
popüler kitaplara itimat etmem.. buna rağmen ergenlik dönemime denk geldiği için bahsettiğiniz yazarı okudum.. seçici olmadığım dönemde yani..

''...güzel bir kız görürsem ona aşık olmak isterim,aşık olursam onu öpmek isterim,öpersem onunla yatmak isterim,yatarsam onunla aynı evi paylaşmak isterim,aynı evi paylaşmak istersem onunla evlenmek isterim...''

kendisini bu ifadeyle anlatan bir erkeğin bana pek birşey katacağını sanmıyorum.. ama yine de teşekkür ederim..aşkı gördüğüm göz bundan çok daha farklı,derin ve felsefik..

böyle bir zincirde tek bir halka kırıldığında aşk biter ve sizin emek verelim ifadeleriniz hiçbirşey ifade etmez.. kadınların emek vermesini isteyen erkeklerdir,zira hep hata yaparlar ve bu aptallıkların örtülmesini unutulmasını isterler..

bence bir kadın ilişkisine yatırım yapmak,emek vermek istiyorsa işe kendisine saygı duymak ve kendisini sevmekle başlamalı..
 
bir ilişkiye emek vermeden önce ; insan kendi için emek harcamalı ... kendi için yaşamalı...ilişkiler 2 kişiliktir ... ve karşımızdaki insanın yerine ne düşünebilir ne de kararlar alabiliriz... ancak kendi hayatımızı yönlendirmek bizim elimizdedir... tabii ekstra durumlardan bahsetmiyorum...

biz nasıl bir hayat yaşamak istiyorsak odur hayatımız... bir ilişkide saygı mı istiyorum o zaman karşımdaki insana saygı göstereceğim ; saygı istediğimi de açık ve net bir şekilde anlatacağım... eğer bana saygı göstermiyorsa nereye kadar emek harcayacağım...

eğer istenen sadece bir kocam olsunsa hayattan ; başımda kocam var huysuz muysuz ; arada hakaret de eder ; hani itiraf ediyorum 1-2 el de kaldırdı ama kocam diye de o adama emek de verilebilir...

yani emek bence ne yaşamak istediğimize göre şekillenir... elbette ilk hatalarda ben buna gelemem deyip çekip gitmek değil bahsettiğim... bu kıymet bilmezliktir ... karşındaki yerine kendini koyup ; düşünüp ; tartıp karar vermek gerek...

fiziksel rahatsızlıklar ; hastalıklar gibi durumlarda ise sadece vicdanla karar verilebilir gitmek veya kalmak için ...
 
yaşadıklarımız geleceğin aynasıdır derim ben.
ben fiziki ya da ruhsal şiddet görürken emek sarfedemem.
çünkü emek sarfettiğim durum için hakediş gerekir.

eğer karşımdaki insanın psikolojik sorunları varsa ve bu yüzden şiddet görüyorsam da kazanmaya çalışırım ama karısı olarak değil; eski karısı olarak, arkadaşı olarak.
çünkü can güvenliğimi tehlikeye atamam ben.
karşı çıkanlar da çok olurum eminim ama, ben daha değerliyim ve dayak yemeyi kabullenemem.

hasta olan eşimi kazanmak için kendimi de harcayamam.
evet boşanırım ama gene de yanında olmaya çalışırım.
 
İçerik nedeniyle konunuz”hayatın içinden- ilişkiler duygular ”bölümüne taşınmıştır

Editör arkadaşımın da bilgisine
 
hayatımız boyunca herşey için emek sarfediyoruz...
işimiz için,evimiz için,ailemiz için,sevdiklerimiz için...
bunun karşılığını alınca da mutlu oluyoruz ve o mutluluk bize çok şey kazandırıyor...
evlilikte emek tek taraflı olmaz,o zaman emek emek olmaktan çıkar,sömürülmek olur...
tabi bunu da aklı başında kimse kabul etmez...
ilişkilerde saygı,sevgi ve emek şart...
temel taşlardır bunlar...
saydığınız unsurlar bir eşte bulunuyorsa;bunlar;
-fevri
-küfür ediyor
-ailemizi önemsemiyor
-çileden çıkınca şiddet uyguluyor
-istemediğimiz şeyler yapıyor...vs.vs.vs..
hangimiz hemen kapıyı çarpıp gideriz ki...
insan değer verdiği herşey için emek harcar...
sizin anlatmak istediğinizi çok iyi anladım arkadaşım...
yapılması zor olan,ya da imkansız olan birşey,
başkası konu olunca neden ağızdan bu kadar kolay çıkıyor...... değil mi???
 
size hem katılıyorum hem katılmıyorum aslında.....çok güzel tespitlerde bulunmuşsunuz, insanlar kesinlikle sabırlı lmaı, emek harcamalı ama karşımızdaki kişi bu konuda istekliyse , evliliğini ,kendiini geliştirmek istyorsa kendi davranışlarında birşeler ters gidiyor diye düşünyorsa...uyum süreci diye her olay kabul edilemez....bazı insanlar var her hareketi haklı8, herşey onun hakkı..ama bir sorun olduğunda eğer KARŞIMIZDAKİ KİŞİ RUHSAL YADA BAKIŞ AÇISI OLARAK BUNUN YANLIŞ OLDUĞUNU VE DÜZELTMEYİ İSTİYOR VE BUNU ANLIYORSA muhakkak sırt sırta verip üstesinden gelinmelidir diye düşünüyorum....ama 3 yıl birliktelik yaşadınız bir çok sosyal ortamda bulundunuz birlikte ama evde hep aşağılama,dayak ...vs olayları olduysa ve değil doktora gitmek sizi bile dinlemiyorsa bence kesin bir çözüm bulunmalı....bazen öyle şeyler okuyoruz ki 3 kere aldattı, 4 kere şidddet.....vs kendimi ifade etmeye çalıştım konuştum doktora gitmiyor , hala yuvasını annesinin yanı sanıyorsa bence dönüşü olmuyor kendi ailemden biliyorum ....hep hanımlar okuyor ,çaba ,emek harcıyor ama erkekler o çabaya katılmayınca ne yapılırsa yapılsın olmuyor işte...buda aileden alamadığı eğitim eksikliği...
 
bir çok sorun okuyoruz yorumlar yazıyoruz ve bırak git boşan demek bize çok kolay geliyor (bekarlara)
ama annelerimize,ananelerimize eski evliliklere bakın...
bir odanın içinde yaşamış çoğu kaynanasıyla..
çoğu yokluktan aç uyumuş..
kavgaları olmuş ..
bizim herşeyimiz var çoğu evliler ayrı evlere çıkıyor
aç uyudukları olmuyor..
biraz başımızı elimizin arasına alıp düşünmek lazım
bizde doyumsuzmuyuz ??
küçük şeylerden mutlu olmuyormuyuz??
fedakarlık yapmıyormuyuz ??
(ihaneti bunların dışında tutuyorum ihanetin fedakarlığı yoktur..)
emek,fedakarlık,sabır bunlar çok önemli ve bence çatırdayan evliliklerin nedenleri bunlar..
 
popüler kitaplara itimat etmem.. buna rağmen ergenlik dönemime denk geldiği için bahsettiğiniz yazarı okudum.. seçici olmadığım dönemde yani..

''...güzel bir kız görürsem ona aşık olmak isterim,aşık olursam onu öpmek isterim,öpersem onunla yatmak isterim,yatarsam onunla aynı evi paylaşmak isterim,aynı evi paylaşmak istersem onunla evlenmek isterim...''

kendisini bu ifadeyle anlatan bir erkeğin bana pek birşey katacağını sanmıyorum.. ama yine de teşekkür ederim..aşkı gördüğüm göz bundan çok daha farklı,derin ve felsefik..

böyle bir zincirde tek bir halka kırıldığında aşk biter ve sizin emek verelim ifadeleriniz hiçbirşey ifade etmez.. kadınların emek vermesini isteyen erkeklerdir,zira hep hata yaparlar ve bu aptallıkların örtülmesini unutulmasını isterler..

bence bir kadın ilişkisine yatırım yapmak,emek vermek istiyorsa işe kendisine saygı duymak ve kendisini sevmekle başlamalı..


tespitlerine bayılıyorummmm:lepi:
ama küçük bir not eklemek istiyorum..bahsettiğim yazar hakkında tek bildiğim fransız olduğu,popülaritesinden haberim yok,tesadüfen elime geçen bir kitapla bambaşka bir boyuta taşıdı düşüncelerimi..bende regenlik dönemimdeydim..sırnaşık şey

sizin cümlelerinizin altına şunu eklemek istiyorum
bahsettiğim şet tek taraflı değil
bakın size çok yakın bir örnek daha
adam çok iyi eğitim almış,çok prestijli bir işe sahip..kadınla lise döneminden beri flört ediyorlar..fakat adam çok kıskanç..ama deli gibi aşık kıza..ve kız için hayatında yapmadığı fedakarlık yok..aralarında ufak sorunlar çıktığında kız muhabbeti hep uzatıyor,adamda bi saatten sonra onunla konuşmak yerine ona küfür etmeye başlıyor..aralarında geçen her kavganın sonu böyle bitiyor..hatta bir kaçında kıza şiddet uyguluyor..yeminler ediyor yapmayacağına,çok seviyorum diyor,kızı ikna ediyor tekrar ilişkiye..ama sonuç hep aynı noktaya çıkıyor.. bunu uzun uzun konuştuğunda kız adamla, adam 'ailesinin içinde devamlı bu tarz yaklaşımlar sergilendiğini,bunu aşmaya çabaladığını,çok pişman olduğunu' söylüyor..
sizce bu olayın tahlili nedir..

ayrıca kimse yanlış anlamsın,ben sizi 24 saat döven , söven kocanızı mazur görün asla demiyorumkötükedihüso.. sakin,hatta cesaret edemiyorsanız bir yakınıza başvurun..ben iki kişinin birbirini sevdiği ve ciddi bir potansiyeli varken ,ilişkilerinin bu tarz etkileşimlere girmeleri koşulu ile...emek ve sevgi ne kadar devreye sokulmalıdır..

gercekten kadın yada erkek olalim, farkındalığına varamadığımız birşey var.. tatmin olmak.. herkes şikayetçi.herkes memnuniyetsiz..kocası araba alsa, jeep istiyor, jeep alsa yazlık.. tamamiyle maddiyatçı bir eksendeyiz..aşk ta emek dediğimiz şey acaba bu devirde paran varsa sana katlanırım mı oldu..

:uhm:

kafam çok karışık benim...
 
heyecanla derinss in cümleleri ne zman dökülecek diye bekliyorummm
 
Back
X