canım bir şey sormak istiyorum seni üzmeyeceksem tabii...30 yaş civarında evlendiğini sanıyorum,bir hanımın en doğru kararı verebildiği bir yaş aslında çıkarken dikkat etmediğiniz yada gördüğünüz fakat önemsemediğiniz hangi huyu size boşanmayı düşündürüyor...Bunu buradaki diğer hanımlara fikir vermesi açısından yol gösterici olması için soruyorum....
haklısın, duygularımdan çok mantığımla karar verdiğim bir evlilikti. ama gerçeği insan imzayı atınca görüyor.
bu kararı verirken, onun eşine sahip çıkacak, ayakları üstünde duran, evinin sorumluluklarını bilecek, artık belli bir olgunluğa gelmiş bir olarak göüyordum.
imzayı atınca işler değişti........
işin içine anneside girdi, ikisiylede evlenmiştim sanki, eşim aldığı maaşın miktarını bile gizliyordu. ev kurma işi işlerimizden dolayı düğünden sonrasına kaldı, çünkü ben çok yoğun çalışıyordum.
derken düğün bittince kiralık ev tutmak istemedi, pislik içinde bir lojmana zorla tıkıldım, eşya alınmadı, paramız yok dendi, kendi bekarlık eşyalarımı kullanmak zorunda kaldım.
yani benim iki yıl boyunca tanıdığım, sorumluluklarını taşıyabileceğine inandığım adam gitti yerine beni maddi manevi sömüren biri geldi.
ne kadar akıllı, eğitimli, yaşını başını almış olsak ta erkekler bizden daha kurnaz.
ben eğitimli hali vakti yerinde eğitim almış biriyim. elinde tutmak içinne lazımsa yapmış meğer.
onun ailesi eğitimsiz , orta düzeyde maddi imkanları olan bir aile ama eşim eğitim almış bir adam. ben annesinin cahilliğine bakmadım, çünkü evlendiğim kişinin aldığı eğitimin yeterli olacağını düşündüm.
annesini yakından tanımıyordum, babası vefat etmiş zaten. ama cahil bir annenin yetiştirdiği çocuğun nasıl olduğunu şimdi anlıyorum.
her ne kadar kurcalasamda tanıma döneminde ailesinin iç yüzünü hiç açık etmedi. meğer eşim annesinin başka pek çok gelirleri olduğu halde maaşıını annesine verir kendisine sadece harçlık ayırırmış. evlenincede kadın bizim bütçemizin onun iradesinde olmasına çok çalıştı. daima alacak verecekleri takip etti. eşiminde hiç sesi çıkmadı.
benim hatam evleneceğim kişiyi tahlil etmek oldu, eğer eşiniz bir birey olmayı beceremediyse maalesef aile büyükleri ilede evlenmiş oluyorsunuz.
evlilik iki kişilik bir müessese, üçüncü biri bu dengeleri bozar. bu üçüncü, başka bir kadın, aile büyüğü, kaynana, görümce... kim olusa olsun ilişkinin dengesini bozuyor.
sadece annesinide bu nikaha ortak etmesi değil mesele, sonuçta eğitimsiz bir kadın, benim eşim aklı başında olsaydı, annesinin benim haklarıma tecavüzüne zaten izin vermezdi. bu problem, kaynanam değil, eşim.
ve yine aynı eşki, beni hasta, yorgun veya morali bozuk gördüğünde hiç hatırımı sormaz. mümkünse kendini başka şekilde oyalar.
yani kaynana sadece bir yönü, eşimin kendi duyarsız, bencil yapısı bir başka yönü.
uzun lafın kıssası, sadece bir imza ile birden frankeştayna dönüştü.
dyeceksin ki hiç mi anlamadın nasıl biri olduğunu, evlenmeden önce dikkatimi çeken bazı şeylerin şimdi ne anlama geldiğini çözüyorum. mesela neden ailesinde bahsetmekten kaçındığını şimdi anlıyorum. ama o zaman, konu ona cazip gelmedi veya gereksiz buldu bu konuyu gibi nedenlerle konuşmadığını zannederdim.
mesele benim ne kadar akıllı olduğum değil, onun ne kadar kurnaz olduğu.