(Namusun Şartı Üçtür)
Namus nedir? diye sormuşlar. Alınan cevapları sizlerle paylaşmak istedim.
Kimi; “Namus her şeydir” demiş.
Kimi, “Namus kişiye göre değişir” demiş.
Kimi,” Başı örtülü, kısa etek giymeyen, hatta eteğin altına pijama giyen
namusludur” demiş.
Kimi,”Namus bacak arası değildir” demiş. Ne olmadığını söylemiş; ama ne olduğunu
söyleyememiş.
Kimi, Namus sorulunca kadın erkek eşitliğinden bahsetmiş.
Kimi; Namus olarak karısını gördüğünden namus denince karısını göstermiş.
Bana göre en doğru tarifi yaşlı bir amca yapmış. Aynen şöyle diyor:
“Namus öyle bir değer ki; kaybettiğiniz zaman elde edemezsiniz. O yüzden çok iyi korumanız gerekir”
İyi diyorsun da amcacığım daha namusun ne demek olduğunu bilmiyorken nasıl koruyacağız? Önce namusun tanımını yapmak gerektiğini düşünerek saksıyı çalıştırdım. Kendime göre en doğru tanımı buldum.
“Başkalarının tanımını beğenmiyorsun senin namus tanımını görelim bakalım” diyenleri duyar gibi oluyorum.
Emin olun kimsenin geri çeviremeyeceği bir namus tanımı buldum. En azından öyle olduğunu umut ediyorum. Ama biraz uzun. Siz okumaya razıysanız, ben yazmaya dünden razıyım.
Namus; öyle derin ve değerli bir konu ki; tanımı da bu değere uygun olmalı.
Namus: Sosyal devletin bize sunmuş olduğu yasaklara uymak, ahlaki kurallara uymak, seçmiş olduğumuz dinin emir ve yasaklarına uymaktır.
Toplumsal namus:
Namus bakış açısına veya kişiye göre değişmemeli, değiştiği takdirde sorunlar yaşanabilir. İçinde yaşadığımız devletin işleyişinin doğru olması için araştırmalara dayanılarak konulmuş kurallara uyulmalıdır.
Toplum kişilerden meydana gelmiştir, her birey toplumun oluşmasında bir mihenk taşıdır. Dolayısıyla kişisel gibi görünen namus meselesi bireylerin düşünce ve davranışlarıyla toplumsal bir mesele olarak karşımıza çıkar.Unutulmaması gereken konu; toplumla ilgili her meselenin her türlü sorunun arkasında bireylerin olduğudur.
Kırmızı ışıkta geçen bir sürücü karşı tarafın yaşama hakkına tecavüz etmiş demektir. Dolayısıyla bir namussuzluk örneği sergilemiştir. Böyle birinin ne kadar namuslu olduğundan kimse bana bahsetmesin. Maalesef bunun gibi örnekleri çoğaltmak öyle kolay ki…
Bu tür namussuzluklar sayesinde trafik önemli ve içinden çıkılmaz uğruna binlerce ölü verilen bir sorun halini alıyor.
Ahlaki kurallar (vicdani namus)
Bunlar listelenip yazıya dökülmemiş olsalar da geleneklerle ortaya çıkmış kurallardır. Yardıma muhtaç birini gördüğünüzde yardım etmeniz ahlaki bir kuraldır. Bunu yapmazsanız kimse sizi cezalandırmaz “niye yardım etmedin” deyip hapsede atmaz, para cezası da vermez; ama böyle bir durumda vicdanınıza hesap vermek zorunda kalabilirsiniz ya da toplumdan dışlanabilirsiniz.
Dini kurallar:
Kişiye özel durum burada devreye girebilir. Herkes istediği dini seçme hakkına sahiptir dolayısıyla seçmiş olduğu dinin emir ve yasaklarına uymakla mükelleftir. Böyle bir durumda namus; seçtiği dinin gerekliliğini yapıp yapmamasıyla orantılıdır.Bir insanın dininin gerekliliğini yerine getirmemesi kişisel bir namussuzluk sayılır.
Yukarıda bahsetmiş olduğum kurallardan, değerlerden birini bile yok saymak namusa leke düşürür.
Bana göre namus: İnsanın kendine verdiği değer, karşısındakine verdiği değer ve yaratıcısına verdiği değerle ölçülür.
Her konuda bilgin amcama danışırım bu defa atalarımıza danışmayı uygun buldum onlarda gücenmesin zaten onlarda bilge değil mi?
Namus nedir? diye atalarıma danıştım.
“At, avrat, silah “dediler
Atalarımızın namus tanımını günümüze uyarlarsak şöyle olur herhalde:
Eline, diline, beline sahip olmak.
Her halükarda namusun şartı üç.
Aşağısı kurtarmıyor…
Namus nedir? diye sormuşlar. Alınan cevapları sizlerle paylaşmak istedim.
Kimi; “Namus her şeydir” demiş.
Kimi, “Namus kişiye göre değişir” demiş.
Kimi,” Başı örtülü, kısa etek giymeyen, hatta eteğin altına pijama giyen
namusludur” demiş.
Kimi,”Namus bacak arası değildir” demiş. Ne olmadığını söylemiş; ama ne olduğunu
söyleyememiş.
Kimi, Namus sorulunca kadın erkek eşitliğinden bahsetmiş.
Kimi; Namus olarak karısını gördüğünden namus denince karısını göstermiş.
Bana göre en doğru tarifi yaşlı bir amca yapmış. Aynen şöyle diyor:
“Namus öyle bir değer ki; kaybettiğiniz zaman elde edemezsiniz. O yüzden çok iyi korumanız gerekir”
İyi diyorsun da amcacığım daha namusun ne demek olduğunu bilmiyorken nasıl koruyacağız? Önce namusun tanımını yapmak gerektiğini düşünerek saksıyı çalıştırdım. Kendime göre en doğru tanımı buldum.
“Başkalarının tanımını beğenmiyorsun senin namus tanımını görelim bakalım” diyenleri duyar gibi oluyorum.
Emin olun kimsenin geri çeviremeyeceği bir namus tanımı buldum. En azından öyle olduğunu umut ediyorum. Ama biraz uzun. Siz okumaya razıysanız, ben yazmaya dünden razıyım.
Namus; öyle derin ve değerli bir konu ki; tanımı da bu değere uygun olmalı.
Namus: Sosyal devletin bize sunmuş olduğu yasaklara uymak, ahlaki kurallara uymak, seçmiş olduğumuz dinin emir ve yasaklarına uymaktır.
Toplumsal namus:
Namus bakış açısına veya kişiye göre değişmemeli, değiştiği takdirde sorunlar yaşanabilir. İçinde yaşadığımız devletin işleyişinin doğru olması için araştırmalara dayanılarak konulmuş kurallara uyulmalıdır.
Toplum kişilerden meydana gelmiştir, her birey toplumun oluşmasında bir mihenk taşıdır. Dolayısıyla kişisel gibi görünen namus meselesi bireylerin düşünce ve davranışlarıyla toplumsal bir mesele olarak karşımıza çıkar.Unutulmaması gereken konu; toplumla ilgili her meselenin her türlü sorunun arkasında bireylerin olduğudur.
Kırmızı ışıkta geçen bir sürücü karşı tarafın yaşama hakkına tecavüz etmiş demektir. Dolayısıyla bir namussuzluk örneği sergilemiştir. Böyle birinin ne kadar namuslu olduğundan kimse bana bahsetmesin. Maalesef bunun gibi örnekleri çoğaltmak öyle kolay ki…
Bu tür namussuzluklar sayesinde trafik önemli ve içinden çıkılmaz uğruna binlerce ölü verilen bir sorun halini alıyor.
Ahlaki kurallar (vicdani namus)
Bunlar listelenip yazıya dökülmemiş olsalar da geleneklerle ortaya çıkmış kurallardır. Yardıma muhtaç birini gördüğünüzde yardım etmeniz ahlaki bir kuraldır. Bunu yapmazsanız kimse sizi cezalandırmaz “niye yardım etmedin” deyip hapsede atmaz, para cezası da vermez; ama böyle bir durumda vicdanınıza hesap vermek zorunda kalabilirsiniz ya da toplumdan dışlanabilirsiniz.
Dini kurallar:
Kişiye özel durum burada devreye girebilir. Herkes istediği dini seçme hakkına sahiptir dolayısıyla seçmiş olduğu dinin emir ve yasaklarına uymakla mükelleftir. Böyle bir durumda namus; seçtiği dinin gerekliliğini yapıp yapmamasıyla orantılıdır.Bir insanın dininin gerekliliğini yerine getirmemesi kişisel bir namussuzluk sayılır.
Yukarıda bahsetmiş olduğum kurallardan, değerlerden birini bile yok saymak namusa leke düşürür.
Bana göre namus: İnsanın kendine verdiği değer, karşısındakine verdiği değer ve yaratıcısına verdiği değerle ölçülür.
Her konuda bilgin amcama danışırım bu defa atalarımıza danışmayı uygun buldum onlarda gücenmesin zaten onlarda bilge değil mi?
Namus nedir? diye atalarıma danıştım.
“At, avrat, silah “dediler
Atalarımızın namus tanımını günümüze uyarlarsak şöyle olur herhalde:
Eline, diline, beline sahip olmak.
Her halükarda namusun şartı üç.
Aşağısı kurtarmıyor…