doğumu herkes kendi bedenine göre yapar. yani kimsenin doğum hikayesi kimseye benzemez. ama herkeste ortak olan bir nokta vardır. bebeğine kavuşma isteği. 9 ay o kadar uzun ki keşke diyorsunuz keşke zamanı gelip artık doğsa. hamilelikte hiç o kadar acı çektiğimi hatırlamıyorum. mide bulantım olmadı göğüs hassatiyetiniz bir kaç haftaya bitecek. size tavsiyem anne bebek kitapları okuyun bakımla ilgili olanları değil Doğmamış çocuğun gizli yaşamı tarzı kitaplar sizi bu sürece alıştırır. bebeğinizi dinledikçe ve alıştıkça ona daha çok bağlanırsınız. birde bana göre (burayı linç yememek için yazıyorum) abartılı annelik hikayeleri okumayın. binlerce anne bebek blogları var. içlerinde bana göre çok abartılı hikayeler var. onları okuyunca ben böyle bir anne değilim diye insan üzülebiliyor hamile psikolojisi ile. abartılı annelik duygularım olmadı. yani sezeryande onun sesini duyunca zaman sanki durdu gibi olmadı baya baya akıyordu yani bu bebeğimi istemediğim sevmediğim anlamına gelmiyor. kısaca iç güdülerinize güvenin annelik kadına yüklenmiş durumda zaten sadece dışarı çıkmasına izin verin