Fakat tüm bunların ötesinde özellikle yeni evli çiftlere eşlerine karşı sevgiyle beraber sabırla hareket etmelerini tavsiye ederim. Çünkü evlilik hiçbir zaman dikensiz bir gül bahçesi değildir. Sabırla karşılanması gereken olaylar hep olur. Bu tür olaylar sırasında, başkalarına gösterdiğimiz sabrı ve saygıyı eşimize göstermediğimiz sürece onu sevdiğimizi iddia edemeyiz.
Geçenlerde, telefonda “hiç uğramıyorsun, artık bizi unuttun” diye sitem eden kuyumcu bir dostumu ziyarete gittim. İçeri girdiğimde müşterisi vardı. “Lütfen sen müşterinle meşgul ol, ben de bu arada gazete okurum, işin bitince konuşuruz,” dedim. Ben gazeteyi okuyup bitirdiğim halde müşteri hâlâ karar verememişti. Bir erkek, 45-50 yaşlarında, yanında da muhtemelen kızı veya gelini olan genç bir bayana bir bilezik veya gerdanlık alacak. Aman efendim, belki yüz parça indirtti kaldırttı. “Bunun işçiliği ne kadar, bir hafta sonra getirsem kaça alırsın, taksit yapmaz mısın, bunun biraz daha incesi yok mu, şunun biraz daha kalınını çıkarır mısın, şunu tart bakalım kaç gram gelecek?” Arkası gelmez sorular, istekler, pazarlıklar... Katlanılacak gibi değil. Bizim kuyumcu arkadaş hiç efendiliğini ve tebessümünü kaybetmedi, sabır gösterdi. Adam sonunda, “hele ben bir düşüneyim” deyip hiçbir şey almadan çıktı gitti. Arkadaşımı sabrından dolayı tebrik ettim. “Umarım eşine ve çocuklarına karşı da böyle sabırlısındır,” dedim.
Çoğumuz başkalarına gösterdiğimiz sabrı ve hoşgörüyü eşimize göstermeyiz. Onu sevdiğimizi söyleriz, ama kırmaktan da geri durmayız. Neden böyle oluyor? Bir erkek, arkadaşına, müşterisine, patronuna, müdürüne, komutanına, kısacası başkalarına gösterdiği sabrı, anlayışı ve hoşgörüyü hayat arkadaşından neden esirger?
Bir kadın, güne giderken veya dışarı çıkarken süslenip şık giyinirken neden akşam işten eve dönen kocasını saçları dağınık, günlük elbise ile karşılar? Evine gelen misafirlere çeşitli yemekler, pastalar, börekler pişirir; yalancıktan tarifini istedikleri zaman mutluluktan uçar da, neden sabah beyini işe uğurlarken “akşama ne pişirmemi arzu edersin” diye sormaz?
Bu sorulara doğru cevaplar vermeyi becerebildiğiniz sürece, mutluluğunuzun bir ömür boyu sürmemesi için hiçbir nedeniniz yok.
Mutluluğunuzun ömür boyu sürmesi ve evliliğinize gölge düşmemesi dileğiyle.
alıntı...
sevgiler
Geçenlerde, telefonda “hiç uğramıyorsun, artık bizi unuttun” diye sitem eden kuyumcu bir dostumu ziyarete gittim. İçeri girdiğimde müşterisi vardı. “Lütfen sen müşterinle meşgul ol, ben de bu arada gazete okurum, işin bitince konuşuruz,” dedim. Ben gazeteyi okuyup bitirdiğim halde müşteri hâlâ karar verememişti. Bir erkek, 45-50 yaşlarında, yanında da muhtemelen kızı veya gelini olan genç bir bayana bir bilezik veya gerdanlık alacak. Aman efendim, belki yüz parça indirtti kaldırttı. “Bunun işçiliği ne kadar, bir hafta sonra getirsem kaça alırsın, taksit yapmaz mısın, bunun biraz daha incesi yok mu, şunun biraz daha kalınını çıkarır mısın, şunu tart bakalım kaç gram gelecek?” Arkası gelmez sorular, istekler, pazarlıklar... Katlanılacak gibi değil. Bizim kuyumcu arkadaş hiç efendiliğini ve tebessümünü kaybetmedi, sabır gösterdi. Adam sonunda, “hele ben bir düşüneyim” deyip hiçbir şey almadan çıktı gitti. Arkadaşımı sabrından dolayı tebrik ettim. “Umarım eşine ve çocuklarına karşı da böyle sabırlısındır,” dedim.
Çoğumuz başkalarına gösterdiğimiz sabrı ve hoşgörüyü eşimize göstermeyiz. Onu sevdiğimizi söyleriz, ama kırmaktan da geri durmayız. Neden böyle oluyor? Bir erkek, arkadaşına, müşterisine, patronuna, müdürüne, komutanına, kısacası başkalarına gösterdiği sabrı, anlayışı ve hoşgörüyü hayat arkadaşından neden esirger?
Bir kadın, güne giderken veya dışarı çıkarken süslenip şık giyinirken neden akşam işten eve dönen kocasını saçları dağınık, günlük elbise ile karşılar? Evine gelen misafirlere çeşitli yemekler, pastalar, börekler pişirir; yalancıktan tarifini istedikleri zaman mutluluktan uçar da, neden sabah beyini işe uğurlarken “akşama ne pişirmemi arzu edersin” diye sormaz?
Bu sorulara doğru cevaplar vermeyi becerebildiğiniz sürece, mutluluğunuzun bir ömür boyu sürmemesi için hiçbir nedeniniz yok.
Mutluluğunuzun ömür boyu sürmesi ve evliliğinize gölge düşmemesi dileğiyle.
alıntı...
sevgiler