Mutlu Çocuk Yetiştirmenin Sırları

KadinlarKulubu

Popüler Üye
Pro Üye
21 Ağustos 2011
5.186
592
198
Mutlu çocuklar yetiştirmek, tüm ebeveynlerin temennisidir. Peki, mutlu bir çocuk yetiştirmenin sırrı var mıdır? İşte
Mutlu Çocuk Yetiştirmenin Sırları

Mutlu Çocuk Yetiştirmenin Sırları
Çocuklarınızla İlgilenin!

Çoğu anne baba karnını doyurmakla, onlara giysiler alıp, iyi okullarda okutmakla
ebeveynlik yaptıklarını düşünüp, vicdanen rahattırlar.
Fakat insan beden ve ruhtan oluşan çift yönlü bir varlıktır.
Fiziksel ihtiyaçları giderilmesinin yanı sıra, sevilmek, ilgilenilmek, sosyalleşmek ister.
Bu nedenle günde bir saatte olsa çocuğunuza zaman ayırın, onla kaliteli vakit geçirin.
Bu oyun oynamakta olabilir, beraber parka, sinemaya gitmekte.

Bırakın Kendi Başarsın!
Karşılaştığı güçlükleri kendi başına aşmasını öğretin.
Ayakkabı bağlarını yavaş da olsa bekleyin kendi bağlasın, çamaşırları asmanızda yardım etmek istiyor, beraber asın.
Merdivenlerden kendi inmek istiyor, önünde yürümek şartıyla bırakın insin.
Üstünden gelemeyeceği bir problemle karşılaştığında size problemi anlatmasını söyleyin ve çözümüne beraber karar verin.
Bunları yaparak özgüvenli ve mutlu bir çocuk yetiştirebilirsiniz.

Gülümseyin!
Mutlu çocuk yetiştirmenin basit ve en etkili yollarından biri de sizin mutlu olmanızdır.
İnsanlar birleşik kaplar gibidir, hiç konuşmasalarda birbirilerinden enerji alıp verirler.
Yüzü devamlı gülen, mütebessim olan, etrafına iyi enerji saçan bir anne olun, bakın
o zaman evde neler değişiyor!
Mutlu anneler mutlu çocuklar demektir.

Tv ve İnternet Saatini Sınırlı Tutun
Çocuklarınıza tv izlemek ve internete girmesi için belli saat aralığı verin ve bunu
geçmesine müsade etmeyin.
Uzun süre tv izleyen çocuklarla, kısa süre tv izleyen çocukların çizdiği resimler bile birbirinden çok farklı!
tv başında çok vakit geçiren çocukların resimlerinde bile anormallikler kendini gösteriyor.
Uzmanlar, devamlı tv, internetle meşgul olmanın, zihni körelttiğini,
bunun sonucunda da depresif ve agresif bireylerin ortaya çıktığını bildiriyorlar.
Çocuğunuzun ruh sağlığı için bu önerilere kulak vermelisiniz.

Övgü Dolu Sözler
Çocuğunuzu iyi bir iş yaptığında tebrik edin, ona hangi konularda başarılı olduğunu açıkça anlatın.
Mesela ödevini bitirdiğinde “resminde kullandığın renkleri çok beğendim” gibi detay verin.
Yaptığı proje hakkında konusun.
Çocuğunuzu hediye ile değil övgülerle ödüllendirin.

Saygılı Davranın
Mutlu çocuk yetiştirmenin sırrından biri de onlara saygılı davranmaktır.
Çocuklarınıza asla toplum içinde bağırıp, onları çevrenin içinde azarlamayın.
Söylemek istediğiniz birşey varsa ve başkaları yanındayken söylemek onu rencide edecekse, bunu başbaşa yalnız kaldığınızda söyleyin.
Davranışlarda yansıma kuralı vardır, saygı gösterirseniz, saygı görürsünüz....

Birlikte Spor Yapın
Çocuğunuzla aktivitelere katılın, beraber yüzün, koşun, bisiklete binin.
Bu hem sağlıklı olmalarını hem de sizle güzel vakit geçirip mutlu olmalarını sağlayacaktır.
Spor yapmakta onu kötü alışkanlıklardan uzak tutacaktır.
Araştırmalar gösteriyor ki spor yapınca beden endorfin yani mutluluk hormunu salgılıyor.

Katı Disiplin Yanlış
Sevdiği seyleri yapmasına izin verin, gereksiz kısıtlama enerjisini
ve heyecanını dışa atmasını engeller, bu da ona sıkıntı verir.
Unutmayın; oyuncaklarını toplamayı öğrenmesi için önce dağıtabilmesi lazım.

YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

$mutlu_cocuk_yetistirmenin_8_sirri (1).webp $mutlu_cocuk_yetistirmenin_8_sirri (2).webp $mutlu_cocuk_yetistirmenin_8_sirri (3).webp $mutlu_cocuk_yetistirmenin_8_sirri (4).webp $mutlu_cocuk_yetistirmenin_8_sirri (5).webp $mutlu_cocuk_yetistirmenin_8_sirri (6).webp $mutlu_cocuk_yetistirmenin_8_sirri (7).webp $mutlu_cocuk_yetistirmenin_8_sirri (8).webp
 
Bence bu yazıda öğrenilecek çok şey var ya da hatırlanacak diyeyim çünkü bir çoğumuz burda yazılanları biliyoruz uyguyoruz belki de ama hayat telaşı iş-ev unutulabiliyor bazen çocuk dünyası. empati kurulamayabiliyor. onun için ara sıra hatırlamak lazım bizi en çok seven minik yavrularımızın "bize ne kadar ihtiyaçları olduğunu"


ANNE KULAĞIYLA DİNLEMEK

Bebekti. Her ağladığında 'acımadı acımadı yok birşey, amca kızar, anne üzülür, bak havada kuş var, e bunda ağlayacak ne var'ları dinledi. Acımıştı oysa canı ya da üzgündü. Dinlemediler. Sustu. 'Üzgünsün, anlıyorum, ...geçecek' demeleriydi tek beklediği aslında. Deselerdi, ağlayacaktı. Derdini anlatacaktı.

Küçüktü. Ufacık şeyler kocaman görünürdü gözüne.
Korkardı.
Anlatırdı anne babasına.
Gülerlerdi. Onlardan korkulmaz ki hiç derlerdi.
Korkardı.
Anlatamazdı.

Herkesin içinde anlatırlardı korkularını. Büyük koca ayaklı örümcekleri, çok yüksek sesle havlayan köpekleri, içinde kaybolduğu karanlığı, koca kız olup hala geceleri parmaklarını emdiğini ve bazen de altına ettiğini anlatır yerin dibine sokarlardı. Utanırdı. Bir daha gidip, anlatamazdı.

Komşunun oğluyla küsüşüp annesine anlattığında, o da gidip oğlanın annesine anlatmıştı. Ne kadar da kızmıştı ona. Bir daha sırrını paylaşır mıydı? Bunu arkadaşı yapsa ona bir daha bir şey anlatır mıydı?

Annesine anlattığı sırlarını, ondan izin almadan babasına bile anlatmasın isterdi oysa. Söylemesi gerekecekse illa, bunu yine de bilmek isterdi. Bunu onun güvenliği için olduğunu, babasının bilmesi gerektiğini kabullenmek isterdi. Babasıyla yüzleşmeden önce cesaret toplamak isterdi.

Onu tanımaları için, onu dinlemelerini dilerdi. O anlatırken ondan çok konuşurlardı, onu dinlemeden çözümler sunarlardı. Yeter ki konu kapansın diye ‘hı hı tamam öyle yapacağım’ demeye başladığında daha sekiz yaşındaydı.

Okula gitmek istemediğini söylediğinde, ‘okula gitmekle ilgili seni endişelendiren şey ne?’ diye sormak yerine ‘zorundasın’ dediği için kırılmamış mıydı annesine?

Hem zaten kim derdini anlatırdı ki ona bilmişlik taslayana, soru sormaktan çok nutuk çekene, savunmaya geçene, kendi hikayesini derleyene ve onun endişelerini küçümseyene?

Küçük görünen ama senin için önemli olan şeylere gülen birine, derdini en son ne zaman anlattın ki sen söyle?

Hem zaten zamanları olmadı ki hiç onu dinlemeye. Yetişkin olmuş, içini dökmeyi bırakmıştı çoktan, annesiyle babası ellerindeki işi bırakıp acele koşturacak yerleri kalmayınca nihayet, onu dinlemeye karar verdiklerinde.

Söylesene nasıl anlatırsın başına geleni ‘şöyle yaparsan sana asla şunu vermem, seni evlatlıktan redderim, seni asla affetmem, dayanamam, beni üzersin’ diyene? Seni tehdit edene?

Yok.. Korkarsın.. İçine atar, anlatamazsın.

Peki çocuğunun sana kalbini açması için sen ne yapmalısın?
Ya da dur.
Ne yapmamalı?
 
Back