"Çocukça davranışları olan rahat kızlar"ın "sulu" davranışlarından uzak durduğunuz için erkek arkadaşınız olmadığını, bazen nedenin bu olduğunu düşündüğünüzü söylemişsiniz. Yüceleştirdiğiniz halinizden bir erkek arkadaş için vazgeçecek gibisiniz bu durumu dert ettiğinize göre ve o zaman kendinizi zorlamayın diyorum, "rahat" olun... Hangisi daha mühimdir; ağırbaşlı bir hanımefendi olmak mı erkek arkadaşınız olması mı ona "kişisel tarihiniz" karar verir ilerde... (Bu arada o yaşta "ağırbaşlı buna rağmen düzgün ilişkisi olan" hanım kızlar yok mu?) şakkıdı
Yaşınızın erkek arkadaşınız olmayışını dert etmek için genç olduğunu, burdaki neredeyse her konuya yazdığım gibi "sevgili sahibi olmanın" dünyada mekan ahirette iman öyle aman aman bir durum olmadığını, hava gibi su gibi bir eksikmiş gibi davranılmasını anlamlandıramadığımı daha da detaylandırmayacağım.

Gözümüze sokulan dizilerde daha ilkokul sıralarında aşk meşk derdine düşen, bizim küçükken simidimizi paylaşıp gönül rahatlığıyla yanına oturduğumuz sınıf arkadaşlarımıza "aşkım"lı hitap eden, sağda solda eteğini kısaltıp, kurşun kalemi olmayıp çantasından göz kalemini eksik etmeyen, seçenekli soruyu cevap kağıdına işaretlerken sağa sola taşıran ama gözüne kalem çekerken göz çizgisini tam tutturan kızların tesiriyle dert etmişsinizdir. Allah bilir ballandıra ballandıra anlatıyorlardır "Sabaha kadar mesajlaştık, hafta sonu buluştuk" hele ağızlarını yaya yaya "aaooşkım!" diyerek ara ara içten içe sevinerek "Beni hiç bir yere göndermiyor" diye evlenmeyecekleri "erkek çocuklarını" kocaları gibi lanse ediyorlardır. Tek derdiniz bu olsun... Erkeklerin soyları tükenmeyecek, sizin de biyolojik saatiniz yeni yeni çalışmaya başladı. Eğitim, kültür, kariyer sahibi olun, dediğiniz gibi sosyalleşin ki sizi ilişkiye ikna edemeyenler dert etsin... Arzulamayın uzaktan uzağa, arzulanın, seçilmeyin, seçin... Erkeklerin yokluğunu dert etmeyin, onların en seçkinlerinden biri sizin yokluğunuzu dert etsin, elbette doğru zamanda... buyrunnnnnnnnn